Savaş para ister barış bedavadır – Aydın Engin

Bu yazı cumhuriyet.com.tr sitesinden alındı

Hiç bu kadar açık sözlü olmamışlardı. Bu meslekte bunca hükümet gördüm, bunca Maliye bakanı tanıdım ve bunca zam furyasına tanık oldum. Hiçbiri zamların nedenini açık sözlülükle açıklamamıştı; hep “kapalı sözlülük”le açıklamışlar, bir kulp, bir bahane uydurmuşlardı.
AKP Reisi ve onun Maliye Bakanı onlar gibi yapmadılar.
Birkaç gün önce tepemize yağdırılan zam furyasının gerekçesini bir kılıf aramadan açıkladılar:
“Zamlar güvenlik ve savunma amacıyla kullanılacak”…
AKP medyasında çöplenen gazetecimtırak tayfa bu açık sözlülüğü yeterince takdir edip alkış tutmadı.
Ayıp ettiler.
Onlar yerine ben alkışlıyorum.
AKP Reis’i ve onun Maliye Bakanı açık açık “Savaşa hazırlanıyoruz. Savaş para ister, pahalıdır. Bu zamları işte ondan yaptık” demiş oldular.
Afferin…

***

Daha dün AKP Reis’i yine gürledi:
– Madem şartlar değişti, Kuzey Irak ülkemize rağmen bir adım attı, bunun da bedelini ödeyecektir.
Bu cümle bile tek başına savaş habercisi değilse nedir?
Barzani yönetimine nasıl bedel ödetilir? Herhalde kredi kartına altı taksit yaparak değil.

***

Nâzım Hikmet’ten ödünç alıp söyleyelim: Bütün alametler belirdi.
AKP iktidarı, bütün (evet: Bütün) Kürtlere karşı bir savaşa niyetli.
İçeride ve dışarıda. Ülkedeki Kürt illerinde ve Irak’ın kuzeyinde ve belki de Suriye’nin kuzeyinde…
Maliye Bakanı Naci Ağbal haklı. Savunma ve güvenlik harcamaları çok pahalıdır. Küresel ekonominin en güçlü şirketlerinin silah tekelleri olması boşuna değil. Savaşa hazırlanan iktidarların ellerini yurttaşın cebine daldırmaktan öte çareleri yoktur.

***

Ancak AKP Reisi’nin de, bakanın da, medyadaki silahşörlerinin de bilmedikleri, daha doğrusu bilip de asla söylemedikleri bir gerçek var:
Savaş pahalıdır ama barış bedavadır…
Irak ve Suriye sınırlarımızın öte yakasında yaşayan Ortadoğu’nun kadim halkı Kürtlerin yapay Irak ve Suriye devletleri tarafından yıllardır itilip kakılmalarına, Suriye’de yurttaştan bile sayılmamalarına, Irak’ın Halepçe’sinde hardal gazıyla kitlesel olarak yok edilmelerine karşı Irak Kürdistanı’nın Reisi Barzani’nin “Bağımsız devlet kuralım mı, kurmayalım mı” sorusundan ibaret referandumunu savaş sebebi saymak nasıl açıklanabilir?
Devlet mi kurdular? Kurarlarsa Türkiye’ye karşı nasıl bir tehlike oluştururlar?
“Türkiye, Kürtleri de onları örnek alır da, vatan bölünür de…” diye savaşa kılıf arayanlara soralım:
HDP sözcülerinin, özellikle Selahattin Demirtaş’ın neredeyse bıktırmacasına tekrarladığı “Bir Kürt ulus-devleti kurmak gibi bir amacımız ve hedefimiz yoktur” açıklamalarının bir yalan, bir aldatmaca olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt kırıntısı bilen, bulan var mı?

***

Biliyorum, bu zamları gözlerini kırpmadan ilan edenlerle aramızda ahlaki ve vicdani uçurumlar var. Onlara, “Savaşın özünde bir insanlık suçu” olduğunu, “Barışın insanlığın ebedi düşü, umudu” olduğunu anlatmak pek mümkün değil.
Küresel sermaye ile kucak kucağa ülke yönetenlere onların dilinden sesleneyim bari:
Beyler! Savaş para ister, barışsa bedavadır…

Aydın Engin – Cumhuriyet

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR