Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Sivil itaatsizlik, Filistin ve İsrail

0

Dünyanın dört bir yanında vahşet kol geziyor. İnsan ölümleri, yok edilen – eziyet gören hayvanalar ve doğa katliamı, tahayyülümüzü çılgınlık düzeyinde aşmış durumda…

Peki bu çılgınlığa ve yok ediciliğe belli düzeyde de olsa dur diyecek bir uluslararası kurum veya yaptırımı olan bir sözleşme var mı? Ya da var olan sözleşmeler bir işe yarıyor mu? Soruların cevabı; gezegenin şu anki hali…

Herkes herkesi dilediği gibi boğazlıyor. Dünya barışı ve ülkelerin güvenliğinden sorumlu BM, sözcü Guterres’in serzenişlerine rağmen tam bir seyirci konumunda.  Artık haydutluk yasaları işliyor. Bu durum en çok da silah tacirlerinin işine yarıyor. Ve bu silah tüccarları hiçbir ar duygusuna sahip olmadan, birçok yerde patlak veren savaşlarla büyük karlar yaptıklarını açıkça söylüyorlar. Tek tek ülkeler ise bu savaşlarda tamamen kendi çıkarına göre hareket ediyor. Ölen insan sayısı onlar için sadece birer istatistik.

Acının tarafgirliği

Acıdan kaçarak insanlığınızı ve ruh sağlığınızı koruyamazsınız. Baktığınız ama görmek istemediğiniz acılar, ruhunuzda yarılmaya yol açar. Sivil ölümlerin acısında, etnik veya dini sebeplerden dolayı taraf tutmak da insanlığınızdan götürür.  Oysa acıya tanık olmak, onu derinden hissetmek, empati kurmak ve yapabileceğinizi ertelemeden harekete geçmek asıl sağaltıcı olandır.

Sivil itaatsizin eyleme etiği

Bunca acı bunca yoksulluk ve yoksunluk yaşanırken, buna tanık olan her bireyin eğer yaşam ve özgürlük hakkını sadece kendine istemiyorsa bir şeyler yapma sorumluluğu vardır. Hele de uluslararası örgütler kör sağır ve dilsizi oynuyorsa!  Ancak kritik soru ne yapacağı ve nasıl yapacağıdır. Sivil itaatsizlik eylemleri , bireyin hemen harekete geçip eğer isterse toplumsallaştırabileceği eylemlerdir. Tıpkı Henry David Thoreau, Ghandi, Martin Luther King, Rosa Parks ve adını sayamayacağımız daha nicelerinin yaptıkları gibi.

Sivil İtaatsizlik kavramının fikir  babası Henry David Thoreu olmakla birlikte tarihsel arka planını Etienne de La Boetie’ye (1530-1563) kadar götürebiliriz. Montaigne’in yakın arkadaşı  olan La Boetie 22 yaşında henüz üniversite öğrencisiyken yazdığı “Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev” kitabında iktidar, itaat ilişkilerini irdeleyerek sivil itaatsizliğin ve pasif direnişin temellerini atar. Ona göre; eğer insanlar gönüllü olarak itaat etmeyi bir an olsun bıraksa, iktidar denen dev yapının kolonları yerle bir olurdu. Ancak birçok insan, muktedirlerin ayaklarının altına kırmızı halı döşemeye çoktan gönüllü olduğu için düzen devam ediyordu. Edebiyattaki pasif direnişçiler olan, Herman Melville’in “Katip Bartleby”si ve J.M.Coetzee’nin “Michael K”sını da anmadan geçmeyelim.

Eyleme geçme noktasında körü körüne tarafgirlik nasıl sakıncalıysa, yaşanan olayların ayrıntısına sahip olma konusunda derinlikli bir çaba sarfetmemek de sakıncalıdır. Zira şeytan ayrıntıda gizlidir. Tabii paranoya veya komploculuk düzeyinde bir şüphe içerisinde olmayı da kastetmiyorum.

Filistin ve İsrail’li kadın aktivistler barış iİçin ayakta

4 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla ölen insanlar ve sonrasında İsrail’in sürekli bombardımanıyla ölen Filistinliler için acılarının çok büyük olduğunu söyleyen İsrailli ve Filistinli kadınlar bir açıklama yaparak her iki tarafı da şiddeti durdurmaya çağırdı. Esitlikadaletkadin.org’un verdiği habere göre; Hamas’ın saldırısından sadece günler önce, binlerce Filistinli ve İsrailli feminist barış aktivisti Kudüs’te ve Ölüdeniz yakınlarında bir araya geldi. İsrail’den Women Wage Peace, Filistin’den Women of the Sun tarafları ateşkese ve dünya kamuoyunu da barış için çaba sarf etmeye çağırdı.

Netanyahu Hükümeti‘nin yok etme ve intikam planlarına ve Hamas’ın sivillere karşı saldırganlığına tepkili olan herkes bu sese kulak vermeli. Atılan her merminin insan ve insandışı canlı varlıkların kaybolması veya sakatlanması anlamına geldiği, toprağın, havanın, suyun ve yaşam alanlarının onulmaz yaralar aldığı bilinciyle herkes elinden ne geliyorsa yapmak zorunda. Filistinli ve İsrailli kadınlar, ölüm riskini ve ülkelerince aforoz edilmeyi de göze alarak, gidilecek en iyi en insani yolu gösteriyorlar zaten. Bize sadece bu çığlığı büyütmek ve görünür kılmak düşüyor.  Sivil Filistinlilerin dünyaya çağrısı da bu yönde zaten, ateşkes için çalışın!

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.