Ana Sayfa Blog Sayfa 2570

Amina, Atlanta Film Festivali’nde

Kıvılcım Akay’ın ilk uzun metraj belgesel filmi Amina, dünya prömiyerini bu yıl 4 – 14 Nisan 2019 tarihlerinde düzenlenecek 43. Atlanta Film Festivali‘nde yapacak.

Festival’in Uluslararası Belgesel Yarışma Bölümü’nde dünya prömiyerini yapacak olan Amina, göç eden bir kadının hikâyesini konu alıyor.

Kızının ihtiyaçlarını karşılamak ve para kazanmak için Senegal’den Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Amina’nın hikâyesini perdeye taşıyan belgesel, göçmen olma duygusunu güçlü bir karakter üzerinden ele alıyor. İstanbul’da bir tekstil firmasında mağaza modeli ve satış personeli olarak çalışan Amina, bir gün iyi bir model olabilmenin hayalini kurar. Ancak içinde yaşadığı gerçekler hayal dünyası kadar renkli değildir. Çekimleri İstanbul ve Senegal’de yapılan Amina’nın odak noktasını, göçmenlerin içinde bulunduğu arada kalmışlık hissi oluşturuyor.

Yönetmenliğini Kıvılcım Akay’un yaptığı Amina’nın görüntü yönetmenliğini Meryem Yavuz, kurgusunu Eytan İpeker, müziklerini Erdem Helvacıoğlu, moda ve fotoğraf çekimi bölümlerinin kreatif danışmanlığını Aslı Filinta üstleniyor.

Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Sinema eğitimi almış olan yönetmen Kıvılcım Akay, uluslararası festivallerde ve televizyonlarda gösterilen Dileğim Barış Olsun ile televizyon serisi olan Modanın 100 Yılı isimli belgesellerin yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptı. Belgeselin yapımcılığını Aslıhan Altuğ, ortak yapımcılığını ise Beste Yamalıoğlu üstleniyor.

Amina, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Antalya Film Forum, Yeni Film Fonu ve Beşiktaş Belediyesi’nin destekleriyle gerçekleştirildi. Yapım aşamasında Fongogo üzerinden kitlesel fonlama desteği sağlandı. !f Doc Lab, DocsBarcelona ve GAIFF Pro C2C platformlarında yer aldı.

Kıvılcım Akay

Orta Öğretim ve lise eğitimini İzmir’de tamamladıktan sonra 2004 yılında Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema Televizyon bölümünü kazanmıştır. 2008 yılında üniversitede öğrenciyken “KISSAFEST Ulusal Öğrenci Filmleri Festivali”nin fikrini oluşturmuş ve genel koordinatör olarak görev almıştır. Festival, ulusal basında oldukça ses getirmiş ve binlerce kişiye ulaşmıştır. 2008 yılında üniversite eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’da yaşamaya başlamıştır. 2009 yılına kadar, Almanya’da bulunan bir müzik prodüksiyon firmasına bağlı sanatçıların video kliplerinin yönetmenliğini üstlenmiştir.

2009-2011 yılları arasında reklam sektöründe görev almıştır. Birçok ulusal ve uluslararası marKaya ajans koordinatörü ve Metin yazarı olarak hizmet vermiştir.

2011 yılında reklam ve prodüksiyon firması olan Akaylar Prodüksiyon’u kurmuştur. Farklı sektörlerde yer alan çeşitli markalara “butik” tasarım hizmeti sunmuştur. Akaylar Prodüksiyon bünyesinde, Türkiye’nin ilk moda belgeseli olan “Modanın 100 Yılı” isimli belgesel formatının yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenmiştir. “Modanın 100 Yılı”, 4 bölüm olarak, 2013 yılında TRT Belgesel kanalında yayınlanmıştır.

2014 yılının Ocak ayında tamamlanan “Dileğim Barış Olsun” adlı belgeselin yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenmiştir.

Yönetmenliğini Yaptığı Belgesel Filmler

Amina – 2019 …. Belgesel, 01:10:00

38. İstanbul Film Festivali, Ulusal Belgesel Yarışması, Yarışma Dışı, Gösterim Seçkisi. 2019

Modanın 100 Yılı – 2013 …. Belgesel, 00:00:28, (TRT Belgesel, 4 Bölüm)

Dileğim Barış Olsun (My Wish is Peace) – 2014 …. Belgesel, 00:43:00

33. İstanbul Film Festivali, Belgeseller Bölümü, Gösterim. 2014

7. Ege Belgesel Film Günleri, Gösterim. 2014

9. İşçi Filmleri Festivali, Kent ve Çocuk Filmleri Bölümü, Gösterim. 2014

65. Berlin Film Festivali, Türkiye Standı, Kısa Belgeseller Bölümü, Gösterim. 2015

5. İnsan Hakları İzmir Belgesel Günleri, Gösterim Seçkisi. 2014

3. Zeugma Film Festivali, Belgesel Film Gösterim Seçkisi. 2015

Kaynak

Kıvılcım Akay

akaykivilcim @ hotmail.com

‘Doğal Süt’, gerçekten doğal mı?

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, süt ürünlerinde ‘doğal’ ve aynı anlamı taşıyan benzeri ifadelerin kullanılmaması için kampanya başlattı. Süt firmalarına da çağrı yapan dernek, ürün etiketi ve pazarlama malzemelerindeki “doğal” teriminin kaldırılmasını istedi.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, “doğal” teriminin, gıda etiketlerinde ve pazarlama malzemelerinde kullanımına izin verilmemesi amacıyla yürüttüğü çalışmada, süt sektörüne yönelik yeni bir kampanya başlattı. 2018 yılında gerçekleştirilen imza kampanyasına 53 bin kişinin destek verdiğini bildiren Dernek yetkilileri, imzaları Tarım ve Orman Bakanlığı’na sundu.

“Doğal” ve aynı anlamı taşıyan benzeri ifadelerin, gıda etiketlerinde ve pazarlama malzemesi olarak kullanımına izin verilmemesi ve ilgili mevzuatın bu yönde değiştirilmesinin talep edildiği kampanyada, marka sahiplerinden de ilgili mevzuat değişikliğini beklemeksizin, ürün etiketlerinde ve pazarlama malzemelerindeki “doğal” terimini kaldırması ve kullanmaması istendi.

Markalara sorular

Yapılan açıklamada, UHT süt, pastorize süt, yoğurt, ayran ve kefir ürünlerinin bazıları veya hepsinin etiketlerinde “doğal” ifadesini kullanan süt sektöründeki kimi markalara sorular da yönetildi. Yanıt bekleyen sorular şöyle:

  1. Neredeyse hiç taze ot yemeden, hazır yem ve kuru ot ile beslenerek, doğasına aykırı koşullarda, hareketlerinin sınırlandığı kapalı veya yarı açık alanlarda yaşamını sürdüren hayvanlardan elde edilen süt ve süt ürünleri doğal mıdır?
  • Hayvancılıkta kullanılan antibiyotiklerin insanlar için kullanılanlardan fazla olduğu ve bunun halk sağlığını tehdit eden sonuçları biliniyor. Ürün elde ettiğiniz hayvanlara antibiyotik veriliyor mu? Veriliyor ise -Türk Gıda Kodeksi’nin izin verdiği limitlerin altında olsa dahi- antibiyotik kalıntısı bulunan süt ve bu sütten elde edilen ürünler doğal mıdır?
  • Ürünlerinizin elde edildiği, kendinizin ya da tedarik zincirinizdeki diğer işletmelerin/üreticilerin hayvanları genetiği değiştirilmiş soya, mısır veya diğer GDO katkılı yemler ile besleniyor mu? Bu konuda bir izleme sisteminiz var mı? GDO’lu yem kullanılıyor ise doğada bulunmayan GDO’lu yem ile beslenen hayvanlardan elde edilen süt ve süt ürünleri için “doğal” ifadesi kullanılabilir mi?
  • UHT işlemi, sütte bulunan aminoasitlerde, peynir altı suyu proteini başta olmak üzere proteinlerde, vitaminlerde ve yağ asitlerinde değişime veya kayıplara yol açıyor. Bu nedenle UHT işlemi sütün yapısını değiştiriyor. Hatta bilimsel makalelerin bazılarında bu durum ”denatüre olmak” şeklinde ifade ediliyor. Besin değerleri değişen veya azalan UHT süt doğal mıdır?
  • Homojenizasyon işleminin fizikokimyasal ve biyokimyasal değişimlere yol açtığı biliniyor. Sonuçları olumlu ya da olumsuz olsun, fizikokimyasal ve biyokimyasal değişimlerin söz konusu olduğu süt ürünleri için “doğal” ifadesi kullanılabilir mi?
  • Yoğurdun gevşek yapısına, sulanmasına müdahale yöntemlerinden biri olarak yoğurda süt tozu katılabiliyor. Fiziksel yapısı değiştirilmiş süt ürünleri ( süt tozu ) katılarak fiziksel yapısına  müdahale edilmiş yoğurt için “doğal” ifadesi kullanılabilir mi?
  • Pestisit (zirai zehir) kullanılarak yetiştirilen yem bitkileri ile beslenen hayvanların süt vb. ürünleri doğal olabilir mi?

Kampanya linki: http://bit.ly/dogalmi

Leica Türkiye’den bir fotoğraf projesi “Benim Gözümden Çocuk Olmak”

“Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne/ Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar” Nazım Hikmet Ran

Fotoğraf: Özkan Çörek

Leica Türkiye, 1-26 Nisan tarihlerinde “Çocuk Olmak” konulu bir fotoğraf yarışması düzenliyor.

Leica Türkiye yarışmayı instagram üzerinden organize ediyor. Katılımcıların Leica Camera Türkiye (@leicacameratr) hesabını takip etmeleri ve fotoğraflarını @leicacameratr hesabı etiketiyle işaretlemeleri gerekiyor.

18 yaş ve üstü profesyonel ve amatör her yarışmacı, her marka fotoğraf makinesi veya cep telefonu ile herhangi bir tarihte çektiği en az 1, en çok 3 fotoğraflara yarışmaya katılabiliyor. Yarışmacı bu fotoğrafın tümüyle kendisine ait olduğunu, gerekli tüm izinlerinin alındığını da kabul, beyan ve taahhüt etmekle yükümlü. Ayrıca her katılımcı fotoğrafının Leica Camera Türkiye tarafından dijital ya da basılı tüm iletişim çalışmalarında kullanılmasını kabul etmesi ve gerektiğinde dereceye giren fotoğrafın kendisine ait olduğunu da ispatlaması gerekiyor.

Leica Türkiye’nin açıklamasına göre gönderilecek fotoğrafların yapısının değiştirilmemiş olması gerekiyor. Temel görüntü işleme teknikleri (şık, kontrast, renk düzenlemeleri) kabul ediliyor. Birden fazla fotoğraf montajıyla oluşturulan fotoğraflar, Photoshop gibi fotoğraf düzenleme programlarıyla başkalaştırılmış fotoğraflar, fotoğrafın orijinalinde olmayan her hangi bir objenin eklenmiş veya var olan objelerden herhangi birisinin çıkarıldığı fotoğraflar değerlendirme dışı bırakılacak. Fotoğrafların üzerinde hiçbir şekilde yazı, grafik, işaret veya benzeri ibarelerin yer almaması gerekiyor.

Değerlendirme sonucu seçilecek 12 fotoğraf 3 Mayıs tarihinde Leica Store Türkiye sosyal medya kanallarından duyurulup, takip eden günlerde Leica Store İstanbul‘un bomontiada’da yer alan sergi salonunda da sergilenecek.

Yarışma başlangıç tarihi 1 Nisan 2019 olup, son katılım tarihi 26 Nisan 2019 saat 23.59’dur. (Yeşil Gazete)

’Queer Düş’ündük, veda ediyoruz’

Sel Yayıncılık’ta Queer Düş Serisi’nin editör, çevirmen ve yazarları yayıneviyle yollarını ayırdıklarını açıkladı. Berfu Şeker, Gülkan ‘Noir’, Leman Sevda Darıcıoğlu, Pınar Büyüktaş yayımladıkları ortak metinle ayrılma kararlarını kamuoyuyla paylaştı.

Yayınevi’nde son dönemde tartışmalara neden olan cinsel taciz ve usulsüz bandrol iddialarını hatırlatan ‘Queer Düş’ündük… Veda Ediyoruz’ başlıklı ortak metnin bir kısmı şöyle:

“Seriden çıkan birçok kitabın da bizlere yol gösterdiği gibi, şiddet, tahakküm, baskı ve yok sayma; yani bildiğimiz iktidar dinamikleri sadece toplumsal olarak kabul edilmiş kadın erkek kategorileri arasında gerçekleşmez. Cinsiyet tek başına güç asimetrilerini açıklamakta yeterli değildir. Feminist ve queer yayınlar yapan bir kurumun söz konusu taciz olduğunda indirgemeci yaklaşımı bu politikaların içini boşaltmaktadır.

Ayrıca entelektüel emeğin karşılığını çoğunlukla bulamadığı bir ülkede, en çok yayınevlerinin bu emeğe sahip çıkması beklenirken karşımıza çıkan bandrolde usulsüzlük iddiaları ve bu iddialara tatminkar bir yanıt verilememesi; yazar, editör ve çevirmenlerin zaten cüzi miktarda olan telif haklarının gaspı olarak düşünülmelidir. Bu durum, hem yayın alanında yer alan hem de entelektüel birikime katkısı bulunan herkeste hayal kırıklığı yaratmıştır.

Bizler, queer ve feminizm üzerine üreten, eyleyen, politika yapan kişiler olarak 2012’de İrfan Sancı’yla Sel Yayıncılık bünyesinde bir queer teori serisi oluşturmak üzere bir araya geldik. Şunu da belirtmeyi önemsiyoruz; kendi yaptığımız freelance çevirmenlik ve editörlük işleri dışında, 2012’den bugüne kadar, önce yayın kurulu ve ardından danışma kurulu üyeleri olarak yayınevinden herhangi bir maddi karşılık almadan emek verdik.

Biz queer düş’ün arzumuzla elbet birçok alanda emek vermeye devam edeceğiz ve biliyoruz ki, yaşamı normun ötesinde bir macera kılmanın yollarını beraberce arayacağız ve bulacağız.

Queer ve feminist etiğin, hayatın her alanı gibi yayıncılığa da tesir edeceği günlerin arzusuyla…

Samimiyetle…

Dağılıyoruz… (Anladınız siz)

Queer Düş’ündük… Veda Ediyoruz”

İranlı feminist gazeteciden başörtüsü tepkisi

İran’da başörtüsü takma zorunluluğuna karşı mücadele eden feminist gazeteci Masih Alinejad, kültüre saygı ve dayanışma niyetiyle başını örten hemcinslerini eleştirerek, ülkesinde başörtüsünün kadınlar için en görünür baskı aracı olduğunu hatırlattı.

Masih Alinejad, Batılı feministlerin başörtüsü takarak evrensel hak ve özgürlükler mücadelesine zarar verdiklerini söyledi.

İranlı feminist gazeteci Masih Alinejad, Batılı hemcinslerini başörtüsü konusunda eleştirdi. Alinejad, Tahran’ı ziyaret eden kadın siyasetçilerin ‘kültüre saygı’, Yeni Zelanda Başbakanı’nın ‘Müslümanlarla dayanışma’ gerekçesiyle başını örterken kadına karşı en görünür baskı aracını kullandıklarına dikkat çekti. ‘İslam kültürüne saygı’ gibi nedenlere dayanarak başını örten Batılı feministleri de “evrensel hak ve özgürlükler mücadelesine zarar verdiklerini” söyleyerek eleştirdi.

İran’da kadınları örtünmeye zorlayan İslamcı yasalarla mücadele eden ‘Benim Gizli Özgürlüğüm’ hareketinin kurucusu, kadınları kamusal alanda örtüleri çıkarıp bunu görüntülemeye ve sosyal medyada paylaşmaya teşvik eden ‘Beyaz Çarşamba’ eylemlerinin örgütleyicisi olan Alinejad, İran’dan kaçmadan önce hapse mahkum edilmişti.

Sputnik’in aktardığı habere göre, hem İran hem de Suudi Arabistan’da kadınların örtünme dayatmasına karşı verdikleri mücadelede Batılı feministler tarafından yalnız bırakıldığını vurgulayan Alinejad şunları söyledi: “İran’ı ziyaret eden kadın siyasetçiler, turistler, sporcular, sanatçılar, oyuncular, hepsi de güzel ülkeme gittiklerinde bunun kültürel bir mesele olduğunu söylüyor, İran kültürüne saygıdan takıyoruz diyorlar. Size açıkça belirteyim: Ayrımcı bir yasanın bizim kültürümüzün bir parçası olduğunu söylemek, bu bir ulusa hakaret etmektir.

Başta Başbakan Jacinda Ardern olmak üzere, Yeni Zelandalı kadınlar, ülkelerindeki ırkçı cami baskınını kınamak ve Müslümanlarla dayanışmak üzere başörtüsü takmıştı.

Ardern’e tepki

Alinejad, Yeni Zelanda’da Avustralyalı bir ırkçının iki camide 51 kişiyi öldürmesinin ardından Başbakan Jacinda Ardern’in Müslümanlarla dayanışma ve kültürlerine saygı göstermek adına başını örtmesi ve pek çok kadının aynı şekilde destek vermesine de tepki gösterdi: “Ardern’in Müslüman toplumuna gösterdiği şefkate hayranlık duyuyorum, ama dayanışma göstermek gerekçesiyle başını örttüğünü görmek kalbimi kırdı. Çünkü pek çok ülkede Müslüman kadınların ezilmesinin en görünür simgesini kullandınız. Bu yüzden onları aynı zamanda zorunlu başörtüsüne karşı mücadele ettikleri için dövülen, hapsedilen, cezalandırılan kadınlarla, bizimle, kız kardeşliklerini ve dayanışmalarını göstermeye davet ediyorum.”



HDP’nin itirazları AYM ve AİHM yolunda

Seçime girdiği bölgelerde sonuçlara yaptığı itirazların ardı ardına reddedilmesi üzerine HDP yol haritası çiziyor. İl seçim kurulları ve YSK’dan sonuç alınamazsa süreç AİHM’ne kadar gidebilecek

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) seçime girdiği bölgelerde oylama sonuçlarına yaptığı itirazların önemli bölümünün reddedilmesi, parti içinde arayışlara yol açtı. Özellikle Muş Merkez ve ilçelerinde, seçim sonuçlarında hile yapıldığını ileri süren HDP yetkilileri önce YSK’ya, oradan da bir sonuç alamazlarsa Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracak.

Çoğunluğu HDP’nin olan 2 bin 500 oyun geçersiz sayıldığı Muş’ta HDP’nin Eş Başkan Adayı Sırrı Sakık, yaptıkları incelemede 103 sandıkta hatalar tespit ettiklerini, toplamda 2 bin 500 oyun geçersiz sayıldığını belirterek İl Seçim Kurulu’na itirazda bulunduklarını belirtti. Kentte yapılan seçimlerde kesin olmayan sonuçlara göre, Cumhur ittifakının adayı Feyat Asya 15 bin 919, HDP’nin Eş Başkan adayları Sırrı Sakık ve Sibel Genç ise 15 bin 381 oy aldı.

Kendi oylarının başka partilere yazıldığını söyleyen Sakık, beş ayrı itiraz yaptıklarını, ancak hiç birinin kabul edilmediğini kaydetti. Sakık ayrıcı geçersiz oyların sayısının yüksek olmasına da dikkat çekti.

BBC Türkçe’ye konuşan Sırrı Sakık şunları söyledi: “Beş ayrı itiraz yaptık ama toptan reddedildi, İl Seçim Kurulu’na maddi hata tespit ettiğimiz belirttik, 103 sandıkta oyların yeniden sayılması için başvuruda bulunduk. Birçok sandıkta oylarımız değişik partilere yazılmış. Diğer kentlerde işleyen hukukun burada da geçerli olmasını umuyorum, bunun hakkımız olduğunu düşünüyoruz.”

İtirazların reddedilmesi üzerine kente giden HDP Eş Başkanı Pervin Buldan da oyların yeniden sayılmasını talep ederek, hukuki arayışlarını AYM ve gerekirse AİHM’ye genişletebileceklerini söyledi.

3 oy farkla

Viranşehir ve Malazgirt’te HDP’nin yeniden sayım için yaptığı itiraz reddedildi.

AKP’nin adayının sadece 3 oy farkı ile kazanıp, 432 oyun geçersiz sayıldığı Muş’un Malazgirt ilçesinde de oyların yeniden sayımı için yapılan itiraz reddedildi. HDP itirazını YSK’ya taşıyacak. İlçede kesin olmayan sonuçlara göre AKP adayı Cengiz Altın 3 bin 641, HDP’nin adayı Erdal Çakar 3 bin 638 oy almış, 432 oy ise geçersiz sayılmıştı. AKP ile arasında sadece 3 oy farkının bulunması nedeniyle HDP geçersiz sayılan 432 oy için İlçe Seçim Kurulu’na itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren İlçe Seçim Kurulu, ret kararı verdi. Verilen bu karar üzerine İl Seçim Kurulu’na başvuru yapılacak.

Toplam 12 itiraz

HDP, daha önce belediye kazandığı 12 yerde seçim sonuçlarına itiraz etti.  İtiraz yapılan yerler şöyle:

Muş ili ve Malazgirt ilçesi dışında, Mardin’in Nusaybin, Bitlis’in Tatvan, Siirt’in Baykan, Batman’ın Gercüş, Hakkari’nin Şemdinli, Mardin’in Dargeçit, Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesi ve Hakkari’nin Şemdinli ilçesinin Esendere ile Büyükçiftlik beldeleri.

Malazgirt, Tatvan ve Viranşehir ilçeleri için HDP’nin ilçe seçim kurullarına yapmış olduğu itirazlar reddedildi. HDP yasal işleyişi takip ederek il seçim kuruluna başvuracak. Oradan da ret kararı çıkarsa Yüksek Seçim Kurulu’na başvuracak.

Eş başkanlar Ayhan Bilgen ve Şevin Alaca yüzde 29,54 ile sandıktan yine ilk sırada çıktı.

Kars’ta sayım bitti, HDP’nin oyu arttı

Kars’ta MHP’nin itirazı üzerine 167 sandıkta yeniden yapılan sayımda, HDP’nin oyları 17 arttı. HDP’nin Eş Başkan Adayları Ayhan Bilgen ve Şevin Alaca, yüzde 29, 54 ile sandıktan yine birinci sırada çıktı. MHP’nin adayı Çetin Nazik (Cumhur İttifakı) ise yüzde 26,57 ile ikinci oldu. Sonucu, “Kimseyi suçlamayın 2+2 siyasette 4 etmeyebilir” diye değerlendiren Bilgen, twitter hesabından da “Kars’ta yeniden sayım da bitti. Oyumuz 17 arttı. Sabaha kadar adliye içinde çalışan ve önünde bekleyen herkese teşekkürler” açıklaması yaptı. 

Iğdır’da 60 oy arttı

Iğdır’da da yapılan itiraz üzerine yeniden sayılan sandıklarda, HDP’nin oyu 70 arttı. Kentte, resmi olmayan sonuçlara göre, HDP adayları Yaşar Akkuş ve Eylem Çelik, geçerli oyların yüzde 50,07’sini alarak, belediye başkanlığına seçildi. Oyların yüzde 46,7’sini alan Cumhur İttifakı’nın MHP’li adayı İsa Yaşar Tezel, usulsüzlük olduğunu savunup, sonuca itiraz etti. 70 sandıkta yeniden yapılan sayım sonuçlandı. HDP’nin 60 oyu arttı.

Siirt’te AKP’den itiraz

AKP Siirt İl Başkanlığı, resmi olmayan sonuçlara göre, HDP adaylarının kazandığı merkezle birlikte 3 ilçe ve 2 belde belediyesi için seçim kurullarına itirazda bulundu.

İl Başkanı Fuat Özgür Çalakpulu, kentteki 12 başkanlığın 7’sini kazandıklarını, HDP’nin kazandığı merkez, Kurtalan ve Baykan ilçeleri ile Gökçebağ ve Veyselkarani beldelerindeki seçim sonuçları için ilçe seçim kurullarına itirazda bulunduklarını açıkladı.

Chicago’da tarihi gün: Siyah ve eşcinsel kadın aday belediye başkanlığına seçildi

Eski federal savcı Lightfoot, zafer konuşmasında onları izleyen kız ve erkek çocuklarının ‘biraz’ farklı bir şeylerin başlangıcına tanık olduklarını söyledi.

Lori Lightfoot, zafer konuşmasını eşi ve kızıyla birlikte yaptı.

ABD’nin Chicago kentinde eski bir federal savcı olan Lori Lightfoot ülkenin ilk siyah, kadın ve eşcinsel belediye başkanı seçilerek tarihe geçti.

Yüzde 74 oranında oy alarak 13 rakibini geride bırakan Lightwood, eşi ve kzını da çıktığında yanına alarak zafer konuşmasını yaptı. Lightfoot, “Bizi izleyen küçük kız ve erkek çocukları var. Bizi izliyorlar. Ve onlar, bir şeylerin başlangıcına, biraz farklı şeylerin başlangıcına tanık oluyorlar” dedi. Lightfoot Twitter hesabından yaptığı açıklamada da, “Her çocuk şunu bilmeli: Bir gün her biriniz Chicago’ya belediye başkanı olabilirsiniz” mesajını verdi.

56 yaşındaki Lightfoot, geçmişte siyasi deneyimi olmamamasına rağmen yolsuzlukla mücadeleye ve dar gelirli ailelere yardıma odaklanan kampanyası ile dikkat çekmişti. Suç ve cinayet oranlarının yüksek olduğu kentte silah kontrolü ve emniyete ilişkin sorunlar da kampanyanın öne çıkan konuları arasındaydı.

ABD’de şu an aralarında Atlanta, New Orleans ve San Francisco’nun da bulunduğu yedi kentte belediye başkanlığını siyah kadınlar yürütüyor.

İstanbul’da 17 ilçede oylar sayılıyor

İtirazlar üzerine İstanbul’da 16 ilçedeki geçersiz oylar, Çatalca’da ise tüm oylar yeniden sayılıyor. CHP İstanbul milletvekili Karabat’a göre AKP’nin isteğiyle yeniden sayılan sandıklarda, İmamoğlu’nun oyu arttı

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) itirazları ve Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) “geçersiz oylar sayılsın” kararının  ardından ilçe seçim kurulları harekete geçti. Küçükçekmece, Beyoğlu, Başakşehir, Maltepe, Büyükçekmece, Çekmeköy, Eyüp, Fatih, Silivri, Tuzla, Sarıyer, Ataşehir, Beykoz, Şile, Bayrampaşa ve Ümraniye ilçe seçim kurullarında geçersiz oyların sayımı yapılıyor. Çatalca’da ise tüm oyların yeniden sayılması kararı üzerine sayım devam ediyor.

 ‘İmamoğlu’nun oyları artıyor’

Cumhuriyet Gazetesi’ne konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Özgür Karabat AKP’nin itiraz ettiği Şile’de ve Kartal’da sayılan bütün sandıklardaki yeni sonucu açıkladı. Karabat’ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaya göre AKP’nin itiraz ettiği bircok ilçe ve sandıkta Ekrem İmamoğlu’nun oyları arttı. AKP’nin itirazları üzerine Şile ilçesinde bütün sandıklar yeniden sayıldı. Tamamı sayılan 115 sandıkta CHP’nin oyu 8 adet arttı. AKP’nin oyu değişmedi. Beykoz’da yeniden sayılan 60 sandıkta CHP’nin oyu 5 adet artarken AKP’nin oyu 2 arttı. Kartal’da ise yeniden sayılan 28 sandıkta CHP oyları 13 artarken, AKP’ye fazladan yazılan 30 oy silindi. Böylece Kartal’da 43 oy Ekram İmamoğlu lehine değişmiş oldu Başakşehir’de AKP’nin itirazı üzerine sayılan 95 sandıkta AKP oyları 10 adet artarken, CHP oyları 8 arttı.

Bayrampaşa ve Çekmeköy

Bayrampaşa’da 295 sandığın yeniden sayılmasına karar verildiğini belirten Karabat, ilk elde sayılan 4 sandikta AKP oylarının 4 CHP oylarının ise 2 arttığını belirtti.  Karabat’ın açıklamasına göre oyların tümünün sayıldığı Çekmeköy’de sayılan 20 sandıkta CHP oyları 2 adet artarken AKP oylarında değişiklik olmadığını söyledi.

Karabat’ın verdiği bilgiye göre Pendik, Kağıthane, Sancaktepe, Üsküdar, Beşiktaş, Beyoğlu, Gaziosmanpaşa, Fatih, Arnavutköy, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Beylikdüzü, Güngören ve Küçükçekmece’de ilçe seçim kurulları AKP’nin itirazını reddetti. Bu ilçelerde tekrar sayım yapılmayacak.

SociALL Up başlıyor

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Girişimcilik Kulübü geçen sene başlattıkları Türkiye’nin ilk ve tek sosyal farkındalık festivali SociAll Up’ın bu sene ikincisini gerçekleştiriyor.

“Farklılığımız farkındalığımız olsun” mottosu ile yola çıkan İstanbul Üniversitesi öğrencileri, başta lise ve üniversite öğrencileri olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından 7’den 70’e herkesi 20 Nisan’da Türkiye’nin ilk üniversite yerleşkesinde ağırlayacaklar. Geçen sene ilki düzenlenen SociAll Up sosyal farkındalık festivalinin amacı toplumsal bilinç ve birlikteliği ön plana çıkararak sosyal değer yaratmak.

20 Nisan tarihinde aralarında TEMA, Diyolog Müzesi, Alzehimer Derneği, İmece, Türkiye Multiple Skleroz Derneği, KUSİF, Otizimliler Derneği, Good4Trust gibi 50’den fazla sosyal girişim ve stk, İstanbul Üniversitesi ana bahçesinde standlarını açacak. Bunun yanında 10’un üzerinde konuşmacı ise kendi hikayelerini anlatacaklar. Günün açılışı nefes egzersizi ve yoga ile başlayacak. Gün boyu standlarda bilgilendirmeler yapılıp konuşmalar devam ederken bir yandan da her yaştaki bireye hitap edilecek çeşitli workshoplar ve aktiviteler ile dolu dolu bir gün misafirlerini bekliyor. Kapanış ise TNK ve Gece gruplarının konserleri ile yapılacak.

Etkinlik detayları ve kayıt içi iugirisim.com/sociallup/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

YER: İstanbul Üniversitesi Beyazıt Merkez Kampüs Ön Bahçe

Kılıçdaroğlu’ndan YSK’ye çağrı: Mazbatayı bir an önce verin

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) çağrıda bulundu. Kılıçdaroğlu Twitter hesabından şu paylaşımı yaptı: “İstanbul halkı tercihini yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının bir an önce verilmesi gerektiğini hatırlatıyor ve bu sürecin sona erdirilmesinin, İstanbul’un ve ülkemizin yararına olacağının bilinmesini istiyorum” paylaşımı yaptı.