Ana Sayfa Blog Sayfa 5237

Gündem Çocuk: Polis Haftası’nda çocuk istismarını durdurun!

Gündem Çocuk Derneği, İçişleri Bakanlığı’na çağrıda bulundu: “Polis Haftası’nda çocuk istismarını durdurun. Polis Haftası kutlamalarında artık çocuklar kullanılmasın.”

Türkiye’de her yıl 10 Nisan’la başlayan hafta, Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun yıl dönümü nedeniyle, “Polis Haftası” olarak kutlanmakta. Geçmiş yıllardaki kutlamalarda çok sayıda çocuk, oyuncak silahlarla ve giydirilen özel polis kıyafetleriyle ön plana çıkartıldı. Kutlamalar sırasında pek çok kentte düzenlenen törenlerde polis üniforması giydirilmiş kız ve erkek çocukları; kimi motorize ekip, kimi çevik kuvvet, kimi de özel tim rolüyle yer aldı. Çocuklara zaman zaman uzun namlulu oyuncak silahlar da verildi. Çocuklar polis müdürlerinin, anne ve babalarının gülümseyen bakışları önünde silahları oyun olarak birbirlerine doğrulttular.

Bu görüntülerin bu yıl da tekrarlanmaması için Gündem: Çocuk! 22 Mart 2011’de İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Başvuruda ele alınan konuları Dernek’in açıklamasından derledik:

Başta çocuk gelişim uzmanları olmak üzere çocukla ilgili çalışan meslek elemanları ve çocuk hakları savunucuları uzun yıllardır çocukların bu tip törenlerde yer alması, çocuklara üniforma giydirilmesi ve ellerine silah verilmesi gibi uygulamalara karşı çıkmaktadırlar. Gelişimsel açıdan somut düşünme becerisinin tam olarak kazanılmadığı, gerçekle oyun arasındaki ayrımın netleşmediği bir dönemde bulunan çocukların, bu tür kutlamalarda üniforma giydirilerek, oyuncak da olsa silah taşıyarak ön plana çıkartılmaları, onların şiddete yönelmelerine yol açabilir. Çocuklar bu dönemlerde kimlik arayışındadırlar. Çevrelerini tanımaya çalışır ve yetişkinleri model alırlar. Yetişkin davranışlarının model alınarak taklit edildiği bu tür uygulamalarla, çocuklar kendilerini silaha ve şiddete daha yakın hissedebilirler. Bu yakınlık oldukça endişe verici sonuçlar doğurabilir.

Çocuklar, içinde buldukları gelişim döneminin özelliklerinden dolayı polisliği; güç sahibi olmak ve başkalarına zarar verebilme hakkı olarak algılayabilirler. Bu tür davranışları kendi çevrelerinde de deneyebilirler. Ayrıca, üniforma giymek, çocukların polisin varlığı ile simgelediği dıştan denetimin asli olduğunu düşünmelerine yol açabilir. Bu durum çocuklar başta olmak üzere toplumdaki tüm bireylerin içsel denetim geliştirmeleri önünde bir engeldir. Oysa demokratik toplumlarda birarada yaşam, dış denetimden ziyade şiddetsiz, baskısız ve barış içinde yaşama kültürünün içselleştirilmesiyle mümkündür.

Çocuğun yüksek yararı açısından değerlendirildiğinde, şiddet içeren ve çağrıştıran her şeyin çocuktan uzak tutulması gerekliliği açıktır. Aksi durum çocukların ihmali ve istismarına yol açar ve çocukların esenliği önünde engel oluşturur.

Sonuç olarak, silah, şiddetin en uç noktasıdır ve öldürücü bir alettir. Başka hiçbir işlevi yoktur. Küçük yaştaki çocuklara şiddeti ve öldürme aracı olan silahı benimsetmek, şiddeti körüklemek ve insan ölümüne yol açmak anlamına gelir.

Gündem: Çocuk! Türkiye’de her tek çocuğun hak sahibi, eşit, özgür ve onurlu birer birey olarak, barış içerisinde, iyi ve mutlu bir yaşam sürmesi için çocukların yararına bütüncül bir dönüşümü ısrarla savunan bir sivil toplum kuruluşu. Dernek, bu hedef doğrultusunda Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tüm toplumda yaygınlaşmasını ve benimsenmesini sağlayarak, Türkiye’de evrensel bir insan hakları kültürünü geliştirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Gündem:Çocuk! Çocuk Haklarını Tanıtma, Yaygınlaştırma, Uygulama ve Uygulamaları İzleme Derneği’nin internet sitesine www.gundemcocuk.org adresinden erişilebiliyor.

(Yeşil Gazete)

 

Köylü dava açtı, TSK mahkum oldu

Tunceli’de geçici güvenlik bölgesi içindeki köyüne gidemeyen bir köylünün açtığı dava lehine sonuçlandı. Mahkeme, geçici güvenlik bölgelerinin hukuka aykırı olduğu sonucuna vararak kararı oy birliğiyle iptal etti.

Askerin ‘geçici güvenlik bölgesi’ içinde gösterdiği bölgelerle ilgili ilk kez mahkeme kararı çıktı.

Davayı açan Ali Karabulut, yaşadıklarını “Çok kısıtlı şartlar altında gidiyorduk köyümüze. Malvarlığımız, mezarlarımız oradaydı. Yıllık ürünlerimizi almamız gerekiyordu. Zor şartlar altında gidiyorduk” sözleriyle anlattı.

Mahkeme, Ali Karabulut’un itirazını haklı buldu ve geçici güvenlik bölgelerinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti.

Genelkurmay Başkanlığı, 30 gün içinde karara itiraz edebilecek. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da özellikle yaz aylarında operasyon alanlarında kalan birçok alan geçici güvenlik bölgesi ilan ediliyor. Bu bölgelere sivillerin girişi yasaklanıyor. (Yeşil Gazete, Ntv, Vatan)

Fransa’da faşizm iflas etmek üzere

0

Fransa’da kamuoyu yoklamalarında yüzde 20’yle ikinci durumda bulunan aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi ekonomik olarak iflasın eşiğinde. Eski parti merkezi de haciz edilecek.

Fransa’da giderek oylarını artıran ve gelecek yıl düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde merkez sağ ve merkez solun ”korkulu rüyası” haline gelen aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi iflasın eşiğine geldi.

Societe Generale Bankası, uzun zamandır uyarılara rağmen borçlarını ödemeyen Ulusal Cephe’nin, Paris’te nehir kenarındaki eski parti merkezine haciz koyma kararı aldı.

Aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi’nin yeni lideri, eski liderin kızı, Marine Le Pen, Europe-1 radyo kanalına yaptığı açıklamada, ”seçmenlerinin endişelenmemeleri gerektiğini” belirtti ve borçlarını en kısa zamanda ödeyeceklerini söyledi.

5.2 MİLYON EURO BORCU VAR
Partinin, bankaya, 5.2 milyon Euro burcu bulunuyor. Ulusal Cephe, uzun zamandır borçlarını ödeyebilmek için, eski parti merkezini satmaya çalışıyor.

Fransa’daki son kamuoyu yoklamaları, Marine Le Pen’in, gelecek yıl düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda yüzde 20’den fazla oy alarak, ikinci tura çıkacağını ortaya koyuyor. (Yeşil Gazete, Ntv, Ajanslar)

Marsel İlhan ana tabloda

0

Milli tenisçi Marsel İlhan, Miami Masters turnuvasında ana tabloya kalmayı başardı.

Milli tenisçi Marsel İlhan, elemelerden katıldığı Miami Masters turnuvasında ana tabloya kalmayı başardı.

Turnuvanın ikinci eleme turu maçında ATP sıralamasında 187. sırada bulunan Kolombiyalı rakibi Robert Farah ile karşılaşan Marsel İlhan, bu zorlu mücadeleden iki kez maç puanı çevirerek 6-4, 5-7 ve 7-5’lik setlerle 2-1 galip ayrılırken, adını da ana tabloya yazdırdı.

Marsel İlhan, Miami Masters turnuvasının ana tablodaki ilk maçında, son olarak Orange Open turnuvasının ikinci turunda karşılaştığı ve 7-6 ile 6-3’lük setlerle yenmeyi başardığı Alman sporcu Tobias Kamke ile mücadele edecek. Marsel bu turu geçmesi halinde ise turnuvanın 16 numaralı seri başı Sırp sporcu Victor Troicki ile ikinci turda eşleşecek.

Carlos’a ırkçı saldırı

0

Rus takımı Anzhi’ye transfer olan Roberto Carlos, Zenit’le oynanan maçta ırkçı tacize uğradı. Zenit taraftarı, ünlü Brezilyalı’ya muz fırlattı.

Bir dönem Fenerbahçe forması da giyen 37 yaşındaki ünlü Brezilyalı futbolcu Roberto Carlos Rusya’da ırkçı tacizlerin hedefi oldu.

Rus RIA Novosti ajansının haberine göre, kariyerine Dağıstan bölgesi ekiplerinden Anzhi Makhachkala kulübünde devam eden Carlos, takımının Zenit ile oynadığı maçta ırkçı saldırılara hedef oldu. Carlos, Zenit’in 2-0 üstünlüğü ile biten mücadelede tribünlerden bir seyircinin kendine muz uzatmasıyla şoke oldu.

Dağıstan Futbol Federasyonu Bşkanı Budun Budunov, Petrovski Stadı’nda meydana gelen olayın ardından “Her yerde böyle salak insanlar bulunuyor” derken, Rusya Futbol Federasyonu’ndan bir yetkili Zenit’e saha kapatma cezası verilebileceğini açıkladı.

Rusya Futbol Federasyonu Etik Komitesi Başkanı Alu Alhanov da, Anzhi kaptanı olarak sahaya çıkan Carlos’a yapılan ırkçı taciz nedeniyle Zenit’in puan silme cezasıyla karşı karşıya kalabileceğini bildirdi.

Bu olay Rus kulübü Zenit seyircisinin ilk ırkçı saldırısı değil. 2008 Mart’ında Marsilya ile oynanan UEFA Kupası mücadelesinde benzer tavır sergileyen Zenit taraftarları nedeniyle kulüp kupadan ihraç edilmenin eşiğine gelmişti.

Takımın eski teknik direktörü Dick Advocaat ırkçı taraftarlar sebebiyle kulübe siyahi bir oyuncu alamadığını söylemişti.

Şu an ekibin başında olan İtalyan hoca Luciano Spalletti’nin kurduğu kadroda bir dönem Flamengo’da forma giyen siyahi oyuncu Washington’un oğlu, eski Portolu Bruno Alves dışında herhangi siyahi bir oyuncu bulunmuyor.

Roberto Carlos’un maruz kaldığı ırkçı saldırı da kendisi için ilk değil. Carlos, 2005 yılında Real Madrid forması giyerken Deportivo La Coruna ile oynanan bir maçta da Deportivo taraftarları tarafından taciz edilmişti.

Dünya Saati 26 Mart Cumartesi günü saat 20:30 ile 21:30 arasında

Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfı’nın (WWF) 2007’de Avustralya’daki iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmak için başlattığı kampanya artık pekçok ülkede kutlanan bir etkinlik.

Dünya Saati’nde farklı etkinlikler

Bu sene 26 Mart Cumartesi günü 20:30-21:30 saatleri arasında gerçekleşecek Dünya Saati etkinliğine herkes katılabilir. Işıklarınızı bir saatliğine kapatarak her yıl Mart ayının son Cumartesi günü düzenlenen Dünya Saati’ne destek veren milyonlarca insana eklenebilirsiniz.

Dünya çapında türlü etkinliklerle adeta bir kutlamaya dönüşen Dünya Saati’nde evde kalmak zorunda da değilsiniz. Bu Cumartesi 18:00’de Santralistanbul’da düzenlenen Bir Avuç Cesur İnsan ücretsiz film gösterimine katılıp, ardından Yeşilist ve Zumbara’nin ortaklaşa düzenlediği, Tamirane’de 20:30’da başlayan Dünya Saati partisine katilabilirsiniz.

Ayrıca 20:30-21:30 arasinda nerede olursanız olun karanlıkta çektiğiniz fotoğrafları [email protected] adresine göndererek WWF ve Yeşilist’in ortak düzenlediği fotoğraf yarışmasına katılabilirsiniz. Fotoğraf yarışması kazananlarını sürpriz hediyeler ve birinciye de Amerika’nın ödüllü fotoğrafçısı Göknur Olguner’le bir saatlik söyleşi bekliyor.

Canberra kentinden Earth Hour görüntüleri, 2009

Yeşilist nedir?

Yeşilist kendisini, günlük hayatın koşuşturmacasında çevreyle dost seçimler yapmak isteyenlerin uğradığı sanal bir durak, olarak tanımlıyor. Yeşilist’te (www.yesilist.com) yeşil işletmeleri bulabilir, “yeşil” sektör ile ilgili bilgilere ulaşabilir, yorumlar yapabilir, etkinlikleri öğrenebilir ve haberleri takip edebilirsiniz.

(Yeşil Gazete)

 

 

Türkiye saldırıya resmen ortak

Libya’ya yönelik saldırı sürüyor. Birleşmiş Milletler, NATO ve AB arasında paylaşılamayan saldırı sürecine Türkiye de ortak oluyor.Türkiye, NATO’nun deniz saldırı gücünün üçte birini sağlayacak.

NATO sözcüleri, silah ambargosunu denetlemek için Libya açıklarındaki deniz operesyonuna 16 savaş gemisi ve denizaltının katılacağını, bunlardan 5 gemi ve bir denizaltının Türkiye’den geleceğini bildirdi.

Türkiye Cumhuriyeti, LGBT’ler öldürülmesin, diyemedi

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, dün önemli bir bildirinin okunmasına ve imzalanmasına tanıklık etti. Metni imzalayan 84 ülke, dünya üzerinde neredeyse tüm ülkelerde yoğun ayrımcılığa ve insan hakkı ihlallerine uğrayan lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) dünya yurttaşları için, ” LGBT’ler öldürülmesin” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’nde de LGBT yurttaşlar, mülteci, sığınmacı ve göçmenler sıklıkla kamusal ve sivil şiddete maruz kalıyor. Bu şiddetin türü psikolojik, sosyal, fiziksel ve ekonomik biçimler alabiliyor. İşin kötü tarafı, bu ihlallerin sorumluları genelde cezasız kalıyorlar; ya da “nefret suçu” yerine -haksız tahrik indiriminden de yararlanarak sadece adi suç işlemiş olarak görülüyorlar. Oysa toplumsal kimliklere yönelik suçlar politiktir ve çok daha genel, kapsayıcı olarak toplumsal yaşamı

Bununla birlikte, Türkiye dün “LGBT’ler öldürülmesin” diyen ülkeler arasında olamadı.

Oysa bildiri, bugüne kadar BM bünyesinde destek talep edilen ve en çok devletin imzaladığı metin oldu. BM üyesi 84 devlet metni imzaladı.

Bildiriyi okuyan Kolombiya ile birlikte destekleyen ülkeler şunlar: Arnavutluk, Andorra, Arjantin, Ermenistan, Avustralya, Bolivya, Bosna-Hersek, Brezilya, Kanada, Orta Afrika Cumhuriyeti, Şili, Kosta Rika, Hırvatistan, Küba, Dominikler, Dominik Cumhuriyeti, Ekvador, El Salvador, Fiji, Gürcistan, Guatemala, Honduras, İzlanda, İsrail, Japonya, Liechtenstein, Marshall Adaları, Meksika, Mikronezya, Monako, Moğolistan, Karadağ, Nauru, Nepal, Yeni Zelanda, Nikaragua, Norveç, Palau, Panama, Paraguay, Ruanda, Samoa, San Marino, Sırbistan, Seychelles, Sierra Leone, Güney Afrika, İsviçre, Tayland, Doğu Timor, Tuvalu, ABD, Makedonya, Ukrayna, Uruguay ve Venezuella.

(Yeşil Gazete, Kaos GL)

Nükleer Santralimizi Tanıyalım – Gila Benmayor

FUKUŞİMA faciası nedeniyle günlerdir tartıştığımız Akkuyu nükleer santralıyla ilgili bilinmeyenler bilinenlerden fazla.

Rusların yapacağı reaktörün özellikleri nelerdir?

Daha önce aynı teknoloji hangi ülkelerde uygulanmış?

Nasıl sonuç alınmış?

Bunlar aklımızı kurcalayan ama hiçbir yetkilinin ortaya çıkıp doyurucu bir yanıt vermediği sorular.

Bu yıl çalışmalarını Aaachen Üniversitesi, Enerji Araştırma Merkezi’nde sürdüren Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu faciadan hemen sonra e-posta göndermiş.

“Akkuyu’da yapılması planlanan santral teknolojisine ilişkin bazı örneklerin kamuoyuyla paylaşılmasının yararlı olacağını düşünüyorum” diyor.

Kumbaroğlu’nun aktardığına göre, Akkuyu’da kurulacak nükleer santral VVER-1200yeni Rus teknolojisinin 3. nesil örneği.

Aynı teknolojinin 1. nesil örneği, dünyanın en tehlikeli santralleri arasında gösterilen ve Türkiye’den sadece 16 km uzaklıkta Ermenistan’ın Metzamor santrali.

DEPREM OLUNCA ALMANLAR ÇEKİLİYOR

Almanlar, iki Almanya birleştiğinde söz konusu teknolojiyle inşa edilen Doğu Almanya’daki santralleri hemen kapatmış.

Eski Doğu Bloku ülkelerinde aynı teknolojiyle planlandığı halde inşası durdurulan çok sayıda ünite var.

Akkuyu’da yapılması planlanan 3. nesil VVER reaktörlerinin benzerleri şu anda Bulgaristan ve Çek Cumhuriyeti’nde mevcut.

Kumbaroğlu işte bunları mercek altına almış.

Bizi yakından ilgilendiren bilgileri aktarıyor.

Bulgaristan’da Belene deprem bölgesi olması nedeniyle Türkiye için iyi bir örnek.

Belene’de santralin inşasına 1987 yılında başlanıyor.

Maddi sıkıntı ve halkın tepkisi nedeniyle, ilk ünitenin ancak yüzde 40’lık bölümünün tamamlandığı 1990 yılında santralin inşasına ara veriliyor.

Bulgaristan 2006 yılında Ruslarla projeye devam kararı alıyor.

2008 yılında ise projeye Alman RWE şirketi yüzde 49 ile ortak oluyor.

2009 yılının nisan ayında ise Bulgaristan’ın bu bölgesinde 5.3 şiddetinde bir deprem oluyor.

RWE Şirketi santralın güvenliğine ilişkin sismik araştırmalar yaptıracağını açıklıyor.

Ancak araştırmalar tamamlanmadan RWE yüzlerce milyon euroluk kaybı göze alarak Belene’den çekiliyor.

YILDIZ RUSLARA BELENE’Yİ SORDU MU?

Kumbaroğlu’nun belirttiğine göre, Bulgaristan Belene’deki proje ilerlemeden duruyor.

1987 yılında temeli atılmış olduğunu düşünün.

Aradan kaç yıl geçmiş ve hala devrede değil.

Acaba Enerji Bakanı Taner Yıldız, Ruslara Belene’nin akıbetini sordu mu?

Çek Cumhuriyeti’nde aynı teknolojinin kullanıldığı Temelin örneği de çarpıcı.

Temelin’de, Akkuyu’da kurulacak aynı 3.nesil VVER tipi Rus reaktörleri iki ünite.

Biri 2000 yılının aralık ayında, diğeri 2002 yılının aralık ayında devreye alınmış.

Temelin nükleer santrali 2004 yılında 3 bin litre radyoaktif soğutma suyu sızıntısıyla gündeme geliyor.

Sızıntıyla  ilgili ayrıntılı araştırmalarda, bu yeni santralin 2002-2004 yılları arasında tam 64 kez “acil durum” nedeniyle üretimini durdurmuş olduğu ortaya çıkıyor.

Örneklerinin durumu ortada.

Bu durumda 3. nesil Rus teknolojisinin güvenli olduğunun garantisini bize kim verebilir?

“Nükleer santrallerin en iyi örneğini yapacağız” diyen siyasiler bugün var yarın yok.

20 binin üzerinde insanın ölmesine, milyonlarca kişinin radyasyona maruz kalmasına yol açan Fukuşima felaketinin hesabını hangi Japon politikacı verebilir?

Nükleer tartışma “Genç Bakış”ta

Kanal D’de yayınlanan “Abbas Güçlü ile Genç Bakış” programının nükleer enerji konulu bu haftaki bölümünde Ümit Şahin ve Hayrettin Kılıç konuklar arasında.

Çarşamba geceleri Kanal D’de yayınlanan “Abbas Güçlü ile Genç Bakış”da bu hafta konu nükleer enerji.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı Hilmi Güler, ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Sevaioğlu, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Üner Çolak, Nükleer Fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç ve Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Dr. Ümit Şahin’in konuk olacakları “Abbas Güçlü ile Genç Bakış” bu gece 00:15’den itibaren İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden canlı olarak ekrana gelecek.

Programın web sitesinde nükleer enerjiyle ilgili olarak cevap aranacak sorular şöyle sıralanmış:

“Japonya’daki deprem ve tsunami faciasıyla yeniden dünyanın gündemine oturan nükleer enerjide endişeler bitmiyor….
Nükleer enerjinin riskleri neler?
Deprem bölgesi Türkiye’de nükleer santral güvenli mi?
Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacı var mı?
Gerçekten en temiz enerji nükleer enerji mi?
Nükleer enerji doğalgaza alternatif olur mu?
Mersin mi, Sinop mu? Türkiye’nin ilk nükleer santrali nerede yapılacak?
Neden karşı çıkılıyor? Riskler neler?
Eski nesil santraller ile şimdi yapılan santraller arasında nasıl güvenlik farkları var?
Japonya’da yaşanan nükleer patlama Türkiye’yi de etkiler mi? İkinci bir Çernobil kapıda mı?
Nükleer teknolojinin amacı enerji mi yoksa silah üretimi mi?”

Program 23 Mart Çarşamba geceyarısı 00:15’ten itibaren canlı olarak ekrana geliyor.

(Yeşil Gazete)