Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

[2023’ün ardından] İklim krizi 10’lusu

0

Birkaç yıldır ilk defa sıcaklık rekorları kıran bir yılı bitiriyoruz. Ama bu kez biraz daha şaşkınız. Ortalama sıcaklık artışı beklediğimizden çok yüksek çünkü.

Küresel sıcaklık artışı sanayi öncesi döneme göre 1 dereceyi geçtiğinde yıl 2015’ti. Aynı yıl atmosferdeki CO2 yoğunluğu da 400 ppm’i geçmişti. Yıl biterken Paris Anlaşması da elimizdeydi. Aradan sadece 8 yıl geçtiğine inanmak zor. Çünkü 2023 biterken atmosferdeki CO2 yoğunluğu yıllık ortalamada 420 ppm’e dayanmış (yılda 2,5 ppm artış!) ve sıcaklık artış rekoru 1,4 derece gibi akıl durdurucu bir rakamla kırılmış durumda.

Aslında her yıl bir öncekinden daha sıcak olmaz. Mutlaka doğal değişkenlik nedeniyle dalgalanma olur. Ama El Nino henüz bitmedi. Tahminler gelecek sene ortalama sıcaklığın daha da artacağı yönünde. El Nino’nun ve tam olarak bilmediğimiz hızlandırıcı etkenlerin etkisi gelecek yıl da sürerse 2024’ü 1,5 derecenin üzerinde bir sıcaklık artışıyla kapayabiliriz. Elbette ondan sonraki yıllarda doğal değişkenliğin ve El Nino’nun bitmesinin etkisiyle daha az sıcak yıllar olacaktır. Ama DMÖ’nün 2028’de 1,5 derecenin kalıcı olarak geçileceği öngörüsü doğru çıkabilir. Bu durumda 2 dereceyi 2040’ların başında bile görebiliriz.

İklimde 2023’nün ilk 10’u

Bu yılı böyle şaşkın bir şekilde bitirirken geleneği bozmayalım ve iklim kriziyle ilgili gelişmelerde yılın ilk 10’unu sıralayalım. Son üç sırada iklim politikaları, ilk yedi sırada felaketler ve rekorlar var. Geriye doğru sayıyoruz.

10- ABD’nin Enflasyon Düşürme Yasası

Biz hep AB’nin yeşil mutabakatını konuşuyoruz ama geçen yıldan bu yana ABD’de de Biden yönetimi yeni bir iklim paketini yürürlüğe koydu. Enflasyon Düşürme Yasası (IRA) gibi iklimle alakasız bir isim koysalar da bundan bir önceki Çip Yasası’yla birlikte yeşil dönüşümü hızlandırmayı ve özellikle de üretimi Amerika topraklarına çekmeyi hedefleyen bir tür iklim paketiydi bu. 2022 Ağustos ayında yürürlüğe girdi ve birinci yıl dolduğunda paketin başarısı göz doldurmaya hatta liberal çevrelerde küreselleşmeyi bitirecek korumacı ekonomi planı olarak suçlanmaya başladı.

IRA sayesinde şimdiye dek 372 milyar dolarlık yeni temiz enerji yatırımı yapıldığı, 211.000’den fazla yeni temiz enerji işi yaratıldığı bunlardan 50 bininin imalat sektöründe (güneş panelleri ve batarya üretimi gibi) olduğu söyleniyor. IRA paketi kapsamında 91 yeni batarya fabrikası, 65 yeni elektrikli araç üretim tesisi, 84 rüzgar ve güneş enerji ekipmanı üreten fabrika kurulmuş. IRA’nın etkisi AB’nin yeşil mutabakatıyla yarışabilir. Enerji dönüşümü olması gereken hızın çok altında ve çok geç kalmış da olsa hızlanıyor.

9- COP 28’de yenilenebilir enerji kararı

Bu yıl Dubai’de yapılan COP 28’de yılın en önemlileri arasına girecek iki kritik gelişmeden biri yenilenebilir enerjiyle ilgiliydi. Küresel Durum Değerlendirmesi kararı içindeki enerji paketi de denen 28. maddenin a alt maddesinde yer alan “2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin küresel olarak üç katına çıkarılması ve enerji verimliliği iyileştirmelerinin küresel ortalama yıllık oranının iki katına çıkarılması” kararı yedi yıl içinde gerçekten yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırmayı sağlarsa enerji dönüşümünü geri dönüşsüz olarak yenilenebilir rotaya sokabilir. Bu kadar kısa sürede nükleerin yenilenebilirle rekabet etmesi mümkün olmayacaktır. Ayrıca konferansın açılışında ilan edilen ve 130’dan fazla ülkenin imzaladığı bildiri de aynı konuda önemli bir açılım sağladı ve yeni kurulacak kömürlü termik santrallere kapıyı kapadı. Bunun Türkiye’nin imzalamadığı bir bildiri olduğunu hatırlatalım. Ama tabii karara Türkiye de imza atmış oldu.

8- COP 28’deki fosil yakıtlardan uzaklaşma kararı

COP 28’in enerji paketinde (28. madde) yer alan d alt maddesi iklim zirveleri tarihinde ilk kez fosil yakıtları hedefe oturttu: “Enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan adil, düzenli ve hakkaniyetli bir şekilde uzaklaşılması, bilime uygun olarak 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için bu kritik on yılda eylemlerin hızlandırılması.” Bir ilk olarak çok önemli. Ama fosil yakıtlardan çıkış ifadesine göre çok zayıf ve tarih vermediği için de belirsiz olan bu ifadeyi güçlendirmek için gelecek yıllarda büyük mücadele vereceğiz.

7- James Hansen’in “Küresel Isınma Hızlanıyor” makalesi

Yılın en moral bozucu iklim değişikliği gelişmesi James Hansen ve 18 arkadaşının imzasıyla Oxford Open Climate Change dergisinde yayımlanan bilimsel makalenin küresel ısınmanın hızlandığını ortaya koymasıydı. İklim değişikliğinin başladığını ve geri dönüşsüz olduğunu 1988’de ABD Senatosu’nda ilk açıklayan ve bugüne dek projeksiyonları genellikle (ve maalesef) doğru çıkan Hansen’in son on yıldır hem ışınımsal zorlamanın (sera gazlarının yeryüzünü ısıtıcı etki düzeyi) hem de iklim duyarlığının (atmosferdeki CO2 düzeyi sanayi öncesi dönemin iki katına çıktığında beklenen ısınma düzeyi) çeşitli faktörlerle arttığı açıklamaları ve 2 derecenin 2040’larda aşılacağına dair kanıtlar ortaya koymaları büyük bir şoktu. Neyse ki iklim bilimcilerin bir kısmı Hansen’a katılmıyor ve yöntemlerini sorguluyor. Biz de onların haklı Hansen ve arkadaşlarının haksız olduğunu umuyoruz. Umut fakirin ekmeği!

6- İzmir’de deniz taşması

İzmir’de kasım ayında yaşanan deniz taşması fırtınanın etkisiyle oldu ama aynı zamanda başka coğrafyalarda da görüldüğü gibi deniz seviyelerinin yükseldiğinin ve bunun bizim kıyı kentlerimizi de etkilemeye başladığını ilk kanıtlarından biriydi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de deniz taşmasını iklim krizine bağladı. Kıyıları doldurmaya ve deltalar gibi deniz seviyesindeki alanlarda yerleşimler yapmaya devam etmenin saçmalığı ortaya çıkmaya başlıyor. Bakalım bu kentleşme politikalarına etki edecek mi?

5- Kanada orman yangınları

Kanada 3 milyon 620 bin kilometrekare orman alanıyla (Türkiye’nin yüzölçümünün 4,6 katına denk gelir) dünyanın en fazla orman alanına sahip üçüncü ülkesi. Bu yıl mart ayından başlayarak bu ormanların yüzde 5’i yandı! 185 bin kilometre kare. Türkiye yüzölçümünün neredeyse dörtte biri! Uzun dönemde ortalama yanan alanın en az altı katının yandığı söyleniyor. Toplam orman yangını sayısı 6500’ü geçti. Dumanlar New York ve Washington DC’ye kadar indi. Bu kentler günlerce dünyanın en kirli havasını soludu. İklim krizinin neye benzediğini anlamak için kritik bir yıldı 2023. Boreal ormanları bakalım bu sıcaklıklara daha kaç yıl dayanabilecek?

4- Hawai-Maui orman yangını

Hawai’de tarihin en ölümcül orman yangınlarından biri bu yıl yaşandı. Maui adasında ağustos ayı başında üç gün süren şiddetli yangınlar kasırganın etkisiyle hızla yayıldı ve tarihi Lahaina kentini kül etti. Ölü sayısı 100’ün üzerinde. İnsanlar okyanusa kaçarak dumanlardan kurtulmaya çalıştı. Hawai tarihinin en önemli eserleri yangınla ortadan kalktı. İklim krizinin en dramatik manzaralarından biriydi.

3- Daniel Akdeniz kasırgası ve Libya’da sel

Tarihin en ölümcül sel felaketi eylül ayında Akdeniz’de ortaya çıkan nadir ve küresel ısınmayla ısınan Akdeniz suları yüzünden giderek daha fazla görülen bir Akdeniz kasırgasının Libya’nın kuzeydoğu sahillerini vurup aşırı yağışlara neden olmasıyla ortaya çıktı. Özellikle de Derna kentinde iki sel önleme barajı yağışlara dayanamayıp patlayınca kent sular altında kaldı. Ölü sayısı kayıplarla birlikte en az 13 bin. Ölü sayısının 20 bini bulabileceğini iddia edenler de var. Aynı sistem kasırga olmadan önce Yunanistan üzerinde birkaç gün kalıp devasa bir sel felaketi yaratmış, aşırı yağışlar Türkiye ve Bulgaristan’da da sellere neden olmuştu.

2- Okyanus sularında rekor ısınma, Antarktika deniz buzunda rekor erime

2023’ün şaşırtıcı bir ısınma gösterdiğini önce Antarktika çevresindeki deniz buzunun sıra dışı erimesiyle anlamıştık. Erime (daha doğrusu buz oluşmama) düzeyi Antarktika kışında 7 standart sapmaya kadar çıktı. Yıl boyu normalden çok fazla erime oldu. Bunun nedeni okyanuslardaki aşırı sıcaklar olabilir. Ancak aşırı sıcak deniz suyu özellikle Kuzey Atlantik’te görüldü. Kuzey Atlantik’te 25 derecelere varan aşırı sıcak deniz suyu şaşkınlık yarattı. Bugün hala normalden 5 standart sapma sıcak olmaya devam ediyor. Okyanusların ısınması ve buzların erimesi normalde karalardaki sıcaklık artışından daha yavaş ve az olur. 2023 bu alanda da sıra dışı sulara açılamaya başladığımızı gösteriyor olabilir.

1- En sıcak yıl rekoru 2023

Tabii yılın en önemli iklim olayı bu yılın en sıcak yıl olması. Sanayi öncesine göre 1,4 derece sıcak bir yıl yaşadık. 1,5 dereceye yaklaştık. Her yerde sıcaklık rekorları kırıldı. Sıcak dalgaları yaşandı. Bu arada ortalamada kuzey yarımkürenin sanayi öncesi normalden 2,5 derece daha sıcak olduğu günler oldu. Durum iç açıcı değil.

Yılın en önemli yeşil olayı

Kuşkusuz Türkiye’de yılın yeşil hareket açısından en önemli olayı Akbelen direnişiydi. Muğla-Milas’ta Limak Holding’e ait iki eski kömürlü termik santral (Yeniköy ve Kemerköy) çalışmaya devam etsin diye, yeni kömür madenleri açabilsinler diye Akbelen ormanını yok ettiler. Köyleri tarlaları, ormanları tehdit altında olan İkizköylüler yıllarca direndi ve son dakikaya kadar da direnmeye devam ettiler. Türkiye’de bir dönem gündemin en üst sırasına yerleşen direniş yeşil hareket için son 40 yılın en önemli olaylarından biriydi.

Evet, kömürün sonu gelmeli. Ama bu sadece masa başında hazırladığımız raporlarla veya iklim zirvelerinde olmayacak. Asıl mücadelenin sahada, sokakta, sosyal hareketlerle, siyasetle yürütülmesi gerektiği değişmez bir gerçek. 2023’te Akbelen’de bu oldu. 2024’te, 2025’te de böyle olacak.

İkizköylülere ve direnişe katılan, destek veren herkese selam!

2024 daha yeşil bir yıl olsun!

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.