Saf ve bakir Anadolu çocuğu Güngör Uras – Ali Ekber Yıldırım

Bu yazı tarimdunyasi.net/ den alınmıştır

Kendisini “Saf ve Bakir Anadolu Çocuğu” olarak tanımlayan sevgili Güngör abimiz, Güngör Uras yaşama veda etti.

Güngör abinin hepimizin yaşamında özel bir yeri var.

Dünya Gazetesi’nde 30 yıl önce işe başladığımda Dünya bir iş yeri olduğu kadar önemli bir okuldu. Gazetemizin Kurucusu Nezih Demirkent yönetiminde,önderliğinde çok iyi öğretmenlerimiz vardı. O öğretmenlerden birisi de Güngör Uras’tı.

Dünya Gazetesi’ nde ikinci sayfada Tevfik Güngör adıyla her gün yazardı. Ben her gün yeni şeyler öğrenerek okudum. Tam 30 yıl aynı gazetede çalışmanın onurunu,gururunu yaşadım.

Güngör Uras’tan sadece güncel ekonomiyi değil, bir konunun en yalın ve en anlaşılır biçimde nasıl yazılması gerektiğini öğrendim.

Mütevazi kişiliği, çalışkanlığı,dürüstlüğü ve sürekli sahada olan, amatör bir ruhla bıkmadan, usanmadan sorunları yazan, yorumlayan Güngör abi ile tarım yazmaya başladıktan sonra daha sık görüşmeye başladık.

Benim tarım yazarı olarak tanınmamı sağlayan en önemli yazardır. Milliyet Gazetesi’ndeki köşesinde çok sıklıkla yazılarımdan alıntılar yaparak beni Türkiye’ye tanıttı.

O’nun köşesine konuk olmak büyük onur ve bir o kadar gurur vericiydi. Daha haber veya yazı yazarken Güngör Uras bunu köşesine alır diye heyecanla beklerdim.

Tarım konusunda yazı yazacaksa genellikle telefon eder bilgi alırdı. Yazısını yazdıktan sonra bana gönderir okumamı isterdi. Bu O’nun hem okuruna saygısını hem de ne kadar mütevazi bir yazar olduğunun kanıtıydı. Okuruna o kadar saygılıydı ki, hiç bir konuda yanlış,eksik bilgi olmasını istemezdi.

Güngör abi ve sevgili eşi Nuran Hanım ile yaklaşık 15 yıldır Ayvalık’ta zeytin hasat günlerinde buluşurduk. Geçen seneki buluşmamızda kaç yıldır geliyoruz birlikte bir fotoğrafımız yok diye yukarıdaki fotoğrafı çektirmiştik.

Birlikte son fotoğrafımız olacağını bilmeden.

Gazetemizin Yönetim Kurulu Başkanı Didem Demirkent ile bu acı haberi paylaşınca “bir devir sona erdi” dedi. Gerçekten Güngör Uras her devrin adamı değil, bu devrin,cumhuriyet kuşağının son adamlarındandı.

Sevgili Güngör abi, üretken ,çalışkan, araştırmacı,dürüst kişiliğinle bize hep örnek oldun. Bizler, “saf ve bakir anadolu çocuğu” olarak seni unutmayacağız. Ölmez ağaç zeytin gibi sen de ölümsüzsün bizim için.

Sevgili eşi Nuran, kızı Elif ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar dilerim.

Bu yazı tarimdunyasi.net/ den alınmıştır

 

 

Ali Ekber Yıldırım

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR