”Ergenekon” soruşturmasında gözaltına alınan gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık adliyeye getirildi. Savcılık ifadesi tamamlanan Şener ve Şık tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedildi.
Son ‘Ergenekon’ operasyonunda gözaltına alınan 10 kişiden İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sorgusu tamamlananlar Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi.
Adliyeye önce yazar İklim Bayraktar ile polis memuru Aydın Bıyıklı getirildi.
Daha sonra ise emniyette susma haklarını kullanan gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık getirildi.
Gazeteciler ve yakınları, Şener ve Şık’ı adliyeye alınırken alkışladı. Kalabalık grup, ayrıca çeşitli sloganlar attı.
Bu arada, polisin adliye önünde yoğun güvenlik önlemi aldığı görüldü. 50’den fazla polis, gazetecilerin görüntü almaması için büyük çaba harcadı.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz tarafından sorgulanan Şener ve Şık, tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilirken, polis memuru Aydın Bıyıklı ile yazar İklim Bayraktar serbest bırakıldı.
Öte yandan, Emniyet Müdürlüğü’nde tutulan Müyesser Yıldız, Mümtaz idil, Yalçın Küçük, Doğan Yurdakul, Coşkun Musluk ve Sait Çakır’ın emniyetteki sorgusu devam ediyor. (Ajanslar)
Muğla’nın Fethiye ilçesinde yaşamını yitiren Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Victor Ananias, Bodrum’da toprağa verildi.
1 haftalık tatil için Fethiye’nin Ölüdeniz beldesi Faralya köyünde yaşayan annesi Gülben Singitay Ananias’ın evine gelen Victor Ananias, perşembe günü hayatını kaybetti. Kesin ölüm nedeninin tespiti için İzmir Adli Tıp Kurumuna gönderilen Ananias’ın cenazesi, buradan ailesi tarafından alındı. Cenaze, Bitez Kaynak Camisi’nde kılınan namazın ardından Bitez Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ananias’ın mezarına ailesi ve yakınları tarafından buğday döküldü ve cenazeye katılanlara tohum dağıtıldı.
Cenaze törenine Victor Ananias’ın annesi, abisi Yaman Olgaç, yakınları ve ekolojiik mücadelede onunla olan dostları katıldı. Victor Ananias’ın yengesi Elif Olgaç, gazetecilere yaptığı açıklamada, Ananias’ın ölüm nedeniyle ilgili çeşitli söylentiler olduğunu ifade ederek, “Ölüm nedenini bilmiyoruz. Victor ölmeden önce doğada yediği bir mantardan sonra rahatsızlanmış ve hastaneye kaldırılmış. Ancak herhangi bir bulguya rastlanmamış. Bir gün sonra annesi onu uyandırmaya gittiğinde ölü bulmuş. Yapılan otopsiyle ilgili şu ana kadar bir açıklama yapılmadı. Mangaldan çıkan gazdan zehirlendiği yönündeki iddialar konusunda bir bilgimiz yok. En azından adli tıptan şimdiye kadar böyle bir açıklama yapılmadı. Annesi ve kendisi yıllardır mangalda odun yakarak ısınırlardı. Yine öyle yapmışlar” dedi.
Buğday Dergisi İletişim Direktörü Gizem Altın ise Ananias’ın ölümünden büyük üzüntü duyduğunu ifade ederek, ölüm nedeninden çok şimdiye kadar yaptığı işlerin konuşulması gerektiğini söyledi.
Ananias’ın 20 yıldır ekolojik yaşam, doğa ve organik tarım için çalıştığını anlatan Altın, kendisinin Türkiye’deki ekolojik yaşamı yurt dışında tanıttığını ifade etti.
Avrupa Birliği-Türkiye Karma Komisyonu Başkanı Helene Flautre, Ergenekon Soruşturması’ndan gazetecilerin gözaltına alınmasından derin endişe duyduğunu açıkladı.
Flautre, operasyonun, nitelikli çalışmalarıyla uluslararası çapta tanınan Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi gazetecileri de hedef aldığını belirtti; “Gazetecilerin profesyonel yönelimleri ve araştırmaları, Ergenekon gibi milliyetçi ve darbe taraftarı örgütlerle bağlantılı olabileceğine izlenimi pek vermiyor olsa gerek” dedi.
“Türkiye yargısının güvenilirliği ve demokrasisinin geleceği açısından Ergenekon davasında usul yönünde eleştirilere neden olmasına izin verilmemesi son derece önemlidir. Bu nedenle Türkiye yetkililerini, soruşturma yürütülürken uluslararası insan hakları standartlarını gözetme konusunda büyük dikkat göstermeye çağırıyorum.”
Flautre, Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu’nun soruşturmanın gelecek safhalarını günlük izlemeye alacağını da duyurdu. (Bia)
Antalya’da, polisin iki gence ‘sarhoşluk’ cezası kesmesine tepki gösterenler internetten örgütleniyor.
‘Biranı al da gel’ kampanyası düzenleyen bir grup yarın herkese amfitiyatroda buluşma çağrısı yaptı. Bir diğer gup ise eylem günü için 12 Mart’ı seçti.
Antalya’da iki gencin içtikleri bira için Kabahatler Kanunu’nun ’Sarhoşluk’ maddesine göre 75 TL ceza kesilmesine tepki gösterenler, internetteki sosyal paylaşım sitelerinde “Biranı da al, amfitiyatroya gel” kampanyası başlattı. Zafer Ülker ve Mahir Güven’e destek olmak için sanal ortamda kampanya başlatan Antalyalılar, iki arkadaşa ceza kesilen Kaleiçi Yat Limanı’ndaki amfitiyatroda toplanarak bira içmek için iki ayrı etkinlik organize etti. ’Piizlenme’ adlı grubun üyeleri, 6 Mart Pazar günü saat 15.00’te amfitiyatroda buluşma kararı alıp herkesi davet ederken; bir başka grup ise 12 Mart Cumartesi günü ’Gün batımında alkolsüz bira, ne ararsınız özgürlük ile aramda” sloganı ile buluşma kararı aldı.
Ceza kesilen iki arkadaştan Mahir Güven’in gönüllü avukatlığını Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üstlendi. Antalya Barosu Yönetim Kurulu da avukatların Güven’e hukuki destek vermesi kararını aldı. Güven, hakkında işlem yapan Muratpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Ekipler Büro Amirliği’nde görev yapan polis memurları N.Ç ve H.G. hakkında Pazartesi günü suç duyurusunda bulunacak. (dha)
Tarım Bakanlığı tarafından geçen hafta yayımlanan yönetmelik ile eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlunun ortağı olduğu A.B. Gıda Sanayii Ticaret AŞ’nin Bandırma’ya bağlı Dutliman Köyü merasında kurmak istediği 150 MW gücündeki ithal kömürle çalışacak konvansiyonel termik santralın önü açıldı.
Radikal gazetesine konuşan Abdullah Unakıtan, “Şu an EPDK’ya lisans başvurumuz duruyor. Geri adım atmamıştık. İlk olarak 135 megavat ile başlayacağız. İzinler tamamlanırsa, kurulu gücünü yükselteceğiz” dedi.
Yabancı ortak arıyoruz Santral yatırımı yapmak için yabancı ortak arayışında olduklarını dile getiren Unakıtan, “Eğer yabancı yatırımcı olursa yatırımımızı da arttırabiliriz. Finansman sıkıntısı var. ÇED raporu alamamıştık” diye konuştu. Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikte, “EPDK’nın talebi üzerine, 20 Şubat 2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 18 Nisan 2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu ve 4 Aralık 2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu hükümlerine göre, petrol iletim faaliyetleri ile elektrik ve doğalgaz piyasası faaliyetleri için gerekli mera, yaylak ve kışlakların zorunlu hallerde, ilgili müdürlük veya genel müdürlükten yatırım projesi, gerekçeli rapor, lisans, talep edilen alanın 1/5000 ölçekli harita üzerine işlenmiş vaziyet planı, ÇED raporu gerektiren yatırımlar için ÇED raporu, komisyonca istenecek diğer bilgi ve belgelerle tahsis amacı değişikliği yapılabilir” denilmişti. (Radikal)
NBA’de Türk gecesinde Hido’lu Orlando Magic karşısında gülen Ömer Aşık’lı Chicago Bulls oldu. Bulls, Magic’in taraftar rekoru kırdığı maçta Derrick Rose liderliğinde zafere uzandı.
Atlanta’da kaybedilen maçta ne Derrick Rose bir MVP görünümündeydi ne de takımı şampiyonluk adayı. Ancak Rose ve takımı, Orlando karşısında kendilerini toplayarak hedefe ilerlediklerini gösterdi.
Rose 24 sayı kaydederken Luol Deng de 16 sayıyla katkı sağladı ve Chicago Bulls, 89-81 ile Doğu’nun en kuvvetli takımlarında Orlando Magic’i deplasmanda devirdi.
NBA’DE TÜRK GECESİ Amway Center’da 19 bin 207 taraftar önünde oynanan ve 2 saat 32 dakika süre maç NBA’deki temsilcilerimiz Hidayet Türkoğlu ile Ömer Aşık’ı da karşı karşıya getirdi.
ÖMER’DEN REKOR Orlando forması giyen Hido, 30 dakika süre aldığı maçta 2 sayı, 2 asist, 2 ribaund, 1 top çalmayla oynarken, Chicago forması giyen Ömer, 32 dakika süre aldığı maçta 6 faul alırken 5 sayı kaydetti ve 13 ribaundla kariyer rekoru kırdı.
3 kez liderliğin el değiştirdiği ve 3 kez de beraberlik olan maçın ardından galibiyetin sırrını açıklayan Rose, “Sağlam durmayı başardık. Orlando karşısında bunu yapmalıydık. Orlando çok iyi bir takım ve geri dönmeyi çok iyi biliyorlar, özellikle de 3 sayılık atışlarıyla. Ancak biz hedefimize ulaştık” dedi.
Orlando bu mağlubiyetle 4 maçlık galibiyet ve Bulls karşısında evindeki 5 maçlık galibiyet serisine son verdi.
Orlando’da Dwight Howard 20 sayı 10 ribaundla takımının en skorer ismi oldu. Ancak Howard bu maçta sezonun 16’ıncı teknik faulünü de aldı. Faul, NBA tarafından silinmezse Howard pazartesi gecesi Portland karşısında oynayamayacak ve 5 bin dolar pazar cezası ödeme durumu bulunuyor. Jason Richardson ile Brandon Bass 16’şar sayı kaydetti.
ORLANDO’DA TARAFTAR REKORU Orlando tarihinin 19 bin 207 taraftar ile en çok seyirciye oynanan maçında golf yıldızı Tiger Woods, basketbol efsanesi Julius Irving ve Karl Malone da yer aldı.
Bulls’un 5 maçlık deplasman serisi pazar günü Miami’de sona erecek.
NBA’DE GÜNÜN MAÇLARI Toronto 103 New Jersey 116
Minnesota 100 Philadelphia 111
Chicago 89 Orlando 81
Golden State 103 Boston 107
Oklahoma City 111 Atlanta 104
Cleveland 119 New York 115
New Orleans 98 Memphis 91
Indiana 108 Dallas 116
Phoenix 102 Milwaukee 88
Miami 95 San Antonio 125
Charlotte 84 LA Lakers 92
Bundesliga’da 25. haftanın açılış maçında Borussia Dortmund, Signal Iduna Park’ta konuk ettiği Köln’ü Lewandowski’nin golü ile 1-0 mağlup etti.
Seyircisinin büyük desteği ile maça hızlı başlayan Dortmund, girdiği pozisyonları değerlendiremedi. İlk yarının son dakikasında sahneye çıkan Robert Lewandowski, Borussia Dortmund’u 1-0 öne geçirdi.
Maçın ikinci yarısına da çok hızlı giren ev sahibi ekip, Barrios ve Lewandowski ile yüzde yüzlük gol pozisyonlarından yararlanamadı. Maçın son saniyelerine kadar rakibi karşısında üstün bir oyun oynayan Dortmund, sahadan 1-0’lık skorla galip ayrılmasını bildi.
Bu sonuçla puanını 61’e yükseltti ve en yakın rakibi ile arasındaki puan farkını 15’e çıkardı.
Victor ile ilk Bodrum’da karşılaştık. 1994 yılıydı sanırım. Greenpeace’in Moby Dick gemisi ile Bodrum limanına demir atmış gemideki plastik, kağıt, metal, cam gibi geri dönüşümlü atıkları alacak birilerini ararken yerel gazetelerden birisinde Buğday’ın ilanını gördüm.
Buğday henüz o zaman dernek değil, Bodrum’un içinde eski bir evden dönme oldukça orijinal bir vegan lokantasıydı. Telefonu Victor yanıtladı. Derdimi anlatıp gemiden aradığımı söyleyince “Tamam bir kaç saat sonra mendirekte buluşalım” dedi. Atıkları şişme botlardan birisine yükleyip mendireğe doğru yola çıktık. Meşhur gül kurusu jeep’inin önüne bizi bekleyen ufak tefek, cılız, saçları dağınık adam ile ilk o zaman tanıştım. Ayni aksam mürettebatı lokantasına davet edip bize muhteşem bir ziyafet çekti.
O günden sonra Bodrum’a hemen her gidişimde Buğday, Victor’un alçakgönüllülüğü ve inanılmaz anlayışı sayesinde, benim gürültülü ofisime dönüşüyordu. Bana verdiği bahçeye bakan odalardan birisine bilgisayarımı kurup, telefonda saatlerce kampanya ve eylem planlarını İstanbul’dakiler ile tartışırken Buğday’ın alışılmış sükunetini bozuyor, ayni zamanda da Buğday’ın sükunet arayan müdavimlerinin sinirlerini geriyordum. Mutfakta aksam için yemekleri hazırlarken beni şikayete gelen dostlarını, “bırakın o deliyi kendi haline” diyerek geçiştirirdi.
Bir akşam herkes çekildikten sonra bahçede ben rakımı o da meyve suyunu içerken Victor bana ilk kez, Buğday’ı Ekolojik Yasam Derneği’ne dönüştürme planlarından bahsetti. O geceden birkaç yıl sonra Galatasaray’da Buğday ekolojik ürünlerin satıldığı, atölyelerin organize edildiği, toplantıların yapıldığı bir dernek olarak ilk kez filiz verdi. Sonrası Türkiye’nin son on yılının gündemine ekolojik yaşamı koyan bir adamın hikayesi olarak gelişti.
Birkaç gün önce birçok kişi gibi ben de Victor’un Buğday’ın Ta Tu Ta projesi için destek istediği ve bu amaç için bir maratonda koşacağını duyurduğu mesajını aldım. İş güç işte, yoğunluktan o an yanıt vermedim; nasıl olsa bir ara arar, hal hatır sorar, Victor ile konuşurum diye…
Ne yazık ki Victor ile artik hiç birimizin konuşma şansı yok. O çok sevdiği toprağa döndü şimdi. Tohumunu attığı Buğday’ı yaşatmak, dostlarının elinde artık.
3 Mart Dünya Seks İşçileri Hakları Günü, bugün İstanbul’da Taksim Hotel’de renkli bir etkinlik ile kutlandı. Etkinlikte ayrıca, İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı (İKGV) tarafından hazırlanan “Seks İşçileri ve Yasalar: Türkiye’de Yasaların Seks İşçilerine Etkileri ve Öneriler” isimli raporun tanıtımı yapıldı. Etkinliğe Kadın Kapısı Derneği, Pozitif Yaşam Derneği, İstanbul LGBTT Derneği, Göç-Der ve Şefkat-Der gibi gibi sivil toplum örgütlerinden temsilciler ile konuya duyarlı kişiler katıldı. İstanbul Valiliği İnsan Hakları İl Masası başkanı Avukat Vildan Yirmibeşoğlu da katılımcılar arasındaydı.
Berna Eren, İKGV
Etkinliğin açılış konuşmasını aktivist Demet Demir yaptı. Demir’den sonra söz alan İKGV Genel Başkanı Dr. Berna Eren, vakıf olarak seks işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi için çalıştıklarını söyledi. Eren’e göre, seks işçileri mevcut insan ve işçi haklarından yararlanamıyorlar. Mevzuatta ve uygulamada demokratik ve hak odaklı bir yaklaşım gerekiyor.
Seks İşçileri ve Yasalar: Türkiye’de Yasaların Seks İşçilerine Etkileri ve Öneriler
İKGV’den Dr. Muhtar Çokar, Avrupa Birliği desteği ile yürütülen proje kapsamında hazırlanan rapor ile ilgili bir sunum yaptı. Çokar, İKGV’nin ilk başlarda amaçladığı cinsel yolla bulaşan hastalıkları önleme çalışmalarının zaman içinde hak ve hukuki destek odaklı faaliyetlere dönüştüğünü belirtti.
Muhtar Çokar, Meyra Erdoğan ve Demet Demir
Çokar “Anladık ki sağlık, seks işçilerinin bir numaralı gündem maddesi değil. Baskı ve şiddet altında, daha çok ceza yememek, polise yakalanmamak için çabalıyorlar. Hukuki sorunlar; gizli, kayıtdışı çalışma koşulları ve polis şiddeti, seks işçilerinin gündeminde en önemli konumdalar. Sağlıklarını düşünebilecek bir yaşamları olamıyor. Çalışma ve barınma koşulları, yani insan hakları ile ilgili olarak Kadın Kapısı Derneği ile eşgüdüm içinde çalışıyoruz. Derneğin yürüttüğü projeler kapsamında seks işçilerine yasal destek veriyoruz. Ayrıca mevcut yasal mevzuatı inceleyerek bu rapora aktardık.” dedi.
Muhtar Çokar, İKGV
Seks işçiliği suç değil ama onunla ilgili hemen her şey suç
Türkiye’de seks işçiliği yapmak ceza kanununa göre suç değil, ancak bu işi yapmak için gereken neredeyse her türlü kültürel, sosyal etkinlik soruşturmaya uğrayabiliyor. Muhtar Çokar “Örneğin bu raporun basılması…” diyerek salonu şaşırttı. Polisler dün raporun basıldığı matbaayı basmışlar ve görüşmelerden sonra baskıyı durdurmamışlar. Çokar “Seks işçiliği yapmak suç olmasa da, bu iş ile ilgili yaptığınız herhangi bir şey kovuşturmaya neden olabilir.” dedi. Ev işletmek, aracılık yapmak, trafiği aksatmak, hayasız dolaşmak, gibi nedenler ile seks çalışanları sıklıkla idari merciler ile karşı karşıya geliyorlar.
Yasal seks işçiliği desteklenmedikçe kayıtdışı ve gizli çalışma artıyor
Türkiye’de seks işçiliği mevzuatı “düzenleyici” mevzuat. Yani, bir meslek olarak kabul ediliyor. Ancak bu mevzuatın kimi parçaları neredeyse 150 yıllık. Mesleği düzenleyen yeni kanunlar, şeffaf ve demokratik yaklaşımlar hem seks işçileri hem de toplum geneli için şart. Düzenleyici mevzuat var ama; ne yeni genelev açılıyor, ne de sektöre yeni kayıtlı seks işçileri dahil ediliyor. Sonuç: Gizli, kayıt ve kontrol dışı fuhuşun hızla artması. Ayrıca yürürlükte olan mevzuat ile karşılaşılan uygulamalar birbirlerinden farklı. Gizli seks işçiliği giderek artıyor. Şu anda Türkiye’de yaklaşık olarak 100 bin seks çalışanı var. Bunun ise sadece 3 bininin genelevlerde. Devletin elinde ise kesin, ayrıntılı veriler bulunmuyor.
Sivil toplum temsilcileri Vildan Yirmibeşoğlu ile
Çokar: Nefret cinayetlerinin artmasında kayıtdışı, gizli fuhuşun payı var
Muhtar Çokar gizli fuhuşun kaçınılmaz sonucunun şiddet, sömürü, zor kullanımı, kötü muamele olduğunu ekledi. Son yıllarda iyice artan translara ve travestilere yönelik nefret suçlarında da gizli fuhuşun payı olduğunu söyledi: “Gizli, izole edilmiş seks işçiliği şiddete eğilimli müşterileri çekiyor ve onlara uygun ortam yaratıyor. Bu tüm dünyada karşılaşılan bir durum. Oysa işçilerin birlikte çalışmaları hem şiddete, hem de cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı çok daha güvenli bir ortam yaratıyor. Seks işçilerinin koşulları ile toplum sağlığı da bir bütün olarak etkileşiyor. Mevcut durum kabul edilemez. Bir an önce yasal seks işçiliğinin koşulları iyileştirilmeli ve kolaylaştırılmalı.”
İnsan hakları ihlalleri, ayrımcılık ve damgalanma
Çokar ile birlikte raporu hazırlayan ve ayrıca proje kapsamında seks işçilerine hukuki danışmanlık sağlayan Avukat Habibe Yılmaz Kayar ise, karşılaşılan insan hakları ihlallerine, ayrımcılık ve damgalanma sorunlarına dikkati çekti. Kayar “İhlallerin önemli bir kısmı kolluk güçlerinden kaynaklanıyor” dedi. “Ayrıca, seks işçilerinin adalete erişimleri neredeyse hiç yok. Yaşadıkları ihlallerin yasal takibini yapamıyorlar. Bunun sonucunda da suçlular cezasız veya takipsiz kalıyor. Seks işçileri, sağlık kurumlarında da ihlallere ve insan onurunu çiğneyen muameleler ile karşılaşıyorlar.”
Avukat Habibe Yılmaz Kayar
Polis kurşunu seks işçilerini de hedef almış
Kayar, polis tarafından silah ile vurulan bir danışanının olduğunu, yasal sürecin devam ettiğini aktardı. Kurşun, birçok ameliyata rağmen hala içeride. Kayar “Polis kendisi meşru müdafaa ettiğini iddia ediyor. Polis, seks çalışanı elini çantasına attığında silah çıkartacağını düşünerek kendi beylik tabancasına davranmış. Sonra da seks çalışanının peşinden koşarken yanlışlıkla düşmüş ve düşerken yanlışlıkla danışanımızı vurmuş. Peki ama, ben de soruyorum; kaçan bir insan nasıl vücudunun önünden vurulur. Savunmanın düzmece olduğu açık gibi.” dedi.
Adalete erişim değil, adaletten korku var
Kayar’a göre kendisinden danışmanlık hizmeti alan seks işçilerinin hiçbirisi şimdiye dek avukata ya da savcıya gitmemiş. Baronun adli yardım hizmetinden de yararlanmamışlar. Kayar “Nasıl ise hiçbir seks işçisi avukat istememiş. Neden biliyor musunuz? Çünkü kendilerine imzalatılan formlarda zaten kolluk kuvvetleri önceden avukat istemiyorum ksımını işaretliyorlar” dedi. Kayar’a göre işin daha da kötü tarafı ise şu: Seks çalışanları avukatlara ve barolara da güvenmiyorlar.
Yasal gündem ile de düşüncelerini paylaşan Kayar, ayrımcılık yasasına atıfta bulunarak, seks işçileri gibi, son derece dezavantajlı durumda bulunan grupları görmezden gelen bir ayrımcılık ile mücadele yasasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Kayar’ın dikkat çektiği diğer bir konu ise HIV/AIDS. Toplumun her yaştan, cinsiyetten ve cinsel kimlikten, meslekten kesimini etkileyen HIV, seks işçileri için de dikkatli olunması gereken bir konu. Kayar, “Ayrımcılık ve damgalama, HIV/AIDS’in yayılımını önlemede en büyük engeldir. Bu yüzden, seks işçilerinin haklarının iyileştirilmesi ile HIV/AIDS ile ilgili çalışamlar bir arada olmalı. Ayrıca seks işçilerinin mahremiyet haklarının korunması gerektiğini, kişisel verilerinin paylaşımı konusunda da hukuksuz ve insan onuru ile bağdaşmayan uygulamalar var” dedi.
Göç-Der, Pozitif Yaşam ve İstanbul LGBTT dernekleri, seks işçilerinin küresel sembolü Kırmızı Şemsiye'nin altında birleşti
Toplumsal eşitsizlikler giderilmeli, gizli fuhuş kayıt altına alınmalı
Görüş paylaşımı bölümünden önce etkinliğin son konuşmasını yapan Meyra Erdoğan “Dünya Seks İşçileri Günü” ile ilgili İKGV adına bir açıklama yaptı. Erdoğan da, çocukların, kadınların ve trans bireylerin fuhuş alanından uzak tutulması konusundaki çalışmaların son derece yetersiz olduğunu belirtti. Açıklamasından dikkat çekilmesi gereken noktalar şöyle:
• Toplumsal eşitsizliğin kadınlara ve trans bireylere yönelik olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaksızın fuhuşun yasaklanması ya da kısıtlamalara tabi tutulması, bu grupların savunmasızlığını arttırmaktadır. Seks işçileri, diğer yurttaşların ve çalışanların yararlandığı hak ve özgürlüklerden yararlanmalıdır.
• Fuhuş mevzuatı eksiksiz uygulanmalı, gizli fuhuşun yasal alana taşınması kolaylaştırılmalıdır. Tek başına fuhuş yapılan yerlere ve birleşme evlerine izin verilmesi sağlanmalıdır.
• Gizli fuhşun sınırlandırılması için uygulanan amaca aykırı ve ölçeksiz cezalandırmalar, seks işçilerinin güvenliğine ve sağlığına, böylece topluma zarar vermektedir. Seks işçilerinin cezalandırılmasının yerine bu kişiler şiddet, sömürü ve zorla çalıştırmaya karşı korunmalıdır.
İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı’na www.ikgv.org.tr , Kadın Kapısı Derneği’ne www.kadinkapisi.org adresinden erişebilirsiniz.