Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

2023 yılının ilk güzel haberi: AB nihayet kendi çöpüyle ilgilenecek

0

2023 yılının belki de ilk güzel haberini, Avrupa Parlamentosu‘nun atık sevkiyat düzenlemelerini güncellemek için yaptığı önerilerin oylamasıyla aldık diyebiliriz. Dünyanın en büyük çöp ihracatçısı olan ve neredeyse küresel güneydeki çöp sömürgeciliğinin de baş sorumlularından biri olan Avrupa Birliği’nin artık kendi çöpüne daha fazla odaklanacak olması sevindirici. Tıpkı BM’nin plastik kirliliği meselesini küresel bir sorun olarak kabul edip bir anlaşma hazırlığına girmesi gibi.

Öncelikle süreci bir hatırlamakta fayda var. Geçtiğimiz yılın ortalarında Avrupa Komisyonu plastik çöplerinde içinde olduğu çöplerin dolaşımına dair yeni bir düzenlemeyi kamuoyu görüşüne açmıştı. Bu durum plastik çöp ticareti üzerine çalışan ve mücadele edenleri oldukça sevindirmişti. Çünkü böylelikle çıkacak olan düzenlemenin plastik çöplerin AB dışına gönderilmesinin yarattığı etkileri de içerebileceği bir düzenlemeye dönüştürülmesi şansı yakalanmıştı. Nitekim öyle de oldu. Öncelikle bu konuda çalışan STK’lar ve uzmanlar, düzenleme hakkında söz sahibi olacak olan parlamenterlerle bir araya gelerek konunun kapsamını ve nelerin yapılması gerektiğini tartışmış ve en nihayetinde neden AB’nin kendi çöpleriyle ilgilenmesi gerektiği konusunda hem fikir olmuştu.

‘Çöp sömürgeciliğinin’ sonu

Burada Avrupa Parlamentosunun Sosyalist, Demokrat ve Yeşiller grubu milletvekillerinin önemli bir rol üstlendiğini belirtmemek olmaz. İşte geçen hafta pazartesi akşamı yapılan genel kurul görüşmesinden sonra, rapor Salı günü 594 evet, 5 aleyhte ve 43 çekimser oyla kabul edildi. Bundan sonraki aşamada Avrupa Komisyonu toplantısı var. Bu yeni yasalar, kabul edilirse, OECD dışı ülkelere plastik atık ihracatı hemen yasaklanacak ve dört yıl içinde de ihracat tamamen aşamalı olarak sonlandırılacak. Dört yıl çok uzun bir süre evet, ama bu esnada ihracat miktarının hatırı sayılır miktarda düşeceğini söylemek mümkün.

Bu yasal düzenleme sürecinde geniş yelpazede bir argümantasyon söz konusuydu. Yeni düzenlemedeki önlemlerin döngüsel bir ekonomiyi teşvik edeceğinden tutun da daha fakir ulusları sömürülmekten korunmasına, plastik üretiminin azaltılmasına katkı sağlamasından, çöp miktarında da düşüşe neden olacağına kadar. Bana sorarsanız çöp sömürgeciliğinin bitmesi ve ithalatçı ülkelerin kendi çöpleriyle meşgul olmasına önemli bir katkı sağlayacağı açık.  AB artık plastik çöpün bir sorun olduğunu ve bu çöplerle Basel Sözleşmesi kurallarına göre uğraşmak zorunda olduğunu kabul etmiş vaziyette. Bu değişiklikten doğrudan etkilenen Türkiye gibi ülkeler de AB’nin plastik atıkları nedeniyle sekteye uğrayan atık yönetimi altyapısının daha da güçlendirilmesine eğilebilecek.

Lobiciler ne yapacak?

Yeni kurallar, AB içinde ve dışında çöp suçlarıyla mücadele edilmesini de kolaylaştıracak. Önerilen plastik çöplere yönelik ihracat yasağıyla, plastiğin söz konusu olduğu her yerde çok daha adil bir sistem için de daha fazla istekli olunacak. Bu durum da uzun vadede, gelecek nesiller için altından kalkılamaz hale gelme potansiyeli olan plastik sorununun hafifletilmesi açısından gerçek bir adım anlamına geliyor. Tabii zafere giden yol güllerle donatılmış değil. Yeni yasaların yürürlüğe girmesi öncesi ve sonrasında endüstrinin tavrına dair de bazı tespitlerde bulunabiliriz.

Eğer bu yasa yürürlüğe girerse artık çöp sanayinin baskısı da ortadan kalkacak. Çünkü çöp işi artık yasal olarak da yasadışı hale gelecek. Ancak, endüstrinin hali hazırda bu durumun gerçekleşmemesi için atağa geçeceğinden şüphe etmiyorum. FEAD (European Waste Management Association) adındaki endüstri oluşumu şimdiden homurdanmaya başladı bile. Muhtemelen kapalı kapılar ardında bu konuda şimdiden bir lobi faaliyeti yürütülüyordur. Bunun başarılı olup olmayacağını önümüzdeki ay içerisinde anlamış olacağız.

Büyük bir başarı

AB’nin bu yasaklama adımını BM plastik anlaşması ile birlikte değerlendirmek gerekiyor. Her iki düzenleme de çöp ve plastik meselesinde daha şeffaf olmamız gerektiğini ve artık plastiğin bir ekonomik ürün olarak sürekli üretimi arttırılması gereken bir malzeme değil aksine bir sorun olarak görüp bir an önce üretim azaltılmasına gitmemiz gerektiğini bize açıkça gösteriyor. Dolayısıyla plastikle ilişkili sorunları ortadan kaldırmak istiyorsak daha şeffaf, daha az kimyasal içeren ve daha az üreten bir plastik ekonomisine ihtiyacımız var. Çünkü plastiğe dayalı ekonomiyi olabildiğince küçültmezsek bu sorunlarla daha sonra da hem de daha da şiddetli bir biçimde uğraşmak zorunda kalacağız.

Sonuç olarak bu bir zafer. Bu pespayeleşmiş çöp endüstrisinin ve uzantılarının her şeye muktedir olamadıklarının gösterilmesi açısından önemli bir başarı. Hem doğal ortamı kirletip hem de pişkin pişkin ekonomi para vb. söylemleri yükseltmekten ve ortamı manipüle etmekten imtina etmeyen kafa yapısına karşı bir zafer.

*

NOT:Plastik: Mucize mi Felaket mi?” kitabımın ilk tanıtım ve imza gününü Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ile birlikte gerçekleştireceğiz. Ayrıca Yeşil düşünce Derneği ile de kitap üzerine bir söyleşi etkinliği düzenleyeceğiz. İki etkinliğin de bilgileri aşağıdaki gibidir. Tüm dostları bekleriz.

  • TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Kitap Tanıtımı: 28 Ocak 2023 saat 17:30, Adres: Katip Mustafa Çelebi Mahallesi, Büyük Parmak Sokak, No 13, Daire 4, Beyoğlu/İstanbul
  • Yeşil Ev Söyleşi: 29 Ocak 2023 saat 12.00, Adres: Türkali Mahallesi, Şehit Nuri Sokak, No:18, Beşiktaş/İstanbul

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.