Projeye Gel – Özgürcan Sunata

Tanıtımında Emine Erdoğan, Fatma Şahin gibi simalar inanmış hanım neferler arıyor. Memleket ekonomisi acayip yükselecek.. 4 Milyarlık bir tasarruf hedefi var bu projenin az buz değil.. Haydi hanımlar kurtaralım bu vatanı, iş başa düştü. Kutsal olan her yerden dem vuralım diyen dahiyane bir buluş.. Dınınını karşınızda “Enerji hanım!” Rabbim israftan korusun hepimizi!

Efendim, mevzuyu nereden tutsanız elinizde kalacak kadar cıvık cıvık. Enerji kısmından mı girelim, hanım kısmından mı bilemiyorum. Aslına bakarsanız bu yazıyla tasarruf kötü bir şeydir demiyorum, muhattaplarına şaşırıyor, hadsizliklerine kızıyorum. Kızdıkça da bünyemdeki enerjiyi boşa harcamaktan korkuyorum. Biliyoruz ki gelecekte bizi bekleyen en büyük sıkıntı enerji. Bu zamana kadar mevcut enerjinin nasıl elde edildiği, uğruna ne kanlar akıtıldığı ve doğaya geri dönüşümü olmayan ne zararlar verildiği ortada. HES’ler, nükleer santraller, petrol derken başımıza açılmadık dertler kalmamış bu enerji kaynaklarından. Hep daha fazası, hep daha rantlısı, hep her yolu mübah olanı! Bu zihniyetin erkek egemen olduğunu vurgulamadan geçemeyeceğim. Nükleer santraller ve HES’ler meselesini yazının konsepti gereği erteleyelim.

Siz muktedirler, boşverin enerji transferleri sırasında boşa giden enerjiyi, fabrikaların, kodamanların enerji israfların… Nükleer deyin, HES deyin.. Fabrikaları, işyerlerini geç, hoop bin sırtına “hanımların”… haydee vurun abalıya. Enerji bakanı susar, orman bakanı susar, aile bakanı tüm işleri bitirmiş proje peşinde koşar.

– Enerjiye ihtiyaç var mı?

– Var,

– Tasarrufa ihtiyaç var mı ?

– Var.

– Ee ne duruyorsun?

– Ne yapayım.?

– Helva yapsana loy loy, helva yapsana..

Şarkı sözü olacak kadar alakasız bir proje işte bu. Anlatmak için saçmalamak gerekiyor kusura bakılmasın. Saçma bir projeyi ciddiye alıp yazmak ağırıma gidiyor bir yandan. Koskoca teyzeler cıkmıs konuşuyor olunca da yazmamak zor oluyor.

Proje, enerji tasarrufu için toplu bir seferberlik değil yanlış anlaşılma yok. “Hanım hanım tasarruflu olacaksın ki, memleket kalkınsın” mantığıyla başlanmış projeye. Peki bu ne demek??

Hani özlü sözler vardır yılların deneyimi akar, “Az ye de kendine bir köle tut” derler. Aile ile kafayı bozmuş olan akp kadroları aileden tasarrufundan bahsediliyor dön de arkana bak derler insana. Haa dersen ki memleket bizden yana haklısın vallahi.. Beter olun demekten öte ne gelir elden.. 10 kilo kömürle, 2 kilo makarnaya bu memleket sizden yana. Hele bri düşünün bakalım size oy atmak için buna muhtaç olanların nasıl tasarruflar yaptıklarını.. Buradan size mesajı ben çıkarayım isterseniz, sırça köşklerden bir çıkma zamanı gelmiş demek ki..

Ev işlerinden çıkan bunca tasarruf bedeline bakınca anladığımız bir diğer mesele ise ev emeğinin maddi değerinin olması çok ciddi rakamlara tekabül ettiği gerçeği, tasarrufla 4 milyar kazandıracak olan kadınların emeklerinin aslında bedavaya, sigortasız, güvencesiz nasıl yok sayıldığı. Ev işlerinde tasarruf yapmanın ve üstelik bu işleri sadece kadınlardan sorumlu tutmanın ne büyük bir aymazlık ve ne büyük bir samimiyetsizlik olduğunu bizlere bir kere daha gösterdiniz.

İlk değil son değil biliyoruz. Yemezler…

Özgürcan Sunata – http://sosyalistfeministkolektif.org

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR