Ana Sayfa Blog Sayfa 2573

İmamoğlu ve Yavaş, Erdoğan’ın ‘ablukasına’ nasıl direnecek? – Bahadır Özgür

Bu yazı gazeteduvar.com.tr sitesinden alındı

Detaylı veriler AKP’nin oy oranındaki erimenin büyükşehirlerdeki hezimetin boyutuyla paralel olmadığına işaret ediyor. İstanbul ve Ankara’nın ilçelerinin çoğunda 2018’e göre oyların artırılmasına veya korunmasına rağmen, iki büyük kalenin ‘merkezi’ kaybedildi. Bu ilginç durumu bir kenara not edelim. Erdoğan tabloyu, iktidara güvenin sürdüğü ama büyükşehirlerde ekonomik sıkıntı içindeki vatandaşın ‘yeni bir deneyim’ arayışına girdiği şeklinde yorumladı, balkon konuşmasında. Yenilgiden ziyade bir ‘uyarı’ olarak okuyor rakamları. Lakin, o uyarıya nasıl yanıt vereceği önemli. Kendisinin ve partisinin tavrını mı değiştirecek yoksa sert politikalara devam mı edecek?

Erdoğan’ın ikinci seçeneği ‘revize’ ederek sürdürmesi daha güçlü ihtimal. Zira, genel oy düzeyi ile Ankara ve İstanbul arasındaki zıtlığı giderecek türde bir strateji çizmesi muhtemel. Peki nedir o?

Erdoğan’ın siyasi mottosunda CHP’nin ‘yokluk’, ‘kriz’, ‘istikrarsızlık’ olduğu yazılı. Şimdi tuhaf biçimde merkezde mutlak iktidar olsa da, yerelde muhalefet rolüne hazırlanıyor. Bunu da seçim öncesi muhalefetin dili olan krizi, iki kente muhalefet etmenin silahı haline getirerek yapmayı planlıyor.

ANKARA VE İSTANBUL NE DURUMDA?

Malum; Ankara ve İstanbul’un kaybedilmesi, AKP için rant dağıtım mekanizmasının en önemli araçlarının yitirilmesi demek. Refah Partisi’nden beri iki belediye üzerinden yaratılan kaynaklar ve bunların paylaştırılması, Erdoğan’ın güttüğü siyasetin de ana dinamiğiydi. ‘Esnek’ yerel bütçe; çıkar ağı örmek bakımından ‘katı’ merkezi bütçeden daha avantajlı, rant yaratma ve tabana yayma bakımından da daha mahirdi kuşkusuz. Küçücük bir pazar tezgahından devasa metro projesine, yoksul bir semtteki esnaftan inşaat şirketlerine uzanan bir kaynak transferi ağıydı. AKP’ye inen darbenin can acıtıcı kısmı burası.

25 yılın sonunda iki belediyenin durumu nasıl, kısaca özetleyelim…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2019 bütçesi 23.8 milyar lira. İETT ve İSKİ bütçeleri de eklendiğinde rakam 34 milyar 800 milyon liraya ulaşıyor ki, merkezi bütçeden pay ayrılan 35 kurumdan fazla. Belediye bünyesinde toplam 28 şirket var ve resmi verilere göre ciroları 11 milyar 300 milyon lira. Ankara’nın bütçesi ise 8 milyar 800 milyon lira. ASKİ ve EGO’nun bütçesi eklendiğinde toplam 14 milyar liraya çıkıyor. Bu rakam 7 bakanlığın bütçesinin üzerinde. Ankara’nın 15 tane şirketi bulunuyor.

Şimdi gelelim bazı gerçeklere…

Her iki belediyenin de nereye ne kadar para harcadığı meçhul. Ankara Belediyesi’nin iştirakleri neredeyse 10 yıldır denetlenmiyor. Belediye meclisinden muhalif bir isim bilgi edinip kamuoyu ile paylaşırsa durumu ancak öğrenebiliyorduk. Kıyıdan köşeden sızan bilgiler ise ortadaki gayya kuyusunun dehşeti hakkında biraz fikir veriyor. Mesela; İBB’nin şirketlerinin 2018 yılı üçüncü dönemindeki zararı 95 milyon lira. Şirketlerin karları ‘sıfır’ görünüyor. Caddeye sokağa araç park ettirmek dışında yatırımı bulunmayan Otopark AŞ’nin zararı bile 18 milyon lira.

Cumhuriyet gazetesinden Hazal Ocak’ın seçimden bir hafta önce yayınladığı habere göre, İBB’nin toplam borcu 22 milyar liraya ulaşıyor. Yani bütçesi kadar borcu var. 2014 seçimlerinde borç 6 milyar liraydı. Bugün yerli bankalara borç 3.3 milyar lira, yabancı bankalara 11.3 milyar lira. Yine 2014’te borç için yılda 128 milyon lira faiz ödenirken, 2019 yılı ödemesi 1.1 milyar lira.

Ankara ‘kayıtsızlık’tan dolayı daha da fena. Melih Gökçek’in yerine ‘atanan’ Mustafa Tuna, Sabah’tan Yavuz Donat’a verdiği mülakatta, “Belediyeye geldik ve gördük ki, kasa durumu sıkıntılı. Bankalara, piyasaya, müteahhitlere borçlu. Sigorta ve vergi borçları birikti” demişti. Verdiği bilgilere bakılırsa kısa vadeli 950 milyon lira iç borç, kamuya 380 milyon lira ve ödenmeyen de 1 milyar lira borç mevcut. Sayıştay’ın raporunda da yabancı bankalara borcu 1.6 milyar lira görünüyor. Faiz ödemeleri ise yıllık ortalama 174 milyon lira.

Bir de her iki belediyenin İller Bankası’na borcu var. Ankara’nın 270, İstanbul’un da 458 milyon lira. Özetle iki belediye de milyarlarca liralık kaynağına rağmen milyarlarca liralık borca sahip. Daha vahimi yandaşlara dağıtılan ihaleler, mega projeler vb. yüzünden ağır taahhütlerin altına girmiş vaziyetteler.

ERDOĞAN NE YAPACAK?

İşte Erdoğan’ın saldıracağı gedik de burası olacak. Seçimden birkaç gün önce yaptığı açıklamayı hatırlayalım: “Alsalar da yürütemeyecekler. Niye yürütemeyecekler? Bunlar oradaki personelin maaşını dahi ödeyemeyecekler. Hepsinin şu anda künyeleri, bütün belediyelerin şu anda borçları hepsi elimizde mevcut. Yürütemeyecekler.”

Erdoğan ‘merkez benim’ derken sadece elindeki devlet kaynağını ve desteğini kastetmiyor. Güvendiği şey, 24 Haziran sonrasında başkanlık rejimi tesis edilirken çıkarılan iki önemli yasal değişiklik. İlki; İller Bankası’nın yapısını değiştiren düzenleme. Bankanın kaynaklarını istediği belediye için kullanmasını önleyen kısıtlama kaldırıldı. Belediyelerin buradan borç alması neredeyse ‘başkanın’ inisiyatifine bırakıldı. Nitekim İller Bankası’na olan borçlar normalde her yılın sonunda vergi gelirinden belediyelere düşen paydan mahsup edilirdi. İktidar yerel seçimi düşünerek 2018’in Mayıs ayında mahsuplaşmayı erteledi. Bunu iptal ediyor.

Geçen yıl Çanakkale Belediyesi’nin defalarca başvurmasına rağmen İller Bankası’ndan kredi almaması ve fahiş faiz oranlarına maruz bırakılması gözlerden kaçan bir örnekti.

İkinci önemli düzenleme ise bir torba kanunla Cumhurbaşkanı’na Strateji ve Bütçe Başkanlığı vasıtasıyla istediği belediyeye kaynak aktarma yetkisinin verilmesi. İzmir Belediyesi’ne metro yapımı için sadece 30 bin lira kaynak ayrılması, kanunun nasıl işletileceğine dair bir şeyler anlatıyordur. Çevre Kanunu’ndan madenciliğe kadar pek çok kanunda yapılan değişikliklerle de yerel yönetimlerin bu alanlardaki yetkilerinin büyük kısmı Cumhurbaşkanı’na devredildi. Keza, yüksek rant potansiyeline sahip imar düzenlemeleri de öyle. İstanbul için yeni rant alanı Kuzey Ormanları bölgesi, TOKİ’nin rezerv konut alanı ilan edildi bile.

Dolayısıyla Erdoğan açısından en işlevli strateji, Ankara ve İstanbul’u ‘ekonomik ablukaya’ almak. Bunun için yeterince ‘yasal’ alete de sahip zaten. Öyleyse Ankara ve İstanbul bu kuşatmaya nasıl direnecek?

MUHALEFET NE YAPABİLİR?

Erdoğan taktik değiştirirken muhalefetin de taktik değiştirmesi lazım. Geleneksel ‘şeffaf belediyecilik’ açıklamaları veya ‘yeni bir sayfa açıyoruz’ trükleri işe yarayacak gibi durmuyor. Erdoğan bir kuşatmaya hazırlanıyor çünkü. İki dev kentin erzağını kısmak, yardım yollarını kesmek için var gücüyle çalışacağı şüphesiz.

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş elbette tecrübeli siyasetçiler. Ne var ki, AKP’nin en büyük korkusunun ‘hizmet rekabeti’ olmadığı da malum. Seçim öncesi bu denli hiddetin nedeni rant kaynaklarını kaybetmemekse, seçim sonrası gelebilecek hiddetin sebebi de çıkar ağının deşifre olma ihtimalidir. AKP’nin yumuşak karnı da budur. Mazbatalar alınır alınmaz belediye binasına girecek bağımsız denetmenlerin kime ne kadar para aktarıldığını, kimin akrabasının, kardeşinin, amcasının hangi ihaleyi aldığını isim isim ortaya çıkarması; Sayıştay raporlarının ucundan gösterdiği soygunu kalem kalem teşhir etmesi AKP belediyeciliğinden kopuşun da miladı olacaktır.

Bu bilgilerin muhalif basına sızdırma yönteminden ziyade, herkesin anlayacağı tarzda, herkesin ulaşacağı yolla ilan edilmesi ise şeffaf belediyeciliğin ete kemiğe bürünmesi anlamına gelecektir. Belediye panoları bir kez olsun yandaşa para aktarmak yerine dürüstlüğün yüzü olabilir. Bir kez olsun nasıl ve kim tarafından soyulduğunu binbir zahmete girmeden öğrenmek Ankara ve İstanbulluların hakkıdır. Enkazın müsebbipleri açık ve net olarak gösterilemezse eğer, Erdoğan’ın o yıkıntıdan yeni bir iktidar devşirmesi hiç de zor olmayacaktır…

Bahadır Özgür – Gazete Duvar

Ukrayna’da gözler 2. turda

Ukrayna’da pazar günü yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde alınan ilk sonuçlara göre komedyen Volodimir Selenski açık ara farkla sandıktan birinci çıkan aday oldu. Seçim komisyonu merkezinin oyların yaklaşık yüzde 50’sinin sayılmasından sonra yaptığı açıklamaya göre, Selenski oyların yüzde 30,2’sini aldı. Halen iktidarda olan Devlet Başkanı Petro Poroşeko’nun aldığı oylar ise yüzde 16,7’de kaldı.

Adayların hiçbirinin mutlak çoğunluğu sağlamaması nedeniyle 21 Nisan’da devlet başkanlığı seçimlerinin ikinci turunun yapılması planlanıyor.

Muhalif lider ve eski başbakan Yulya Timoşenko ise seçim komisyonunun verilerine göre, oyların yüzde 13,7’sini alarak, seçimlerde üçüncü oldu. Timoşenko, sandık çıkış anket sonuçlarının açıklanmasından sonra seçimlerde “manipülasyon” yapıldığını iddia etmişti.

DW’nin haberine göre yaklaşık 30 milyon seçmenin bulunduğu Ukrayna’daki devlet başkanlığı seçimleri için 39 aday yarıştı. Seçimler öncesinde yapılan kamuoyu yoklamaları 41 yaşındaki Selenski’nin seçimlerden birinci çıkacağına işaret ediyordu. Özellikle genç seçmenler tarafından tercih edilen Selenski’ye kuşkuyla yaklaşanlar, Selenski’yi siyasi deneyimi olmadığı gerekçesiyle eleştiriyor.

Selenski de Poroşenko da, Batı yanlısı siyasetçiler olarak biliniyor. Ancak iki aday arasındaki seçim yarışının sert geçmesi bekleniyor. Seçimlerin ilk sonuçlarının açıklanmasının ardından 53 yaşındaki Poroşenko, Selenski’yi Rusya’nın aday olmakla suçladı. Buna karşılık Selenski bağımsız olduğunu vurgulayarak, TV düellosu için hazır olduğunu duyurdu.

Deutsche Welle

Avrupa’nın seçim yorumu: “Genel olarak sorunsuz”

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Heyeti üyeleri, yurdun dört bir yanında kurulan seçim bürolarında oy verme ve oy sayma işlemi sırasında gözlemlerde bulundu. Oluşturulan 10 ekibin Türkiye’nin farklı bölgelerinde çalışmalar yürüttüğünü ve 140 seçim bürosunda gözlem yaptığı ve Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Erzurum, Diyarbakır’da seçim sürecinin baştan sonuna kadar izlendiği ifade edildi.

Euronews’un haberine göre Avrupa Konseyi bazı bölgelerde istisnai durumlar dışında yetkililerin görevlerini tam anlamıyla yerine getirdiklerini, seçim sürecini şeffaf bir şekilde takip edebildiklerini açıkladı.

“Genel anlamda sorunsuz”

20 ülkeden 22 üyeyi Türkiye’nin çeşitli kentlerine göndererek yerel seçimleri yakından izleyen Avrupa Konseyi seçimlerin genel anlamda sorunsuz şekilde gerçekleştiğini açıkladı. Katılımın yüksek olmasının sevindirici olduğunu belirten seçimleri izleme heyeti başkanı Andrew Dawson  “Birçok partinin seçime girerek başarılı olmuş olması Türkiye demokrasisinin dirençli olduğunu gösteriyor.” diye konuştu.

Avrupa Komisyonu’nda düzenlenen günlük basın toplantısında konuşan sözcü Maja Kocijancic  ise Türkiye’de pazar günü yapılan yerel seçimleri yakından takip ettiklerini belirtti. Usulsüzlük şüphelerine yönelik Avrupa Konseyi’nin nihai raporunu beklediklerini belirten Kocijancic hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi.

Katılım oranının yüksek olmasının önemli olduğunun altını çizen Avrupa Komisyonu sözcüsü Maja Kocijancic: “Katılım oranının yüksek olması seçmenlerin yerel demokrasiye olan ilgisini ortaya koyuyor. Avrupa Konseyi’nin gözlemci heyetinin değerlendirmelerini not ettik. Usulsüzlük şüphelerine yönelik nihai raporu bekliyoruz. Yerel temsilciler görevlerini serbest bir şekilde yerine getirebilmeli. Türkiye Avrupa Konseyi üyesi. Bazı insanların hayatlarını kaybettiklerini biliyoruz. Ailelere başsağlığı diliyoruz.” dedi.

Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri ve Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Türkiye uzmanı Rebecca Harms Türkiye’deki seçimleri Twitter üzerinden değerlendirdi.

“Demokrasinin önemli ayağı hala hayatta”

Seçmenleri ve gözlemcileri tebrik eden Kati Piri “Dün gece, Türkiyedemokrasisinin önemli bir ayağının hala hayatta olduğunu gördük. Şimdi ise muhalefetin galibiyetinin resmi olarak tanınıp tanınmayacağı sorgulanıyor.” ifadelerini kullandı.

Seçim akşamı “Anadolu Ajansı’ndan haber var mı ?” mesajları yayınlayan Kati Piri Ankara, İzmir ve İstanbul’da Millet İttifakı’nın CHP adayları olan Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Tunç Soyer’i ayrıca AK Parti’den yeniden Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Fatma Şahin’i tebrik etti.

“Cezaevindekiler için ümitler yeniden yeşerecek”

Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu’nun Türkiye uzmanı Rebecca Harms “Muhalefetin İstanbul, Ankara ve İzmir’i alması çok büyük bir başarı anlamına geliyor. Türkiye’nin Erdoğan’dan ibaret olmadığını gösteriyor.”  dedi..Rebecca Harms farklı kesimlerde tutuklanan kişilerin serbest bırakılması ihtimali karşısında ümitlerin de yeniden yeşereceğini” ifade etti.

Hollandalı Avrupa Milletvekili Kati Piri’nin kaleme aldığı ve Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda geçtiğimiz Mart ayında kabul edilen 2018 yılı Türkiye raporunda insan hakları ihlallerinden ötürü AB-Türkiye üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınması çağrısında bulunuluyor.

EURONEWS

Başkan’ın ‘çevre’si de iyi!

AKP’nin termik santral, HES ve nükleer santral yapmak için seçtiği bölgelerde, uzun zamandır yerel halk ve çevrecilerin birlikte sürdürdüğü mücadele sonuç vermiş görünüyor. 31 Mart yerel seçimlerinin kesin olmayan sonuçlarına göre, sürpriz yaratan büyükşehirlerin yanı sıra aktif ekoloji mücadelelerinin sürdüğü pek çok yerde iktidar bloku oy kaybetti.

Nükleer ısrarı yarış dışı bıraktı

İktidarın nükleer santral yapmak istediği Sinop ve Mersin’de seçmen CHP’nin adaylarını tercih etti. Sinop’ta 2 dönemdir belediye başkanı olan CHP’li Baki Ergül’ün yerine bu kez aynı partiden Barış Ayhan koltuğu devraldı.

Mersin’de ise MHP kökenli olan ancak bu seçimde İYİ Parti’den yarışa girmeyi tercih eden önceki 5 dönemin belediye başkanı Burhanettin Kocamaz, başvurusu tartışmalı bir şekilde geç yapılınca yarış dışında kalmıştı. 31 Mart seçimlerinde, HDP’li seçmenin de desteğini alan CHP’li Vahap Seçer ipi göğüsledi.

Cerattepe’deki altın ve bakır madenleri, yoğun HES’ler ve yerel halkın büyük tepkisini çeken yeşil yolun güzergahında oluşu yüzünden çevrecilerin sürekli gündeminde olan Artvin’de de belediye el değiştirdi. AKP’li eski belediye başkanı Mehmet Kocatepe’nin yerine CHP’den Demirhan Elçin aldı.

Kazdağları kararmasın diye

Türkiye’nin oksijen yoğunluğu en yüksek ve kaliteli havasına sahip, yeşil cenneti Kazdağları’nda 10’un üzerinde şirket, Milli Park da dahil olmak üzere 40’a yakın alanda altın arıyor. Ayrıca çok sayıda kaçak taş ocağı da ormanlık alanın derinliklerinde faaliyet gösteriyor. Yapılan vahşi madencilik faaliyeti yüzünden şimdiden ormanlık alanın içinde dev karadelikler oluşmuş durumda.

Bölgede yapılması planlanan termik santrallerin tehdit ettiği Çanakkale’de kentin temel su kaynağı olan Atıkhisar Su Barajı Havzası içerisinde yer alan Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Projesi için ruhsat verildi. Böylece hem ağaç katliamının hem de su toplama havzasında siyanürlü altın arama faaliyetinin önü açıldı. Çevre yerleşimlerin halkı da yıllardır madencilere gösterdikleri büyük tepkiyi bu yerel seçimlerde de ruhsat verenleri seçmeyerek gösterdi. Kentte CHP’li Ülgür Gökhan dördüncü zaferini yaşarken ilçesi Ayvacık’ın 3 dönemdir belediye başkanı Mehmet Ünal Şahin yerini CHP’li Mesut Bayram’a bıraktı. Bayramiç’te de AKP’li eski belediye başkanı Sadettin Arslan’ın yerine CHP’den Mert Uygun geldi. Küçükkuyu’da ise CHP’li Cengiz Balkan 3. dönem belediye başkanlığını kazandı.

Balıkesir’in Edremit ilçesinde, CHP’den istifa ederek seçime bağımsız giren, eski belediye başkanı Kamil Saka’nın yerine yine CHP’nin adayı Selman Hasan Arslan yeni belediye başkanı seçildi.

HES inadı kazandırmadı 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketi Rize’nin Fındıklı ilçesinde AKP’li eski başkan Adnan Özbalaban yerini CHP’li Ercüment Şahin Çervatoğlu’na bıraktı. Rize ve çevresi, özellikle HES’ler ve yaylaların yapılaşması yüzünden protestolara sahne olmuştu.

Termik protesto

Termik santraller tehdidi altındaki Eskişehir’de CHP’nin adayı, 2 dönemdir belediye başkanlığını yapan Yılmaz Büyükerşen tekrar seçilirken, baraj nedeniyle yakında sular altında kalacak Hasankeyf’in bağlı olduğu Batman’da, atanan kayyımın yerine HDP’li Mehmet Demir, yeni belediye başkanı oldu.

Kritik kentler el değiştirdi

31 Mart Mahalli İdareler Yerel Seçimleri’nin kesin olmayan sonuçlarına göre AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur ittifakı’nın adayları Ankara, Antalya, Mersin, Bolu gibi büyük şehirleri CHP ve İYİ Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’na karşı kaybetti. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu galibiyetini ilan etti, ancak sonuçlar halen açıklanmadı

31  Mart Yerel Seçimleri’nin ardından sandıkların yüzde 99.01’i açıldı. Buna göre AKP toplam oyların yüzde 44.42’sini, CHP yüzde 30.07’sini, İYİ Parti yüzde 7.46’sını, MHP yüzde 7.25’ini, HDP yüzde 4.22’sini, SP 2.68’ini, DSP 0.99’unu aldı.CHP, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya gibi büyük şehirleri alırken, kesin olmayan sonuçlara göre Cumhur İttifakı, 24 Haziran seçimlerinde aldığı toplam oy oranının gerisine düşmüş görünüyor. 7 ilde AKP’nin belediyeleri MHP’ye geçti. AKP’nin 18 olan büyükşehir belediye sayısı 16’ya, 30 olan il belediye sayısı ise 24’e düştü. 

İstanbul düğümü çözülmedi

Seçim gecesinin en ‘sıcak’ noktası ise İstanbul oldu. Sonuçları veren tek kaynak AA’nın dün gece 11.20’den itibaren veri girmedi. Sabaha dek konuyla ilgili konuşmayan ajans yöneticileri, bir twit atarak sahadan haber alamadıklarına bildirdi. Bu sabah bir açıklama yapan YSK Başkanı Sadi Güven ise, İstanbul’da CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun önde olduğunu söyledi.

Güven’in ifadeleri şöyle: “Anadolu Ajansı benden veri almıyor. Anadolu Ajansı yüzde 90’lara geldiğinde ben daha yeni veri giriyordum. İtiraz için üç günlük süre var. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu önde. İmamoğlu 4 milyon 159 bin 650, Binali Yıldırım 4 milyon 131 bin 761. Açılmayan sandık 84. Şu an itibarıyla 31 bin 102 sandık sisteme tanımlandı, 84 sandık itiraz nedeniyle sisteme taranmamış vaziyette.”

CHP Genel Merkezi’nde açıklama yapan Parti Sözcüsü Faik Öztrak da “Ekrem İmamoğlu 4 milyon 165 bin oy almıştır. Binali Yıldırım ise 4 milyon 138 bin 568 oy almıştır. 27 bin 171 oy daha fazla almıştır Ekrem İmamoğlu. Bu fark dün sabaha karşı kendi sistemimizle açıkladığımız fark ile aynıdır. İmamoğlu zaferi kesinleşti” dedi. AA’nın veri akışını durdurmasını da eleştiren Öztrak, “Dün gecenin tek kaybedeni devletin resmi ajansı Anadolu Ajansı’dır. Hala veri girmemeye devam etmektedir, siyasi manipülasyona alet olmuştur. Ajans yöneticileri gereğini yapmalıdır” diye konuştu.

Toplam 25 il el değiştirdi

İlk kez ittifaklarla gidilen yerel seçimin kazananı MHP oldu. İyi Parti ittifak kurduğu iller dahil hiç bir ilde sandıktan birinci çıkamazken, Mansur Yavaş’ın seçim zaferini ilan ettiği başkent Ankara 25 yıl sonra CHP’ye; kayyım atanan Şırnak, Ağrı ve Bitlis ise HDP’den AKP’ye geçti. CHP de ittifaklar sayesinde Orta Anadolu’da seçim kazandı. Resmi olmayan sonuçlara göreTürkiye genelinde toplam 25 il el değiştirdi.

Teşekkür afişleri kaldırıldı

Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım’ınteşekkür afişleri seçim sonuçları netleşmeksizin sabaha karşı İstanbul’un dört bir yanındaki billboardlara yerleştirilmişti. “Gönül belediyeciliği kazandı, teşekkürler Türkiye” yazılı afişlerin fotoğraflarını sosyal medya hesabından paylaşan Millet İttifakı adayı İmamoğlu, “Manipülasyon şimdi de İBB eliyle sürüyor. Gece yarısı pankart operasyonu sadece algı çalışmasıdır. Bu yanlışı şiddetle kınıyor, Binali Yıldırım Bey’e de kendini bu manipülasyona feda etmemesini öneriyorum” demişti. İmamoğlu’nun büyükşehir yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirtmesi üzerine afişlerin kaldırıldığı belirtildi.

4 kadın başkan

Büyükşehir belediye başkanlıkları için yarışan 36 kadın adaydan sadece 4’ü kazandı. Gaziantep’te AK Parti adayı Fatma Şahin, Aydın’da CHP adayı Özlem Çerçioğlu, Siirt’te HDP adayı Berivan Helen Işık ve Van’da HDP adayı Bedia Özgökçe Ertan illerinin belediye başkanı oldu.

Dünya basını: Erdoğan’ın iktidarına darbe

Yerel seçimlerle ilgili haber ve yorumlar tüm dünya basınında önemli gündem maddeleri arasında yer aldı.

BBC Türkçe’nin aktardığına göre, İngiliz Guardian gazetesinin haberinde “Bu seçimler Erdoğan’ın 16 yıllık iktidarı için bir referanduma dönüştü ve ülkedeki ekonomik durum Erdoğan’a olan halk desteğini azaltmaya başladı” dendi. Gazete “İlk sonuçlar AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana aldığı ilk önemli yenilginin işaretleri” yorumunu yaptı.

Financial Times da iktidar ittifakının oylarının yüzde 50’den fazlasını aldığı için rahatlamış olabileceğini belirtirken “Ama şehirleri kaybetmek, karlı anlaşmalar ve iş imkânları dâhil bu şehirlerle birlikte gelen himaye ağının kontrolünü de kaybetmek anlamına gelir” dedi.

‘Büyük bir gerileme’

Amerikan New York Times gazetesi de ilk sonuçların Erdoğan’ın ‘Ankara ve İstanbul’u kaybettiğine’ işaret ettiğini belirtip bu sonuçların Erdoğan’ın iktidarı için büyük bir gerileme olarak görülebileceğini yazdı.

Fransız Le Monde gazetesi ise AKP’nin Ankara’yı kaybetmesi ve ilk sonuçlara göre İstanbul’u da kaybetme riski olmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidarı için ‘bir darbe’ olarak yorumladı. Gazete “Devasa bir başkanlık sarayı inşa ettiği başkentteki yenilgisi, AKP’nin 2002’de iktidar gelmesinden bu yana her seçimi kazanan Erdoğan için büyük bir başarısızlığa işaret ediyor” dedi. 

İmamoğlu Twitter hesabına İBB başkanı yazdı

Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu, Twitter hesabında fotoğrafının altındaki kısa bilgi bölümünü ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ olarak yeniledi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, henüz sisteme işlenmeyen sandıkların, rakibi Binali Yıldırım’ın aradaki farkı kapatmasına yetmediğini belirterek, seçimi kazandığını ilan etti.

İmamoğlu’nun Twitter hesabında da saat 11.00’den sonra dikkat çeken bir değişiklik yapıldı.

İmamoğlu’nun, Twitter hesabında fotoğrafının altındaki kısa bilgi bölümü ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ olarak yenilendi.


Türkiye’nin ilk engelli belediye başkanı Turan Hançerli

Avcılar’da CHP’nin adayı Turan Hançerli, yüzde 52 oyla belediye başkanı seçildi. Hançerli, ilk mesajında ‘hergün daha fazla çalışma’ sözü verdi.

Avcılar Belediye Başkanlığı’nı kazanan Turan Hançerli, Türkiye’nin ilk engelli belediye başkanı oldu. Hançerli, Avcılar’da bir önceki yerel seçimde CHP’nin yüzde 44 olan oy oranını da yüzde 52’ye yükseltti.

Hançerli Twitter’da paylaştığı mesajda “Her gün daha istekli çalışacağım, teşekkürler Avcılar” dedi.

TURAN HANÇERLİ KİMDİR?

Peki Türkiye’nin ilk engelli belediye başkanı Turan Hançerli kimdir?

1975 yılında Tokat’ta doğan Hançerli, üniversiteyi kazandığı 1993 yılında geçirdiği kaza sonrası iki kolunu kaybetti.

Türkiye’nin 65 noktasında şubesi bulunan ve kamu yararına çalışan Türkiye Sakatlar Derneği’nin Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü. Ayrıca, engellilerin çatı örgütü olan Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Hukuktan Sorumlu Genel Sekreterlik görevine seçildi.

Denge ve Denetleme Ağı Kuruluşu’nun yürütmesi ve temsilinde aktif rol üstlendi. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Ağın yürüttüğü “Seçimin Şeffaflığı” kampanyasının oluşumunda aktif görev aldı. Kampanyanın süreç ve sonuçlarını uluslararası gazetelere lanse etti.

Engelli hakları, ayrımcılık ve örgütlenme konularında 150’yi aşkın seminer ve panel konuşması yaptı. Ayrıca engelliler ve engelli dernekleri adına Danıştay ve yerel mahkemeler nezdinde gönüllü olarak onlarca dava takip etti.


HDP Muş’ta seçim sonucuna itiraz edecek

HDP Muş Milletvekili Mensur Işık, geçersiz sayılan oylar nedeniyle seçim sonucuna itiraz edeceklerini söyledi.

Muş’ta seçim HDP ve AK Parti adayı arasında geçti. YSK verilerine göre AK Parti adayı Feyat Asya 15 bin 919, HDP eş başkan adayları ise 15 bin 381 oldu. Buna göre Asya, 538 oyla seçimi kazanmış görünüyor.

Ortaya çıkan sonuçla ilgili olarak Duvar’a açıklama yapan HDP Muş Milletvekili Mensur Işık, itiraz etmeye hazırlandıklarını söyledi. Işık, “Yaklaşık 600 oyla kaybetmiş görünüyoruz ancak elimizdeki veriler bunu böyle göstermiyor. Muş’ta 192 sandık var. Elimizdeki verilere göre 100’ün üzerinde sandık problemli, sorunlu, maddi hatalar. Dün gece bunları tespit ettik ve itiraz etmek için hazırlık yaptık” dedi.

Işık, “Muş’ta 2 bin 500 geçersiz oy var. Bu oyların yeniden sayılmasını isteyeceğiz. Bu geçersiz sayılan oyların büyük kısmı HDP’nin oyları. Geçersiz oyların tümü bize verilen oylar değil ancak sonucu lehimize dönüştürecek oranda bize ait oyların geçersiz sayıldığını söyleyebilirim” şeklinde konuştu.
Seçim çalışmalarının eşitsiz koşullarda yürütüldüğünü belirten Işık, “AK Parti adayı devletin bütün olanaklarını kullandı. Ayrıca AKP-MHP iktidarı kaybetsin diye batıda CHP ve İYİ Parti adaylarını destekledik. Ancak bu iki parti bölgede başka sakilerle davrandılar. Diyebilirim ki AKP’nin kazanmasına hizmet edecek bir yaklaşım gösterdiler” ifadelerini kullandı.

(Gazete Duvar)


Mansur Yavaş: Özhaseki kaybetti Ankara kazandı

Ankara’da resmi olmayan seçim sonuçlarını göre Millet İttifakı adayı Mansur Yavaş, zafer ilan etti. Yavaş, CHP Genel Merkezi önünde konuşma yaparak yüzlerce CHP’li seçmenine seslendi.

 CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Aday Mansur Yavaş, seçimlerin ardından ilk konuşmasını yaptı. Yüzlerce CHP seçmeni parti genel merkezinin dışına taşarak Yavaş’ın konuşmasını büyük bir coşkuyla dinledi. Havai fişekler patlatılırken, meşaleler yakıldı.

Yavaş, Ankara’da CHP Genel Merkezi’nin önünde yaptığı konuşmasında, “Tüm annelerin elini öpeceğim. Bundan sonrası için Ankara’ya hizmet yolunda yine dualarını isteyeceğim. Sevgili Ankaralılar kazandığımızda bir zafer olarak görmeyeceğimizi söyledim bizim yenmek zorunda olduğumun biz düşman yok ki… Kazanan tüm Ankara olacaktır. Bugün Ankara’da kaybeden Özhaseki’dir. Evet, Özhaseki ve kirli siyaseti kaybetmiştir. Kazanan demokrasimiz ve tüm partiler olmuştur. Bugün hakkın yerini bulduğu ve Ankara’nın kazandığı büyük bir gündür. Ayrım yapmadan bu şehri kardeşçe kucaklayıp ileriye taşıyacağız” ifadelerini kullandı.

Resmi olmayan seçim sonuçlarına göre kazandığını duyuran Yavaş, “Aday tanıtım toplantısında söz vermiştim. Bizler kinle gelmiyoruz. Bizler nefret dilini uzak tutacağız. Hiçbir ayrım yapmadan bu şehri kardeş yapacağız Bir temennide bulunmuştum. Görevimi bıraktığımda herkesin başkanı olacağım demiştim” dedi.

‘KİRLİ HESAPLARA FIRSAT VERMEYİN’

Yavaş sözlerine devam ederken, “Liyakat dönemi başlamıştır. Hiç kimse kaybetmemiş Ankara kazanmıştır. Tüm Ankara el ele kazanmıştır. Ankara’da huzur kazanmıştır. Şimdi bizlere düşen Ankaralıların emeği ile alın teri ile ortaya çıkan bu duruşu başkentimize hizmetle yüceltmektir. Kinimiz yoktur. Aşkla çalışacak irademiz ve gülümsememiz vardır. Ankara’daki tüm hemşerilerimiz rahat uyusunlar. Belediye çalışanlarımız tedirgin olmasın. Kimse ile kavgamız yok. Tek kavgamız Ankara için çalışmak olacaktır. Değerli hemşerilerim taşkınlık yapacak olanlar. Kirli hesaplara fırsat da vermeyin. Biz Ankara’daki hemşerilerimizi kardeşimiz biliyoruz. Çünkü artık biz büyük bir aileyiz” ifadesini kullandı.


YSK Başkanı Sadi Güven: İmamoğlu önde

Sadi Güven’den ilk açıklama: Şu an itibarıyla Ekrem İmamoğlu 4 milyon 159 bin 650 bana gelen rakam. Binali Bey’in 4 milyon 131 bin 761 oyu sisteme tanımlanmış vaziyette. İtiraz süreçleri devam ediyor.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, Yüksek Seçim Kurulu’na geldi. Güven bina girişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. ( Raşit Aydoğan – Anadolu Ajansı )

YSK Başkanı Sadi Güven seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yaptı. Güven, “AA benim müşterim değil. Benden veri almıyor, nereden veri alıyor bilmiyorum. Sonuçlar yeni girmeye başladığında AA yüzde doksan sonuç gösteriyordu” dedi. Güven, ayrıca 84 sandıkta itirazların olduğunu belirtti.

Güven, “Şu an itibarıyla Ekrem İmamoğlu 4 milyon 159 bin 650 bana gelen rakam. Binali Bey’in 4 milyon 131 bin 761 oyu sisteme tanımlanmış vaziyette. İtiraz süreçleri devam ediyor” dedi.