Ana Sayfa Blog Sayfa 4213

Yedikule Bostanları için kritik gün

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) süs havuzlu park yapmak için günlerdir kazı yaptığı Yedikule bostanlarında hareketli bir gün yaşanacak.

İBB’nin süs havuzlu park projesi için kazı çalışmaları yaptığı Yedikule Bostanları için yıkım kararının bugün uygulanacağı belirtildi.  Tarihi Bizans’a uzanan bostanlar için günlerdir bekleyişlerini sürdüren Arkeologlar Derneği ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarına bağlı kişilerin ise belediye yetkilileri tarafından tehdit edilerek “sizi kara listeye aldık” denildiği iddia edildi. Gece Yedikule Bostanları için bekleyişlerini sürdürecek bir grup, bugün beklenen yıkıma karşı bir açıklama yaparak herkesi tarihine sahip çıkmaya çağırdı.

Sahip çıkmak için direniş

“Yedikule Bostanları’nda Yıkıma Dur Demek İçin Buluşuyoruz!” başlığıyla Kocamustafapaşa Dayanışması Alipaşa Dayanışması ve Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi tarafından yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi:

“1500 yıllık bir kent belleğini, Osmanlı dönemine ait su kuyularını, İstanbul’un son kalan kent içi tarım alanlarını barındıran Yedikule Bostanları, bildiğimiz bir rant senaryosu ile tehdit altında. Sözde park projeleriyle geçtiğimiz aydan itibaren yoğunlaşan belediyenin yıkımları 30 Temmuz itibariyle son raddesine ulaşmış bulunmakta. Her yıl bostan kirasını ödeyen bostancılara alelacele barındıkları barakalardan çıkma, ürünlerini 1 gün içerisinde toplama talimatı veren belediye ekipleri, tarih kayıtlarında Sadrazam Bayrampaşa’ya ait olarak geçen ve 17 yüzyıldan kalma bir kuyudan sulanan Kezban ablanın bostanını yarın sabah saatleri itibariyle yıkmayı planlıyor. Ve yarın yapmayı düşündükleri yıkımı engelleyemezsek Suriçi’nde bulunan bostanların neredeyse tamamı yok olacak. Biz de yaşamına, ormanına, parkına, emeğine ve kentine sahip çıkan herkesi Yedikule Bostanları’nda direnişe çağırıyoruz.”

Bostan’da Tarih Dersi

Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi, bostandaki 17. yüzyıldan kalma kuyular için Koruma Kurulu’na tescil başvurusu yaparken bir yandan da bostanda tarih dersi verildi.

Bianet’den Nilay Vardar’ın haberine göre domates ve marulların içinde Osmanlı’da ziraat teknolojileri üzerine çalışan Harvard Üniversitesi’nde tarih doktora öğrencisi Aleksandar Sopov, bostanın tarihini anlattı.

Sopov, ilk olarak 5. yüzyılda Bizans döneminde sur boyunca tarım çalışmalarının görüldüğünü Osmanlı dönemindeki ilk kayıtlara ise 17. yüzyılda rastlandığını söyledi.

(Arkitera, Bianet)

Muammer Güler’den Tribünlere “Gezi” ayarı

İçişleri Bakanı Muammer Güler, tribünlerdeki siyasi ve ideolojik anlamadaki kötü tezahüratlar hakkında düzenleme yapılacağını açıkladı…

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın da katılımıyla yapılan Spor Çalıştayı öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Güler, şunları söyledi:

“Tribünlerdeki o yasa dışı gösteriler veya spor ahlakına uymayacak davranışlar kötü tezahüratların içine siyasi ve ideolojik anlamadaki kötü tezahüratları da koyuyoruz. Zaten uluslararası normlarda bu tür tezahüratlar yasak.

Kombine satışlarda da kulüplerimiz bu konuda gerekli taahhütleri imzalatmış durumdalar. Bu da elbette ki bizim takibimizdedir. Sporun dışına çıkan her türlü tezahüratla ilgili düzenleme var. Siyasi ve ideolojik tezahüratların sporun ruhuyla bağdaşmadığı kesindir. Hakarette bunun içindedir, spor dışı davranış da bunun içindedir. Kanunun düzenlemesi bunların tümüyle ilgilidir.”

Yakantop ile İstop oynamak, İp atlamak isteyenler: Abbasağa’da Oyun Şenliği var, Haydin!

Herkes İçin Mimarlık Abbasağa’da oyunlar oynamaya çağırıyor! 1. Geleneksel Abbasağa Oyun Şenlikleri bu Cumartesi günü parkın basketbol sahasında gerçekleştirilecek.

Herkes İçin Mimarlık, Abbasağa Parkı’nın kullanım potansiyellerini hep beraber deneyimlemek, bu deneyimlerden yeni üretimlere dair fikirler geliştirebilmek ve bunu keyifli bir etkinlikle gerçekleştirmek için 3 Ağustos Cumartesi günü saat 17.00’de herkesin Abbasağa Parkı basketbol sahasına beklendğini duyurdu.

paylaşmak için tklynz / click for to share

Oyun Şenliğin’de futbol, yakantop, ip atlama, halat çekme, örümcek, bayrak yarışı, dokuz taş ve daha birçok takımlı ve bireysel oyunlar oynanacak, ayrıca kısır dağıtılacak.

Keyifli ve fikir açıcı bir gün için 3 Ağustos Cumartesi günü herkes Abbasağa Parkı’na!

Abbasağa Oyun Şenliği facebook sayfası: 1. Geleneksel Abbasağa Oyun Şenlikleri

(Herkes İçin Mimarlık)

Barselona’da havuz gittikçe ısınıyor: 16 yaşındaki Katie Ledecky’den dünya rekoru

Barselona’da devam eden Dünya Yüzme Şampiyonasında havuzdan rekorlar çıkmaya devam ediyor.

Günün en iyi derecesini 1500 metre serbest stilinde Katie Ledecky’den geldi. 2007’den beri kırılmayan rekoru 10 sn gibi büyük bir farkla geliştiren Ledecky 1500 metre yarışında rekor kıran en genç sporcu oldu.16 yaşındaki Ledecky Dünya ve Amerika rekorunu da elinde bulunduruyor.

Katie Ledecky

paylaşmak için tklynz / click for to share

1500 metre serbest stil yarışında son 100 metreye kadar büyük bir çekişme ve tempoyla geçildi. Öyle ki madalya kazanan 3 sporcu Dünya rekor derecesinden daha  iyi bir derece elde ederek havuzdan ayrıldılar.

Luta Altına Kurbağaladı…

Litvanya’ya tarihinin yüzmede ilk madalyasını kazandıran Ruta Meilutyte elemelerde kırdığı  Olimpiyat ve Dünya rekoru sonrası 100 metre kurbağalama final yarışında rakiplerine karşı rahat bir şekilde kazanarak  altın madalyaya ulaştı. 1:04:42 derece elde eden Ruta Meilutyte kendi rekorunun saniyenin %7 geride kaldı.

Litvanya'ta yüzme sporunda ilk madalyayı Ruta Meilutyte kazandırdı

Kadınlar 100 metre sırtüstü final yarışını ise Olimpiyat şampiyonu Missy Franklin çekişmeli geçen mücadele sonrasında 58:42 derecesiyle Altın madalyaya ulaştı.

Chad Le Clos tarih yazmak için havuzda

Güney Afrikalı Chad Le Closi, Barselonadan altın çıkarır ise peşpeşe Olimpiyat ve Dünya Şampiyonluğu tacını kazanan ve Avrupa ya da Amerika kıtası dışından katılan ilk sporcu olacak

200 metre kelebek stilindeki yarı final mücadeleleri nefes kesti. Londra olimpiyatlarında;  Dünya ve Olimpiyat rekorunu elinde bulunduran efsane yüzücü Michael Phelps’i geride bırakarak olimpiyat şampiyonu olan Chad Le Closi Barselona’da da aynı başarıyı tekrarlamak istiyor. Güney Afrikalı sporcu Barselona’dan da altın madalya ile dönerse yüzme sporunda tarihinde ilk kez Avrupa ve Amerika kıtaları dışından bir sporcu Olimpiyat ve Dünya şampiyonluklarını peşpeşe kazanmış olacak.

Chad Le Clos 200 metre kelebek yarı final yarışlarında en iyi dereceye imza atarak final yarışlarının favorisi olduğunu gösterdi. Son 10 metrede yaptığı atakla birinciliği elde eden Chad Le Clos 1:55:33 ile en iyi derecenin sahibi oldu.

100 metre sırtüstü final yarışında ise Olimpiya şampiyonu Matt Grevers 52:93 derecesiyle Altın madalyaya uzandı..

Dünya yüzme şampiyonası TRT Spor ve Eurosport kanalarından izlenebilir. Yarışmalar 19:00 itibarı başlıyor.

Derleyen: Muhittin Kurban

(Yeşil Gazete)

Et ithalatı yine gündemde…- Ali Ekber Yıldırım

Tatil için İzmir Balıklıova’dayız. Fakat tatil yapmak ne mümkün?
Telefon üzerine telefon. Besiciler arıyor.
“Et ithalatı başlayacakmış haberiniz var mı?”
Sorunun muhatabı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı. Tatildeyiz, bakanlığa sorun diyemiyoruz. Kaldı ki, okurlarımız oradan gelecek yanıtı biliyor. 2010 yılında da ithalat söylentileri ayyuka çıkmıştı. Bakan Mehdi Eker açıklama yaptı; “Kesinlikle ithalat olmayacak” dedi. Bir hafta sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile ithalat başladı.
Et ithalatı niye yapıldı?
Tüketici pahalıya et yemesin, kırmızı et fiyatı düşsün diye yapıldı. İthalat canlı hayvan ve etle sınırlı kalmadı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez kurbanlık hayvan ithal edildi. O da yetmedi, saman ithal edildi.
Türkiye’de hayvancılık yapanlara 3-5 kuruşluk destek çok görülürken 2010-2012 döneminde 3 milyar dolarlık canlı hayvan ve et ithal edildi. Bu para yurt dışındaki besicilere aktarıldı. İthalattan en çok memnun olan da Fransa oldu. Bu memnuniyetlerini bizim Tarım Bakanı’na “şövalye” nişanı vererek dünyaya duyurdular.
İthalatın ülkeye faturası çok ağır oldu.
Et fiyatı düştü mü?
Fiyat düşmediği gibi yüzlerce, binlerce besici bu işi bırakmak zorunda kaldı. Bunlar arasında Koç, McDonalds gibi devler de var.
Üç yıl sonra gelinen yer aynı.
“Et ithal edilecek haberiniz var mı?”
Evet, haberimiz var. Tıpkı 2009′un sonunda olduğu gibi “ithal et lobisi” şu günlerde çok yoğun çalışıyor. İthal et stokları tükendi. İthalatın yeniden açılmasını istiyorlar. Amaçları, Türkiye’de besiciliği tamamen bitirmek.
Bu amaca ulaşmak için, “Dünyanın en pahalı etini yiyoruz” diyerek tüketiciyi yani sizi bizi kullanarak et ithalatına bir kez daha kapıları açmak istiyorlar. Bunun için bilinçli olarak et fiyatını yüksek gösteriyorlar. Besicilere “hayvanını kesme fiyat yükselecek” diye kendilerince yol gösteriyorlar. Amaç, piyasada yapay bir fiyat artışı sağlayarak ithalatın önünü açmak. Ramazan öncesi nabız yokladılar. Besicileri “Ramazan’da zam yapan fırsatçılar” olarak göstermeye çalıştılar.
Tarım Bakanı Mehdi Eker, Ramazan öncesi etçilere, sütçülere “zam yapan yanar” diyerek gözdağı verdi.
Bakanlık, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve diğer üretici örgütleri Ramazan’da zam olmasın diye canla başla çalıştı. Ramazan’da zam olmadı. Geri kalan 11 ayda ne olacak?
Türkiye 3 yılda 3 milyar dolardan fazla kasaplık canlı hayvan ve et ithal ederken et fiyatlarını cep telefonuyla takip etmekle övünen Bakan Mehdi Eker, et fiyatının düştüğünü söylüyor. Fiyatı düşürmekle övünen bir bakanımız ve ona tam destek veren üretici örgütlerimizin başkanları var.
Bakan ve başkanları mazot, yem ve diğer girdilerin fiyatını düşürmek için ne yaptılar?
Girdi maliyetleri 3 yılda yüzde 100′den fazla artarken et fiyatının düşmesi kime yarar. Kaldı ki, et fiyatı düştüyse besicinin sattığı karkasta düştü, tüketicinin et aldığı markette değil. En ucuza ithal edilen etler bile tüketiciye iki üç katına fiyatla satıldı. Hem de yerli et diye. Bakanlık marketleri şikayet etmekten öte hiç bir şey yapmadı, yapamadı.
Şimdi yerel seçimler öncesinde milyonlarca tüketiciye “ucuz et yedirme” kurnazlığı ile ithalat kapıları tekrar açılmak isteniyor.
“Dünyanın en pahalı eti Türkiye’de” diyenler, dünyanın en pahalı mazotunun da Türkiye’de satıldığını bilmiyor mu?
Hayvanlara yedirilen yemin hammaddesinin büyük oranda ithal edildiğini ve besicilerin yeme para yetiştiremediklerini bilmiyorlar mı?
Avrupa’da, Amerika’da et ucuz diyenler oradaki girdilerin de ucuz olduğunu bilmiyorlar mı?
Elbette hepsi biliniyor. Fakat amaç başka.
Tarım Bakanlığı’na göre hayvan varlığımız artıyor. Öyle ki, Avrupa’da en fazla hayvanı olan ülke olduk. Ama Avrupa’nın en küçüğünden en büyük ülkesine kadar hepsinden canlı hayvan ve et ithal ediyoruz. Bu nasıl birincilik?
Geçen 3 yıllık ithalat politikasından hiç kimse ders almamış. Yeniden ithalata mahkum olmak uygulanan hayvancılık politikasının iflasıdır.
Dün gelen telefonlardan birisi de, daha önce bu sütunda yazdığımız “Hayvancılıkta saadet zincirine dikkat” yazısına ilişkin. İzmir Yakın Kitabevi’nin ortağı ve “Yakın Yaşam Ürünleri” adıyla organik tarım işine soyunan dostumuz Mehmet Nusreddin Özbay haber verdi. Devlet televizyonuna verdiği ilanla hayvancılıkta saadet zinciri kurarak 5 koyuna 2 yıl sonra günde 2 kilo et 5 kilo süt vaat eden kooperatifin başkanı tutuklanmış.
Hayvancılığa zarar veren saadet zincirlerinden birisi böylece kopmuş oldu. Bakalım ithalat lobisinin saadet zinciri ne zaman kopacak?

 

Ali Ekber Yıldırım – Dünya

[Seçim 2014] HDP önerisi BDP’yi böldü

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve Grup Başkanvekili Pervin Buldan’dan oluşan BDP heyeti, 21 Temmuz 2013’te İmralı’ya giderek, Abdullah Öcalan ile görüştü. Bu görüşmede Öcalan, heyet üyelerine yerel seçimlere sol kesimlerin de temsil edildiği HDP çatısı altında girilmesini önererek, BDP milletvekillerinin HDP’ye geçebileceğini söyledi ve bunun tartışılmasını istedi.

Rifat Başaran‘ın Radikal Gazetesi’nde yer alan haberine göre, Öcalan’ın bu sözleri üzerine BDP Meclis grubu ve Merkez Yürütme Kurulu önceki gün olağanüstü gündemle BDP Genel Merkezi’nde toplandı. Bu toplantıda Öcalan ile yapılan görüşme ve Öcalan’ın önerisi ele alındı.

Seçimlere HDP çatısı altında girilmesi ve bazı milletvekillerinin bu partiye geçmesi önerisi BDP’yi böldü. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın da yeraldığı bir grup yerel seçimlere “HDP çatısı altında girmenin mümkün” olduğunu savunurken, farklı bir grup 60 ilde HDP, BDP’nin güçlü olduğu 21 ilde ise BDP adı altında yerel seçimlere girilebileceğini savundu.

Aynı grup, böylece HDP’nin alacağı oyların da ortaya çıkabileceğini ve genel seçimlere HDP çatısı altında girilebileceğini öne sürdü.

Bir başka grup ise HDP’nin TBMM çatısı altında temsili için, ilk olarak Sırrı Süreyya Önder,Levent TüzelErtuğrul KürkçüErol Dora ve Sebahat Tuncel’in bu partiye geçmesi, yerel seçimlere doğru da diğer BDP milletvekillerinin HDP’ye katılarak TBMM’de grup oluşturulması görüşünü savundu. Toplantıda tartışmanın zaman zaman hararetlendiği ve seslerin yükseldiği de öğrenildi.

Eşbaşkanlar değişecek

Bu proje çerçevesinde HDP’nin yakın zamanda olağanüstü kongre toplayarak şu anda eşbaşkanlık görevini sürdüren Fatma Gök ve Yavuz Önen yerine Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel’in seçilmesi de gündeme geldi. Öcalan’ın basına yansıyan görüşme notlarında da HDP Eşbaşkanları Önen ve Gök’ün değiştirilmesi ve eşbaşkanlardan birinin Türk kökenli olması önerisi dikkat çekmişti. Tartışmanın ağustos sonuna kadar netleşmesi beklenirken, Öcalan’ın önerisinin HDP’nin yetkili kurullarında da ele alınacağı öğrenildi.

Dış açık altı ayda 50 milyar doları aştı

Haziran’da dış ticaret açığı yüzde 18,9 artarak 8 milyar 570 milyon dolar oldu. Türkiye’nin ilk altı aylık dış ticaret açığı 50 milyar doları aştı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Haziran ayına dair dış ticaret denge verilerini açıkladı.

Buna göre Haziran’da dış ticaret açığı 8,57 milyar dolar oldu. Fakat bağımsız araştırmalar bu rakamın çok daha yüksek olmasını bekliyordu.

Dış ticaret açığı 2013 yılının ilk altı ayında ise yüzde 17,4 artarak 50,6 milyar dolar.

Haziran ayında toplam 12,43 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Tahminler ihracatın 12,49 milyar dolar olması yönündeydi.

Aynı ayda gerçekleşen ithalat miktarı ise 21,01 milyar dolara ulaştı. İthalatın 22,94 milyar dolar olması bekleniyordu.

[Seçim 2014] Sarıgül’den adaylık açıklaması

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığı ile ilgili olarak gelecekteki durumunun kamuoyu araştırmaları sonucu belli olacağını belirtti.

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül basın mensuplarına Şişli Evlendirme Dairesi’nde bulunan kafede sahur yemeği verdi.

Yemek sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Türkiye’nin en önemli sorununun demokrasi sorunu olduğunu belirterek, tam demokrasi için tercihli oya geçilmesi gerektiğini belirterek, “Bütün siyaset yapan insanlar demokrasiye önem vermesi lazım. Bana göre, dünyanın ve Türkiye’nin en önemli sorunu demokrasidir.

Demokraside de en önemli konu sistemlerdir. Seçim sistemlerinin son derece iyi olması lazım. Türkiye’de o yüzden tercihli oy sistemine geçilmesi lazım. Tercihli oy da yurttaşlarımız, hangi milletvekiline oy verecekse bunu tercihte kullanıyorlar. Vatandaş hangi siyasi partiye oyunu veriyorsa o partiye oyunu vermeli, ama tercihte de arzu ettiği milletvekilini seçmesi lazım. Şu anda vatandaşlarımız arzu ettiği milletvekilini seçemiyor. Genel merkezlerin göstermiş olduğu milletvekillerini seçiyorlar. Bu da demokrasinin yarım kaldığını gösteriyor. Tam demokrasi için mutlaka tercihli oya geçmesi şarttır. Tercihli oy da yurttaşlar kime oy verecekse oyunu bu yönde kullanıyorlar” dedi.

“Benim nereye gideceğime yurttaşlarım karar verir”

Bir gazetecinin İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığına aday olup olmayacağı yönündeki soruya Sarıgül, gelecekteki durumunun halkın vereceği kararlar doğrultusunda olacağını belirterek, “Benim nereye gideceğim kararını benim vermem söz konusu değildir. Çünkü Sarıgül’ün rütbe heyecanı yoktur. Benim öncelikle vatandaşlarıma hizmet heyecanım var. O yurttaşlarım hizmet heyecanımda beni nerede görmek istiyorlarsa önümüzdeki günlerde yapılacak olan kamuoyu yoklamaları yurttaşlarımızın takdiridir. Takdir edersiniz ki seçimlere daha 7-8 ay gibi bir süre var. Benim birinci görevim Şişlili yurttaşlarıma gecemi gündüzüme katarak son saatime, son dakkama kadar hizmet etmektir. Onun için daha çok erken bir noktadayız. Önümüzdeki günlerde bakalım ne gösterecek” şeklinde cevap verdi.

“Ne gezersin alim günlerin geldi”

Sarıgül, CHP’ye yeniden dönüp dönmeyeceği yönündeki soruları yanıtsız bırakırken, “Bu güne kadar Sarıgül olarak ben hiçbir kamuoyu yoklaması yaptırmadım. Ben kamuoyu yoklamalarımı yurttaşlarımın kalbinde görüyorum. Gittiğim her noktadan, hiçbir sisyasi parti gözetmeden yurttaşlarımdan çok büyük bir ilgi görüyorum. İnşallah onların ilgilerine layık olmaya çalışacağım.”

Sarıgül yakın zamanda Sivas, Niğde, Tokat gibi birkaç ili gezeceğini belirten Sarıgül, bu gezisinin ne amaçlı olduğunun sorulması üzerine, İbrahim Karaca’nın yazdığı, “Bekle karaltındaki buğday tanesi yine onun sularıyla yeşereceksin, başını dik tutabilirsen boy vereceksin, Her tarafı allı morlu, güller açar türlü türlü, bu fırtına türlü türlü, inşallah baş edeceksin, Doğudan batıdan yurduma düşen, atım eğerlendi kılıcım kuşan, ne gezersin alim günlerin geldi” şiirini okudu.

(Ajanslar)

Suudi Arabistan’dan erkeklere dev metro projesi

Suudi Arabistan, başkent Riyad’ın ilk metrosu için dev ihaleyi üç uluslararası konsorsiyuma verdi. Proje, 22,5 milyar dolara mal olacak.

Suudi Arabistan, başkent Riyad’a ilk metro sistemini kuruyor. 176 kilometre uzunluğunda olması planlanan metro sistemi 22,5 milyar dolara mal olacak. Altı milyon nüfuslu Riyad kentindeki metro sisteminde altı hat yer alacak. Riyad Belediye Başkanı Prens Halid bin Bandar, kentin nüfusunun önümüzdeki on yıl içinde 8.5 milyona yükselmesinin beklendiğini belirterek, projenin önemine dikkat çekti.

Yapımı Amerikan Bechtel şirketi öncülüğündeki, Siemens şirketinin de dahil olduğu konsorsiyuma verilen ilk iki metro hattı 9 milyar 450 milyon dolara mal olacak. İspanyol FCC şirketi öncülüğündeki, Fransız, Güney Kore ve Hollandalı firmaların da dahil olduğu ikinci konsorsiyum ise diğer üç metro hattını 7 milyar 880 milyon dolara inşa edecek. Bir diğer hattın ihalesi ise 5 milyar 210 milyon dolara İtalyan Ansaldo şirketinin öncülüğündeki üçüncü konsorsiyuma verildi.

Yer altında güneş enerjisi

Metro inşaatının 2014 yılının ilk çeyreğinde başlayıp 56 ay sürmesi bekleniyor. Prens Halid, ileride metronun yüzde 20 oranında güneş enerjisi ile çalışacağını ve bu sayede çevre kirliliği ve trafik sıkışıklığına da çare olmasını beklediklerini belirtti. Metro istasyonlarına otobüs seferleri düzenlenmesi için de bini aşkın otobüs siparişi verileceği açıklandı.

Kadınlar binebilecek mi?

Kadınların metroya tek başlarına binip binemeyecekleri ise henüz bilinmiyor. Suudi Arabistan’da kadınların yalnız başlarına otomobil kullanması ya da ulaşım araçlarına binmesi yasak.

Petrol zengini ülke şu sıralar altyapısına yaptığı milyarlık yatırımlarla dikkat çekiyor. Mekke ve Cidde’de de milyarlarca dolarlık yatırımla metro sistemi kurulması planlanıyor. Suudi Arabistan ayrıca 2012 yılında Cidde, Mekke ve Medine arasında hızlı tren projesi için bir İspanyol konsorsiyumla 2012 yılında 8 milyar 220 milyon dolarlık anlaşma imzalamıştı.

(DW)

Sinan Bolat Porto’da

0

Türkiye’deki bazı kulüplerin de transfer listesinde yer alan milli kaleci Sinan Bolat, Porto ile 5 yıllık sözleşme imzaladı.

Portekiz’in Porto takımı, milli kaleci Sinan Bolat’ı 5 yıllığına kadrosuna kattı.

Porto Kulübü’nün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, son olarak Belçika’nın Standart Liege takımında forma giyen ve A Milli Takım kalesini de koruyan 24 yaşındaki Sinan Bolat ile 2018 yılına kadar sözleşme imzalandığı belirtildi.

Mili kalecinin kariyeriyle ilgili bilgilerin de yer aldığı açıklamada, Standard Liege formasıyla 2009 yılında UEFA Şampiyonlar Ligi’nde AZ Alkmaar’a 90+4. dakikada beraberlik golünü atan Sinan Bolat’ın, takımının UEFA Avrupa Ligi’ne 3. turdan devam etmesini sağladığı hatırlatıldı.