Yıl 1930, “Bir kadın, fener gardiyanı oldu”

Fener bekçiliği, otomasyonun, elektriğin olmadığı dönemlerde “medeniyetten uzak” yerlerde yaşamayı gerektiren emek ve özveri isteyen bir iş. Dolayısıyla, lojman, toprak verilerek, babadan oğula geçmesi sağlanarak devlet tarafından teşvik edilmiş. Devredecek bir “oğul”un olmadığı koşullarda iş eşlere, kız çocuklarına kalmış.

Lik Ailesi kadınlarının 100 yıllık Ahırkapı Feneri macerası

Fotoğraf: Ali Bozoğlu Makbule Lik, 1941'de ikinci fener gardiyanlığına atanır.
Fotoğraf: Ali Bozoğlu
Makbule Lik, 1941’de ikinci fener gardiyanlığına atanır.

Ahırkapı Feneri Marmara Denizi’ne 18.yy’ın sonunda inşa edilen, Osmanlı’nın ilk fenerlerinden. Lik Ailesi’nin Ahırkapı Feneri’ndeki macerası da fenerin ilk inşa edildiği bu tarihlere ulaşıyor. Onu önemli kılan özelliklerden biri fenerin 1989 yılına kadar Lik Ailesi’nin kadınları tarafından idare edilmesi.

İskeleye Yanaşan Denizler, Gemiler, Denizciler* kitabında Ali Bozoğlu, fenerin ilk gardiyanının Sait Lik olduğunu ve 1907’de göreve başladığını, 1938’de Sait Bey’in birinci gardiyan olmasıyla eşi Zülfiye Lik’in de ikinci gardiyan olarak atandığını anlatır. Lik kadınlarının fener macerası da böylelikle başlar. 1938’de Sait Bey’in emekliye ayrılmasıyla eşi Zülfiye Lik birinci gardiyanlığa atanırken, talepleri üzerine ikinci gardiyanlığı da Sait Bey’in kardeşinin eşi Makbule Lik’e geçer ve Ahırkapı Feneri’nde eltiler dönemi başlar.

Zülfiye Lik’in yaş haddinden emekliye ayrılmasıyla fenerde gelin-kaynana dönemi başlar. Makbule Hanım birinci gardiyanlığa, Makbule Hanım’ın gelini Sevinç Lik ikinci gardiyanlığa atanır. Makbule Hanım’ın emekliliği ile beraber iki gelin Sevinç Lik ve Feruze Lik 1989’a kadarki dönemde feneri idare eder. Lik ailesi kadınlarının fener idaresi neredeyse bir asır sürer.

Yıl 1930, “Bir kadın fener gardiyanı oldu”

9 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Zongulda Feneri'ne atanan fener gardiyanı kadın haberini verir.
9 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Zonguldak Feneri’nin atama haberini verir.

Hakkında fazla bir bilgi olmamakla beraber, Lik Ailesi kadınlarından daha önce fener idaresine başlayan bir kadın ile ilgili habere 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde rastlıyoruz. 9 Ağustos 1930 tarihli gazetenin 4.sayfasındaki “Bir kadın fener gardiyanı oldu” başlıklı haber “Beş seneden beri Zonguldak Limanı’nda liman fener gardiyanı bulunan Tevfik Ef. ahiren ölmüş, yerine zevcesi tayin edilmiştir. Tevfik Ef. bir seneden beri rahatsız bulunuyor ve vazifesini zevcesi pekala ifa ediyordu.” diyerek fener gardiyanlığına atanan kadına hakkını verir.

Fenerlerdeki kadın idaresine bir örnek de İğneada’dan. Ümit Bayazoğlu 2010 tarihli bir yazısında kuşaklardır fenercilik yapan Gündoğdu Ailesi’nden bahsediyor. Balkan Harbi ile İğneada’ya gelen Fenerci Ali’den işi devralan oğul Osman Gündoğdu’nun ölümüyle iş karısı ve üç kızına kalmış. Önce Selvet Gündoğdu, sonra kızı Ülfet fener bekçiliği yapmış. Ondan sonra işi kız kardeşlerden Hamiyet’e, ondan da Müzeyyen’e devretmiş.

Fener idaresinde otomasyona geçilmesiyle Gündoğdu ailesi gibi onlarca aile yıllardır yuva bildikleri fenerlerini terketmek zorunda kaldı.

* İskeleye Yanaşan Denizler, Gemiler, Denizciler, Derl: Murat Koraltürk ve Orhan Berent, İletişim Yayınları

(Yeşil Gazete)

Özlem Katısöz
Özlem Katısöz

ODTÜ’de şehir planlama okudu. Üzerine bölge planlamada yüksek lisansa başlamıştı ki bu işlerin yurt dışında daha kolay olacağına karar verip İngiltere’ye gitti ve Yerel Kalkınma ile ilgili çalıştı. Bu sırada aldığı Sürdürülebilirlik dersi hayatının geri kalanı için ilham kaynağı oldu ve doğa koruma, çevre ile ilgili işlerde çalışmaya karar verdi. 2013’ten beri Yeşil Gazete için gönüllü çevirmenlik ve gönüllü muhabirlik yapıyor. Kalkınma, kentleşme, kurumsal sosyal sorumluluk, kadın meselesi, doğa koruma konularında okumayı, yazmayı seviyor

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR