Ana Sayfa Blog Sayfa 4271

‘Eylemlerin amacı Erdoğan’ın padişah olmasını engellemek’

0

Türkiye’de devam eden protesto eylemleri konusunda Guardian gazetesinde bir yazısı yayımlanan Timothy Garton Ash “Avrupa, ortak değerlerimizi savunanları desteklemeli. Ama Türk demokrasisinden mucize beklemeyin” değerlendirmesini yapıyor.

Ash, yazısına “Farklı bir yıl, farklı bir meydan. Prag, Kiev, Tahran, Moskova… Bu kez, İstanbul ve Taksim. Kırmızı elbiseli genç bir kadın, Ceyda Sungur, polisin biber gazının karşısında duruyor” sözleriyle başlıyor ve şöyle devam ediyor:

“Ülkeler, bayraklar, renkler değişiyor ama görüntüler hep aynı. Genç, şehirli, muhtemelen laik bir kadın, silahlı, kasklı ve yüzü görünmeyen bir adama karşı. İster ayetullahların, ister Vladimir Putin’in isterse padişah olmak isteyen Recep Tayyip Erdoğan’ın emrinde olsun, bu adam, direnişe verilen tepkiyi, otoriterliği, baskıyı temsil ediyor.”

Guardian yazarı, “Bu görüntüler karşısında hepimiz kimin tarafında olduğumuzu biliyoruz. Taksim, polis tarafından şiddetle boşaltılana kadar her kesimden insan oradaydı. Hepsinin amacı, gelecek yıl başkan olmaya hazırlanan Erdoğan’ın ülkenin yeni padişahı olmasını engellemekti.” diyor.

Ancak son gelişmeler ışığında, iktidarda kalsa bile Erdoğan’ın uluslararası imajının önemli bir yara alacağını belirten Ash, “Erdoğan izlediği tutumla, bölgesel bir umut meşalesinden korkunun sembolüne dönüştü” ifadesini kullanıyor.

“Yaşananların ne olmadığını da saptamak lazım” diyen yazar, değerlendirmesini şöyle sürdürüyor:

“Taksim hiçbir zaman Tahrir olmadı çünkü Türkiye bir diktatörlük değil. Kusurları olsa da, hukukun gücü erimiş olsa da, azınlıkların hakları ihlâl ediliyor olsa da, basın baskı altında ve yönlendirilmiş olsa da Türkiye bir demokrasi. Bir diğer önemli nokta ise, bu, Erdoğan’ın iddia ettiği gibi, Batı’nın bir komplosu da değil. Geçen hafta bir Türk yorumcuya, yaşananlar karşısında Avrupalı liderlerin ne yapması gerektiğini sordum. Bana ‘Hiçbir şey. Bunu Türklere bıraksınlar” dedi. O zaman ona hak vermiştim. Ama artık böyle düşünmüyorum. Halkına bu zorbalığı yapan Erdoğan’a karşı Avrupalı liderler seslerini yükseltmeli.”

Timothy Garton Ash yazısının sonunda, Erdoğan’dan sonra Abdullah Gül’ün olası liderliğindeki AKP’nin yine iktidara yakın olduğunu belirtiyor ve laiklik, demokrasi ve İslam’ı aynı potada birleştirecek bir ‘Türk modeli’ demokrasinin yeniden hem Orta Doğu için cazip bir yönetim hem de Avrupa Birliği için ciddi bir aday ülke haline gelebileceğini yazıyor.

Ash yazısını, “İşte Türkiye, kısmen Taksim’de olanlar sayesinde önümüzdeki birkaç yılda bu yönde ilerlerse, o zaman biber gazına boğulan protestocuların göz yaşları boşa akmamış olacak” ifadesiyle bitiriyor.

 

Ethem Sarısülük Ankara sokaklarında

Ankara’da beyin ölümü gerçekleşen Ethem Sarısülük için Konur Sokak’ta merdivenlere görüntüsü işlendi. Eylemin bir benzeri 12 Eylül darbesinden sonra yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren için yapılmıştı.

Başına isabet eden polis kurşunuyla ağır yaralanan ve günlerce Ankara Numune Hastanesi’nde yaşam mücadelesi veren Ethem Sarısülük’ün dün beyin ölümü gerçekleşti. Ethem’in ölümüyle ilgili soruşturma devam ederken Sarısülük’ün anısı Konur Sokak’ta yaşatıldı. Sokağın Meşrutiyet Caddesi tarafında bulunan üst geçidin merdivenlerine Sarısülük’ün büyük boy bir posteri yapıştırıldı. Kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen posterin benzeri daha önce de 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda, 12 Eylül darbesinden sonra yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren için yapılmıştı.

Kızılay’ın en merkezi noktalarından biri olan Konur Sokak’tan geçen vatandaşlar bu sabah ilginç bir sürprizle karşılaştı. Sokakağın Meşrutiyet Caddesi tarafında bulunan üst geçidin basamaklarına büyük boyutlarda Ethem Sarsülük’ün fotoğrafı işlenmişti. Dün akşam saatlerinde ailesi tarafından beyin ölümünün gerçekleştiği Hastane önünde yapılan bir açıklama ile kamuoyuna duyrululan Sarısülük için yapılan eylemin bir benzeri 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda, 12 Eylül darbesinden sonra yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren için yapılmıştı.

Polisin açtığı ateş sonucuyaşamını yitirdiği iddia edilen Sarısülük’ün kesin ölüm nedeni yapılacak otopsi sonucu tespit edilecek. Sarısülük’ün ölümüyle ilgili emniyetten henüz bir açıklama yapılmazken basına yansıyan görüntülerde polisi açtığı ateş sonucu Sarısülük’ün yere yığıldığı görülüyor. Otopsi işlemlerinin ardından önümüzdeki günlerde Sarısülük için kalabalık bir cenaze töreni düzenlenmesi bekleniyor.

Avrupa Parlamentosu’ndan, Erdoğan’ı eleştiren karar metni

Avrupa Parlanmenosu’nun Gezi Parkı protestolarına sert polis müdahaleleri ve hükümetin tutumun görüşmek için dün başlayan ‘Türkiye’deki durum’ oturumuna ilişkin karar metni, bugün oy çokluğuyla kabul edildi.

Avrupa Parlanmenosu’nun Gezi Parkı protestolarına sert polis müdahaleleri ve hükümetin tutumun görüşmek için dün başlayan ‘Türkiye’deki durum’ oturumuna ilişkin karar metni, bugün oy çokluğuyla kabul edildi.

‘Kınama’ kararının yer almadığı metinde Başbakan Erdoğan’a yönelik eleştiriler dikkat çekiyor.

Bugün Başbakan Erdoğan, kapatılan belediyelerin AKP’li başkanlarına hitap ederken yaptığı konuşmada, bu kararı tanımayacağını açıklamıştı.

Danıştay’dan ‘referandum’ açıklaması

Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, GeziParkı’na ilişkin referandum yapılması önerisine “Referandumdan çıkan sonuç yargı kararının önüne geçemez” şeklinde yanıt verdi.
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu, Gezi Parkı’na ilişkin referandumla ilgili, “Bunu referandum olarak algılayamıyorum. Daha çok kamunun istek ve arzusunu ortaya çıkarmak için yapılan bir oylama. Bu yargı kararının önüne geçemez. Hukuk devleti deyince yargı kararı esastır” dedi.

Taksim Gezi Parkı’na Toplu Kışlası projesine ilişkin olarak bir yürütmeyi durdurma kararı bulunuyor.

Gezi Parkı’nda baretli, gaz maskeli bir “Imagine”

Gezi Parkı Direnişi 17. gününde. İlk dört gün yaşanan polis şiddetini de, 5. ve 14. günler arasında yaşatılan Alice Harikalar Diyarında imiş hissi uyandıran güzellikleri de, 15.güne yayılan en şiddetli polis saldırılarını da hep birlikte, tüm dünya ile bilikte gördük, yaşadık. Müsvedde Medyamızı izleyen kesim hariç.

paylaşmak için tklynz / click for to share

İşte bu enfes piyano resitali de 16. gün gecesi (dün) gerçekleşti Taksim Meydan’ında, Gezi Parkı’nın yanıbaşında. AKM önünde polisler mevzilenmiş, Beşiktaş’tan her an yeni polis birlikleri gelebilir endişesi devam ederken başlarında baretleri, ellerinde gaz maskeleri ile direnmeye devam etti dünyanın en güzel insanları.

John Lennon’un yıllar önce hayal edip hem müziğe hem de sözlere döktüğü, “İmagine” onca yıl sonra Türkiye’nin atan kalbi Taksim Meydanı’nda gerçeğe dönüştü.

Piyano virtüözü Davide Martello’nun Gezi Parkı Direnişçileri gibi hepimizi mest eden nağmeleri ile sizleri başbaşa bırakıyoruz.

#direnedirenekazanacagiz

Haber: Alper Tolga Akkuş / #anavarrza

(Yeşil Gazete / Türkiye)

Bergüzar Korel: Biraz zeka!

Bergüzar Korel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Tunus seyahati dönüşünde havaalanında karşılamaya giden bir grubun açtığı pankarta ilişkin sessizliğini bozdu. Korel, ‘Biraz zeka!’ diye seslendi.

BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan’ı Tunus seyahati dönüşünde havaalanında karşılamaya giden bir grubun oyuncu Halit Ergenç ile eşi Bergüzar Korel hakkında açtığı pankart sosyal medyada büyük tepki toplamıştı. Pankartta Gezi Parkı eylemlerine destek veren Ergenç ile Korel, haraket içeren bir dille eleştiriliyordu. Bu olayın ardından Bergüzar Korel sessizliğini bozdu.

Twitter’a “Polis şiddeti dursun parkımız park olarak kalsın. Buradayız gitmiyoruz. Hala bölücü diyorsunuz, terörist diyorsunuz, tehdit ediyorsunuz. Kimi kimden bölmekle suçluyorsunuz? Ne zaman siz biz olduk? Yapmayalım…” diyen Korel, “Belden aşağı mesaj yollayıp beni tahrik etmeye çalışanlar, meydanlarda provokatör dediğiniz görünmez silüetlerden kaldı mi farkınız? Biraz zeka!” dedi.

 

Referandum olmalı mı olmamalı mı? / Ozan Zeybek

0

Referandum olmalı mı olmamalı mı hikayesi şimdilik kenarda dursun. Referandum olmasına itiraz edenler ve referanduma hodri meydan diyenler arasında bir yarılma olacak. Anayasa değişikliğindeki evetçiler-hayırcılar, yetmez ama’cılar tartışması neydi hatırlayın. Bu bile AKP’nin safları açma stratejisinin bir parçası bana göre. Şu ana kadar muhalefetin fay hatları üzerinden pek başarılı bir politika yürüttüler zaten.

Biriken enerjiyi azaltmanın en iyi yollarından biri, karşıdakine bir yumak atıp aklını almak: Kampanyalar, forumlar, tartışmalar, kimlerin oy vermesi gerektiği üstüne sınırlar, proje önerileri… Olmasın mı? Olsun. Ama bu arada Trakya’da üç termik santral yapımına başlandı, biz referandurum kazanımıyla uğraşırken kuzeyde 2 milyon ağaç kesilecek, birkaç yüz HES daha bitirilecek. Amaçları diğer süreçleri zahmetsiz sürdürmek.

Denebilir ki referandum olmasa da bunlar olacak; ama gene de itirazların yönünü değiştirmenin bir yolu bu referandum. Conflict resolution derslerinde bunları okutuyorlar. Doğrudan iktidarı hedef alan, radikalleşme eğilimi taşıyan bir süreç nasıl yönetilir?

Referandum kazanılır mı kaybedilir mi bilmem ama (AKP’ye) evet karşısında kendi iç tartışmalarında bölünen bir hayır cephesi yaratmak AKP’nin en iyi bildiği iş. Ben sanırım daha cüretli olunabileceğini düşünüyorum. Bize sunulan bu ilk öneriyi sahiplenmek (hem de kanunsuzluğu ört bas etmeye yarayacak, meşrulaştıracak bir öneri) bana doğru gelmedi.

Ayrıca Türkiye’deki pek çok direniş İstanbullu referandum yapsın diye olmadı, değil mi? Bence bu bir hayli önemli. Kaç senedir bir sebeple biber gazı yiyen, farklı kesimlerden o kadar çok insan var ki… Referandum polis şiddetini atlıyor, ülkenin geri kalanını atlıyor, hak talebine neden biber gazı atılır gibi en basit bir soruyu bile atlıyor.

paylaşmak için tklynz / click for to share

Ozan Sezai Zeybek

 

Sezai Ozan Zeybek

ozanoyunbozan.blogspot.com/

Gezi, Gezi olalı böyle Polat Alemdar görmedi!

Gezi Parkı Direnişi 17.gününde. 17 gündür Gezi’nin direncini kıramayan Tayyip Erdoğan kuvvetleri sonunda en güçlü silahlarını da sahaya sürdü, Polat Alemdar kimliğinden sıyrılıp gerçek kimliği ile arz-ı endam eden Necati Şaşmaz.

paylaşmak için tklynz / click for to share

Başbakan’ın hangi akla hizmet seçtiği belli olmayan 11 akil insanından biri olan Şaşmaz, Erdoğan ile görüşmesinin hemen ardından kameralar karşısına geçti. Necati Şaşmaz’ın açıklamalarından sonra Gezi Parkı’nda “böyle bir müdahaleye hangi barikat, hangi maske, hangi direnç kar eder ki” düşüncesi hakim. Nazar boncuğu ile kendilerini bir nebze de olsun korumak isteyen direnişçilerin endişeli bekleyişi devam ediyor.

http://www.youtube.com/watch?v=Rn6rQrOxVCc&feature=youtu.be

Türkologlar ise türkçenin bu yeni ve benzersiz kullanımı ile ilgili bir çalıştay düzenleme kararı aldılar. Şaşmaz’ın akademisyenler ile sosyologları iki ayrı kesim zannetmesi ile ilgili belirsizlik ise esrarını koruyor.

Fosforlu kedi gözleri ile Gezi Parkı’nı aydınlatalım önerisi üzerine Biber Gazı ve Gaz Bombası imalatçıları “biz bunu niye düşünmedik” feveranı ile dizlerini dövmeye başladılar bile.

Sosyal Medyada, Şaşmaz'ın açıklamaları sonucu Gezi Parkı Direnişçilerinin ruh halini en iyi betimleyen fotoğrafın Şener Şen'in bu ifadesi olduğu belirtiliyor

Bir Polat Alemdar kolay olunmuyor, işte bunun kanıtı olarak sizleri Necati Şaşmaz’ın “ilim ve irfan” kokan sözleri ile başbaşa bırakıyoruz.

(konuşma metni ekşi sözlük‘ten alınmıştır)

“”turkiyemiz bunu haketmiyor demekten baska bir sey soyleyemiyorum sanirim bize nazar degdi”
“kusaklar arasinda dil farklari olmakta, tıvitırımız var ne guzel teknolojilerimiz var ne guzel bize bilgiler geliyor”
“10 gun suskunlugumu korudum olanlari izlemek gozlemlemek istedim, bekledim fevri olmamak icin. o gunden bugune cok guzel gelismeler oldu”
“benim gezi parkina gittigimedair haberler yayinlandi ben bunu yapmadim. ordaki arkadaslarin bana bunu yapmasi hic hosuma gitmedi”
“o baskidan esiri olmak istemedim”
“bu insanlari zoraki taraf olmaya itmemeli. su an dustugumuz durum dunyanin gozude cok kotu oldu.”
“biz demokratik soylenlerimizi, ozgurluk soylemlerimizi keske gorselde de dunyaya versekk”
“elbetteki demokrasi hakkimiz, bu yakinlasmalar, uzlasim, bulunan orta dil, bizim akademisyenlere ihtiyacimiz var ki bize ne oldugunu anlatsinlar. acil degil ama cabuk cabuk acil degil ama cabuk cabuk (iki kere dedi)”
“fosforlu kedi gozleri bize yol gosterir”
“bilim adamlari bize yol gosterirlerse o benim algim bize yol gosterir”
“insallah saglam bi yere varicaz o hedefimizi de sosyologlar belirlcek”
“tahammulde bi yuk tasima durumu var bi yuk tasiyosunuz sizin kendi begenmediginiz seyi kendi cikariniz icin tasimak.”
“dua okuyalim insallah bu ustumuzden gitsin!!”
“belediyenin yapicagi kamu oyu yoklamasi oy kullanimi olcakmis”
“sayin valimiz cok guzel diyalog icinde gezideki arkadaslar icin. orayi orgutlerden disarda tutarsak orasi bizim.”
“yeni dunya insani bu kusagin insani ile paylasmak isterim bu guzelligi”
“bunlari nerden biliosun diceksiniz, benim kardesim bi sosyolojik arastirma anlaminda ve bu yonetmen senarist camiasinda”
“olmasin o illegal bayraklari, olsun turk bayraklari ben her gun gelirim” yoda
“allah hepimize yardimci olsun bu gunleri gecelim unutalim. afedersiniz unutmayalim yarinlara tasiyalim. allah hepimize yardim etsin ama en cok bana kendime de torpil yapayim”

Haber: Alper Tolga Akkuş / #anavarrza

(Yeşil Gazete / Türkiye)

New York’lu “Çapulcular”dan Gezi Parkı Direnişçilerine

Gezi Parkı Direnişi 17. gününde. 2 gün önce polis saldırıları ile tüm gün gaza boğulan Taksim Meydanı dün akşam enfes bir piyano resitaline ev sahipliği yaptı. Kim çapulcu kim değil konularına hiç girmesek daha iyi.

paylaşmak için tklynz / click for to share

Sosyal Medya’dan Gezi Parkı Direnişi’ne destek de çığ gibi büyümeye devam ediyor. İş bu video dün itibarı ile yüklenmiş youtube’a. Türkiye’de, İstanbul’da olmayan “çapulcu” ahalisi bu hasretlerini notalara, sözlere dökmüş Gezi Parkı için yurt sathında direnen tüm kardeşlerimize göndermişler.

Bu şarkının orjinali de benzer bir hikayeyi anlatır. Darbe günlerinde İstanbul’dan kopmak zorunda olan tüm devrimciler için seslendirmiştir Melike Demirağ, “Şu anda İstanbul’da olmak vardı” parçasını. On yıllar sonra bugün çok başka bir bağlamda ve çok ama çok daha fazla bir umutla seslendirmiş şu tarihi günlerde Türkiye dışında olmanın onulmaz ıstırabını kardeşlerimiz.

#direnedirenekazanacagiz

Haber: Alper Tolga Akkuş / #anavarrza

(Yeşil Gazete / Türkiye)

Kanada CBC muhabirleri göz altına alındı

Kanada televizyonu CBC, Gezi Parkı olaylarını takip eden muhabirlerinin gözaltına alındığını duyurdu.

Edinilen bilgiye göre muhabirler, saat 18.00 sıralarında, Divan Kavaşığı’nda gözaltına alındı. Divan kavşağındaki göstericiler arasında olan Sasa Petricic ve Derek Stofferl pasaportlarını görmek isteyen polislere, pasaportlarını göstermedi.

“Memurun görevini yapmasına engel olmak” suçlamasıyla gözaltına alınan Petricic ve Stoffel’in yarın adliyeye sevk edilecekleri öğrenildi.

Gözaltına alınan muhabirlerin daha sonra serbest bırakıldıkları bizzat Sasa Petricic’in twitter hesabından duyuruldu.

Petricic, twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “İyi geceler ve herkese teşekkürler. Otel yatağı hapishane hücresinden kesinlikle çok daha rahat” yazdı.

Saša Petricic ‏@sasapetricic

Goodnight and thanks everybody! (Hotel beds really are much better than Turkish jail cells… in case you were wondering)