Dış Köşe

Türkiye Fukushima olmasın – Pelin Cengiz

0

Dünyadaki dengesiz gelir dağılımı, adaletsiz paylaşım, insan onuruna yakışmayan yaşam şartları son dört beş yıldır yaşanan küresel krizle birlikte çok daha keskinleşti ve görünür hâle geldi. Buna krizi yönetme becerisi zayıf iktidarlar, arsız yatırımcılar ve doyumsuz piyasalar da eklenince, dünya kriz sarmalından çıkma basiretini bir türlü gösteremedi. Gelişen ve gelişmekte olan toplumların dizginlenemeyen tüketme talebi de ister istemez enerjiye olan ihtiyacı arttırdı. Bugün dünyada enerji hâlâ en yaygın şekilde petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtlardan ve nükleer santrallerden sağlanıyor. Ancak, bu noktada kamuoylarında bir sorgulama başladı.

Pazartesi günü dünyanın gördüğü en büyük nükleer felaketlerden biri olan Fukushima’nın yıldönümü.

Japonya’da iki yıl önce 11 mart günü meydana gelen deprem ve tsunami sonrası Fukushima’daki nükleer santrallerin zarar görmesiyle, telafisi mümkün olmayan, insanlık tarihinin en büyük nükleer felaketlerinden biri yaşandı. Nükleer santralde peş peşe patlamalar oldu, soğutma sisteminin arızalanmasıyla reaktörlerin soğutulması günlerce sürdü, soğutma çalışmaları için kullanılan binlerce ton su denize döküldü, önemli miktarda radyoaktif madde toprağa, havaya, suya karıştı. Radyoaktif maddelerin yayıldığı alanda yaşayan 100 bin civarında insan ki, onlara artık nuclear refugees(nükleer mülteci) deniyor , evlerinden, yaşadıkları yerden oldu. Bölgedeki evlerin yüzde 80’inden fazlası radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı. Binlerce insan hâlâ geçici evlerde oturuyor, evlerine ne zaman dönecekleri ise meçhul.

Fukushima, kayıtlara Çernobil’den sonra dünyanın yaşadığı ikinci nükleer santral faciası olarak geçti. Güvenliğin en ileri seviyede olduğu Japonya’da kontrol edilemeyen bu nükleer kaza, tüm dünyayı nükleer enerji konusunda bir kez daha düşünmeye yöneltti. Başta Avrupa’da olmak üzere nükleer enerjiden çıkışla ilgili ciddi kararlar alınmaya başlandı. Japonya’da, nükleer felaket öncesinde 54 nükleer reaktör ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 29’unu karşılıyordu. Şu anda sadece iki reaktör çalışıyor ve ülke elektriğinin yaklaşık yüzde 5’ini üretiyor. Yaşanan bu acı tecrübe sonrası, hükümet kazanın soruşturulması için uzmanlardan oluşan bir komisyonu görevlendirdi. Komisyon raporunda, kazanın, hükümetle santralin işletmecisi TEPCO şirketi arasında varolan ihtilaflar sonucu gerçekleştiğini ortaya koymuş, durumu “insan eliyle yaratılmış bir felaket” olarak nitelendirmişti. Felaketin ardından ülkede toplumsal anlamda da nükleere karşı ciddi bir muhalefet oluştu. Ülke çapında nükleer karşıtı eylemler yapıldı. Hatta, Japonya’da yükselen nükleer karşıtlığı sonunda üç küçük parti biraraya gelerek nükleer karşıtı Gelecek Partisi’ni kurdu.

Tüm bu olup bitenlerin ardından Japonya’da, iktidar 2030’a kadar nükleerden çıkmayı amaçladığını açıkladı. Ancak, geçen yılın sonlarında iktidar gelen Shinzo Abe liderliğindeki Liberal Demokrat Parti, durumdan hiç ders çıkarmamış olsa gerek, nükleer santralleri tekrar açacaklarını açıkladı. Kazanın ardından geçen iki yılın sonunda ülkedeki nükleer lobinin hükümeti sıkıştırdığı ve artık santralleri tekrar açmanın zamanının geldiği yönünde telkinde bulunduğu belirtiliyor. Japonya’da siyaset nükleer lobiye teslim olacak mı göreceğiz ancak, halkın karşıtlığına rağmen nükleer savunan kaybeder, güneş, rüzgâr herkese yeter diyen kazanır…

İlgilenenlere küçük bir not: Nükleer Karşıtı Platform’un organizasyonuyla bugün saat 12:00’de Galata Köprüsü’nde “Türkiye Fukushima olmasın” diye insan zinciri var. Ankara ve İzmir ise pazartesi günü “nükleere hayır” diyecek.

EKONOMİYE ETKİSİ 250 MİLYAR DOLAR

• Fukushima kazasından sonra 100 bin civarında insan evlerini terk etmek zorunda kaldı.

• Japonya’da insanlar Fukushima bölgesinden gelen yiyecekleri istemiyor.

• 22 milyon ton radyasyonlu molozun bugüne kadar sadece yüzde 6’sı kaldırılabildi.

• Kazanın Japonya ekonomisine etkisinin 250 milyar doları bulacağı tahmin ediliyor.

• Gönüllü örgütlerin yaptığı ölçümlerde santralden 30 kilometre uzaktaki Minamisoma kentindeki bir lisenin bahçesinde normalin 2000 katı radyasyon tesbit edildi.

• Sekiz milyon tirajlı Asahi Shimbun gazetesinin yaptığı kamuoyu araştırmasına göre Japon seçmenlerin yüzde 70’i nükleer santrallerin tamamen kapatılmasını istiyor.

• Sağlık taramasından geçirilen 400 bin çocuğun yarısının tiroid bezlerinde anormallik tespit edildi. Çernobil sonrası tiroid kanseri salgını dört ve beşinci yılın ardından gelmişti.

AVRUPA NÜKLEERE KAPILARINI KAPATIYOR

• İsviçre, Fukushima sonrası elektrik ihtiyacının yüzde 38’ini karşılayan beş nükleer reaktörü 2034’e kadar kapatma kararı aldı. Yapılması planlanan üç reaktörden de vazgeçildi.

• Belçika, yedi nükleer reaktörle ülkenin elektrik ihtiyacının yarısını karşılıyordu. Fukushima’dan sonra 2025’e kadar tüm reaktörleri kapatma kararı aldı.

• İtalya’da 2011’de yapılan referandumda halkın yüzde 90’ı “nükleer hayır” dedi.

• Almanya’da 17 reaktörün sekizi Fukushima kazasının hemen ardından kapatıldı, kalan dokuz reaktörün 2022’ye kadar kapatılması kararlaştırıldı. Elektrik ihtiyacının yüzde 28’ini nükleer enerjiden karşılayan Almanya, yenilenebilir enerjiye yatırım yapıyor.

• Danimarka, Avusturya ve Norveç’in hiç nükleer santrali olmadı. Avusturya inşaatı biten tek reaktörünü halk istemediği için devreye sokmadan kapattı.

• Avusturya, Yunanistan, İrlanda, Letonya, Lihtenştayn, Lüksemburg, Malta ve Portekiz, kazanın ardından nükleer enerjiye karşı ortak bir bildiri imzaladı.

 

Pelin Cengiz

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.