Ana Sayfa Blog Sayfa 4660

Her çizgi filme sesi ile hayat veren adam

Her Pixar filmindeki en az bir karaktere sesi ile hayat veren bir aktör var, o aktörün adı ise John Ratzenberger. Pixar filmlerindeki rollaerini hatırlamak ister misiniz? İşte geliyor. “A Bug’s Life” da pire FT, “Cars” da araba Mack, “Monster Inc“de iğrenç kardan adam, “Incredibles“da madenci ve son olarak “Finding Nemo“da okuldaki balık.

Pixar onun şansına inanıyor ve her filminde ona da rol vermeyi tercih ediyor. Ratzenberger 80’li yıllarda bir fenomen olan “Cheers“de bar müdavimlerinden birisini canladırdığı rolü hafızalara kazınmıştı.

(Yeşil Gazete, Uberfacts)

İstanbul’da Caz Günleri başladı

19. İstanbul Caz Festivali The Marmara Esma Sultan’da gerçekleştirilen açılış töreni ile start aldı. İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, İstanbul Caz Festivali kapsamında müzikseverlerin kültür yaşamlarını zenginleştiren konserler düzenlerken, Türkiye’de cazın gelişimini desteklemeye çalıştıklarını söyledi.

Törende, gitar tekniği ve ustalığıyla Türkiye’nin en saygın müzisyenlerinden olan ve ülkede cazın gelişimine önemli katkılarda bulunan Neşet Ruacan’a festivalin bu yılki ”Yaşam Boyu Başarı Ödülü” verildi. Ruacan, ödülünü Eczacıbaşı’nın elinden aldı.

Tören, günümüz cazının ünlü vokallerinden, ”M-U-S-I-C” isimli albümüyle de beğeni toplayan Elif Çağlar ve cazın önemli isimlerinden oluşan beşlisinin konseriyle devam etti.

Gecenin sürprizi ise ”Yaşam Boyu Başarı Ödülü” alan Neşet Ruacan’ın, sahneye çıkarak Elif Çağlar Beşlisi’ne eşlik etmesi oldu.

50 KONSER 300’Ü AŞKIN SANATÇI

19. İstanbul Caz Festivali, 19 Temmuz’a kadar İstanbulluları 50 konser ve 300’ü aşkın yerli-yabancı sanatçıyla buluşturacak.

Festival konserlerine bu yıl ev sahipliği yapacak 20 mekan arasında; Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi, İstanbul Modern, Salon ve The Marmara Esma Sultan, Bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kıyı Amfi, Haliç Kongre Merkezi ve Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi yer alıyor.

Festivalin biletleri, İKSV’den ve konserden iki saat öncesine kadar Biletix satış kanallarından temin edilebilecek. Konser günleri konser mekanlarında da bilet satışı gerçekleştirilecek.

Bu yıl ilk defa Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’ndeki konserlerle başlayacak uygulamayla sanatseverler, Biletix üzerinden satın aldıkları pdf formatındaki biletleri kendileri basarak ve konser girişinde çıktıların üzerlerinde yer alan barkodları okutarak mekana girebilecek.

FESTİVALDE İLK HAFTA HEYECANI

19. İstanbul Caz Festivali, ilk haftasında cazseverleri birbirinden güzel konserlerle karşılayacak. Festivalin ilk konserinde Jamaika’nın efsane isimleri Ernest Ranglin, Tyrone Downie, Sly & Robbie ve Jamaika kökenli İngiliz reggae sanatçısı Bitty McLean, yarın akşam The Marmara Esma Sultan’ın etkileyici atmosferinde bir araya gelecek. Yine yarın Türkiyeli caz müzisyenlerinin Avrupalı meslektaşlarıyla aynı sahneyi paylaştıkları European Jazz Club serisinin ilk buluşmasında Tamer Temel Quintet, Matthias Pichler ile Salon’da konser verecek.

THE İSTANBUL PROJECT’İN DÜNYA PRÖMİYERİ

Festival, ilk haftasında bir dünya prömiyerine de ev sahipliği yapacak. Marcus Miller’ın İKSV’nin kuruluşunun 40. yılında İstanbul Caz Festivali’nin siparişi üzerine Okay Temiz, Burhan Öçal, Hüsnü Şenlendirici, İmer Demirer ve Bilal Karaman ile gerçekleştirdiği ”The Istanbul Project”in dünya prömiyeri, 5 Temmuz Perşembe akşamı Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde gerçekleştirilecek.

Almanya’nın en çok satan caz albümlerine imza atan Till Brönner, 6 Temmuz Cuma günü İstanbul Arkeoloji Müzeleri avlusunda İstanbullu cazseverlerle birlikte olacak.

TÜNEL ŞENLİĞİ

Festival kapsamında bu yıl üçüncü kez gerçekleştirilecek Tünel Şenliği, müzikseverlere ”festival içinde festival” sunmaya devam edecek. 7 Temmuz Cumartesi günü yapılacak şenlikte, Galata ve Tünel’de kurulacak iki ana sahnedeki ücretsiz konserlerle bütün bölgede bir festival atmosferi yaşanırken, gece boyunca seyirciler değişik mekanlar ve sahneler arasında mekik dokuyarak, birbirinden farklı etkinliklere katılacaklar.

Salon, Nardis, SALT Beyoğlu, Alt, Pera Palace Oteli Balo Salonu, Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi gibi mekanlarda gece boyunca sahne alacak sanatçılar arasında Phronesis, Jo Stance, Jülide Özçelik, Gevende, Daniel Zamir, Eric Vloeimans, New Cool Collective, Lefties Soul Connection, Jungle By Night ve Ntjam Rosie de bulunuyor.

(Sabah)

Denizciler üzgün: “Denizkızı diye bir şey yok”

0

ABD hükümetine bağlı Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nin (NOAA) açıklamasına göre denizkızlari efsaneden ibaret. Bir televizyon kanalında yayınlanan programı takiben kamuoyundan gelen sorulara cevap olarak internet sitesi üzerinden bir açıklama yapan NOAA, denizkızlarının tamamen mitolojik yaratıklar olduğunu ve varlıklarını kanıtlayacak tarihsel hiçbir kanıt bulunmadığını vurguladı.

Öte yandan, denizlerde tarihsel varlıkları kanıtlanan birçok türün de maalesef yakın gelecekte mitolojik türler arasına katılma tehlikesi var. Birleşmiş Milletler rakamlarına göre  Dünya denizlerinde 2050 yılına kadar balık kalmayabilir. Balıklar tehlike altındaki tek grup değil; okyanusların asitlenmesi sebebiyle mercanlar ve deniz canlılarının tamamı risk altında bulunuyor. Dünya denizlerindeki yaşamın tümüyle mitolojik hale gelmemesi için uzmanlar küresel bir deniz rezervleri ağı oluşturulmasını öneriyor.

(NOAA, BBC, UNEP, Yeşil Gazete)

Her 4 kişiden üçü GDO’dan haberdar

İnsan ve çevre sağlığına etkileri açısından tüm dünyada büyük tartışmalar yaratan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO), gerek yasal mevzuat tartışmaları gerekse gıda güvenliği açısından bir süredir Türkiye gündeminde de yer alıyor.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi- Betam, GDO farkındalığı konusunda Karadeniz, Güney Doğu ve Doğu Anadolu bölgeleri ile Batı’da İzmir’i içine alan bir araştırma gerçekleştirdi.

600 kişinin katıldığı araştırmanın sonuçları, toplumun GDO’lardan genel düzeyde haberdar olduğunu, demografik özelliklerin bilgi düzeyinde etkili olduğunu ve GDO’ların en çok ilaç, kimyasallar ve tarım alanıyla ilişkilendirildiğini gösteriyor.

 

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) Kavramını Duyma Oranı

Betam araştırma görevlilerinden Burcu Ertunç ve Barış Gençer Baykan’ın yürüttüğü çalışmaya katılanların yüzde 73’ü GDO kavramını duyduğunu belirtirken yüzde 27’si ise hiçduymadığını ifade ediyor. Katılımcıların yaş gruplarına göre GDO kavramını duyup duymadığına bakıldığında orta yaş grubunun (50 yaşın) bir kırılma noktası olduğu, gençlerin gerek eğitim gerekse iletişim kanalları sayesinde GDO kavramından daha çok haberdar olduğu gözlemleniyor. Cinsiyet değişkeninin etkisine bakıldığında ise erkeklerin yüzde 77’si GDO kavramından haberdar olduğunu belirtirken, bu oran kadınlarda yüzde 70.

 

Güney Doğu ve Doğu Anadolu’da GDO kavramını duyanların oranı yüzde 56, Karadeniz’de ise yüzde 79. Batı’da, İzmir’de bu oran yüzde 89’a çıkıyor. Aradaki farkın nedeni olarak, Doğu’dan Batı’ya gittikçe sosyo-ekonomik gelişmişlik ve eğitim düzeyinin artması gösteriliyor.Bölgeler arası veya bölgelerin kendi içlerinde cinsiyet değişkeni “GDO kavramını duydum” diyenlerin oranında önemli ölçüde bir belirleyici değil.

 

GDO ifadesini duyanların araştırma yapılan bölgelerdeki dağılımı

 

GDO’ların Enerji, Hava Kirliliği, Tarım Ürünleri/Tarımsal Gıdalar ve İlaç sektörü seçeneklerinden hangisi ile ilişkilendirdiği sorulduğunda GDO kavramını duyanların yüzde 93’ü GDO’ları doğru şekilde Tarım Ürünleri/Tarımsal Gıdalar ile ilişkilendiriyor. Ardından yüzde 5 oranında İlaç sektörü, yüzde 1 ile Enerji ve yine yüzde 1 ile Hava Kirliliği geliyor.

 

(Yeşil Gazete)

İpek Soylu Wimbledon’da 3. tura yükseldi

0

Wimbledon Tenis Turnuvası’nda gençlerde ana tabloya kalan İpek Soylu, 2. tur maçında İsveçli Ellen Allgurin’i 2-0 yenerek 3. tura çıktı.

Soylu, karşılaşmayı 2 ace, 2 çift ve 14 basit hatayla tamamlarken, 4 kez de servis kırdı. Milli raket, 3. turda Alman Antinoia Lottner ile karşı karşıya gelecek.

Dünya gençler klasmanında 71. sırada yer alan İpek Soylu, Wimbledon’da elemelerde yaptığı 3 maçı da kazanarak ilk kez ana tabloya kalmış, ilk turda Bolivyalı Maria Ines Deheza’yı 6-1 ve 7-5’lik setlerle 2-0 yenerek 2. tura yükselmişti.

16 yaşındaki raket, bu yıl Avustralya Açık ve Roland Garros elemelerini ise geçememişti.

İşte “Çamlıca Camisi”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mimarlar ve ekolojistler tarafından eleştirilen “çılgın proje”si, Kahramanmaraş’taki bir caminin kopyası olacak.

İstanbul ’un Çamlıca Tepesi’nde yapımı planlanan cami için Kahramanmaraş Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Hacı Mehmet Güner’in görevlendirilmesinin ardında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın geçen mayıs ayında gezdiği Kahramanmaraş’ın Mercimektepe bölgesindeki 4 minareli Abdulhamid Han Camii’ni çok beğenmesinin yattığı belirtildi.

Kahramanmaraş’ın dört bir yanından görülen Abdulhamid Han Camii’nin mimarı Hacı Mehmet Güner, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın da camiyi gezmesinin ardından haziran başında belediyeden ayrılıp, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda görevlendirildi.

25 bin kişinin aynı anda ibadet edebildiği Abdülhamid Han Camii’nin temeli 1993’te Refah Partisi Genel Başkanı iken merhum Necmettin Erbakan tarafından atıldı. Erbakan, dönemin Refah Partili Belediye Başkanı, daha sonra Fazilet ve AKP ’den iki dönem milletvekili seçilen Ali Sezal’la birlikte cami inşaatına ilk harcı koydu. İnşaatı 18 yıl süren Abdülhamid Han Camii, 2011’in haziran ayında idrak edilen Regaib Kandili’nde ibadete açıldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , 4 Mayıs 2012’de Kahramanmaraş gezisinde eşi Emine Erdoğan’la birlikte Abdülhamid Han Camii’ni ziyaret edip, gezdi. Başbakan Erdoğan ’a Abdülhamid Han Camii’nde görevli İmam Hatip Ömer Faruk Şirikçi bilgiler verdi.

Türkiye’nin en büyük ikinci camisi

Külliye şeklinde inşaa edilen Abdülhamid Han Camii, Adana ’daki Sabancı Merkez Camii’nin ardından Türkiye ’nin en büyük camisi olarak biliniyor. Caminin hat işlemelerini Türkiye ’nin en önemli hat ustaları arasında yer alan Arif Yücel yaptı. Caminin 5 yıl kadar süren hat işlemelerinde özellikle birlik ve beraberliği simgeleyen anlamlı ve manalı yazılara yer verildi. Kubbe yüksekliği 46 metre olan ve 46 bin metrekare kapalı alana sahip camiinin 4 minaresinin yüksekliği 81 metreyi buluyor. Dış cephesi Kayseri taşı ile örülen caminin ince işçiliği için 500 ustanın çalıştığı biliniyor. Caminin yapımı için 10 milyon lira harcama yapıldığı tahmin ediliyor. Cami külliyesinde yer alan otopark ve işyerlerinin inşaatı da tamamlanma aşamasına geldi.

( M.Nuri ŞİRİN – Lütfi YIKAN / Radikal- DHA)

Bu anayasaya kuyruk lazım!

Hayvan Partisi üyeleri, yeni anayasada hayvan haklarına da yer verilmesi istemiyle kampanya başlattı.

Taksim Gezi Parkı’nda toplanan partililer adına konuşan Demet Esra Köse, anayasanın yeni, sivil, demokratik olmasının yetmeyeceğini belirterek, amaçlarının, anayasayı hazırlayan komisyonu, anayasaya hayvanların refahı ile ilgili bir cümle koymaya ikna etmek olduğunu söyledi.

Yeni anayasa, darbe anayasalarından tümüyle bir kopuş olacaksa, bunun için atılması gereken bir adım daha olduğunu dile getiren Köse, şöyle devam etti:

“Bu da dünyayı birlikte paylaştığımız hayvanların anayasaya girmesidir. Hayvan refahı ve korunmasını, bir cümleyle de olsa anayasaya sokarsak, hayvanları öldürmeyi kabahat sayan ceza kanununu, diğer bütün yasaları, yönetmelikleri bu anlayışa göre yeniden gözden geçirmek mümkün olacak. Hayvanlarda bu yeni Türkiye’de, tıpkı insanlar gibi hakları ve özgürlüklerinden emin olarak yaşayacak. İnsanlar için onlarca madde, yüzlerce cümle olan anayasaya hayvanlar için bir cümle çok görülmemeli. Yeni anayasasının demokratik ve sivil bir anayasa olmasını istiyorsak, bu anayasaya kesinlikle bir kuyruk lazım.”

Hayvanları anayasasında en kapsamlı koruyan ülkenin İsviçre olduğunu hatırlatan Köse, ülkelerin anayasalarında hayvan haklarını nasıl koruduklarına dair örnekler de verdi.

Ellerinde taleplerini dile getiren dövizler taşıyan grup, açıklamanın ardından dağıldı.

(AA)

[Özel Haber] “Çok seller olacak, çok insan ölecek”

Samsun’da sel, altısı çocuk, dokuz kişinin canını alırken, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) eleştirilerin odağında bulunuyor. Ancak iklim uzmanları, TOKİ kadar önemli, başka bir nedene daha dikkat çekiyor: İklim Değişikliği.

Meteroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 1970-2010 tarihleri arasında Samsun’a düşen ortalama yıllık yağış miktarı 693,9 mm (milimetre) olarak gösteriliyor. Son 40 yılın rakamlarına bakıldığında, Haziran ayında ortalama 48 mm, Temmuz ayında ise ortalama 30,4 mm yağmur yağışı görülüyor. Bu istatistiklere göre, Samsun’a bir ayda düşmesi gerekenden fazla yağış, sadece dün gece düşmüş.

Uzmanlar, benzer sellerin nedeni olan aşırı yağış için “iklim değişikliğine bağlı yağış rejimlerinin bozulması” görüşünde birleşiyor. Zira “İklim Değişikliği”, aşırı kuraklık ve şiddetli sellerin yaşanmasına neden oluyor.

Yeşil Gazete için konuştuğumuz uzmanların görüşü de, bunu destekler nitelikte:

Prof Dr. Levent Kurnaz: “İklim Değişikliği böyledir. Yağmur, bir ay boyunca, her gün, her zamanki kadar yağabilir. Fakat bir gün öyle bir yağar ki, öldürür. Seller, İklim Değişikliği’nin bir numaralı işaretidir. Bundan sonra ‘normal’ budur. Çok seller olacak, çok insan ölecek…”

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu: “Herhangi bir şeyi tek başına İklim Değişikliği’ne bağlayamayız. Havanın normali olmaz. Ama şunu söyleyebiliriz. İklim Değişikliği nedeniyle bu tür yağışlar daha fazla olacak.”

Haber: Alper Budka – Yeşil Gazete

Temmuz ayında 3 Permakültür etkinliği peş peşe

Dünyada hızla yaygınlaşan bir yaşam tarzı haline gelen Permakültür hareketinin farklı ülkelerden temsilcileri bu yaz Türkiye’de üç önemli etkinlikte bir araya gelecek.

Etik temelli bir tasarım bilimi ve sosyal dönüşüm hareketi olan Permakültür, yeryüzüne ve insana saygı duyan, bunu yaşamlarına yansıtmak isteyen pekçok kişinin seçtiği alternatif bir yaklaşım tarzı haline geldi. Permakültürün temelinde doğaya karşı mücadele vermek yerine doğayla birlikte çalışmak düşüncesi yatıyor. Permakültür yaklaşımı 1970’lerde Bill Mollison tarafından geliştirilmiştir.

2010 yılında kurulan Türkiye Permakültür Araştırma Enstitüsü (TPAE), Temmuz ayında gerçekleşecek üç etkinliğe de ev sahipliği yapıyor: Permakültür tasarımının tüm detaylarıyla ele alındığı bu üç etkinlik sırası ile Permakültür Tasarım Sertifikası Kursu, Akdeniz Bölgesel Permakültür Konferansı ve Akdeniz Bölgesel Permakültür Buluşması.

Permakültür Tasarımı Sertifikası Kursu (PDC), 30 Haziran-12 Temmuz 2012 tarihleri arasında İstanbul’da Kadir Has Üniversitesi’nde yapılıyor. Kursa eğitimleri Rhamis Kent ve Mustafa Fatih Bakır verecek. Rhamis Kent’in 2011 Eylül’ünde Ürdün’de verdiği, “Somalide Permakültür” konulu seminerini buradan takip edebilirsiniz.

PDC kursunun hemen ardından 14 Temmuz 2012’de, İstanbul, Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek Akdeniz Bölgesel Permakültür Konferansı’na ev sahipliği yapacak. Teması “Toprak” olan konferans, permakültür uzmanlarıyla meraklılarını buluşturacak.

Permakültür ile ilgili üçüncü etkinlikte ise, 17-21 Temmuz 2012 tarihleri arasında Marmariç Permakültür Köyü’ndeki uygulama alanında Akdeniz Bölgesel Permakültür Buluşması için bir araya gelecek.

Ayrıntılı bilgi için: Türkiye Permakültür Araştırma Enstitüsü. Tel: (0533 321 78 80) aramak ya da permacultureturkey.org ve rpc2012.com sitelerinden detay bilgi edinmek mümkün

(Yeşil Gazete)

 

Polis, Sarkozy’nin evini bastı

0

Fransız polisi, seçimleri kaybetmesiyle dokunulmazlığı kalkan eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin evinde ve bürosunda arama yaptı.

Aramanın ‘Bettencourt Skandalı’ ile ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde yapıldığı öğrenilirken, Sarkozy ve eşi Carla Bruni’nin tatil için Kanada’da olduğu kaydedildi.

Soruşturma, ünlü kozmetik şirketi L’Oreal’in varisi ve Fransa’nın en zengini olan Liliane Bettencourt’un, Sarkozy’e 2007 yılındaki seçim kampanyasının finansmanı için yasa dışı olarak mali destek sağladığı iddiaları üzerine açılmıştı.

Soruşturmada özellikle Bettencourt’un 2007 yılının Şubat ve Nisan aylarında yaptığı 400’er bin Euroluk havele işlemleri dikkate alınırken, seçim kampanyasının finansal sorumlusu olan Eric Woert’e elden 150 bin Euro verildiği öne sürülüyor.

Ancak Fransa kanunlarına göre seçim kampanyalarında siyasi partiler özel kişilerden en fazla 7 bin 500 Euro’ya kadar bağış alabiliyor.

Gizli tanıklar, Sarkozy’in birçok kez görüştüğü Bettencourt’tan nakit para aldığını iddia ediyor.

(Euronews)