Van – Fotoğraf: Necat Hazar – Anadolu Ajansı
İnsan kaynaklı üretim ve tüketim faaliyetlerinin beslediği iklim değişikliğinin en yoğun etkileri son günlerde kuraklıkla yaşanıyor. Dünyada her geçen yıl daha çok hissedilen sıcaklık artışları Türkiye’de de etkisini gösteriyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) kuraklık analizlerine göre; Ekim, Kasım ve Aralık şiddetli bir kuraklık yaşandı. Bu sürecin devamında Ocak’ta da yağmur ve kar yağışı kaydedilemiyor olması tarımdan, içme suyuna kadar pek çok noktada endişe yaratan bir boyutta tehlikeye işaret ediyor. Kuraklık, Güneydoğu’daki üreticileri endişelendirirken İstanbul’un barajlarında yalnızca yüzde 29,96 oranda su bıraktı. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre; bugün itibariyle barajların doluluk oranları şöyle:
Uzmanlar, Türkiye’de küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği nedeniyle ilerleyen dönemde kış aylarında bahar havasının daha çok görüleceğini ifade ediyor.
AA’nın aktardığına göre; Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı ve Meteoroloji Mühendisi Adil Tek, iklim krizinde temel nedenin enerji problemi olduğunu, bu çözülmeden iklim krizinin de çözülemeyeceğini söyledi.
Tek, “Eğer enerjiyi hala fosil yakıtlardan üretmeye devam edersek, Paris Anlaşması’nda öngörülen, sıcaklık artışının 1,5 derecenin altında tutulması mümkün görünmüyor. Çünkü hala fosil yakıtlar kullanıyoruz. Sıcaklık artışında karbondioksit en önemli faktör. Bunun için yenilenebilir enerji kullanmamız lazım” dedi.
Tek, bu durumun sıcaklığı arttırdığını, bazı bölgelerde aşırı sıcaklık ve yağışlar gibi farklı olayların meydana geldiğini anlatarak şöyle devam etti:
“İklim değişikliğiyle ilgili bazı öngörüler var, atmosfere salınan sera gazlarının miktarına bağlı olarak. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli‘nin (IPCC) yayınlamış olduğu 6. Değerlendirme Raporu var. Bu raporda yayınlanmış bazı haritalar var. Özellikle Meksika Körfezi‘nden başlayıp Atlantik boyunca Akdeniz‘in doğusuna kadar bizi de de içine alarak uzanan bölge boyunca yağışlarda ve toprak neminde azalma, sıcaklıklarda artış bekleniyor. Bu değerlendirme raporlarına baktığımızda bugünkü durumla birebir örtüşüyor.
Yaşadığımız kuraklık, önümüzdeki yıllarda sıklığını daha da artıracak. Yani kış ayında bahar havası yaşanabilir. Şu anda çok önemli bir kuraklık içinden geçiyoruz. Son dört aydır özellikle Marmara, Batı Karadeniz, Ege‘de yağışlarda yaklaşık yüzde 60 azalma var. Bunların sıklıkları daha da artacak görünüyor. Önümüzdeki dönemden kastım da 3, 5, 10, 20’li yıllarda. Bunu, daha da uzatabiliriz.”
İstanbul Aydın Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi ve Meteoroloji Mühendisi Güven Özdemir ise “Son 10 yılın en kurak mevsimini yaşıyoruz. Aralık ve ocak ayı sıcak olarak geçti. İklim krizi, sıcaklıkların global olarak artmasına neden oldu. Dünya atmosferinde cereyan eden hava olaylarının dengesinde bir farklılık oluşmaya başladı. Bu farklılığın önüne geçilmezse bu durum artarak devam edecek” değerlendirmesini yaptı.
Fosil yakıt kullanımının önüne geçilmediği takdirde sıcaklıkların her geçen gün daha da artacağının altını çizen Özdemir, şunlar kaydetti:
“Çünkü karbondioksit, karbonmonoksit ve metan gazı, atmosferde artıyor. Bu da güneşten gelen ışınların yardımıyla radyasyonla birlikte atmosfer içerisindeki sıcaklığın artmasına neden oluyor. Her geçen yıl daha sıcak geçmeye aday. Sıcaklıkların mevsim normalleri üzerinde devam etmesini öngörüyoruz. Sıcaklıkların artışı önümüzdeki yıllarda bu şekilde giderse iklim değişikliklerini de göreceğiz. Karadeniz Bölgesi‘ndeki yağışlı hava ama güney tarafta daha sıcak, daha kurak. Üretimde azalma, bunları göreceğiz. Maalesef kış ayları biraz kısalacak, yaz ayları biraz daha uzun olacak.”
Hava ve iklim olaylarının analizinin yapıldığı ve uzman bir ekip tarafından yürütülen Havadelisi.com’da yayımlanan son tahmin raporuna göre Ocak başlarından, en geç ortasından itibaren Aralık 2022’ye nazaran çok daha soğuk hava kütlelerinin etkisi altında kalacak. Buna göre; kış geçen sene olduğu gibi Mart’a sarkacak. Havadelisi.com’da yapılan analize göre;
Öte yandan hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi kayak merkezilerini de olumsuz etkiledi.
Doğu Anadolu Bölgesi‘nde çetin kış şartlarının yaşandığı ve metrelerce karla özdeşleşen yerleşim yerlerinden Ağrı ve Tunceli‘nin Ovacık ilçesinde, kuraklık nedeniyle kayak merkezleri sezonu açamadı.
Önceki yıllarda aralık ve ocak aylarında metrelerce kar örtüsüyle kaplanan Ağrı ve Tunceli’de, bu kış mevsimi kurak geçiyor.
Kar kalınlığının kayak yapmaya uygun olmadığı Ovacık Kayak Merkezi ile hiç kar bulunmayan Ağrı’daki Küpkıran Kayak Merkezi‘nin pistleri boş kaldı.
Önceki yıllarda kış aylarında hava sıcaklığının zaman zaman gece sıfırın altında 30 dereceye kadar düştüğü ve buzlanma nedeniyle sıklıkla kazaların meydana geldiği Erzurum‘da, bu sene gündüz 10 dereceye kadar çıkan sıcaklık değerleri kaydediliyor.
“Erzurum, 11 ay beyaz, bir ay ayaz, gerisi de yaz gardaş, yaz” deyimiyle soğuk havası ozanların türkülerine de konu olan kentte, bahardan kalma günler yaşanıyor.
Kentte güneşli havayı fırsat bilenler park, bahçe ve mesire alanlarında zaman geçirdi.Karsız ve güneşli kış günleri geçirmenin şaşkınlığını yaşayan yöre halkı, çocuklarıyla piknik yaptı, Erzurum Kalesi, Çifte Minareli Medrese ve Yakutiye Medresesi gibi tarihi mekanların etrafındaki yeşil alanlarda zaman geçirdi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi‘nde etkisini sürdüren meteorolojik kuraklık tarımsal üretim yapanları endişelendiriyor.
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, Türkiye’de son yıllarda kuraklığın etkisinin daha çok hissedilmeye başladığını söylüyor.
Önceki yıllarda ortalama her 10 yılda bir kuraklık etkisi görülürken son 10 yılda beş kez kuraklığın ülke genelinde etkili olduğunu anlatan Çullu, 2021 ve 2022’de arka arkaya meydana gelen kuraklığın özellikle Güneydoğu, Doğu, İç Anadolu ve kısmen de Akdeniz ve Marmara bölgelerinde tarımsal ve doğal dengeyi bozduğunu ifade ediyor.
Kar yağışının henüz olmadığı Ağrı Dağı Milli Parkı‘nda, Afrika‘ya göçmesi gereken kızkuşu görüntülendi.
Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin (IUCN) “Tehdite Açık” koduyla nesli tükenmekte olan türler arasında kırmızı listeye aldığı kızkuşu (Vanellus vanellus), Ağrı Dağı Milli Parkı’ndaki sulak alanlarda görülüyor.
Yaz aylarında Kuzey Yarımküre‘yi kullanan kızkuşu, kış aylarında ise güneye göçerek kışı burada geçiriyor.
Göç esnasında Ağrı Dağı‘nın eteklerindeki sulak alanları kullanan kızkuşlarından bazıları, bu yıl kar yağışının olmadığı milli parktaki sulak alanlardan henüz göçmedi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…