Ana Sayfa Blog Sayfa 931

Kadın sanatçıyı ‘Düzce’ye yakıştıramayan’ başkana yanıt yağdı: Kadınları susturamazsınız!

Düzce Kaynaşlı Belediye Başkanı Birol Şahin, Düzcespor’un şampiyonluk kutlamasına sanatçı Ece Seçkin‘in sahne alacak olmasını “Düzce’ye ve Düzcelilere yakıştıramadığını” söyledi.

“Düzce’nin muhafazakar ve dinie bağlı bir il” olduğunu belirten belediye başkanı, cinsiyetçi ifadelerle sahneye kadın sanatçı çıkarılmaması gerektiğini öne sürdü.

Şahin daha önce de A Milli Kadın Voleybol Takımı‘ndaki kadın sporcuların şort giydikleri için “teşhirci” olduklarını söylemiş ve tepkiler üzerine MHP‘den ihraç edilmişti.

Şahin’in sosyal medya paylaşımına çok sayıda insan sosyal medyadan tepki gösterirken Ece Seçkin, Şahin’e şu sözlerle yanıt verdi:

“Sayın Şahin, bayan değil KADIN! Bu ülkenin 81 ilini şarkılar söyleyerek gezdim,gezmeye de devam edeceğim. Bu aşağılayıcı ve ayrımcı açıklamanızı şaşkınlıkla okudum. İnsanların konserime gelip müzik dinlemesinin muhafazakarlıkla ne alakası var konuyu nereye çekmek istiyorsunuz?

Siz “kadın,müzik ve konser” üçlemesine “sınırları aşmak” diyorsanız size kötü bir haberim var Sayın Şahin…Ben ve kadın meslektaşlarım sizin gibilerin zihniyet “sınırlarını aşmak” için şarkılar söylemeye devam edeceğiz! KADINLARI SUSTURAMAZSINIZ!”

Seçkin’in kadın meslektaşlarına yaptığı dayanışma çağrısına destek geldi.

ENAG: Yıllık enflasyon yüzde 156.86’ya yükseldi

Bağımsız araştırmacı kuruluş Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon verilerinden önce Nisan enflasyonunu açıkladı.

ENAG Nisan’da Tüketici Fiyat Endeksi’nin (E-TÜFE) yüzde 8.68 arttığını bildirdi. E-TÜFE’nin yıllık artışı ise yüzde 156.86 oldu.

İlgili haber: TÜİK’e göre ise enflasyon Nisan’da yıllık bazda yüzde 69,97 oldu. Aylık artış ise yüzde 7,25 olarak kaydedildi. 

ENAG Mart enflasyon rakamlarının yıllık yüzde 142.63 oranında olduğunu duyurmuştu.

Pakistan ve Hindistan aşırı sıcaklarla mücadele ediyor: Cehennemde yaşıyoruz

Pakistan ve Hindistan’da eşi görülmemiş seviyelere çıkan nisan sıcaklıkları kritik seviyede su kaybı ve elektrik kesintilerine yol açtı. Hindistan’da aşırı sıcaklar sebebiyle 25 kişi hayatını kaybetti.

The Times of India’nın aktardığına göre; Hindistan’ın Maharashtra eyaletinde hava sıcaklığı son altı yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Aşırı sıcaklar nedeniyle 25 kişi hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı, 2022’de mayıs başına kadar 381 sıcak çarpması vakası görüldüğünü bildirdi. Uzmanlar gerçek sayının çok daha yüksek olabileceğini söylüyor.

Veriler mart ve nisan aylarında 374’ten fazla sıcak hava çarpması vakası bildirildiğini gösteriyor.

Sıcak çarpmasına bağlı en yüksek ölüm sayısı Vidarbha‘da (15) kaydedildi, onu kuzey Maharashtra’dan Marathwada‘da altı ve Jalgaon‘da dört ölüm vakası izledi.

Hindistan’ın Ahmedabad kentinde bir çocuk serinlemek için bir gölete atlıyor. (30 Nisan 2022) Fotoğraf: Amit Dave / Reuters

Guardian’ın aktardığına göre; Hindistan’ın komşu ülkesi Pakistan’da yaşayan Nazeer Ahmed, aşırı sıcaklarda karşı karşıya kaldığı zorlukları anlattı. Havanın daha da ısınacağından ve daha kötüye gideceğinden korktuğunu söyleyen Ahmed, “Geçen hafta Turbat deli gibi sıcaktı. Nisan gibi hissettirmiyordu” diyor.

2021’de dünyanın en yüksek sıcaklığı mayıs’ta 54 santigrat dereceyle yine burada kaydedilmişti.

Su ve enerji kıtlığı

Aşırı sıcak dalgası Hindistan ve Pakistan’ı kasıp kavururken Ahmed’in evinin bulunduğu Pakistan’ın Belucistan bölgesindeki Turbat’ta yılın bu zamanlarında neredeyse 50 dereceye ulaşan ve haftalarca süren sıcaklara maruz kaldı.

Halk daha serin geçen gece saatleri dışında evlerinde kalırken kritik su ve elektrik kesintileriyle mücadele ediyor.

Yeni Delhi, Hindistan’da sıcak bir yaz gününde bir çocuk kirli Yamuna nehrinde yürüyor. (30 Nisan 2022) Fotoğraf: Adnan Abidi / Reuters

Sıcak dalgası iki ülkede de büyük enerji kıtlıklarını şiddetlendirdiği için yaklaşık 200 bin nüfusa sahip bir şehir olan Turbat, neredeyse hiç elektrik alamıyor. Bu da kentte klimaların ve buz dolaplarının çalıştırılamadığı anlamına geliyor. Ahmed durumu şu sözlerle açıklıyor:

“Cehennemde yaşıyoruz.”

Hindistan ve Pakistan’ın bazı bölgeleri rekor sıcaklıklar kaydetti

İklim değişikliğinin, kavurucu yaz sıcaklıklarının iki ay erken gelmesi ve musonlara daha aylar varken 1,5 milyardan fazla insan tarafından hissedildiği alt kıtada da benzer bir hikaye yaşanıyor.

Kuzeybatı ve orta Hindistan 122 yılın en sıcak nisan ayını yaşarken, Pakistan’ın Sindh eyaletine bağlı bir şehir olan Jacobabad dünyada şimdiye kadar kaydedilen en yüksek nisan sıcaklıklarından biri olan 49C’yi geçen Cumartesi günü gördü.

Sıcak dalgası ekinleri de vurdu

Sıcak dalgası, buğday ve çeşitli meyvelerle sebzeler de dahil olmak üzere ekinler üzerinde şimdiden yıkıcı bir etki yarattı. Hindistan’da aşırı sıcaklıklardan en çok etkilenen bazı bölgelerde buğday mahsullerinden elde edilen verim yüzde 50’ye kadar düştü ve Rusya‘nın arz üzerinde zaten yıkıcı bir etkisi olan Ukrayna savaşının ardından durum küresel kıtlık korkularını daha da kötüleştirdi.

Rekor kıran ısının ekinlere zarar verdiği ve bölgedeki milyonlarca insanı tehdit ettiği Hindistan, Jammu yakınlarında bir buğday çiftçisi.
Fotoğraf: Channi Anand / Assosiated Press
İlgili haber: https://yesilgazete.org/hindistanda-sicak-dalgasi-hasat-kavruldu-milyonlarca-insan-risk-altinda/

‘Hava ekinlerimize ilk kez bu kadar zarar verdi’

Belucistan’ın  elma ve şeftali bahçeleriyle ünlü Mastung semtinde, hasat büyük ölçüde azaldı. Bir çiftçi olan Haji Ghulam Sarwar Shahwani, elma ağaçlarının bir aydan daha erken çiçek açmasını ıstırap içinde izlediğini belirtti. Shahwani, “Hava, bu bölgedeki ekinlerimize ilk kez bu kadar zarar verdi” dedi.

Bölgedeki çiftçiler ayrıca buğday ekinleri üzerinde “sert” bir etkiden söz ederken, bölge de yakın zamanda 18 saatlik elektrik kesintisine maruz kaldı.

Ne yapacaklarını bilmediklerini söyleyen Shahwani, devlet yardımı da olmadığını ve çok az meyvenin olgunlaştığını, çiftçilerin aşırı sıcaklar nedeniyle milyarlarca dolar kaybettiğini vurguladı. Shahwani içerisine düştükleri çaresizliği şu sözlerle anlattı:

“Acı çekiyoruz ve buna gücümüz yetmiyor.”

Pakistan’ın ‘varoluş krizi’

Pakistan’ın İklim Bakanı Sherry Rehman, ülkenin kuzeyinden güneyine dek iklim acil durumu içinde olduklarını ve ülkenin bir “varoluşsal kriz” ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

Hindistan’ın Ahmedabad kentinde sıcak bir yaz gününde işçiler bir şantiye yakınında kasklarıyla  serinlemek için üstlerine su döküyorlar. (30 Nisan 2022)
Fotoğraf: Amit Dave / Reuters

Rehman, sıcak dalgasının ülkenin kuzeyindeki buzulların benzeri görülmemiş bir hızla erimesine neden olduğu ve binlerce kişinin sellere yakalanma riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyardı. Su kaynaklarının da kıt olduğunu belirten Rehman, barajlardaki seviyenin de aşırı derecede düştüğünü söyledi.

‘Sıcak dalgaları uluslararası topluma bir uyarı olmalı’

Rehman, sıcak dalgasının uluslararası topluma bir uyarı olması gerektiğini belirterek “İklim ve hava olayları kalıcı olacak ve küresel liderler şimdi harekete geçmezse, ölçek ve yoğunlukları artacak” dedi.

Gujarat Afet Yönetimi Enstitüsü‘nde yardımcı doçent ve program yöneticisi olan Abhiyant Tiwari ise dünyanın içerisinde bulunduğu iklim krizini şöyle anlattı:

“Aşırı, sık ve uzun süreli sıcak dalgaları artık gelecekteki bir risk değil. Bunlar zaten yaşanıyor ve kaçınılmaz.”

Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından yapılan açıklamada ise “Hindistan ve Pakistan’daki sıcaklıklar değişen bir iklimde beklediğimizle tutarlı. Isı dalgaları daha sık ve daha yoğun, ayrıca geçmişe göre daha erken başlıyor” denildi.

Hindistan Meteoroloji Departmanı’na göre, ülkede hafta sonu boyunca Bikaner, 47.1C ile ülkedeki en sıcak yerdi. Bununla birlikte, kuzeybatı Hindistan’ın bazı bölgelerinde uydular tarafından çekilen görüntüler, yüzey kara sıcaklıklarının 60C‘yi aştığını gösterdi. Bu, olağan yüzey sıcaklıklarının 45 ila 55C arasında olduğu yılın bu zamanında eşi görülmemiş bir vaka.

Hükümete göre, Cuma günü Hindistan’daki en yüksek enerji talebi tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 207.111 MW’a ulaştı. Hindistan, son altmış yılın en büyük elektrik sıkıntısıyla karşı karşıya.

Almanya’da en beğenilen siyasetçilerde ilk üç sıra Yeşiller’in

Almanya‘da yapılan bir ankete göre en beğenilen siyasetçiler arasında ilk kez Yeşiller Partisi’nden bakanlar ilk üç sırada yer aldı.

DW Türkçe‘nin aktardığına göre; Bild gazetesi tarafından kamuoyu araştırma şirketi Insa‘ya yaptırılan anket, Yeşiller Partili Ekonomi ve İklim Bakanı Robert Habeck‘in en beğenilen siyasetçiler sıralamasında birinci sıradaki yerini koruduğunu ortaya koydu.

Baerbock ikinci, Özdemir üçüncü sırada

Her hafta yaptırılan ankete göre, ikinci sırada yine Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock yer aldı. Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir ise bir önceki haftaya göre sıralamada bir basamak yükselerek üçüncü sıraya yerleşti.

Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Olaf Scholz ise en beğenilen siyasetçiler sıralamasında dördüncü sıradan yedinci sıraya düştü. Bild gazetesine sonuçları değerlendiren Insa Genel Müdürü Hermann Binkert, “Yeşiller beklentileri karşılıyor. Şu sıralar insanlar için büyük önem taşıyan konuları ele alıyorlar” dedi. Binkert, Başbakan Scholz’un ise seçmenin beklentilerini karşılayamadığı görüşünü dile getirdi.

En beğenilen politikacılar sıralamasında dördüncü sırada SPD’li Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, beşinci sırada SPD Genel Başkan Yardımcısı Lars Klingbeil ve altıncı sırada Hür Demokrat Partili (FDP) Maliye Bakanı Christian Lindner yer aldı.

Yeşiller oylarını da artırdı

Anket, Yeşiller partisinden politikacıların popülerliğinin partinin oylarına da yansıdığını ortaya koydu. Buna göre, Pazar günü genel seçimler yapılsa Yeşiller’e oy vereceklerin oranı geçen haftaya göre bir puan artarak yüzde 19’a yükseldi. Bir puan kaybeden SPD’nin oy oranı yüzde 23’e düştü. Muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerine oy vereceğini belirtenlerin oranı ise yüzde 27 olarak belirlendi. Koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti‘nin (FDP) oy oranı yüzde 9,5 olurken, sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) bir puan kaybederek yüzde 10,5’e düştü. Sol Parti’nin oy oranı yüzde 4,5’te kaldı.

Bild gazetesi tarafından kamuoyu araştırma şirketi Insa tarafından 29 Nisan-2 Mayıs tarihleri arasında yapılan ankete iki bin 146 kişi katıldı.

Cem Madra vefat etti

Açık Radyo’nun kurucularından, programcı, etnolog, belgeselci ve kütüphaneci Cem Madra vefat etti.

Açık Gazete ve Bosna Savaşı sırasında yaptığı Bosna Günlüğü programı başta olmak üzere Açık Radyo’ya sayısız katkıda bulunmuş olan Cem Madra’nın vefatını Açık Radyo şu sözlerle duyurdu:

Açık Radyo tarafından yazar ve akademisyen Ömer Madra’nın oğlu Cem Madra, 13 Kasım 1995 tarihli Açık Gazete’nin açılış anonsu ve Açık Radyo’nun kuruluş hikayesini anlattığı 2000 yılından şu özel kayıtla anıldı:

 

Atıklardan ürettikleri elbiselerle defile yaptılar: ‘Geleceğe dönüştüren’ çocuklar

İzmir Gaziemir’de Remzi Doğan İlkokulu‘nun eTwinning kapsamında başlattığı ve altı farklı şehirden dokuz öğretmen ve 120 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen “Geleceğe Dönüştür” projesinde beş yaş grubu çocuklar, aylarca biriktirdikleri atıklarla yaptıkları kostümlerle defile, biriktirdikleri eşyayla sergi düzenledi; tohum topları yapıp, takas pazarı kurdu.

“Geleceğe bir nefes de sen bırak” fikriyle yola çıktıklarını belirten öğretmen Müge Çatalbaş‘a göre çocuklar hem atık ve tüketim konusunda bilinçlendi hem de aileleriyle birlikte tasarım yaparak kaliteli vakit geçirdi.

Erken yaşta verilen çevre eğitiminin ve çevreyi koruma bilinci ile büyüyen nesiller yetiştirmenin önemine vurgu yapan Çatalbaş, proje ile çocukların yanında velilerin de bilinçlendirilmesini hedeflediklerini belirtiyor.

Çocuklar cam ve kağıt gibi geri dönüştürülebilen atıkları sınıflarında kendi yaptıkları geri dönüşüm kutularında biriktirdi ve bu materyallerle yeni, özgün ürünler oluşturdu. Bu ürünler okulda velilere, öğretmenlere ve öğrencilere sergilendi.

Kullanmadıkları eşyayı takas ettiler

Biriken atıklarla oyuncaklar yapan çocuklar, ayrıca oynamadıkları oyuncak, kitap, dergi gibi evden getirdikleri eşyayla bir takas pazarı da kurdu.

“Tüketmeden, var olan eşyayı değiş tokuş yaparak yardımlaşma kavramı üzerinde deneyim elde ettiler” diyen Çatalbaş, atık materyallerle pek çok eşya yapılabileceğini söylüyor:

“Kalemlikler, kumbaralar, marakaslar, oyunlar… Kendi sınıfımızda kullanabileceğimiz pek çok şey tasarladık.”

Çocuklar, gazete, dergi ve artık kağıt parçalarından da tohum topları yaptı.

Küçük parçalar haline getirdikleri kağıtları suda bekletip hamur kıvamını alınca içine tohum koyup şekil veren çocuklar, daha sonra bunları toprakla buluşturdu.

 

 

 

Erkekler dört ayda 99 kadını öldürdü

bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre; erkekler Nisan’da en az 29 kadını öldürdü, en az iki kadına tecavüz etti.

2022’nin ilk dört ayında erkekler 99 kadını öldürdü, 34 kadını taciz etti, 83 çocuğu istismar etti, 238 kadına şiddet uyguladı, 11 kadına tecavüz etti. Erkekler en az 262 kadını seks işçiliğine zorladı. 2022’nin ilk dört ayında 70 kadının ölümü basına “şüpheli” olarak yansırken, erkekler, yılın ilk dört ayında en az dokuz çocuğu öldürdü.

2021’in ilk dört ayında 108 kadın öldürüldü

2021’in ilk dört ayında ise erkekler, 108 kadını öldürdü, 37 kadını taciz etti, 49 çocuğu istismar etti, 39 kadına tecavüz etti. Erkekler en az 256 kadını seks işçiliğine zorladı, en az 253 kadına da şiddet uyguladı, yaraladı. 2021’in ilk dört ayında 74 kadının ölümü basına “şüpheli” olarak yansırken, erkekler, yılın ilk dört ayında en az yedi çocuğu öldürdü.

Sistematik şiddet, faili meçhul cinayet ve ölüm tehditleri

Hatay’da bir kadın kendisine sistematik şiddet uygulayan ve işkence eden kocasına karşı meşru müdafaa hakkını kullandı.

Erkekler, Nisan’da Kırıkkale, Mersin, İzmir ve Diyarbakır’da kadınları öldürmekle veya kadınlara zarar vermekle tehdit etti.

Urfa’da Suriyeli bir kadının ölümü basına “faili belirlenmemiş cinayet” olarak yansıdı.

Nisan’da en az 29 kadın erkekler tarafından öldürüldü

Erkekler, Nisan’da en az 29 kadını öldürdü; geçen yıl bu sayı 17 idi. Ayrıca erkekler, kadınların yanında bulunan en az beş erkeği de öldürdü.

Erkeklerin öldürdüğü kadınlardan biri Azerbaycan, bir kadın da Özbekistan vatandaşıydı. Üç erkek, üç kadını hapishaneden izinli çıkarak öldürdü.

Erkekler en az yedi kadını “koruma” veya “uzaklaştırma” kararına rağmen öldürdü.

Erkeklerin öldürme ‘bahaneleri’

Erkeklerin 12 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler 12 kadını ayrılmak istediği veya barışmak istemediği için öldürdü. İki kadını velayet, iki kadını miras tartışması sırasında öldüren erkekler, bir kadını da kıskançlıkbahanesi” ile öldürdü.

22 kadını kocası, eski kocası veya sevgilisi öldürdü. Bir kadını oğlu, seks işçisi bir kadını “müşterisi”, beş kadını da damadı, torunu, eniştesi gibi akrabaları öldürdü.

Kadınları öldüren 29 failden 15’i tutuklandı. 11 fail intihar etti. Bir failin hukuki süreci basına yansımadı.

Bir failin hukuki süreci basına “aranıyor”, bir failin hukuki süreci de “gözaltında” diye yansıdı.

Çocuğa şiddet-Çocuk cinayeti

Ankara’da bir, İstanbul’da da bir olmak üzere iki çocuğu babası ağır bir şekilde yaraladı. Balıkesir’de bir baba 3 yaşındaki oğlunu öldürdü.

Çocuklara şiddet uygulayan erkeklerden biri tutuklandı, biri gözaltına alındı. Çocuğunu öldüren babanın hukuki süreci de basına yansımadı.

Tecavüz ve taciz

Basına yansıyan bilgilere göre erkekler, Nisan’da en az iki kadına tecavüz etti. Geçen yıl aynı ay erkeklerin tecavüz ettiği kadın sayısı dokuzdu.

İki kadına da tecavüz eden kim olduğu bilgisi basına yansımadı. Erkekler iki kadına da ev dışındaki alanlarca tecavüz etti. Kadınlara tecavüz eden iki fail de aranıyor.

Nisan 2022’de erkekler en az 14 kadını taciz etti. Bu sayı geçen yıl aynı ay sekiz idi.
Erkekler, 11 kadını sözlü ve fiziki yollarla taciz etti. Erkekler üç kadını da fotoğrafını veya videosunu çekerek taciz etti.

Erkekler 14 kadını ev dışı alanlarla taciz etti. Kadınları taciz eden 13 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.

Kadınları taciz eden 13 fail erkek vardı. Altı erkek tutuklandı. Bir fail hakkında yasal işlem başlatıldı. Bir failin hukuki süreci basına yansımadı. İki fail aranıyor, 3 fail erkek gözaltına alındı.

Çocuk istismarı

Erkekler, Nisan’da en az 18 çocuğu istismar etti. Geçen yıl aynı ay bu sayı sekiz idi.

En az 12 çocuğu istismar eden 30 erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı. Dört çocuğu öğretmeni, bir çocuğu devlet memuru bir erkek, bir çocuğu da servis şoförü istismar etti.

Erkekler, 18 çocuğu okul, sokak gibi ev dışı alanlarda istismar etti. Erkeklerin istismar ettiği çocuklardan biri Iraklıydı.

Çocukları istismar eden 33 fail erkek vardı. 24 fail tutuklandı. Altı fail serbest bırakıldı. Bir fail aranıyor. İki fail gözaltına alındı.

Şiddet/Yaralama

Erkekler, Nisan’da en az 52 kadına şiddet uyguladı. Geçen yıl da aynı ay bu sayı, 68 idi.

Erkeklerin şiddet uyguladığı 12 kadın “ağır” hasta olarak hastaneye kaldırıldı. Erkekler en az sekiz kadına “koruma kararını” ihlal ederek şiddet uyguladı.
Erkeklerin şiddet uyguladığı kadınlardan biri Fransızdı.

En az 39 kadını kocası, eski kocası, sevgilisi erkekler yaraladı. Sekiz kadını yaralayan sekiz erkeğin yakınlık derecesi basına yansımazken, beş kadını da baba, abi, torun gibi ailesinden erkekler yaraladı.

Erkeklerin 36 kadına şiddet uygulama “bahanesi” basına yansımazken, erkekler 14 kadına ayrılmak istediği, barışmak istemediği için şiddet uyguladı. Erkekler, dört kadını da kıskandığı için yaraladı.

Erkekler, 27 kadını ev dışı alanlarda, 24 kadını ev içinde yaraladı. Erkekler bir kadına sosyal medyada şiddet uyguladı.

Kadınlara şiddet uygulayan en az 52 fail vardı. Sadece üç fail tutuklandı. Faillerden 19’unun hukuki süreci basına “yasal işlem başlatıldı” diye yansıdı.

Altı fail gözaltına alındı. Dört failin hukuki süreci basına “aranıyor”, “kaçtı” diye yansırken, dört failin hukuki süreci “serbest bırakıldı” diye yansıdı. En az 16 failin hukuki süreci basına yansımadı.

Seks işçiliğine zorlama

Erkekler, Nisan’da en az 38 kadını seks işçiliğine zorladı. Geçen yıl aynı ay bu sayı, 58 idi. Seks işçiliğine zorlanan beş kadın Türkiye vatandaşı değildi. Seks işçiliğine zorlananlar arasında çocuklar da vardı.

Kadınları seks işçiliğine zorlayan 29 fail vardı. 17 fail tutuklandı. Altı fail gözaltına alındı, altı fail de gözaltından serbest bırakıldı.

Fransa’da sol ittifakın ayak sesleri: Yeşiller ve Melanchon anlaşmaya vardı

Jean-Luc Mélenchon‘un partisi La France Insoumise (LFI- Boyun Eğmeyen Fransa) ve Fransa’nın Yeşiller partisi Europe Ecologie-Les Verts (EELV), Haziran ayında yapılacak parlamento seçimlerinde Başkan Emmanuel Macron’a karşı ortak bir cephe oluşturmak için anlaşmaya vardı.

1 Mayıs’ta yayımlanan ortak bildirilerinde partiler, “yeni popüler ekolojik ve sosyal birlik” adını verdikleri hareket kapsamında 12 ve 19 Haziran’da yapılacak iki tur oylamada birbirleriyle rekabet etmemeyi kabul etti.

Emmanuel Macron‘un adaletsiz ve acımasız politikalarını izlemesini önlemek ve aşırı sağı yenmek için seçmenlerin çoğunluğundan milletvekillerini seçmek istiyoruz” ifadelerine yer verilen metinde emeklilik yaşının 60’a inmesi, asgari ücretin 1400 Euro’ya yükseltilmesi ve temel ürünlerde fiyatları sınırlamak gibi hedeflerde mutabakata varıldı.

 

Anlaşma, iki partinin ilki 12 Haziran’da yapılacak seçimlerin ilk turunda, Fransa genelinde aynı bölgelerde ayrı adaylar çıkarmayacağı ve Yeşillerin yaklaşık 100 seçim bölgesinde aşırı solun muhalefeti olmadan seçimlere girmesine izin vereceği anlamına geliyor.

Yeşil ve LFI milletvekilleri gelecekte birliğin adayları olarak yer alacaklar.

Solda Avrupa Birliği anlaşmazlığı

İki partinin bir süredir yürüttüğü müzakerelerde AB konusundaki tutumlarının önemli bir anlaşmazlık noktası olduğu belirtilmişti.

Mélenchon’un Yeşiller ile yaptığı anlaşmada iki taraf, Fransa’nın AB’den çıkmaması veya Eurodan vazgeçmemesi konusunda anlaşsalar bile, bütçeler ve rekabet konuları da dahil olmak üzere “Avrupa Birliği kurallarından bazılarına uymamaya hazır” olduklarını söyledi.

Her iki parti de de AB’nin “neoliberal” seyrine son vermek istediğini ve bunun yerine “ekolojik ve sosyal inşaya hizmet eden yeni bir projeyi” hedeflediklerini ifade etti.

Fotoğraf: Julien Mattia / AA

Melenchon, ülkedeki Sosyalist ve Komünist partilerin de yeni ittifakına katılmasını umuyor. Fakat bu sol blok, Fransa’nın Sosyalistleri‘ni ikna edemeyebilir.

Merkez sol parti, Melenchon’un Fransa’nın  AB kurallarına uymaması gerektiği görüşüne karşı çıkıyor.

Sosyalist parti başkanı Olivier Faure da Pazar günü “Biz Frexiter (Fransa’nın AB’den çıkışını savunanlar) değiliz” dedi.

Ortak bildiri, nükleer enerji konusunda bir şey söylemiyor ancak nükleer enerjinin aşamalı olarak kaldırılmasına ve tüm yeni projelerden vazgeçilmesine atıfta bulunuyor. Bunun, nükleer enerji sektörünü yenilemeye kararlı olan Komünistlerle anlaşmayı zorlaştırabileceği öne sürülüyor.

Fakat bazı AB serbest piyasa politikalarının reforma ihtiyacı olduğu konusunda hemfikir oldukları bilinen Faure ve Mélenchon, 1 Mayıs gösterileri sırasında kucaklaşırken görüldü.

Yeşiller ve Melanchon arasındaki anlaşma, nisan ayında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üçüncü olan ve ikinci turu kıl payı kaçıran Melenchon’un, tüm sol eğilimli partileri hareketiyle güçlerini birleştirerek “(kendisini) başbakan seçmeye” yönelik çağrısının ardından geldi.

Melenchon, Fransa’nın Avrupa Birliği’nden çıkmasından yana olmasa da Fransa’nın NATO‘dan ayrılmasını savunuyor.

Macron cephesinden anlaşmaya karşı tepkiler geldi. Macron’un partisinden milletvekili Pieyre-Alexandre Anglade, AB yanlısı olan Yeşiller’in “AB kurallarının bazılarına uymamayı taahhüt ettiği metne ilişkin bir tweet’inde, “Birkaç seçim bölgesi karşılığında kendini Avrupa düşmanı ve milliyetçi bir parti olan France Insoumise’e satmak, Yeşillerin ideolojik çöküşü hakkında söylüyor” dedi.

Parlamentoda rekabet

Geçen ay ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilen Macron, emeklilik yaşını artırma planını da içeren iş dünyası ve AB yanlısı yasama gündemini hayata gçirebilmek için milletvekillerinin çoğunluğunun desteğine ihtiyaç duyuyor.

Fransa’nın siyasi yelpazesinin solundaki ve sağındaki muhalefet partileri, Haziran ayında yapılacak parlamento seçimlerinde parlamentoyu kontrol etme ve böylece Macron’un reformlarını engelleme umuduyla partisini yenmek için ittifaklar kurmaya çalışıyor.

Fotoğraf: Christophe Petit Tesson / REUTERS

Fakat Parlamento seçimleri öncesindeki ilk kamuoyu yoklamalarına göre, bir sol ittifak Macron’u destekleyen bloğa karşı çoğunluğa ulaşaması zor.

Le Monde köşe yazarı Gilles Paris,  seçimlerinin ilk turundan önce bir sol koalisyon kurmaya çalışan Melenchon’un gelecekteki başbakan olma ihtimalinin düşük olduğunu yazdı.

Anketler, Macron ve müttefiklerinin 577 sandalyeli Ulusal Meclis‘te çoğunluk elde etme şansının olduğunu gösteriyor. Fakat Macron, hem sağdan hem de soldan sert bir rekabetle karşı karşıya kalacak.

Yarı başkanlık sistemi uygulanan Fransa’da  Cumhurbaşkanı başbakanı göreve atıyor. Parlamenter sistemden farklı olarak devlet başkanı seçimi ile parlamento seçimleri ayrı ayrı yapılıyor; başkan, seçildikten sonra ülkeyi milletvekili seçimlerine götürüyor ve daha sonra güvenoyu yapılıyor. Farklı partiler, ittifaklarveya var olan partiler ortaya bir başkan adayı sunuyor.

ABD Yüksek Mahkemesi’nin görüşü sızdırıldı: Kürtaj hakkını koruyan emsal karar iptal edilebilir

Amerika Birleşik Devletleri‘nde (ABD) Politico isimli yayın organı tarafından sızdırılan ABD Yüksek Mahkemesi’nin (Supreme Court) görüş taslağı, kürtaj hakkını ülkenin birinci gündemi haline getirdi.

Sızan belgeye göre Yüksek Mahkeme, yaklaşık yarım yüzyıldır kadınların kürtaj hakkını garanti eden dönüm noktası niteliğindeki Roe-Wade kararını iptal etmek için oy kullandı.

98 sayfalık belgenin yayımlanması, mahkemenin modern tarihinde eşi görülmemiş tarihi bir olay. İlk görüş taslakları, nihai karar açıklanmadan önce neredeyse hiçbir zaman sızdırılmamıştı.

Yüksek Mahkeme, açıklamasında belgenin gerçek olduğunu doğruladı ancak görüş taslaklarının nihai kararla aynı olmayabileceğine vurgu yaptı.

Taslak sızdırıldığından bu yana kürtaj hakkını savunanlar, başkentte protesto gösterileri düzenliyor. ABD Başkanı Joe Biden ve Demokratlar kararın iptaline karşı harekete geçme söz verse de, mahkemenin bu görüşe benzer karar alması sonucunda alabilecekleri güçlü bir aksiyon bulunmuyor.

Fotoğraf: Leigh Vogel / The New York Times

Neden önemli?

1973’teki dönüm noktası niteliğindeki davada anayasal kürtaj hakkını tesis eden Roe-Wade kararı, o zamandan beri Amerikan içtihatlarının merkezinde yer alıyor.

Roe v. Wade (Roe Wade’e karşı) olarak bilinen bu emsal karar, 1969 yılında “Jane Roe” takma isimli 25 yaşındaki kadının kürtajı yasaklayan Teksas eyaletine açtığı davada, kürtaj karşıtı yargıç Henry Wade‘e rağmen kazanmasıyla alınmıştı.

Roe-Wade kararı ile ABD’nin en üst mahkemesi, kadınların hamileliklerini sonlandırma haklarının ABD Anayasası ile güvence altında olduğuna hükmetti. Bu emsal karar ile ABD’de kadınların ilk üç ayında hamileliklerini sonlandırma konusunda mutlak hakkı 49 yıldır korunuyor.

Eyaletler, yalnızca ilk üç ay sonrasında kürtaja kısıtlama getirebiliyor. Fakat bu kararın iptali halinde, her eyalete kendi kürtaj sınırlarını belirleme hakkı verilmiş olacak. Yaklaşık 20 muhafazakar eyalet kararın iptali halinde kürtajı yasaklamayı veya ciddi şekilde kısıtlamayı planlıyor.

Fotoğraf: Jose Luis Magana / AP

Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında bitmeyen kavga: Kürtaj

Sızan taslağa göre altısı Cumhuriyetçi ve üçü Demokrat dokuz yargıçtan oluşan Yüksek Mahkeme ise daha önce türlü kısıtlamalara rağmen iptali hiç gündeme gelmemiş bu kararın, Yargıç Samuel A. Alito Jr.’ın tabiriyle “feci şekilde yanlış” olduğunu belirterek oylamaya açtı.

Bu oylama, muhafazakar Missisipi eyaletinin 15 haftadan itibaren kürtajı yasaklayan yasasının Yüksek Mahkeme’ye taşındığı dava kapsamında yapıldı.

Bununla birlikte, ülke genelindeki valiler ve yasa koyucular, “Roe- Wade sonrası” bir döneme hazırlanmak için harekete geçti.

California gibi liberal eyaletler kendi yetki alanlarında kürtaj haklarını koruma sözü verirken Güney Dakota, Arkansas, Georgia, Indiana, Oklahoma gibi muhafazakar eyaletlerdeki liderler, Yüksek Mahkeme karar verir vermez kürtaj yasağı koymak için özel yasama oturumları çağrısı yaptı.

Biden liderliğindeki Demokratlar, kürtaj hakkını sonbaharda yapılacak Kongre seçimlerinin belirleyici bir konusu haline getirmeye söz verdiler. Cumhuriyetçiler, Demokratları belgeyi mahkemeyi korkutmak ve manipüle etmek amacıyıla sızdırmakla suçladı.

Biden,  “Mahkeme Roe-Wade kararını kaldırırsa, kadınların seçme hakkını korumak, ulusumuzun her düzeydeki seçilmiş yetkililerine düşecek” dedi. Demokrat lider New York’tan Senatör Chuck Schumer durumu”iğrenç” olarak nitelendirken Meclis Başkanı Nancy Pelosi de mahkemeyi “kendi emsal kararının 50 yıllık geçmişini yüzsüzce görmezden gelmekle” suçladı. Meclis’teki Cumhuriyetçi liderler ise, olası iptali “en temel ve değerli hakkımız olan yaşam hakkını koruyan bir karar” olarak nitelendiren ortak bir bildiri yayınladı.

Fotoğraf: Jose Luis Magana / AP

Sızdırılan görüş taslağı, kürtaj hakkına karşı Cumhuriyetçilerin sunduğu argümanlarla bezneşiyor: Anayasanın kürtaj konusunda hüküm vermediğini , metninde veya yapısında hiçbir şeyin anayasal kürtaj hakkını desteklemediğini söylüyor. Taslağa göre uygun yaklaşım, kararı eyalet yöneticilerine bırakmak.

Protestocular, Yüksek Mahkeme’nin ve Kongre’nin önünde “Bedenimden elini ve yasaklarını çek”, “Katil değil, seçim hakkı olan bir kadınım”, “Kürtaj bir insan hakkıdır” pankartlarıyla gösteriler düzenliyor.

CHP’den gıda krizi için araştırma komisyonu talebi: Yarın değil, şimdi

TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan ve 30 CHP’li milletvekilinin imzasıyla Meclis Başkanlığı’na sunulan önergede, biyolojik çeşitlilik ve kaynaklarının korunarak iklim krizinin etkilerine uyumlu bir ulusal gıda politikası oluşturmak için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını talep edildi. Önergede gıda krizinin önemine şöyle değinildi:

“Küresel salgın ve ekonomik çıkmazla birlikte yükselen kapitalizmin krizi; iklim yıkımının ülkeler ve toplumlar üzerindeki etkisini vahşileştirdi. İklim krizinin tüm insanlığı etkileyecek sonuçlarından biri de gıda krizi olacak.”

Kurulması istenen komisyonun amaçları arasında şunlar yer alıyor:

  • Vahşi sulama ve pestisit gibi tarım zehirleri başta olmak üzere uygulanan yanlış tarım politikaların tespit edilerek tarımda iklim dostu politikaların belirlenmesi,
  • Hayvancılık alanındaki sorunların belirlenerek iklim krizi kapsamında gerekli tedbirlerin alınması,
  • Deniz ekosisteminin dolayısıyla sofraya gelen deniz canlılarının korunması hedefiyle gerekli politikaların geliştirilmesi,
  • Tüm bunlar kapsamında biyolojik çeşitlilik ve kaynaklarının korunarak iklim krizinin etkilerine uyumlu bir ulusal gıda politikası oluşturulması ve hızla uygulamaya geçilmesi…

‘Yarın değil, hemen şimdi’

CHP’li Murat Bakan, önergenin gerekçesine ilişkin olarak “Yerkürenin ısınması, iklimlerin değişmesi, su kaynaklarımızın hızla kirlenmesi ve tükenmesi yanında vahşi sulama ve pestisit gibi tarım zehirleri başta olmak üzere yanlış tarım uygulamalarındaki ısrar, toprağı ve dolayısıyla gıda üretimini hızla tahrip ediyor” dedi.

Yalnızca topraktan üretim değil; sofraya gelen her türlü gıdayla ilgili, hayvancılık ile deniz canlıları için de aynı bilinç ve hassasiyetle hareket edilmesi gerektiğini belirten Bakan, şunları aktardı:

“Yerli gıda üretiminde bizzat iktidar tarafından zayıflatılarak dışa bağımlı hale gelen ülkemizin için; üretim, üretim aşamaları, gıda güvenliği ve gıdaya erişim konularında yanlış politikalardaki ısrarından vazgeçmek, iklim krizi gerçeğiyle yüzleşip gerekli tedbirler için radikal kararlar almak zorundayız. İklim acil durumundan dolayı yakın gelecekte bizi bekleyen gıda krizine karşı hazırlıklı olmak için gıda üretimi, gıda güvenliği ve gıda tedariki konularında hatalı uygulamalardan vazgeçip, hızla ulusal gıda politikamızı belirlemeliyiz. Yarın değil, hemen şimdi. Harekete geçmediğimiz her gün, geri dönüşü mümkün olmayan sonu hızlandırıyor.”