Dış Köşe

Sırrı, geyler nerede, eşcinseller neden listende yok? / Kürşat Kahramanoğlu

0

Bizlerin zaten bildiği ama sizlerin konuşmaktan genellikle imtina ettiğiniz, lütfedip ağzınıza alırsanız genellikle itip kakmak, küçük görmek, dalga geçmek, hakaret etmek veya yok saymak için kullandığınız bir gerçek, resmen tescillendi: Memleketimizde en çok, yan yana yaşamak istemediğimiz insanlar eşcinseller. Yüzde 14,9’umuz dindarlarla, yüzde10,9’umuz laiklerle, yüzde 17,8’imiz Kürtlerle, yüzde 11,5’imiz Alevilerle, yüzde 15’imiz gayrimüslimlerle, yüzde 18,5’imiz Romanlarla bir arada yaşamak istemezken, yüzde 50,2’si de eşcinsellerle bir arada yaşamaya itiraz ediyor.

Böyle korkunç bir sonucu “dur bakalım, araştırmaya katılan insanlar ‘eşcinsel’ deyince ne anlıyorlar?” gibi yorumlarla yumuşatabilirsiniz, ama yorumlama gücünüz ne kadar kuvvetli olursa olsun, bu topraklarda yaşayan insanların yarısından fazlasının eşcinsellerden nefret ettikleri, onlardan korktuklarını veya onlar hakkında cahil oldukları gerçeğini değiştiremezsiniz.

AKP iktidarının üçüncü ve “ustalık dönemine” doğru yelken açmış olduğu bugünlerde; böyle bir olasılığa neden muhalefet ettiğim, bilmem daha iyi anlaşılıyor mu? Bilmem, AKP’nin homofobi dediğimiz; eşcinsellere ya da eşcinselliğe karşı duyulan irrasyonel nefret, korku, hoşnutsuzluk ya da ayrımcılık konusunda iktidarları dönemlerinde sorumluluklarını biraz olsun düşünmeye başlayabilir misiniz? Bilmem, bu köşeden belki de en çok tenkid ettiğim iki AKP politikacısının neden Aliye Kavaf ve Burhan Kuzu olduğu anlaşılıyor mu?

Ülkemizde sayılarının yedi milyon civarında olduğunu zannettiğim ve haklarında genellikle cahil olduğumuz, aklımızdaki yarım yamalak fikirlerin de önyargılarla kirlenmiş olduğu bu azınlık sessiz ve ezik. Bu sessiz ezilmişlik karşısında muktedirlerin yarattığı ortam ise, onları daha çok sinmeye, ezilmeye itiyor. Ama ya bir gün “yetti gari” deyip organize olurlarsa? Bir seçim öncesi “bizimle yaşamaya itiraz eden muktedirlerin kasetleridir” diye meydanlara mı çıkmaları gerekiyor?

Demokrasilerde “litmus test – turnusol kağıdı testi” diye bir kavram var. Politikacıların veya politik partilerin bir konuda hakiki yüzlerini görebilmek için uygulanan deneyin adı. Seçimlere giderken ağzı olan herkes, ama özellikle politikacılar demokrasi, insan hakları, hukuk devleti konularında birbirinden yaman. İçinde bulunduğumuz seçim atmosferinde ses veren insanların güvenebileceğimiz hakiki litmus testleri, eşcinsellik konusundaki duruşları ve bu duruşu dile getirip getirmedikleridir. Belli mi olur belki bu seçimlerde, ilk defa da olsa Türkiye’de eşcinseller bir oy potansiyeline sahip olduklarının farkına varırlar?

Burhan Kuzu gibi politikacıların litmus testi belli: Masmavi çıkıyor! Ya benim bölgemden aday olan Emek ve Demokrasi Bloğu’nun adayı, belki de Türkiye’nin en sempatik bağımsız adayı Sırrı Süreyya Önder kardeşimize ne buyrulur? Geçen gün İstiklal Caddesi’nde elime Sırrı’nın bir bildirisi tutuşturuldu. “Kardeşçe yaşamak için…” yapılması gerekenleri sıralamış, destekleyeceği ve mücadelelerine destek vereceği; Kürtler, Kadınlar, Sendikalar, Nükleer karşıtları ve çevreciler, siyasi tutuklular, Aleviler, gençlik, vs… Hepsini saymış, sıralamış. Sırrı geyler nerede, eşcinseller neden listende yok? Hem de Türkiye’nin gey oyunun en konsantre olduğu seçim bölgesinde! Hem de Türkiye’de, cinsel ayrımcılığı programına koymuş yegane parti olan BDP desteği ile adayken! Daha seçilmeden, çoğunluğun önyargılarından ürkme.

Ben senden öğrenmiştim Sırrı: “Dünya dünya olalı, kurdun gözü koyundadır!” Sen bu henüz melemeyi bile beceremeyen koyunlara göz dikmiş kurtları görmüyor musun? Litmus testinden kırmızı çık kardeşim, Sırrı.

Kürşad Kahramanoğlu / Birgün

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.