Ana Sayfa Blog Sayfa 583

Yurttaşlar deprem anını anlattı: Yer böyle kaynadı…

Video haber: Gürcan ÖZTÜRK

*

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından enkaz haline dönen kentlerden biri de Gaziantep oldu. Gaziantep’e bağlı Nurdağı‘nda oldukça büyük bir yıkım var. Bu yıkımın ötesinde deprem anında yaşananlar da ayrıca bir yük oluşturuyor. Hayvanlarıyla birlikte depremden kurtulan aile “Yer böyle kaynadı” diyor deprem anını hatırlarken. Nasıl çıkabildiklerine hayret ediyor, sıradan bir günde gösteremedikleri hızlı hareket edebilme yeteneklerinin o anda geliştiğini söylüyor. Normalde ağrılarından dolayı namaz kılmanın bile kendisi için zor olduğunu anlatan yurttaş, o anda kanser hastası çocuğunu ve ailesini nasıl dışarı çıkması için yüreklendirdiğini anlatıyor.

Nurdağı’nda vatandaşlar dondurucu soğukta kalmamak için çadır ve konteyner bekliyor. Yakınları olanlar şehri terk ediyor. Ancak yakını olmayan insanlar hayvanlarıyla birlikte öylece dışarıda kalmış durumda. Depremin tüm psikolojik etkisine ve acılara ek olarak barınma, sağlık, güvenlik ve iletişim sorunları devam ediyor. Depremzedeler için her gün bir mücadeleyle geçiyor:

Cengiz Holding’e ‘süper’ yatırım teşviki

Depremden etkilenenler için dün düzenlenen bağış kampanyasında 3 milyar TL bağış yapan Cengiz Holding’e bu sabah  3 milyar 10 milyon TL’lik yatırımı için teşvik verildi.

Holding’e ait şirketlerden Eti Alüminyum AŞ’ye ilişkin teşvik Resmi Gazete’de yayımlandı.

Konya‘da yapılacak yatırım projesi yüzde 100 vergi indirimi ve yüzde 85 yatırıma katkı oranı olmak üzere gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, KDV iadesi, vergi indirimi, azami tutar sınırı olmaksızın 10 yıl sigorta primi işveren hissesi desteği, azami 75 milyon TL nitelikli personel desteği ve 200 milyon lirayı aşmayacak enerji desteği gibi teşviklerden yararlanacak.

Yatırım süresi beş yıl

Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’na göre, söz konusu yatırımının süresi 5 yıl olarak belirlendi. Yatırımın öngörülen sürede gerçekleştirilememesi halinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından bu sürenin yarısı kadar daha ek süre verilebilecek.

Geçen yıl 1 Aralık’ta başlayan projenin öngörülen sabit yatırım tutarı 3 milyar 10 milyon 545 bin 522 lira. Yatırımla öngörülen ilave istihdam 285, öngörülen nitelikli personel sayısı ise 45.  Yatırım süresi sonunda yılda 100 bin ton sıcak ve/veya soğuk haddelenmiş alüminyum yassı mamul üretilmesi planlanıyor.

Yatırım projesi, gümrük vergisi muafiyeti (vergi indirim oranı yüzde 100, yatırıma katkı oranı yüzde 85, yatırım katkı tutarının yatırım döneminde kullanılabilecek oranı yüzde 100), KDV istisnası, KDV iadesi, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği (azami tutar sınırı olmaksızın 10 yıl), nitelikli personel desteği (azami 75 milyon TL), enerji desteği (işletmeye geçiş tarihinden itibaren 10 yıla kadar 200 milyon lirayı aşmamak üzere enerji tüketim harcamalarının yüzde 50’si) gibi teşviklerden yararlanacak.

Personel desteği de verilecek

Nitelikli personel desteği, her bir nitelikli personel için asgari ücretin aylık brüt tutarının 20 katını geçmemek üzere 5 yıl uygulanacak.

Enerji desteği, kısmen işletmeye geçildiğinin Bakanlıkça tespit edildiği veya yatırımın tamamlama vizesinin yapıldığı ayı takip eden aydan itibaren Kararda belirlenen oran ve süre aşılmamak kaydıyla azami destek tutarına ulaşıncaya kadar devam edecek.

Yatırımın tamamlanmasını müteakip, tamamlama vizesi için firma tarafından Bakanlığa müracaat edilecek. Karar hükümleri Sanayi ve Teknoloji Bakanınca yürütülecek.

İkizdere’deki taş ocağı faaliyetleri hız kesmeden devam ediyor

Öte yandan Rize’nin İkizdere ilçesindeki Eskencidere Vadisi‘nde süren taş ocağı çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.

Cengiz İnşaat’ın yapımını üstlendiği liman inşaatına taş temin etmek için vadide ve civar köylerde büyük hasar yaratan ocak çalışmalarının Türkiye’nin yasta olduğu bir süreçte de devam etmesine tepki gösteren İkizdereli direnişçilerden Dursun Baş, Eskincedere vadisindeki  direniş çadırını Depremzedelere gönderdi.

Maraş depreminde 11’inci gün: Resmi verilere göre can kaybı 36 bin 187

Geçtiğimiz hafta meydana gelen Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler nedeniyle Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde hayatını kaybedenlerin sayısı, afetin 11’inci gününde resmi verilere göre 36 bin 187.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamalara göre; enkazdan sağ kurtulanlar, depremden etkilenenler ve deprem kaynaklı yaralanmalarla hastaneye başvuranlar olmak üzere toplam 108 bin 68 yaralı bulunuyor.

216 bin 347 afetzede, bölgeden diğer illere tahliye edilirken, tahliye çalışmaları devam ediyor.

Vatandaş soruyor: Bu mu bizim hak ettiğimiz insanlık?

Video haber: Gürcan ÖZTÜRK

*

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 10 il hala enkaz halinde. Vatandaşların kendi ceplerinden sağladıkları yardımlarla depremin ilk gününden itibaren yardım etmeye çalıştığı deprem bölgesinde AFAD ekiplerinin ilk gününde ulaşamadığı ve dolayısıyla arama kurtarma çalışması yapamadığı, hükümetçe yalnız bırakılmasıyla en çok gündem olan il ise Hatay oldu. Hatay, Kırıkhan’dan bir vatandaş ise arkasındaki yıkık camiiyi göstererek isyan ediyor. “Bu mu bizim hak ettiğimiz insanlık?” diye soruyor.

Vatandaş neden hala kimsenin istifa etmediğini soruyor. Daha fazla yüksek binaların yapılmasına izin verilmemesini söyleyen Hülya Çetin, kayıplarını dile getiriyor. Sıraladığı kayıp listesi ise ne yazık ki oldukça uzun. Yeşil Gazete‘ye konuşan vatandaş şunları söylüyor:

Merkez Bankası’nın deprem bağışı: Halkın parası nasıl halka bağışlanıyor?

Kahramanmaraş merkezli iki depremin vurduğu 11 ilde depremzedelerin yardım sağlamak ve yeni konutların inşası için organize edilen ‘Türkiye Tek Yürek‘ kampanyası düzenlendi. Türkiye’nin sekiz ulusal televizyon kanalı ATV, FOX, Kanal D, Kanal 7, Show TV, Star TV, TRT 1 ve TV8 depremzedeler için yardım yayını yaptı.

Milyonlarca kişinin katıldığı kampanyada 115 milyar 146 milyon 528 bin lira bağış toplandı. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında ayni ve nakdi bağışların tamamı vergi matrah indirimi olarak sayılacak.

Merkez Bankası‘nın yaptığı bağış, tartışmaları beraberinde getirdi. Yayına bağlanan isimlerden Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, Merkez Bankası’nın 30 milyar TL bağışta bulunduğunu açıkladı. Sosyal medyada ise birçok isimden tepki geldi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, “Sevgili Beşli Çeteler, Bu akşamki bağış performansınız gözlerimi yaşarttı. Dekontları mutlaka saklayın; onları 418 milyar dolarlık borcunuzdan düşeceğim” dedi.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, “MB (Merkez Bankası) depreme 30 milyar TL bağışta bulundu. Kardan mı, para basarak mı, nasıl muhasebeleştirildiğini görünce anlayacağız. Kardan ise bu zaten kurumlar vergisi ödendikten sonra Hazineye transfer edilecek bir tutar” diye yazdı.

Gazeteci Timur Soykan, “İki, üç gün boyunca yıkılmış şehirlere ulaşamayan AFAD ile günlerce çadır dağıtamayan Kızılay için TV’lerin ortak yayınıyla bağış toplandı. Merkez Bankası 30 Milyar TL, kamu bankaları da milyarlarca lira bağış açıklarken herkes sordu: Halkın parası nasıl halka bağışlanıyor” ifadelerini kullandı.

Ekonomist Uğur Gürses, “Kamu kurum ve bankalarının Hazine kesesinden bağış yapmaları tuhaf değil mi? Aralık ayında Hazine’den 20’şer milyar, toplam 60 milyar TL sermaye konan kamu bankaları, 7, 12 ve 20 milyar TL, toplam 39 milyar TL bağış yapıyor. Bütçeden yapılmasının ne sakıncası var? Merkez Bankası da 30 milyar TL’yi karşılıksız basacak.  TBMM‘de ek bütçe çıkararak yapılacak işler yan yollarla yapılıyor, usulsüz yapılıyor” diyerek tepki gösterdi.

Erdoğan Kabine’nin bağış yaptığını hatırlattı, yeni bağış yapmadı

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tek Yürek Türkiye bağış kampanyasında önceki günkü Kabine toplantısında 136 milyon 589 liralık yardım topladığını hatırlattı, yeni bir bağış yapmadı. Erdoğan, şunları söyledi:

“Dünkü Kabine Toplantısı’nda kendi aramızda 136 milyon 589 liralık yardım topladık. Bu meblağın içinde bizim katkımız da elbette var. Yurt içinden ve yurt dışından AFAD hesaplarına gelecek her kuruş, depremzedelerimiz için kullanılacaktır. Tüm kamu bankalarının katılımda paylarının ne olacağını izleyeceğiz. İnşallah bugün rekor kıracak rakamla milletimiz yüce gönüllüğünü gösterecektir. İlk anda 100 milyar olarak Hazine Maliye‘den destek verdik. Bundan sonra da konut yapımı sırasında ne gerekiyorsa vermeye devam edecektir.”

Toplam bağış miktarının dörtte üçü, yine hükümet kontrolündeki devlet kuruluşlarından geldi. Para basma yetkisine sahip bir devlet kuruluşu olan ve 30 milyar lira bağışlayan Merkez Bankası’nın da aralarında bulunduğu kuruluşların, bir anlamda parayı devletin bir cebinden alıp diğerine koyduğu düşünülüyor.

AFAD ve Kızılay’a aktarılarak depremzedeler yararına kullanılacak olan ‘bağış’ları yapan bankalar ve şirketler şöyle:

  • Merkez Bankası 30 milyar TL
  • Ziraat Bankası 20 milyar TL
  • Vakıf Bank 12 milyar TL
  • Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve bağlı şirketler 3,6 milyar TL
  • Turkcell 3,5 milyar TL
  • Türkiye Sigorta 2 milyar TL
  • Türk Telekom 2 milyar TL
  • THY 2 milyar TL
  • Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) 2 milyar TL
  • Borsa İstanbul Grubu 2 milyar TL
  • Ziraat Katılım 1 milyar TL
  • Vakıf Katılım 1 milyar TL
  • Emlak Katılım 1 milyar TL
  • Emlak Konut 1 milyar TL

Siyasetçiler maaşlarını bağışladı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da yayına bağlanarak bir maaşını bağışladığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Herkes kendi imkanları dahilinde bir şeyler yapıyor küçük, büyük. Ben de imkanım dahilinde bir maaşımı daha bağışlamak istiyorum” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için diyerek ben ve eşim birer maaşımızı bağışlıyoruz” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da kendisi ve eşinin birer maaşlarını yardım kampanyasına bağışladığını kaydetti.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, “Geçen hafta 3 maaş bağışlamıştım. Bu kampanya kapsamında bir maaşımı daha bağışlıyorum” dedi.

Haluk Levent ve Oğuzhan Uğur’dan 1 milyon lira

14 Şubat’ta iktidar çevresi deprem bölgesinde yardım organizasyonlarını sürdüren AHBAP Derneği ve Babala TV‘yi hedef almıştı.

Depremin ardından bir yandan yardımları koordine ederken bir yandan da topladığı bağış miktarı 1 milyar TL’yi aşan ve hedef gösterilen AHBAP’ın başkanı Haluk Levent, televizyon kanallarının ortak yayınıyla başlatılan kampanyaya da bireysel bağış yaptı.

Twitter’dan yaptığı paylaşımda “TV ye bağlanmak istedim ama olmadı” diyen Levent “Yıllarca beraber çalıştığımız eskisinden yeni yöneticisine kadar görüştüğüm bildiğim hatta yangınlarda sellerde özverili çalışmalarına tanık olduğum AFAD emekçileri geldi aklıma. Onlara selam olsun. Ben de 500 bin TL bağış açıklıyorum” ifadelerini kullandı.

Yardım çalışmaları nedeniyle hedef gösterilen bir diğer isim olan Oğuzhan Uğur da sahibi olduğu Babala TV adına kampanyaya 500 bin TL bağışladığını duyurdu.

Uğur Twitter’dan “Yoğunluktan sanırım, biz de bağlanamadık ama dostlarımız oradaydı. Sayelerinde ulaşabildim ve Türkiye Tek Yürek kampanyasına ekibim adına 500 bin TL bağışladım. Bir damla su olsun” paylaşımı yaptı.

Bağışların vergiden düşülmesine dair yanlış kamuoyu algısı

AFAD Deprem Bağış Kampanyası’na yapılan bağışların vergiden düşülmesine dair kamuoyunda yanlış bir algının oluştuğu, bağış tutarlarının tamamının vergiden doğrudan düşüleceğinin sanıldığı görüldü.

Malumarfuruş‘un aktardığına göre, depremzedelere yardım kampanyasına yapılan bağışların vergi durumuna dair bir husus göz ardı ediliyor: Bağışlar vergi tutarından değil, vergi matrahından düşülüyor.

Bağışların vergiden düşülebileceği husus aslında kurum kazancından bağış tutarının düşülmesi. Yapılan bağış tutarının tamamı doğrudan vergi tutarından düşülmüyor. Bağış miktarı vergi matrahından düşülüyor, geri kalan tutar vergilendiriliyor. Zarar beyan edilmesi durumunda hâliyle bağışların vergiden indirim imkânı bulunmuyor.

Vergi mükelleflerinin gelirlerinden giderlerinin düşülmesiyle elde edilen kâr tutarı vergi matrahını oluşturuyor. Bağış ve yardımların toplamının cari yıla ait kazancın yüzde 5’ine kadar olan kısmı, kurumlar ve gelir vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla ve beyana tabi gelir veya kurum kazancı varsa indirilebiliyor. Yüzde 20’lik vergiye tabi bir şirket ya da şahıs, verdiği bağışın yüzde 20’sini vergiden düşebiliyor.

Orman Kanunu değişti: Havalimanı etrafına otel ve AVM yapılabilecek

Tarım ve Orman Bakanlığı‘nın ‘Orman Kanununun 17’nci Maddesinin Üçüncü Fıkrasının Uygulanması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ yayınlandı.

Eklenen yeni fıkraya göre üzerinde ağaç ve ağaççık toplulukları bulunmayan, ormancılık faaliyetleri ve teknik olarak orman kurulması mümkün olmayan, fiilen taşlık, kayalık, verimsiz orman alanlarında lisanslı güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesislerine izin verilebilecek.

Diğer fıkraya göreyse hava alanı veya havalimanlarında pistlere, taksi yollarına, apron ve bunlara bitişik sahalara; hava araçlarının kalkmasını, inmesini ve yer manevralarını yapmasını sağlayan, hava araçlarının yakıt, bakım ve diğer ihtiyaçlarının karşılanmasını ve yük ve yolcu indirilip bindirilmesini temin edici tesislere ve belirli durumlarda doğrudan uçuş faaliyeti amacıyla kullanılan bina ve yapılara veya bunların bazı kısımlarına ve bu bölümlerin hepsine girişin kontrollü olduğu yerler ve yolcuların sağlık, otel, motel, lokanta, akaryakıt istasyonu, dini tesis, terminal binaları, alışveriş üniteleri gibi zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak tesislere izin verilebilecek.

Koca’nın önünde patlayan soba, depremzedelerin ateşlerini, yanıklarını hatırlattı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, depremden etkilenen Hatay’daki Sahra Hastanesi‘nde sağlık personeliyle bir araya geldi.

Görüşme sırasında sağlık çalışanları ile ateş başında konuşurken Koca’nın yanında kor patladı.

Gazeteci Adem Metan o anları “Biraz önce sağlık personelini ziyaret eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ateş başında ısınan sağlık personeli ile sohbet ederken yaşadığımız an” diye yazarak Twitter’dan paylaştı.

Metan, Koca’nın ekibiyle görüştüğünü, herhangi bir sorun olmadığını söylediklerini aktardı.

‘Afet bölgesinde yanık şikayetleri çok fazlaydı’

Yaşanan afetin ilk günlerinden itibaren depremden etkilenen birçok bölgede bulunan gazetecilerden Metin Yoksu, duruma ilişkin yaptığı paylaşımda depremzedelerin ısınma ihtiyacı neticesinde benzer tehlikelerle karşılaştığını hatırlatarak “Günlerdir deprem bölgesinde insanlar ısınmak için geceleri ateş yakıyor. Yanık şikayetleri çok fazlaydı. Kimse bunları dile getirmediğini hatırlatmakta fayda var” dedi.

Eko Afet Grubu deprem bölgesine gidiyor

6 Şubat’ta Türkiye’yi sarsan Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra birçok çevresel sorunun baş göstermesinin yanı sıra, depremden etkilenen bölgede çevresel tahribat yaratma potansiyeline sahip santral ve sahalara dair net bir bilgi alınamaması, çevre aktivistlerini harekete geçirdi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası, Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu temsilcilerinin ve Karıncalar Ekoloji Ağı aktivistlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Ekoloji Hareketleri Afet Grubu (Eko Afet Grubu), durum tespiti amacıyla deprem bölgesine doğru yola çıktı. 

Ekoloji Birliği Yönetim Kurulu üyelerinden İsmail Akyıldız, Yeşil Gazete’ye yaptığı açıklamada, Ekoloji Hareketleri Afet Grubu’nun 10 Şubat’ta faaliyete geçerek yoğun çalışmalar kapsamında Afet Hayvanları Grubu, İhtiyaçlar Grubu, Lojistik Grubu, Bilgi Teyit Grubu, Gönüllü Havuzu Grubu ve Diplomasi Grubu, Basın ve Sosyal Medya Grubu, Eko Afet Bilim Grubu ve Koordinasyon Grubu olmak üzere dokuz çalışma grubu oluşturulduğunu belirtti.

Gruptan yapılan bir açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Yangınlar, seller, pandemiler, kırsal ve kentsel müştereklerinin yağmalanması süreçlerinin giderek yükselişte olduğu, yaşamımızın bir parçası haline dönüştüğü bir dönemde ekoloji hareketlerinin bu alanda söz ve eylem üretmesi zorunlu bir hale gelmişti. Böyle bir dönemde ekoloji hareketinin afet örgütlenmesini doğrudan ve demokratik yöntemlerle kolektif bir şeklide tamamlamasının tarihi bir öneme sahip olduğu düşüncesindeyiz. Yukarıda sözü edilen yıkımların ‘kader planımızda’ değil bir azınlığını rant planlarında yer aldığını biliyoruz.”

Heyetin ilk durağı Diyarbakır

Ekoloji Hareketleri Afet Grubu’nun örgütlenme çabalarında aktif olarak rol alan beş kişilik bir heyet bugün (15 Şubat) Diyarbakır’a gitmek üzere yola çıktı.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, Ekoloji Birliği Eş Sözcüleri Halime Şaman ve Güner Yalınç ile İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Melis Tantan ve Çiğdem Özbaş’ın yer aldığı temsili heyet, afet bölgesinde yaşanan veya yaşanabilecek ekolojik sorunlara dair kapsamlı gözlemler edinmeyi ve deprem sonrası  tehdit oluşturan durumlara yönelik bilgi eksikliğinin kapatılmasını hedefliyor.

Heyet, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, afetten etkilenen illerdeki termik santraller, bölgedeki hidroelektrik santralleri ve kimyasal maddelerin bulunduğu maden sahaları gibi depremin etkileri hakkında net ve şeffaf bilgi sağlanamayan alanları yerlerinde değerlendirmeyi amaçlıyor.

‘Deprem sonrası moloz ve atıklar doğru bertaraf edilmezse risk büyük’

Hatay’ın Samandağ ilçesinde yer alan ve sahip olduğu biyolojik çeşitlilik nedeniyle korunması gereken önemli bir sulak alan olan Milleyha Kuş Cenneti, 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş depremleri ile meydana gelen yıkımın ve kentlerde birikerek salgın hastalığa sebep olma riski doğuran atıkların kurbanı olmaktan kıl payı kurtuldu.

Farklı illerden bölgeye gelerek moloz ve atık sorunlarını çözmek için canla başla çalışan belediyeler, 13 Şubat’ta yıllardır bir türlü layıkıyla korunamayan Milleyha Sulak Alanı’na enkaz ve çöp taşımaya başlamıştı. Durumu fark eden vatandaşların iletmesi üzerine kuş gözlemcisi Emin Yoğurtçuoğlu ve yaban hayatı araştırmacısı Dr. Yasin İlemin başta olmak üzere birçok doğasever duruma dikkat çekerek yetkililerden hassasiyet talebinde bulunmuştu.

Deprem yetmedi: Hatay’da biriken çöpler ve enkaz artıkları Milleyha Kuş Cenneti’ne atıldı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar ve Amasya Valisi Mustafa Masatlı saatler içerisinde duruma müdahale ederek yüzlerce bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapan alanın temizlenmesi için çalışmaların başlatıldığını duyurmuştu.

Milleyha Sulak Alanı’na bırakılan enkaz ve çöpler temizlenmeye başladı
Fotoğraf: Semih Ersözler / DHA

Muğla Sıtkı Kocaman Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Yasin İlemin, Yeşil Gazete’ye yaptığı açıklamada hem Muğla Sıtkı Kocaman Üniversitesi hem de NATURA Doğa ve Kültür Koruma Derneği olarak ekolojik öneme sahip alanların korunması için ilgili bakanlık, kurum ve belediyeler ile diyalog halinde olduklarını ifade etti.

Moloz ve atıkların Milleyha Sulak Alanı’na bırakılmasının ardından bölgedeki vatandaşların üst seviyede duyarlılık göstermesiyle doğal alanın korunmasına yönelik bir adım atılabildiğini aktaran İlemin, “Vatandaşın hassasiyeti üst seviyede olduğu için ilgili bakanlıklar bu konuda hemen aksiyon aldılar ve Milleyha’nın ve sulak alanın temizlenmesine hemen başlandı” diye konuştu.

Fotoğraf: Semih Ersözler / DHA

Benzer durumlar yaşanabilir

Fakat doğaseverler ve çevre örgütleriyle aktivistler hala enkaz ve atıkların akıbetinin ne olacağı, Milleyha’da kıl payı atlatılan ekolojik sorunların başka bir yerde yaşanma ihtimali olup olmadığı konusunda endişeli.

Atıkların akıbetini değerlendiren İlemin, henüz Milleyha Kuş Cenneti dışındaki bir alandan moloz ve atıkların doğal yaşam alanlarına bırakıldığına dair bir duyum olmadığını belirtti.

İlemin, “Daha çok erken aşamalardayız. Ancak özellikle mart ayının başından itibaren buna benzer ihbar ve duyumların gelmesini bekliyoruz” diyerek, enkaz kaldırma çalışmalarının hızlanması ve kentlerde atık sorununun daha da büyümesiyle bu tip durumların ilerleyen haftalarda görülebileceğine dikkati çekti.

‘Çöpler, geri dönüşü olmayan sorunlara yol açabilir’

Afet bölgesinde doğal yaşamla ilgili molozlar dışındaki bir başka sorunun da çöpler olduğunun altını çizen İlemin, şu uyarılarda bulundu:

“Özellikle tehlikeli atıklar (kimyasal, tıbbi benzeri) büyük sorun oluşturabilir. flora ve faunayı geri dönüşsüz bir şekilde etkileyebilir. Tehlikeli atıkların depolandığı alanlardaki molozlar kaldırılırken bu nokta göz önüne alınmalı. Bu molozlarda kontaminasyon olabileceği göz önünde bulundurularak bertaraf doğal alanlara zarar vermeden yapılmalı.”

‘Yaşadığımız binlerce kayıptan fazlasını verebiliriz’

İlemin, sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarda da yaşanan büyük deprem sonucu devasa bir enkaz ve moloz ortaya çıktığını hatırlatarak “Bu hafriyatlar uygun bertaraf edilmezse yaşadığımız binlerce kayıptan fazlasını verebiliriz” uyarısında bulunmuştu. 

Enkazlarda bulunan izolasyon malzemelerindeki kimyasallar, zararlı plastik türevleri ve asbest başta olmak üzere insan sağlığı ve ekosistem için zararlı pek çok madde bulunuyor.

Yakında yıkılan binaların yerine yeni bina inşaatlarına başlanacağını kaydeden İlemin, “İnşaat öncesi hazırlık aşamasında mevcut hafriyatlar doğal alanlardaki vadi tabanlarına, doğal sulak alanlara ve tarım alanlarına dökülürse bölgede büyük bir tehlike başlayacak” dedi.

Yasin İlemin, bu durumun hem çevre hem de insan sağlığı üzerinde olumsuz sonuçlara yol açacağını aktardı: “İlk olarak madde çevrimleri (su döngüsü) ile bu zararlı maddeler toprağa ve yeraltı sularına karışacak. Buna bağlı olarak tarım alanlarında yetişen gıdalar insanlar tarafından tüketildikçe uzun vadede başta kanser olmak üzere hastalıklar görülecek.”

Afetten etkilenen bölgenin bir tarım cenneti olduğu kadar eşsiz bir biyolojik çeşitliliğe de sahip olduğunu kaydeden İlemin, şu uyarıları yaptı:

Doğal alanlara gelişigüzel bırakılacak bu zararlı maddeler ekosistemdeki besin zinciri ile bütün biyolojik çeşitliliği olumsuz etkileyecek. Doğadaki bitki ve hayvan türleri zarar görecek ve ölecek.

Molozlar nasıl bertaraf edilmeli?

İlemin, doğal yaşama ve dolayısıyla insan sağlığına zarar vermemesi için molozların bertarafı konusunda dikkatli bir yol izlenmesi gerektiğini belirterek, sızdırmasız zeminlerin tercih edilmesi gerektiğini kaydetti. 

Molozların içeriğindeki doğaya zarar verebilecek kimyasal maddelerin yağmur ve kar sularıyla toprağa ve topraktan da yer altı sularıyla diğer bölgelere taşınma riski olduğuna işaret eden Dr. İlemin, şunları söyledi:

Yer altı ve üstü sularıyla temastan mutlaka kaçınılması gerekiyor. Moloz döküm sahaları mutlaka ve mutlaka korunan alanlardan, sulak alanlardan ve yaban hayatı alanlarından uzakta olmalı. Yer seçiminde bu noktalara dikkat edilmeli.

Deprem enkazında bulunan plastik, metal ve cam gibi pek çok malzemenin de geri dönüştürülebileceğini hatırlan İlemin sözlerini sözlerini şöyle noktaladı:

Evet depremler binlerce canımızı aldı. Geride kalan insanlarımızın daha güzel bir geleceğe ulaşabilmesi için yapacağımız şey çok basit. Üzerinde yaşadığımız doğayı korumak ve anlamak. Koruduğumuz sürece bu coğrafyanın bütün değerleri ile daha sağlıklı bir yaşam bizi bekliyor. Bu toprakların coğrafyası ve jeolojisini anlayarak buna göre yapılar inşaa edersek de bir daha böyle büyük can kayıpları yaşamayacağımız çok açık.

İş Bankası depremde ölenlerin borcunu siliyor, hayatta kalanların ödemelerini erteliyor

İş Bankası, deprem bölgesinde hayatını kaybeden müşterilerinin tüm borçlarını silme, hayatta kalanların ve KOBİ ve daha küçük işletmelerin kredi ödemelerini altı ay faizsiz öteleme kararı aldı.

Banka, depremzedelere yönelik ihtiyaçların karşılanabilmesine katkı sağlamak, bölgeye kalıcı destek vermek üzere ‘Biz Beraberiz, Yalnız Değilsiniz’ adını verdiği geniş kapsamlı afet yardım paketini duyurdu.

Bağışlar altı ay faizsiz taksitlendirilecek

Buna göre;

  • Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) toplam 1 milyar liralık bağış yapılacak.
  • Depremlerde hayatını kaybeden müşterilerinin tüm bireysel kredi, ek hesap ve kredi kartı borçları anapara dahil olmak üzere silinecek.
  • Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Osmaniye’de, ayrıca Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde, gerçek kişiler ve KOBİ’lere ve bu ölçekten küçük ticari işletmelerin tüm bireysel ve ticari kredi ödemeleri 31 Ağustos 2023’e kadar faizsiz olarak ötelendi.
  • Depremzede çocukların eğitimine de katkı sunmak amacıyla, 2023-2024 ve 2024-2025 yılı eğitim dönemleri için Darüşşafaka’da okumaya hak kazanacak öğrencilerin eğitim hayatı boyunca tüm masrafları karşılanacak.
  • AFAD, Türk Kızılayı, AKUT ve Ahbap Derneği’ne İş Bankası’nın tüm kredi kartlarıyla yapılacak bağışlar faizsiz olarak altı ay taksitlendirilebilecek. Kredi kartı sahipleri, taksitlendirmeyi İşCep, Maximum Mobil, Maximum İşyerim ve İnternet Şube üzerinden gerçekleştirebilecek.