Ana Sayfa Blog Sayfa 3637

Artvinlilerden en büyük çevre davası

artvinArtvin Cerattepe’de doğayı tehdit eden Cengiz Holding’in altın madeni faaliyetlerine karşı mücadele bugün (10 Temmuz) Türkiye’nin en geniş katılımlı çevre davasının açılmasıyla devam etti.

61 avukat, 760 davacı

Sabah saat 09.00’da, Artvin Adliyesi’nde buluşan avukatlar, Türkiye Barolar Birliği ve TMMOB’nin desteklediği, 61 avukat tarafından hazırlanan, 760’ın üzerinde davacısı bulunan, 100 sayfanın üzerindeki dava dosyasını Rize İdare Mahkemesi’ne gönderilmek üzere teslim etti.

Yargı denetimine fırsat tanınsın

2013 yılında Cengiz Holding’in almış olduğu ÇED olumlu kararı, Rize İdare Mahkemesi  tarafından eksiklikler gerekçe gösterilerek iptal edilmişti. Bunun üzerine şirket bir genelgeye dayanarak, iptal edilen ÇED raporu yerine eksiklikleri ortadan kaldırdığını öne süren yeni bir rapor hazırlattı. Yeni raporunu doğrudan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunan şirket, böylece ÇED olumlu kararı aldı. Bu kararla birlikte, Rize İdare Mahkemesi’nin iptal kararı etkisiz hale gelirken, ÇED olumlu kararı da herhangi bir hukuki merci tarafından denetlenmeden doğrudan Bakanlık’tan onay almış oldu.

Bugün Artvinliler bu karara itiraz haklarını kullandı. Artvinliler, dava dosyasında eksikliği tamamlandığı öne sürülen şirket raporunun yargı denetiminden geçmesini ve yargının bu denetimi yapabilmesi için de fırsat tanınmasını istiyor.

Kaynak: t24.com.tr

Papa Franciscus Katolik Kilisesi adına Latin Amerika halkından özür diledi

Güney Amerika ziyaretinin Bolivya turunda konuşan Papa Franciscus, sömürge döneminde Latin Amerika’da işlenen suçlar için Katolik Kilisesi adına halktan özür diledi. Tanrı adına Amerika’nın yerli halkına karşı birçok suçun işlendiğini dile getiren Papa; eşitsizliği, materyalizmi ve fakirlerin suiistimalini besleyen günümüzün “yeni sömürgecilik” dalgasını dağıtmak için de bir çağrıda bulundu.

30

İlk Latin Amerika kökenli Papa olan Franciscus, özrüyle Katolik Kilisesi’ni fakirlerin ve sömürülmüş anavatanının sığınağı ve savunucusu olarak konumlandırmaya çalışıyor. Ekvator ve sonrasında Bolivya’yı ziyaret eden Papa, Latin Amerika’nın birliği için geniş çağrılarda bulunarak, kıtanın birleşik bir dünya gücü olmaya dair tarihi isteğine de değindi.

Küreesel Ekonomik Düzene Eleştiri

Papa Franciscus, Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales ile birlikte
Papa Franciscus, Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales ile birlikte

Papa, konuşmaları sırasında sıkça dile getirdiği küresel ekonomik düzene dair eleştirilerini ve çevresel felaketlere karşı uyarılarını Bolivya’da da yeniledi.

Papa’nın özrü, Latin Amerika’da büyük yankı uyandırırken, Franciscus dinleyicilere Papa II. Ioannes Paulus’un daha önce özür dilediğini  belirtti. 2000 yılında, II. Ioannes Paulus, Vatikan’da Yahudilerden af dilerken, dünyanın değişik kıtalarında bulunan diğer etnik gruplara üstü kapalı bir özürde bulunmuştu. Franciscus ‘un özrü ise Amerikan yerli halkına direkt olarak Bolivya’da gerçekleşti.

 

Haber: Ayşe Zeynep Pamuk

(Yeşil Gazete, New York Times)

ODTÜ direnişi de zaferle sonuçlandı

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde 17 gündür Rektörlük önüne kurdukları çadır ile kamu görevinden çıkarma cezalarının YÖK’ten geri çekilmesi için direnen Eğitim Sen yöneticileri Mert Kükrer ve Barış Çelik’in eylemi amacına ulaştı. Öğleden önce ODTÜ Rektörlüğü Eğitim Sen Genel Merkezi ile gerçekleştirdiği görüşmede dosyaları YÖK’ten geri alacağını beyan edince durumu değerlendiren emekçiler direniş çadırını kaldırmaya karar verdiler. Kitlesel bir dayanışma eylemi ile kurulan çadır 15:30’da yine kitlesel bir etkinlik ile kaldırıldı.

26
Direniş alanında çekilen hatıra fotoğrafı

Direniş alanında çekilen hatıra fotoğrafı gelecekte gerçekleşebilecek saldırılara karşı emekçilerin birliğini ve gücünü hafızalara kazır nitelikteydi. Alanda toplanan emekçilere hitap eden Mert Kükrer konuşmasında eylemin ilk hedefine ulaştığını, dosyaların YÖK’ten geri çekiliyor olduğunu belirtti.

Odtü direnişi, 2015 Mezuniyet töreninde de öğrenci geçişi sırasında pankartlara yansımızştı
Odtü direnişi, 2015 Mezuniyet töreninde de öğrenci geçişi sırasında pankartlara yansımızştı

 

Soruşturma sürecinin de ODTÜ’de çalışanların problemlerinin de devam ettiğini vurgulayan Kükrer Eğitim Sen’in, öğrencileri ve emekçileriyle tüm ODTÜ kamuoyunun, Türkiye’de gözünü ODTÜ’ye diken herkesin sürecin takipçisi olacağını söyledi. Meselenin sadece ulusal çapta değil uluslararası çapta da yankı bulduğuna değinerek Noam Chomsky, Anwar Shaikh, Bertell Ollman ve Nancy Holmstrom (ABD), Tarık Ali (İngiltere), Michael Lowy (Fransa), Christof Scherrer (Almanya),  Riccardo Bellofiore, Mariagrazia Monaci ve Luca Scacchi (İtalya), Aijaz Ahmad (Hindistan), Pablo Rieznik (Arjantin), Mikhail Konaşof (Rusya), Greg Albo (Kanada), Raquel Varela (Portekiz), Guglielmo Carchedi (Hollanda), Savas Matsas (Yunanistan), Hillel Ticktin (İskoçya) ve daha pek çok aydının sürecin takipçisi olduklarını ilan eden bir metni imzaya açtıklarını duyurdu.

Emekçilerin örgütlü gücüne dayanarak elde edilen bu zaferi selamlamak için “yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganı hep bir ağızdan atılarak eylem sona erdirildi.

 

(Gerçek Gazetesi)

Saman Balyası ile Ekolojik Mimari Atölyesi’ne davetlisiniz

Yeryüzü Derneği sizi 17 – 26 Temmuz tarihleri arasında saman balyası ile ekolojik mimari atölyesine davet ediyor.

Saman Balyası ile Ekolojik Mimari Atölyesi’nde, “Saman balyası nedir ? Balyalar nasıl dizilir ? Üzeri toprakla nasıl sıvanır ? Suya karşı dayanıklı yapabilir miyiz (tadelak) ? Taş temel ? Yerler kayrak taşı olur mu ?” gibi sorulara ekolojik pratikler aranacak.

16

Ekolojik yaşamın bütün imkanlarını deneyimlemeyi amaç edindiklerini, bu yolda, şehirde endüstriyel ürünlerin reddedilmesi ve yerlerine ekolojik ürün ve yöntemlerin geçirilmesi için çaba harcadıklarını belirten Yeryüzü Derneği üyeleri, “Sadece ürün ve yöntemler değil, topluluk ilişkilerini de gözden geçiriyor, dikey ve hiyerarji içeren topluluklar değil, yatay ve etkin iletişime açık topluluklar kuruyoruz” şekinde tarif ediyor yapmak istediklerini.

15

Saman Balyası ile Ekolojik Mimari Atölyesi’ne katılım ve her türlü bilgi için [email protected] mail adresine başvuru yapmak yeterli.

 

(Yeşil Gazete)

Yeni İklim Ekonomisi raporu yayınlandı

Yeni İklim Ekonomisi” adlı rapor Global Commission on Economy and Climate (Ekonomi ve İklim Küresel Komisyonu) tarafından 7 Temmuz 2015 tarihinde yayınlandı. Rapor, iklim değişikliğin tehlikeli boyutlara ulaşmasını engellemek için küresel var olan emisyon yapısı ile iklim değişikliğinin tehlikeli etkilerini engellemek için gerekli olan sınır arasındaki farkı yüzde 96 oranında azaltabilecek olan on ana ekonomik fırsatı ortaya koyuyor.

12

G20 zirvesi enerji verimliliği için kritik bir öneme sahip

Raporun ortaya koyduğu önemli ekonomik fırsatlardan biri de Türkiye’nin 2015 yılında başkanlığını yapacağı G20 zirvesi ile doğrudan ilişkili. Raporda, G20’nin,  dünyanın önde gelen ülkeleri için aydınlanma, taşıtlar ve üretim gibi alanlarda, enerji verimliliği standartlarını geliştirilmesinin dünya ekonomisi için önemine dikkat çekiliyor. Enerji verimliliğine yatırımın küresel düzeyde 2035 yılına kadar 18 Trilyon Dolarlık bir ekonomi yaratabileceği belirtiliyor. 

Enerji verimliliğine dair prensipler, G20 Küresel Altyapı İnisiyatifinde yer alarak,  kamu ve özel finans kuruluşlarının yatırım stratejilerine yön verebilir. 

Rapordaki diğer önemli konular ise şunlar:

13

  • Kentlerde düşük karbon ekonomisine geçilmeli. Toplu taşıma, enerji verimliliği ve daha iyi atık yönetimi gibi konulara yatırım 2050 yılına kadar 17 Trilyon dolarlık tasarruf sağlayabilir.
  • Hükümetler, kalkınma bankaları ve özel sektör, temiz enerjiye yatırım maliyetlerini düşürmek için beraber çalışmalı. 2030 yılına kadar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yıllık 1 trilyon dolarlık temiz enerji yatırımı, küresel düzeyde emisyonları 5.5 – 7.5 Gt C02 düzeyinde azaltabilir. Aynı zamanda bu yatırımlar, elektriğe erişimi kısıtlı olan 1.3 milyar insanın enerjiye ulaşmasını sağlayıp sürdürülebilir büyümeye ve kalkınmaya katkı sağlayabilir.

Raporu hazırlayan Ekonomi ve İklim Küresel Komisyonunda Felipe Calderón (Meksika Eski Başkanı), Helen Clark (UNDP Yöneticisi, Yeni Zelanda Eski Başbakanı), Maria van der Hoeven (Uluslararası Enerji Ajansı Yöneticisi), Takehiko Nakao (Asya Kalkınma Bankası Başkanı) ve Sharan Burrow (Uluslararası Sendikalar Konferadasyonu Başkanı) gibi önemli isimler bulunuyor. Komisyon’a Felipe Calderon Başkanlık ediyor.

Rapora dair yapılan basın açıklamasında komisyon adına konuşan Felipe Calderon, “Bu rapor, başarının mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Ekonomik büyümeyi sağlayabilir ve tehlikeli emisyon açığını kapatabiliriz.” dedi. Raporun önemine dikkat çeken Calderon açıklamalarına , “bu rapor, bir zamanlar ulaşılması zor olduğunu düşündüğümüz amaçların ulaşılabilir olduğunu ortaya koyuyor. Küresel refahı ve iklim dostu bir ekonomiyi aynı anda hayata geçirebiliriz. Düşük karbonlu ekonomi hali hazırda zaten gelişmekte. Ancak, hükümetler, kentler, özel sektör kuruluşları ve yatırımcılar daha yakından beraber çalışmalı ve var olan fırsatları değerlendirmeli. Bu fırsatların elimizden kaçmasına izin veremeyiz.” şeklinde devam etti.

Raporun tam haline http://2015.newclimateeconomy.report/ linkinden erişim mümkün.

(Yeşil Gazete)

Enerji Ajansı, “Ekolojik elektrik 2030 yılına kadar yüzde 60’a ulaşacak”

Der Spiegel‘in internet sitesinde yayınlanan haberi Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Ayşe Zeynep Pamuk‘un çevirisi ile paylaşıyoruz

* * *

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, 15 yıl içerisinde elektrik üretiminin büyük bir bölümü yenilenebilir enerjilerden karşılanabilecek. Bu konuda sera gazı üretimi zirvesine en geç 5 yıl içerisinde ulaşılması ise belirleyici bir rol oynuyor.

Şu ana kadar sadece 40 ülke atık gazların azaltılmasına dair hedeflerini sundu. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)‘nın son raporuna göre Birleşmiş Milletler‘in iklim koruma hedefleri, küresel ısı artışını 2 °C’nin altına çekmeyi başaramadı.

Hengshui yakınında bir elektrik santrali: Enerji dönüşümüne dair işaretler
Hengshui yakınında bir elektrik santrali: Enerji dönüşümüne dair işaretler

Sera gazı üretiminin azaltılmasına dair belirtilen niyetler, yüzyılın sonuna kadar dünya çapında 2.6 °C‘yi bulan ve daha sonra hızla artan bir ısı artışı ile sonuçlanıyor. Beklenilen ısı artışının önceden sadece aşağı yukarı tahmin edilebilmesi nedeniyle 2-Derece-Hedefi uzmanlar tarafından eleştirilmekte. Fakat bu yöntemin hedef odaklı iklim korumasını mümkün kılan tek ölçü olduğunun da altı çiziliyor.

IEA, geri dönüşümün nasıl olabileceğini değerlendirerek, aralık ayında gerçekleşecek Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’ndan çıkacak kararın önemli olduğunu belirtiyor: Geçtiğimiz ay Londra’da sunulan Enerji Ajansı İklim Raporu’na göre; Birleşmiş Milletler, sera gazı salınımı zirvesi olarak 2020 yılını kanunen belirleyebilirse, sadece 15 yıl içerisinde rüzgar, güneş ve hidroelektrik kömür ve petrolü en önemli enerji kaynakları olmaktan çıkarabilir.

Dönüşüm mümkün

Sera etkisinin en büyük nedenini enerji üretimi oluşturuyor: Enerji sektörü diğer bütün enerji tüketicilerinin toplamından iki kat daha fazla sera gazı üretiyor. IEA’nın Baş Ekonomisti Fatih Birol, Paris’te alınacak her karar enerji sektörü üzerine yoğunlaşmalı“ diye belirtiyor.

Çünkü burada dönüşüm mümkün: Birol, 2030 yılında enerji üretiminin yüzde 60’ı yenilenebilir enerjiden sağlanabileceğini vurguluyor ve 2014 yılında dünya ekonomisinin yüzde 3 büyüme kaydetmesine rağmen ilk kez emisyonların artmadığının altını çiziyor.

Enerji dönüşümüne desteğe, politikacıların yanısıra artık kuruluşlar da sinyal veriyor: Aralarında Almanya’nın da bulunduğu 7 büyük endüstri ülkesinin oluşturduğu G7 ülkeleri, geçtiğimiz ay Bayern bölgesindeki Elmau’da fosil enerji kaynakları olan kömür, petrol ve doğalgazdan bu yüzyıl içerisinde tamamen uzaklaşmaya karar verdiler.

Öte yandan daha şimdiden bir çok büyük yatırımcı fosil enerji kaynaklarına yatırım yapan firmalardan çekiliyor. Bunların arasında dünya çapında en büyük yatırımcılardan, Norveç’in petrol gelir vergilerini yöneten Norveç Emeklilik Fonu da bulunmakta.

Yılda 400 Milyar Dolar

Çok önemli bir rol ise açık ara farkla en büyük CO2-üreticilerinden Çin’e düşüyor: Dev güç, 2014 yılında ilk kez kömürden elektrik üretiminde sera gazı salınımını arttırmadı. Hatta çevre örgütü Greenpeace’e göre, 2015 yılının ilk aylarında bir gerileme kaydedildi. Uzmanlar, Çin’de CO2-üretimiyle ekonomik büyüme arasındaki bağlantının mümkün olduğunca biribirinden ayrıldığını belirtiyorlar.

Enerji Ajansı’na göre, belirtilen hedeflere ulaşılabilmesi için, endüstrinin enerjiyi daha verimli kullanması, eski kömür santrallerinin kapatılması ve fosil enerji kaynağı tüketicilerine sağlanan sübvansiyonların kaldırılması gerekiyor. Ayrıca elektrik üretiminde yenilenebilir enerji yatırımlarının 2030 yılına kadar 270 Milyar Dolar’dan 400 Milyar Dolar’a yükselmesi gerektiği öngörülüyor.  Paris’te merkezi bulunan Ululaslararası Enerji Ajansı IEA, aralarında Almanya ve ABD‘nin de bulunuğu 29 ülkeye danışmanlık veriyor.

Birleşmiş Milletler, geçtiğimiz ay Bonn’daki iklim konferansında bir dünya iklim anlaşmasının kaleme alınmasına dair çabalarında gelişme kaydedemedi.

Haberin Almanca Orjinali

Yeşil Gazete için çeviren: Ayşe Zeynep Pamuk

(Yeşil Gazete, Der Spiegel)

2. Vegan Feminist Yaz Kampı için Mersin Akkuyu’ya

2. Vegan Feminist Yaz Kampı 24 – 26 Temmuz tarihleri arasında Mersin Akkuyu’da düzenleniyor. Kampı organize eden ekipten Nursel Demir ve Özlem Şen, kampa katılabilecekler ile ilgili, “Vegan- Vejetaryen olabilir/olmayabilir, feminizm konusunda sözü olan/olmayan, merak eden, çadırı olan/olmayan, komünal yaşamın gereklerini paylaşmaktan zevk alan kadınlar, lezbiyen kadınlar, trans kadınlar, trans erkekler bize ulaşsınlar” notunu belirtiyor.

9
İlk vegan feminist yaz kampından bir fotoğraf

2. Vegan Feminist Yaz Kampı organizatörleri tarafından yapılan yazılı açıklama şu şekilde,

“Biz, uçan, koşan, yürüyen, yüzen, gözleri ve bir annesi olan hiçbir canlıyı yemem diyen, tüm bunlarla beraber hayvansal da yemeyen, aynı zamanda hayvansal kullanmayan, kendini feminist olarak tanımlayan, tanımlamayan, heteroseksüel kadınlar, lezbiyen kadınlar, trans kadınlar, trans erkekler 24-26 Temmuz 2015 tarihinde Mersin Akkuyu’da  ikincisini düzenliyor olduğumuz vegan feminist kampta bir araya geliyoruz.

Özlem Şen ve Nursel Demir
Özlem Şen ve Nursel Demir

Doğayla beraber biz kadınlar, yaşadığımız tüm sömürü ve ezilme biçimlerini, kendimizi, mücadele yöntemlerimizi konuşmak için bir araya geliyoruz.

Yaşadığımız sömürüyü görünür hale getirmek, farkındalık yaratmak, doğayı değil insanı merkezine alan, ırkçı, seksist, türcü yaşam biçimine karşı mücadele yöntemleri geliştirmek istiyoruz.

Aynı sistemin, bağrımıza sapladığı nükleer santralin inşa edildiği Akkuyu’yu yer olarak seçmemiz bir tesadüf değil elbette…

Vegan- Vejetaryen olabilir/olmayabilir, feminizm konusunda sözü olan/olmayan, merak eden, çadırı olan/olmayan, komünal yaşamın gereklerini paylaşmaktan zevk alan kadınlar, lezbiyen kadınlar, trans kadınlar, trans erkekler bize ulaşsınlar.

Eril karnist tahakküme karşı, yeni, komünal ve alternatif bir yaşamın örgüsünü birlikte kuralım.

Tarihimizi biz yazalım ve yaşayalım.”

Kampa katılmak isteyenler Nursel Demir ve Özlem Şen ile [email protected] ve [email protected] adresleri üzerinden iletişime geçebilir.

 

(Yeşil Gazete)

Yeşil Artvin Derneği Başkanı, “Onları asla Cerattepe’ye çıkartmayacağız”

Artvin Cerattepe’de halkın Cengiz Holding tarafından bakır madeni yapılmasına karşı başlattığı direnişe bu sabah 7:30’da jandarma müdahelesi yaşandı. Son durumu öğrenmek üzere Cerattepe’de bulunan Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan‘a ulaştık.

11:45 itibarı ile kendisine ulaştığımızda Neşe Karahan’ın bize ilettiği bilgileri paylaşıyoruz.

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan, jandarma ile görüşüyor
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan, jandarma ile görüşüyor (Foto: Hicret Aydoğar/Twitter)

Onları asla yukarıya çıkartmayacağız

“Şu an biz tepede Cerattepede’yiz. Bulunduğumuz bölge Kafkasör Yaylası’ndan 8 km yukarıda.

Cerattepe’de Kafkasör’de Artvin’de sürekli iletişim halinde olduğumuz nöbet yerlerimiz var. Sabah 6:30’da haberi alıp hemen ilk grup Cerattepe’ye çıktık. Jandarma ise 7:30’da ulaştı bölgeye.

Artvin Halkı, valilik önünde toplanıyor (Foto: Serdar Onay/Twitter)
Artvin Halkı, valilik önünde toplanıyor (Foto: Serdar Onay/Twitter)

Şu anda burda 300 kişiyiz. Herhangi bir taşkınlık sözkonusu değil. Sadece öz savunma hakkımızı kullanıyoruz. Dava dosyamızı da yarın teslim edeceğiz.

Jandarma biraz geriye çekildi. Polis de geldi bu arada bölgeye. Siyasi parti temsilcileri şu anda görüşmelerini sürdürüyor. Artvin Valisi halkın valisi mi yoksa şirketin ya da başka, bilmediğimiz kişilerin mi valisi sorusu akıllarımıza geliyor yaşananlara şahit olduktan sonra.

Artvinliler direnişte kararlı (Foto: Artvin8Olay/Twitter)
Artvinliler direnişte kararlı (Foto: Artvin8Olay/Twitter)

Biz burda direnişe devam ederken şehirde de valilik önünde toplanmış durumda Artvin halkı. Birkaç işbirlikçi dışında Artvinlilerin tamamı bu madene karşı. Soruyorum size insanın başı olmadan vücudu ayakta durabilir mi? Biz de kendi başımızı, Cerattepe’yi onlara vermeyeceğiz.

Burası yalnız biz burda yaşayanlar için değil tüm gezegen için, bizden sonra gelecek nesiller için de çok önemli bir yer. Jandarma da Polis de çekilmek zorunda. Vali de en sonunda halkın istediğini uygulamak durumunda. Onları asla yukarıya çıkartmayacağız”

Yeşil Gazete olarak Cerattepe’deki gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

 

Haber: Alper Tolga Akkuş

(Yeşil Gazete)

 

 

Artvin Cerrattepe’de jandarma baskını

Cengiz Holding’in dünyanın 100 doğal ormanından birinin bulunduğu Artvin Cerattepe’de bölge halkının tüm itirazlarına karşı yapmayı planladığı bakır maden işletmesi için jandarma yolu kapattı.

2
Foto: Yeşil Artvin Derneği

Jandarma maden bölgesine tek çıkış olan noktayı barikatlarla kapattı. İş makinelerinin de maden alanına jandarma eşliğinde getirilmesi üzerine bölge halkı bölgeye akın etti. Burada jandarmanın engellemesiyle karşılaşan Artvinliler, alana giriş yapamadı. Maden mücadelesinde hukuki süreci de takip eden Yeşil Artvin Derneği, Twitter’dan jandarmanın her an saldırabileceğini duyurdu.

Yeşil Artvin Derneği’nin hukuksal mücadelesi sonrasında Rize İdari Mahkemesi geçen yıl ÇED raporlarını iptal etmiş ve Kafkasör bölgesinde ‘Milletin a… koyacağız’ diyen işadamı Mehmet Cengiz’e ait Cengiz Holding’in maden ocağının faaliyeti durdurulmuştu. Ancak, ÇED raporu geçen yıl iptal edilmesine rağmen, içeriğine dokunmadan sadece sayfa sayısı artıurılarak yeniden geçirilmişti

(Diken)

Bu haftasonu 8 şehir Kuzey Kutbunu kurtarmak ve “Shell Kendine Gel” demek için eylemde

Greenpeace, Türkiye’de, 11 Temmuz Cumartesi günü “Shell Kendine Gel” sloganı altında sekiz şehirde barışçıl aktiviteler planlıyor. Greenpeace eylemcileri, Adana, Ankara, Hatay, İstanbul, İzmir, Manisa, Mersin ve Yalova’da planladıkları barışçıl etkinliklerde amaçlarının Kuzey Kutbu’nu insanlara getirmek olduğunu açıkladı.

Activists participate in the sHell No Flotilla part of the 'Paddle in Seattle' protest.  Nearly a thousand people from the country gathered in Seattle's Elliott Bay for a family-friendly festival and on-land rally to protest against Shell's Arctic drilling plans.

İl il “Shell Kendine Gel” eyleminin saat ve mekanları 

11 Temmuz’da 8 şehirde eş zamanlı gerçekleşecek eylemler hakkında facebook sayfasından da bilgi edinmek mümkün.

Adana
Dilberler Sekisi Gençlik Parkı, saat 16.00 – 19.00

Ankara
Kuğulu Park, saat 15.00 – 18.00

Hatay
Antakya Parkı, saat 16.00 – 19.00

İstanbul
Moda Parkı (Tarihi Moda İskelesi’nin yanındaki çim alan), saat 16.00 – 20.00

İzmir
Sığacık Parkı, Kafeler Karşısı, Sığacık/Seferihisar, saat 17.00 – 20.00

Manisa
Cumhuriyet Meydanı, saat 16.00 – 18.00

Mersin
Barış Meydanı, saat 16.00 – 19.00

Yalova
Suwon Parkı, saat 16.00 – 19.00

Kuzey Kutbunu Kurtar

Greenpeace activists from all over Europe are blocking all Shell filling stations in Zurich. The activists are chaining themselves to the petrol pumps to protest against Shells oil drilling program in the Arctic. Shell wants to start July 1. with oil drilling into Chukchi Sea, Alaska. Zürich, 30. Juni. 2015 - Greenpeace-Aktivistinnen und -Aktivisten aus ganz Europa blockieren seit den frühen Morgenstunden sämtliche Shell-Tankstellen in Zürich. Aus Protest gegen das Ölbohrprogramm von Shell in der Arktis ketteten sich die UmweltschützerInnen an die Zapfsäulen des Ölmultis. Der Konzern will ab morgen (1. Juli) in der Tschuktschensee in Alaska mit den riskanten Bohrungen beginnen.

Amerika Birleşik Devletleri şehri Seattle’ın limanında kanolarla Shell’in Polar Pioneer petrol sondaj platformunun yolunu bloke eden yüzlerce protestocuya Kuzey Kutbu yerlileri, Kanada, İsviçre, Hollanda, Danimarka, İsveç, Finlandiya kendi eylemleriyle şu ana kadar destek verdi. Greenpeace’in kampanyasını kuzeykutbu.imza.gp sitesini ziyaret ederek destekleyen 7 milyondan fazla kişi Shell’i Kuzey Kutbu’na girmemesini talep ediyor.

Halihazırdaki petrol rezervlerinin tüketilmesi iklim değişikliği felaketine sürüklenmemize yeterliyken, petrol şirketlerinin Kuzey Kutbu’nun erimesini fırsat bilip bu bölgede yeni rezervler arama peşinde olmalarını delilik olduğunu vurgulayan Greenpeace Akdeniz Kuzey Kutbu Kampanya Sorumlusu Ayşe Bereket, “Shell, Kuzey Kutbu’ndan petrol çıkarmak isteyerek felakete davetiye çıkarıyor. Kuzey Kutbu’nun hava ve deniz şartlarında petrol çıkarmak ve bir sızıntıyı temizlemek son derece riskli ve zor. ABD hükümeti bu planlar için olası bir petrol sızıntısı ihtimalini %75 [1] olarak veriyor. Dünyanın dört bir yanından sesler birleşip, Shell’in daha da fazla kar etmek uğruna hepimizi bu riske sokmaktan vazgeçmesini ve Kuzey Kutbu’ndan uzak durmasını talep ediyor.” dedi.

Shell, tüm gerekli izinleri henüz elde etmemesine rağmen Kuzey Kutbu’nda sondaj sezonunun başlamasıyla birlikte Alaska’ya doğru yola çıktı. Shell şirketinin Kuzey Kutbu’nda petrol sondaj planlarına karşı sürdürülen protestoların dünyanın dört bir yanında devam edeceği öngörülüyor.

Shell, Kuzey Kutbu’nu riske atmaktan vazgeçmiyor

9

Shell’in geçmiş Kuzey Kutbu petrol sondaj denemeleri sondaj platformu Kulluk’un karaya vurması gibi kazalar ve skandallarla son bulmuştu. Kuzey Kutbu’nun sert iklim koşulları, bölgede yapılacak petrol sondaj çalışmalarını çok riskli bir hale getiriyor. Bilim insanları, Kuzey Kutbu’nda gerçekleşecek bir petrol sızıntını temizlemenin imkansız olacağını söylüyor.

Greenpeace, son üç yıldır, Kuzey Kutbu’nun belirli bir bölgesini koruma alanı ilan etmek için bir küresel bir kampanya yürütüyor. Bu çağrı, Kuzey Kutbu’nun narin tabiatını ve orada bulunan endemik hayatın petrol sondajından ve endüstriyel balıkçılıktan korunmasını talep ediyor. Bu küresel harekete bügüne kadar 7 milyondan fazla kişi katıldı ve Desmond Tutu, Emma Thompson ve Paul McCartney gibi 1000’den fazla isim Kuzey Kutbu Deklarasyonu’nu imzaladı.

 

(Yeşil Gazete)