Ana Sayfa Blog Sayfa 4444

Rakamların ötesindeki Drogba – Hakan Karakoca

Drogba, 2007 yılında Birleşmiş Milletlerden "İyi Niyet Elçisi" unvanı da almıştı

Yaşanan iç savaş bir çok yakınını ondan ayırdı, ülkesi bölünmenin eşiğinde ve o dünya kupasına katıldıkları gün verdiği demeçte şunları söylüyor: “Bir an önce ateşkes olmalı ve halkımız istediği barışa kavuşmalı…”

Bu sözlerin sahibi ülkemize transfer edilen en iyi isimlerden biri olan Didier Yves Drogba Tébily

Onun ülkesindeki savaş Kuzeyliler ve Güneyliler arasında aslında yabancılık çekmeyeceğimiz bir savaş. Bir  tarafta Kuzeyli göçmenler, diğer tarafta “Fildişi Fildişililerindir” diyen Güneyliler var. Fildişililer Kuzeyli Göçmenleri ülkelerinde istemiyor. Onların getirdikleri kültüre bir düşmanlık barındırıyorlar.  Kurulan nizam da en başından beri Güneylilerin nizamı olduğu için Kuzeyliler bir çok hak gaspına uğruyor. Demokratik hakları engelleniyor, seçimlerde defalarca hile ile alt ediliyorlar. Seçimleri kazansalar Güneyliler bu seçimleri tanımıyoruz diyerek kafalarına estikleri gibi kan dökebiliyorlar.

Artan savaş ortamı ve bir türlü anlaşamamazlık ortaya bir akil adamlar kurulu çıkarmış durumda. On üyesi bulunan bu kurul ülkede karışıklıklara son vermek ve barışı tesis etmek için var. Bizde böyle bir kurul olduğunda oradaki on tane adamı rahatlıkla “vatan haini” ilan edip çoktan meydanlarda ip sallandırılırdı. Futbolculara sorduğumuzda ya da meclise bir şekilde girebilmiş eski futbolculara mikrofon uzatıldığında da “büyüklerimiz daha iyi bilir” der geçerlerdi böyle hassas bir konuyu. Ama Drogba öyle değil, kariyerinin önüne koyduğu bir politik tutumu var. Apolitikliğin derin uykuları yerine ülkesinin barışı için çalışıyor. Ve bir gün barış tesis edilecekse Kuzeylilerin de Güneyliler ile aynı haklara sahip olması sağlanacaksa işte o zaman bu olayların altında Drogba’nın da ismi olacak. Milli takımı tamamen barış için kenetleyen bir adamdan bahsediyoruz sonuç olarak. Kuzeyliler ile Güneylileri birleştiren Drogba en karışık dönemlerde milli takımın maçlarını Kuzeye aldırarak oradaki insanlar ile Güneylilerin buluşmasını sağlamış ve bir “kader birliği” olduğunu hatırlatmıştı.

2007 yılında Birleşmiş Milletlerden “İyi Niyet Elçisi” unvanı da alan futbolcu gelirinin büyük bir bölümünü de ülkesine yatırıyor. Kurduğu bir yardımlaşma ve dayanışma derneğinin yanında bir hastane yaptırdı ve futbola başladığı takımın stadında ismi yer alıyor.

Kupalar kaldırmış, goller atmış milyon dolarlık,euroluk anlaşmalara imza atmış bir futbolcunun almış olduğu bu risk bence asıl ayakta alkışlanması gereken mesele. Golcüler ya da goller, giyilen formalar, sözleşmelere atılan imzalar unutulur gider ama bir halkın kalbine atılan imzalar hiç bir zaman silinip gitmez. İşte o yüzden Drogba bir futbolcudan fazlası oldu her zaman…

Bu yazı ilk olarak sportifmeseleler.blogspot.com/ da yayınlanmıştır.


Hakan Karakoca – Tribün Dergi

twitter.com/hknkrkc

Malezya’da cüce fil cinayetleri

Malezya’da türü tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için koruma altına alınan 10 Borneo cüce filinin ölü bulunduğu bildirildi.

Yetkililer, Borneo Adası’ndaki Sabah eyaletinde yer alan Gunung Rara Ormanları’nda bulunan fillerin zehirlendiğinden şüphelenildiğini açıkladı.

Fillerin yan yana bulunduğu, ölü annesini uyandırmaya çalışan 3 aylık yavru filin ise kurtarıldığı belirtildi.

Sabah Eyaleti Orman Bakanı Masidi Manjun, fillerin zehirlenip zehirlenmediğinin belirlenmesi için otopsi yapılacağını, otopsi sonucuna göre suçluların adalet karşısına çıkarılacağını söyledi.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), Borneo cüce fillerinin sayılarının hızla azaldığını ve doğada yaklaşık bin 500 cüce fil kaldığını tahmin ediyor.

Borneo Adası’ndaki Sabah eyaletinde yaşayan cüce filler, kocaman kulakları, uzun kuyrukları ve bebeksi yüzleri ile diğerlerinden ayırt ediliyor.

(Yesil Gazete, CNNTürk)

ABD, “Nato üyesi Türkiye’yi Şangay Beşlisinde görmek ilginç olacak”

0
Şangay 5lisini oluşturan Rusya, Çin, Özbekistan, Tacikistan, Kazakistan ve Kırgızistan liderleri birarada

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeme getirdiği, ‘Avrupa Birliği’ne karşılık Şangay Beşlisi üyeliği’ tartışmasına ABD’den, ‘Türkiye’nin NATO üyesi olduğu göz önünde bulundurulursa kesinlikle ilginç bir durum olur’ açıklaması geldi.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland, düzenlenen günlük basın brifingde ‘Başbakan geçtiğimiz Cuma günü Türk kanalına verdiği mülakatta Türk hükümetinin artık ciddi olarak Şangay İşbirliği Örgütü üyeliğini değerlendirdiklerini ve bunu Devlet Başkanı [Vladimir] Putin’e ilettiğini söyledi. Eğer Türkiye’yi örgüte kabul ederlerse, Avrupa Birliği’ne güle güle diyecekler. Bu konuyla ilgili bir yorumunuz var mı?’ sorusunu yanıtladı.

Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamasını görmediğini dile getiren Nuland, ‘Türkiye’nin NATO üyesi olduğu göz önünde bulundurulursa kesinlikle ilginç bir durum olur. Ne olacağını göreceğiz’ dedi.

Başbakan Erdoğan 25 Ocak Cuma günü 24 TV’ye verdiği mülakat sırasında ‘Türkiye AB sürecini unuttu mu?’ sorusuna verdiği yanıtta ‘AB sürecini unutmak, kaybetmek diye bir şeyin söz konusu olmadığını’ belirtmiş, ancak ‘AB bizi bizi unutmak istiyor ama çekiniyor, unutamıyor. Halbuki açıklasa biz rahatlayacağız. Oyalayacağına bizi, açıklasın biz de işimize bakalım’ diye de eklemişti.

NATO’nun zamanında Türkiye’yi, halkı Müslüman olan bir ülke olarak üyeliğe kabul ettiğini hatırlatan Erdoğan, ‘AB’nin de NATO’nun düştüğü yanlışa düşmek istemiyorum dediğini’ savunmuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e daha önce ‘Bizi Şangay Beşlisi’ne alın, biz de AB’ye ‘allahaısmarladık’ diyelim’ önerisini dile getirdiğini söyleyen Erdoğan, Şangay Beşlisi’nin ‘daha iyi ve daha güçlü’ olduğunu öne sürmüştü.

(Euractiv, 24TV)

 

Jirinovski’ye lahana turşulu saldırı

0

Rusya aşırı sağcı Liberal Demokrat Parti (LDPR) lideri Vladimir Jirinovski, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlediği basın toplantısında bir kadın gazetecinin lahana turşusu saldırısına uğradı. Korumalarını göreve çağıran Jirinovski, kadın gazeteciye bu saldırıyı yapması için birilerinin para ödediğini iddia etti.

Jirinovski, basın toplantısında Ukrayna’nın Avrupa Birliği ile entegrasyon yerine, ortak tarih, kültür ve dile sahip olduğu Rusya ile daha yakın ilişki kurmasını istedi. “Ukrayna birilerinin sarayının koridorunda mutfakta geçici bir iş ya da arka bahçede bahçıvanlık için beklemek istiyorsa, oraya gidebilir” eleştirisinde bulunan Jirinovski, “Ya da kardeş bir devlette ortak kültür ve tarih içinde yaşarız. Ben Ukrayna, Belarus ve Rusya halklarının tek millet olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

Avrupa Birliği’ne dahil olan hiç bir ülkenin ekonomik başarı elde edemediğini savunan Jirinovski, “Euro Bölgesi ve NATO gibi, Avrupa Birliği de düşüşe geçti” değerlendirmesinde bulundu. Jirinovski tarihi olarak Avrupa bölgesinde Slav ırkının ikinci sınıf görüldüğünü öne sürdü.

http://www.youtube.com/watch?v=vCfEF7XHz6Y

(Agos)

 

Engelli gençler için Akıllı Web Sitesi projesi

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği, engelli gençlerin web tasarımcısı ve içerik yöneticisi olmalarını sağlayan ”Afalina Akıllı Web Sitesi” projesini hayata geçirdi.

Konuyla ilgili açıklamaya göre, LED Bilişim ile Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nin ortak projesiyle, engellilerin eğitimin ardından web tasarımcı olarak ekonomik hayatın içinde yer almaları amaçlanıyor.

Adını yunus balığı türü afalinadan alan projesiyle engel tanımayan gençler web tasarımcısı olarak iş hayatında aktif rol almaya başladı.

Projenin ilk öğrencisi, spastik deparazi hastası, 19 yaşındaki milli yüzücü Okan Çınar, derneğin imkanlarıyla önce grafik ardından da web tasarımcısı olduğunu belirtti.

Çınar, grafik tasarım kursunun kendisini sosyalleştirdiğine dikkati çekerek, ”Afalina ile beraber artık kendi parasını kazanan özgür bir birey oldum” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı Ramazan Baş ise engellilerin ekonomik hayata katılması için ellerinden geleni yapacaklarını anlattı.

Baş, engelli üyelerinin www.engelsizwebtasarim.com adresi üzerinden web sitesi yaptırmak isteyenlere, maksimum 3 gün içerisinde işi teslim ettiklerini kaydetti.

(Dünya Bülteni.net)

Antalyalı çocuklara tatil hediyesi: 2. Avrupa Çocuk filmleri Festivali

0
Festival kapsamında "Afacan ve Kurbağa Surat" filmi de izlenebilir

Antalya’da düzenlenen 2. Avrupa Çocuk filmleri Festivali 28 Ocak Pazartesi günü başladı. Cumartesi günü sona erecek festival kapsamındaki tüm filmler ücretsiz olarak izlenecek..

“Paris’te Çılgın Macera” filmiyle açılışı yapılan festivalde gösterimi yapılacak diğer filmler ise şöyle:

Sevimli Dinozor Talde, Niko: Yıldızlara Yolculuk, Asterix ve Vikingler, Keloğlan, Donkişot, Afacan ve Kurbağa Surat, Arthur ve Minimoylar, Paris’te Çılgın Macera.

Filmler Antalya Kültür Merkezi, Yenimahalle Kültür Merkezi, Aksu Atatürk Çocuk Kültür Merkezi’nde gösterilecek ve ücretsiz izlenebilecek.

Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın ortaklaşa düzenlediği festivalde son gösterim 2 Şubat Cumartesi günü yapılacak.

Festivalin programı:

Pazartesi

11.00 Sevimli Dinozor Tatilde 84′ (YKM)

13.30 Pariste Çılgın Macera 90′ (AKM Aspendos)

15.00 Niko: Yıldızlara Yolculuk 80′ (Aksu)

15.30 Asterix Ve Vikings 78′ (AKM Aspendos)

Salı

11.00 Niko: Yıldızlara Yolculuk 80′ (YKM)

13.30 Keloğlan 80′ (AKM Aspendos)

15.00 Sevimli Dinozor Tatilde 84′ (Aksu)

15.30 Donkişot 85′ (AKM Aspendos)

Çarşamba

11.00 Afacan Ve Kurbağa Surat 78′ (YKM)

13.30 Niko: Yıldızlara Yolculuk 80′ (AKM Aspendos)

15.00 Pariste Çılgın Macera 90′(Aksu)*

15.30 Sevimli Dinozor Tatilde 84′ (AKM Aspendos)

Perşembe

11.00 Pariste Çılgın Macera 90′ (YKM)

13.30 Keloğlan 80′ (AKM Aspendos)

15.00 Afacan Ve Kurbağa Surat 78′(Aksu)

15.30 Arthur Ve Minimoylar ‘102 (AKM Aspendos)

Cuma

10.00 Afacan Ve Kurbağa Surat 78′ (AKM Perge)

11.00 Sevimli Dinozor Tatilde 84′ (YKM)

12.00 Niko: Yıldızlara Yolculuk 80′ (AKM Perge)

14.00 Pariste Çılgın Macera 90′ (AKM Perge)

Cumartesi

10.00 Pariste Çılgın Macera 85′ (AKM Aspendos)

10.30 Sevimli Dinozor Tatilde 84′ (Aksu)

11.00 Niko: Yıldızlara Yolculuk 80′ (YKM)

12.00 Afacan Ve Kurbağa Surat 78′(AKM Aspendos)

13.30 Pariste Çılgın Macera 90′ (Aksu)

14.00 Donkişot 85′ (AKM Aspendos)

15.30 Afacan Ve Kurbağa Surat 78′(Aksu)

(Bianet)

 

Çocuklar tamam sıra gençlerde. “Semerkant”ı okuttu diye öğretmene soruşturma

“Müfredat Dışı” ve “Doğu kültürünü ve İslamiyeti aşağılıyor” şikayeti üzerine ” Amin Maalouf’un Semerkant adlı kitabını öğrencilere okuttuğu gerekçesi ile İstanbul Bahçelievler’de Necip Fazıl Kısakürek Lisesi’nde görev yapan bir öğretmene İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından soruşturma açıldı.

Derste yardımcı kaynak olarak okutulduğu belirtilen kitap hakkında şikayet ise çocuğu ilgili okulda eğitim görmeyen bir veliden geldi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne iletilen şikayet dilekçesine Semarkant’ta müstehcen olduğu iddia edilen kısımların fotokopisi de eklendi.

Bu şikayet üzerine öğretmen hakkında açılan soruşturma dosyasında öğretmenin daha önceki yıllarda da okul idaresince hoş karşılanmayan Server Tanilli’nin “Uygarlık Tarihi” ve Segal’in “İnsan Nasıl İnsan Oldu” gibi kitapları da okuttuğu belirtildi.

Şikayete konu olan ve Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan dünyaca tanınan Amin Maolouf’un kitabı ” Semerkant”, Türkiye’de 66 baskı yaptı. Kitap, korsan satışları hariç bugüne kadar yaklaşık olarak 300 bin sattı. Semerkant, 1988’de Prix Mezon de la Presse ödülüne layık görüldü. Yazar Maalouf ise 1993’te prestijli Prix Goncourt ödülünü aldı.

(Birgün)

Eril şiddetten rahatsız erkekler için İktidar ile yüzleşme atölyesi

Cinsiyet Ayrımcılığından, Heteroseksizmden ve Eril Şiddetten Rahatsız Erkekler grubu 2 Şubat’ta “Erkeklik ve iktidar ile yüzleşme” atölye çalışmasını geçekleştirecek.

Ataerkil sistemin ürettiği erkekliğe karşı koymak, verili erkekliği reddetmek ve toplumsal cinsiyetin zorlayıcı kalıplarından çıkmanın tartışılacağı atölye öncesi trans, trans olmayan, gey, biseksüel, heteroseksüel tüm erkeklere sesleniliyor.

Atölye çalışmasının çağrı metni

“Erkeklerle iktidar arasındaki bağlantı nedir? Erkek egemen sistemle her günkü işbirliğimizi, yararlandığımız ayrıcalıkları kendimize itiraf edebilir miyiz? Erkekler, erkek egemen sistemi üretmeye, kendilerine biçilen iktidar rolleri benimsemeye mahkûm mu? Erkek olmak, bugüne kadar bize sunulduğu halleriyle kabul etmemiz gereken değişmez bir olgu mu yoksa dönüştürülebilen bir şey mi? Değişim mümkün mü? Mümkünse ne şekilde, hangi yollarla? Erkeklerin, erkekliğe ve erkek egemen iktidara karşı mücadele etmesinin yolları neler olabilir?

Ataerkil sistemin ürettiği erkekliğe karşı koymak, verili erkekliği reddetmek ve toplumsal cinsiyetin zorlayıcı kalıplarından çıkmayı amaçlayan bir tartışmayı trans, trans olmayan, gey, biseksüel, heteroseksüel tüm erkeklerle beraber yürütmek istiyoruz.”

Düzenleyen: Cinsiyet ayrımcılığından, heteroseksizmden ve eril şiddetten Rahatsız Erkekler

Atölye çalışmasında üst sınırımız 30 kişi olacağından katılımcıların email ya da telefon ile haber vererek kaydolmalarını rica ediyoruz:

İletişim için:

0505 738 89 26 –  [email protected]

2 Şubat 2013 Cumartesi, Saat 12.00-16.00
Yer: Çıplak Ayaklar Stüdyosu
Adresi: Firuzağa mah. Çukurcuma cad. – No: 6/ 3 Beyoğlu / İstanbul

(Uçan Süpürge Haber Merkezi)

 

Drogba’nın Sarı Kırmızı Galatasaray formasıyla ilk pozu

Galatasaray’ın flaş transferi Didier Drogba, sarı kırmızılı formayı giydi.

Fildişili oyuncu Galatasaray’ın parçalı formasıyla giydiği resmi Instagram’dan paylaştı.

Yıldız futbolcu fotoğrafın altına da, “Hayatımda yeni bir dönem başlıyor. Tanrı benimle olsun. Şangay’ı özleyeceğim” mesajını yazdı.

Galatasaray’a transferi hakkında açıklamalarda da bulunan Didier Drogba, ““Şu anda Fildişi Sahili ile Afrika Uluslar Kupası için Güney Afrika’da bulunuyorum. Galatasaray ile bir buçuk yıllık sözleşme imzaladım. Galatasaray 18 kez Türkiye Ligi’nde şampiyon oldu ve 2000 yılında UEFA Kupası’nı kazandı.

Süper Lig’de lider durumdalar ve Şampiyonlar Ligi’nde gruplardan çıktılar. Ki Şampiyonlar Ligi benim için çok özel bir organizasyon. Burada Schalke 04 ile son 16 turunda karşılaşacağız.” dedi

İstanbul’da kendisini çok heyecanlı bir mücadele beklediğini belirten yıldız futbolcu, “Böylesine tarihe sahip bir kulüpte oynamak ve taraftarın muhteşem desteğiyle tanışmak için sabırsızlanıyorum. Benim için yeni bir maceranın başlangıcı olacak.” ifadelerini kullandı

Drogba’nın maliyeti

Galatasaray, Drogba ile anlaşıldığını dün borsaya bildirmişti. Bu açıklamayla, yıldız futbolcunun alacağı ücret de netlik kazandı. Galatasaray Spor Kulübü tarafından yapılan açıklama şu şekilde;

”Shanghai Shenhua FC oyuncularından Didier Yves Drogba ile 2012-2013 2.yarı sezonundan itibaren 1,5 futbol sezonu için anlaşmaya varılmıştır. Buna göre, oyuncuya 2012-2013 2.yarı sezonu için 2 milyon avro ve 2013-2014 sezonu için 4 milyon avro sabit transfer ücreti ve 15 bin avro maç başı ücreti ödenecektir. Ayrıca oyuncuya imza ücreti olarak 2012-2013 ve 2013-2014 sezonlarında toplam 4 milyon avro ödenecektir. Oyuncunun Uluslararası Transfer Sertifikası, Türkiye Futbol Federasyonu aracılığıyla Çin Futbol Federasyonu’ndan talep edilmiştir.”

(Yeşil Gazete, Ntvmsnbc, Dipnot.tv)

 

Lord Stern: “İklim değişikliği hakkında yanılmışım. Durum çok, çok daha kötü”

The Guardian’ın pazar günleri çıkardığı The Observer’ın ekonomi editörü Heather Stewart ve The Guardian’ın ekonomi editörü Larry Elliott‘un ortak imzalarını taşıyan haberi, Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Bora Kabatepe‘nin çevirisiyle ve ön-yorumuyla sunuyoruz.

***

2006 yılında yayınlanan Stern raporu iklim değişikliği konusunu araştırmış herkesin bildiği önemli bir rapor. Bazı çevrelerce bu raporun iklim değişikliğini abarttığı ve gerçekleri yansıtmadığı iddia ediledursun, raporun yazarı Lord Stern, Davos zirvesinde işlerin tahmin edilenden çok daha kötü bir noktaya geldiğini ve bu kötü gidişatı öngörmüş olsaydı raporu çok daha açık sözlerle ve sert bir üslupla kaleme almış olacağını açıkladı. Aynı dönemde iklim değişikliğine bakışında değişiklik olan bir kurum da Dünya Bankası gibi gözüküyor. Geçtiğimiz yıl sonu yayınladıkları raporla 4 derecelik bir yükselişin getireceği tehditlere işaret eden kurumun yeni başkanı Jim Yong Kim’in iklim değişikliğinin insan kaynaklı olduğunu kabul eden açıklamaları umut verse de, Davos’ta yaptığı ve aşağıdaki çeviride görebileceğiniz kâr ve büyüme odaklı çözüm çağrıları, iklim değişikliği mücadelesinin neden hükûmetlere ve şirketlere bırakılmaması gerektiğini kanıtlıyor gibi.. (Bora Kabatepe)

***

Birleşik Krallık tarafından görevlendirilerek iklim değişikliği konusunda politikacıların ve çevre örgütlerinin en çok atıfta bulunduğu raporlardan birisini yazan Lord Stern, riskleri hafife aldığını ve raporu yazarken sıcaklık artışlarının ekonomileri üzerinde getirdiği tehditler açısından daha “açık sözlü olması” gerektiğini açıkladı.

Artık bağımsız çalışan Stern, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda verdiği bir röportajda,  “Geriye baktığımda, riskleri hafife almış olduğumu görüyorum. Gezegen ve atmosfer, beklediğimizden daha az karbon emiyor ve salımlar hızlı bir şekilde artıyor. Hal böyle olunca bazı etkiler beklediğimizden çabuk gerçekleşiyor” dedi.

2006’da yayınlanan Stern Raporu, uzun dönem sıcaklık ortalamalarının 2-3 C derece yükselmesi olasılığını %75 olarak vermişti. Raporun yazarı Nicholas Stern, bugünkü görüşünü ise “4 C civarında bir artışa doğru giden bir yoldayız” diye ifade ediyor: “İşlerin böyle gideceğini bilseydim sanırım çok daha açık sözlü olurdum. 4-5 C’lik bir artışın riskleri konusunda çok daha kararlı olurdum.”

 

Lord Stern, sıcaklık artışlarının ekonomilere olan etkisi konusunda daha açık sözlü yazmış olması gerektiğine inanıyor. Fotoğraf: Guardian adına Sarah Lee

 

Stern, Çin’in de aralarında bulunduğu bazı ülkelerin, risklerin ciddiyetini kavramaya başladıklarını, ancak hükümetlerin ekonomilerini daha az enerji tüketen ve çevre açısından sürdürülebilir teknolojilere doğru kaydırmak konusunda daha güçlü adımlar atmaları gerektiğini söylüyor: “Bu kadar güçlü adımlar atmak zorunda olmamız çok ciddi bir tehlikeye işaret ediyor. Rus ruletini bir kurşunla mı oynamak istiyoruz, yoksa iki kurşunla mı? Bahsedilen riskler bazıları için ölüm-kalım anlamına geliyor.”

Stern, Birleşik Krallık’ın, hükümeti iddialı karbon hedeflerine zorlayan İklim Değişikliği Kanunu”nu da desteklediğini, ancak ekonomiyi yeşillendirme konusunda daha fazla yatırım yapılması gerektiğini “Bu heyecan verici bir büyüme hikayesi” sözleriyle ifade ediyor.

David Cameron çevrecilerden aldığı desteğin çoğunu, 2010 seçimlerinden önce, iklim değişikliği konusunda kararlı olduğunu göstermek için yaptığı Kuzey Kutbu ziyaretiyle toplamıştı. Ancak koalisyonun yeşil poltikalara olan bağlılığı, rüzgar santrallerinin faydaları üzerindeki şüpheci yaklaşımı ve Britanya’nın kaya gazı rezervlerini genişletmek için gösterdiği çabaların ortasında daha fazla sorgulanmaya başladı.

Stern’in yorumları, Dünya Bankası’nın yeni başkanı Jim Yong Kim’in Davos’ta 4 C’lik sıcaklık artış  tahminlerinin gerçekleşmesi halinde “doğal kaynakların kontrolü üzerinde yaşanacak anlaşmazlıklar” konusunda uyarılarda bulunduğu günlere denk geldi.

Kim, “Heryerde su ve gıda savaşları olacak” demiş, beş yıllık döneminde iklim değişikliği ile mücadele etmenin öncelikleri arasında olduğunun altını çizdi.

Kim, bir karbon pazarı yaratılması, fosil yakıt teşviklerinin kaldırılması ve küresel salımların %60-70’inden sorumlu olan dünyanın 100 mega şehrinin yeşillendirilmesi için hemen harekete geçilmesi gerektiğini de belirtti.

2012’de ABD’de yaşanan ve buğday ile mısır fiyatlarını yukarı çeken kuraklığın geliri düşük halkların daha kötü beslenmesine neden olduğunu hatırlatan Kim, aşırı hava olaylarının ilk defa insan kaynaklı iklim değişikliğiyle bağlantılandırıldığını belirterek, “İnsanlar noktaları birleştirmeye başlıyorlar. Eğer unutacak olurlarsa, ben hatırlatmak için buradayım” dedi.

“Ekonomik büyümeyi devam ettirecek iklimle dost yollar bulmalıyız. İyi haber şu ki, bunların olduğunu düşünüyoruz” diyen Kim’e göre özel sektörün katkısı olmadan iklim değişikliğine çözüm bulmak mümkün değil. Kim, şirketleri de “bu fırsatı kâra dönüştürme” konusunda teşvik etti: “İklim değişikliğini tersine çevirme mücadelesinde ve bunu getirecek teknolojilerin geliştirilmesinde çok para var.”

 

 

 

 

 

 

Yeşil Gazete için çeviren: Bora Kabatepe

Editör: Durukan Dudu

Haberin özgün metni için tıklayınız.

(The Guardian/The Observer, Yeşil Gazete)