Ana Sayfa Blog Sayfa 1899

Nijerya’da sel felaketinde ölenlerin sayısı 95’e çıktı

Nijerya Acil Durum Yönetimi Ajansı (SEMA) Jigawa Genel Sekreteri Alhaji Yusuf Sani Babura, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 19 farklı bölgede devam eden şiddetli yağışların yol açtığı sellerde 16 kişinin daha öldüğünü belirtti.

Böylece, ülke genelinde bu ay başından bu yana etkili olan şiddetli yağışların sebep olduğu sel felaketlerinde hayatını kaybedenlerin sayısı 95’e yükselmiş oldu.

Tarım alanları sular altında

Sputnik’in aktardığına göre bölgede binlerce hektarlık ekili arazinin de sular altında kaldığını aktaran Babura, SEMA ile hükümet iş birliğinde selzedelere insani yardımı göndermek için çalışma başlattıklarını söyledi.

Nijerya genelinde şiddetli yağışların yol açtığı seller nedeniyle binlerce kişi evsiz, on binlerce hektarlık ekili arazi de sular altında kaldı. Batı Afrika’da haziran itibarıyla başlayan yağışlar eylül sonuna kadar devam ediyor.

 

Fotoğraf: AA

Yağış rejimleri değişiyor

Bu yıl Burkina Faso, Nijer ve Senegal gibi bölge ülkelerinde de sel felaketleri yaşandı.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), ABD Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve birçok bilimsel kuruluş iklim değişikliği yüzünden küresel ortalama sıcaklıkların artacağını ve bunun da kuraklık riskini, düzensiz ve aşırı yağış sıklığı ve miktarını ve fırtına gibi aşırı hava olaylarının sıklık ve şiddetini yükseltebileceğini ortaya koyuyor.

Kars’ta HDP operasyonu: Belediye Eşbaşkanı’nın dahil olduğu 19 kişi gözaltında

Kars‘ta Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyelerine yapılan operasyonda aralarında Belediye Eşbaşkanı Şevin Alaca ve İl Eşbaşkanı Cengiz Anlı’nın da olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Kars Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında polis sabah saatlerinde HDP ve belediye yöneticilerinin evlerine polis baskın düzenledi.

19 kişiye gözaltı

19 kişi  hakkında yakalama kararının bulunduğu operasyonda, ev aramalarının ardından Alaca ve Anlı’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi kelepçelenerek gözaltına alındı. 
Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre HDP’lilerin “örgüt üyesi” oldukları iddiasıyla gözaltına alındığı ve İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldükleri öğrenildi.
Gözaltına alınanladan şu ana kadar öğrenilen isimler şöyle: Kars Belediye Eşbaşkanı Şevin Alaca, HDP İl Eşbaşkanı Cengiz Anlı, Belediye Eşbaşkan Yardımcısı Muazzez Çağrıtekinci, Fahrettin Kaya, Kaya Naki, Suat Bayhan, Hamit Taşdelen, Reis Baykız, Zorba Başkurtlu, Bülent Ağbaba, Şengül Erkmen ve gazeteci Sevda Manduz.

Belediye ve HDP binasına arama

Baskınlarla eş zamanlı olarak HDP İl Örgütü binası ve Kars Belediyesi de abluka altına alındı. Polisler her iki adreste arama gerçekleştiriyor. Yine, gözaltına alınan kimi isimlerin işyerlerinin de arandığı belirtildi.
Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, 6 yıl sonra açılan “Kobani soruşturması” kapsamında 24 Eylül’de gözaltına alınmıştı.  Hala gözaltında bulunan ve bugün adliyeye çıkarılması beklenen Bilgen, dün “Demokrasicilik oynanacak yaşı geçtim” diyerek, istifa ettiğini açıklamıştı.

Biden’den Trump’a: Paris Anlaşması’na döneceğiz

Amerika Birleşik Devletleri‘nde başkanlık seçimlerine beş hafta kala Başkan Donald Trump ile Demokrat rakibi Joe Biden geçtiğimiz gün televizyonda ilk defa karşı karşıya geldi. Tartışmanın konularını ağırlıklı olarak iç politika gündemi ve Kasım’da yapılacak seçimler oluştururken, ikili iklim krizi üzerine de tartıştı.

Trump ABD’nin batı yakasında ve California‘dak devam eden yangınların orman idaresinin olmamasıyla ilişkilendirirken Biden ABD’nin Paris İklim Anlaşması‘ndan çekilmesinin yanlış olduğunu savundu ve başkan seçildikten sonra Paris İklim Anlaşmasına geri döneceğini söyledi.

İngiltere’de tek kullanımlık pipet ve kulak temizleme çubuğu satışı artık yasak

İngiltere‘de plastik atıkların azaltılmasını amaçlayan Avrupa Birliği mevzuatı doğrultusunda tek kullanımlık plastik pipet, kulak temizleme çubuğu ve kokteyl karıştırıcıların satışı ve dağıtımı bugünden itibaren yasaklanıyor.

Mayıs 2019’da alınan yasak kararının Nisan 2020’de yürürlüğe gireceği açıklanmıştı. Fakat karar koronavirüs salgını nedeniyle yasak 1 Ekim’e ertelenmişti.

Ülkede yılda yaklaşık 5 milyar plastik pipet, 2 milyar kulak çubuğu ve 300 milyon kokteyl karıştırıcının kullanıldığı tahmin ediliyor. Çevre örgütleri uzun bir süredir, plastik yerine kağıt pipetlerin kullanılması çağrısını yapıyordu.

İstisnalar var

BBC Türkçe’nin aktardığına göre yasak tüm işletmeleri kapsıyor. Ancak, hastaneler, barlar ve restoranların engelli ya da özel ihtiyaçlı kişiler için plastik pipet bulundurması zorunlu olacak.

Ülkede bazı süpermarket zincirleri, yasak yürürlüğe girmeden önce plastik pipet, pamuklu çubuk ve içki karıştırıcı satmayı durdurmuştu. 1 Ekim’den önce alınmış plastik pipetler Nisan 2021’e kadar kullanılabilecek.

Avrupa Birliği’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu, Haziran 2019’da tek kullanımlık plastik genelgesini yayımlamış ve plastik bardak, çatal-kaşık, pipet, balon çubuğu ve kulak çubuklarını yasaklamıştı.

Bazı sektör temsilcileri koronavirüs salgınında, sağlık ve hijyen kaygılarıyla yasağın kaldırılmasını talep etmiş ancak komisyon kararını değiştirmemişti.

 

Erdoğan: İklim değişikliğiyle mücadelede en ön safta yer alıyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 75’inci Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’ne video mesajıyla katıldı.

İnsanlık olarak küresel ölçekte zorlu ve sancılı bir dönemden geçildiğini belirten Erdoğan, “Bir taraftan son asrın en büyük sağlık krizlerinden olan koronavirüs salgınıyla mücadele ederken, diğer taraftan da salgının menfi etkilerini yönetmeye çalışıyoruz. Covid-19 salgını sağlık sorunu olmanın ötesinde, ekosistemdeki bozulmanın yansımalarından birisidir” dedi.

‘İnsanlık salgından gerekli dersleri çıkaracak’

AA’nın aktardığına göre salgının aynı zamanda insanlara biyolojik çeşitliliği korumanın, gelecek nesillere sağlıklı ve temiz bir dünya bırakmanın önemini de gösterdiğini vurgulayan Erdoğan şunları söyledi:

İçinde hayatımızı devam ettirdiğimiz tabiat, atalarımızın bize bir mirası değil çocuklarımızın emanetidir. Salgın sonrasında insanlığın ekonomik ve sosyal adaletle birlikte bu konuda da gereken dersleri çıkaracağına inanıyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=cxSHhG3jHTA

‘Türkiye iklimlerin kavşak noktası’

Farklı 3 iklim kuşağı ve 3 biyocoğrafi alan üzerinde yer alan Türkiye’nin oldukça zengin bir doğal habitat çeşitliliği bulunduğuna işaret eden Erdoğan, Türkiye’nin sadece kıtaların ve kültürlerin değil aynı zamanda iklimlerin de kavşak noktası olduğunu söyledi.

Son yıllarda attıkları adımlarla bu zenginliği daha da tahkim ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek ve çevreyi korumak için ciddi yatırımlar yaptıklarını belirtti.

‘4,5 milyar fidan diktik’

“ATA Tohumu” projesiyle Türkiye’nin gen kaynaklarını oluşturan bitki çeşitlerini koruma altına aldıklarını bildiren Erdoğan, “4,5 milyardan fazla fidanı toprakla buluşturarak orman varlığını 20,8 milyon hektardan 23 milyon hektara çıkardık” ifadelerini kullandı.

Erdoğan konuşmasının devamında “Tarihi mesuliyetimiz ‘yok’ denecek kadar az olmasına rağmen iklim değişikliği ile mücadelede en ön saflarda yer alıyoruz. Ayrıca biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve restorasyonuna yönelik küresel çabalara da destek veriyoruz” dedi.

‘Özel sektörleri teşvik etmeliyiz’

Gelecek 10 senenin insanlığın kaderini tayin edeceğini belirten Recep Tayyip Erdoğan,Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin gerçeğe dönüşmesi için biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik yenilikçi, etkili ve pratik projelere ihtiyacımız vardır. Halihazırda üzerinde çalıştığımız Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’nin, 2050 yılına giden süreçte, etkili ve eylem odaklı amaçlar içeren bir yol haritasını teşkil edeceğine inanıyorum” dedi.

Biyolojik çeşitliliğin korunmasını ve ekonomiye katkısının kısa vadeli hedefler olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı “Ekonomik sektörlerin tamamında farkındalığı artırarak, bu alanda özel sektörün yatırımlar yapmasını teşvik etmeli, karşı karşıya kaldığımız sorunları birer fırsata çevirmeliyiz” ifadelerine yer verdi.

Erdoğan sözlerini “2022’de Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 16’ncı Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yapacak ve 2 yıllık Dönem Başkanlığı görevini yerine getirecek olan Türkiye, bu süreçte biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için gerekli adımların atılmasında öncü rol oynayacaktır. Bu düşüncelerle zirvenin hayırlara vesile olmasını diliyor, herkesi bir kez daha saygıyla selamlıyorum” ifadeleriyle tamamladı.

Sağlık Bakanı Koca: Pozitif çıkan her kişi hasta değil, vaka

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından koronavirüs salgınına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan, “vaka sayısının gizlendiği” eleştirilerine yanıt verirken “pozitif çıkan her kişinin hasta değil vaka olduğu” vurgusu yaptı. Koca” şunları söyledi:

“Bizim verdiğimiz ‘hasta’ sayısı. Her vaka hasta değildir, testi pozitif olup semptom göstermeyen var. Bunlar çoğunluğu oluşturuyor. Günlük verilen, daha doğrusu hasta sayısı sadece hastaneye yatan hasta sayısı değildir. Hasta olarak semptomu olan kişilerden bahsediyoruz. Semptomu olan, hastanede yatmayan ve yatan kişileri günlük hasta sayısı olarak vermiş oluyoruz” 

 Bu açıklamasıyla asemptomik vakaların tabloda yer almadığını ifade etmiş olan Bakan Koca, gazetecilerin ‘vaka sayısı’ sorusuna ise yanıt vermedi.  Salgınla mücadele sürecinde devletin halkın sağlığı kadar ulusal çıkarları da koruduğunu söyleyen Bakan, çok yakında Türkiye’nin kendi aşısının üretimine başlayacağına inandığını kaydetti. 

Fahrettin Koca’nın açıklamalarından önce çıkanlar şöyle: 

  • Her vaka, hasta değildir. Çünkü testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenler var ve büyük çoğunluğu bunlar oluşturuyor.
  • Ölüm sayıları hakkında ilginç iddialar var. Bu konuda bir tartışma galibiyeti bekleyenlere sesleniyorum, sayısal bir galibiyet arıyorsanız, lütfen ruhaniyeti çiğnemeyin, kayıplarımıza saygı gösterin.
  • Ölüm sayılarıyla skor arayışında olanlar nerede dayanak arıyor? Ölüm bildiriminde kullanılan form yeni değildir, 2013’ten beri kullanılmaktadır.
  • Devletin ve salgınla mücadelenin itibarını zedelemek isteyen, kendi itibarını zedeler. Birinin ölümünü saklamaya imkan yoktur. Belediyelerin verileri, kendi illerindeki defin sayılarını ortaya koyar. TÜİK verilerinde dağılım, ölen kişilerin ikamet adresine göre yapılmaktadır.
  • TÜİK verilerine göre, geçen yılın ilk 9 ayında ölüm sayısı 329 bin 274’tür. Yıllık öngörülen yüzde 2,2 artışla bunun şimdi 336 bin 518 olması beklenmektedir. Şu ana kadar Kovid-19 kaynaklı ölümler dahil 339 bin 26 ölüm gerçekleşmiştir. Aradaki fark 7 bin 244’tür. Covid-19 kaynaklı tespit edilen ölüm sayısı ise 8 bin 62’dir.

‘Verdiğimiz bilgilerin tamamı doğru’

  • Covid-19 ölümlerinin bulaşıcı hastalık başlığı altında verilmediği açıktır. Bunları sırf bulaşıcı hastalık sebebiyle ölüm diye Covid-19 hanesine yazan varsa yanılıyor.
  • Bizim verdiğimiz tablodaki bilgilerin tamamının doğru olduğunu söylemek istiyorum. Tablodaki bütün veriler, bütün rakamlar doğrudur.
  • Ankara’daki hasta sayısı iki haftada yarı yarıya azaldı. Aldığımız tedbirlerle son 10 gün içinde günlük hasta sayısı yüzde 60’a yakın azaldı.

  • Ortalama filyasyon iz sürme süremiz, 13 saate kadar düştü. Ortalama temaslıyı tespit etmemizin süresi 8 saate kadar indi.
  • İstanbul’da vaka sayısı, yüzde 2,8 oranında düştü.  Vaya sayısı İzmir’de yüzde 26, Konya’da yüzde 43.5 oranında düştü.
  • Hazırlık ve birinci sınıflardaki eğitimlerde, şu ana kadar ciddi bir sorun yaşamadık.
  • (Yüz yüze eğitim) Muhtemelen 2’nci sınıflar, 8 ve 12’ler için Bilim Kurulu’nun bir önerisi var. Bunu netleştirip sunmuş olacağız.

1.391 yeni vaka, 65 can kaybı  

Sağlık Bakanı, 30 Eylül gününe ilişkin korona virüsü verilerini de paylaştı. Buna göre son 24 saat içerisinde 112 bin 98 test yapıldı, 1391 kişiye korona virüsü teşhisi konuldu. Virüs nedeniyle bugün 65 kişi daha vefat ederken 1.245 kişi de iyileşti. Böylece toplam hasta sayısı 318 bin 663’e, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 8 bin 195’e yükseldi. 

Gazetecilerin sorularına da yanıt veren Bakan, RO değerinin iki haftadır azaldığını ve bundan sonraki dönemde 1’in altında seyrederek azalacağını söyledi. Günlük verilen hasta sayısının sadece hastaneye yatan hasta sayısı olmadığını söyleyen Koca, “Hasta semptomu olan kişilerden bahsediyoruz. Semptomu olan, hastanede yatmayan ve yatan kişileri günlük hasta sayısı olarak vermiş oluyoruz” dedi. 

Kazma Bırak kampanyasına Yunanistan ve Kıbrıs’tan ekoloji örgütleri destek verdi

Türkiye‘deki ekoloji örgütleri tarafından Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de fosil yakıt arayışının sonlanması talebiyle başlatılan “Kazma Bırak” kampanyasına Yunanistan ve Kıbrıs‘tan ekoloji örgütleri de destek verdi.

Polen Ekoloji, Yeşil Sol İklim Çalışma Grubu, Mezopotamya Ekoloji Hareketi ve Başlangıç Ekoloji öncülüğünde başlatılan projeye daha önce Türkiye’den 21 örgüt destek göstermişti.

‘Yeni fosil yakıt aramalarına son verilsin’

İsteyen bireyler ve oluşumlar Türkçe, Kürtçe, İngilizce, Arapça, Farsça, Almanca ve Fransızca dillerinde hazırlanan kazmabirak.org sitesi üzerinden katılım formu doldurabiliyor.

Kampanya tarafından yapılan açıklamada “Akdeniz ve Karadeniz’de yeni fosil yakıt aramalarına son verilmesi, fosil yakıtların yeraltında bırakılarak, iklim felaketini durdurulması çağrımızı yeniliyoruz” ifadelerini kullandı.

Kampanya grubu 25 Eylül Küresel İklim Grevi’nde de Türkiye, Irak, Suriye, Portekiz, Almanya, Fransa’dan ekoloji örgütleriyle birlikte bir açıklama yaparak Doğu Akdeniz’deki gerilimin son bulmasını talep etmişti.

İmzacı kurumlar

Ankara Kent ve Ekoloji Savunması, Antalya Ekoloji Meclisi, Attac France Aplaneta, Ispanya, Başlangıç Ekoloji, Burhaniye Çevre Platformu, Doğanın Çocukları, Ege Çevre ve Kültür Platformu, Ekologistak Martxan, Bask Ülkesi, Eko-Öğrenci Hareketi, European Water Movement, Halkların Demokratik Kongresi Ekoloji Meclisi, Heryer Kazdağları, Humat Dijlah, Irak

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Kazdağları İstanbul Dayanışması, Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Muğla Çevre Derneği, Munzur Çevre Derneği, Polen Ekoloji, Save The Tigris Campaign (Dicle’yi Savunma Kampanyasi), Irak, Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği, Yaşam ve Dayanışma Yolcuları, Yeşil Direniş Ekoloji ve Yaşam Gazete, Yeşil Sol İklim Çalışma Grubu

Yunanistan ve Kıbrıs’tan imzacılar

Altın Madenciliğine Karşı Selanik Mücadele Komitesi  , Selanik Atık Yakılmasına Karşı Mücadele Komitesi  , Çöp Depolamasına Son – Atina Petropoli Yurttaş Eylemi  , Preveza Madenciliğe-Çıkarmaya Karşı Yurttaş Bilgilendirme Ağı  , “Yakma” Atık Yakılmasına Karşı Yurttaş İnisiyatifi – Volos  , Çevre için Gençlik – Volos  , Podoniftis – Çağ ve Eylem Eleştirileri Akımı  , ILIS-SOS  , Mikrocoğrafyalar  , Rafina Nehri Koruma ve Geliştirme Hareketi – Atina  , Kallisto Çevre Örgütü  , Ekoloji Ağı  , Zografu Mücadele İnisiyatifi – Atina  , Fisitires  , İklim Değişikliği ve Çevresel Yıkıma Karşı İnisiyatif  , İliopoli Yurttaş Hareketi – Atina  , Atina Kolonos-Sepolia-Akadimias Yurttaşları Halk Meclisi  , Atina Akımı  , Ulusal Hayvan Refahı ve Çevre Federasyonu  , Heraklion Ekoloji Müdahalesi  , Pikrodafne Nehrini Kurtarmak için Yurttaş Ağı  , Yerli Mimarisi,  , Atina Penteli-Melisia Sakinleri İnisiyatifi  , Selanik Kortiatis Yurttaş Hareketi

Anatropi Dergisi, İklim Krizi CY Sitesi, Altına Hayır İnisiyatifi, KTÖEOS – Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası, Kıbrıs Türk Biyologlar Birliği, Sol Hareket, Avli, Doğa Dostları (Friends of the Earth).

 

Kadınlar Meclis’in açılacağı 1 Ekim tarihinde İstanbul Sözleşmesi için sokakta

AKP hükümetinin İstanbul Sözleşmesi‘nden çekilmek istemesine karşı aylardır ‘haklarımızdan vazgeçmiyoruz’ diyerek mücadele eden kadınlar, TBMM’nin açılacağı 1 Ekim Perşembe günü de sokağa çıkıyor.

Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu yaptığı eylem çağrısında sürecin takipçisi olduklarını söyledi. Kadınlar 1 Ekim Perşembe günü Kadıköy- Eminönü İskelesi‘nde saat 19.00’da bir araya gelecek.

‘Haklarımız pazarlık konusu değil’

“İstanbul Sözleşmesini Uygulatacağız” diyen Kampanya Grubu yaptığı çağrıda şu ifadeleri kullandı:

1 Ekim Perşembe Günü Kadıköy- Eminönü İskelesi önünde buluşuyoruz; çünkü İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açanlara diyecek sözümüz var: Haklarımız pazarlık konusu değil. Takipteyiz, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız. Buluşalım!

Sinop Nükleer Santrali’ne verilen ‘ÇED Olumlu’ raporu yargıya taşınıyor

Sinop Nükleer Karşıtı Platform, Sinop Nükleer Güç Santrali hakkında hazırlanan ‘Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu’ raporuna karşı, 2 Ekim 2020 tarihinde, Sinop Adliyesi’nde iptal davası açıyor.

Platform halkın görüşlerine başvurulmadan oluşturulan raporun hukuka aykırı olduğunu belirtiyor. Bu gerekçeyle hazırlanan itiraz dilekçeleri saat 11.00’da Sinop Adliyesi’ne teslim edilecek.

Ardından da Uğur Mumcu Meydanı‘nda bir basın açıklaması düzenlenerek nihai ÇED raporu protesto edilecek.

Yapılan çağrıda 2 Ekim Cuma günü saat 12.30’da düzenlenecek basın açıklamasına tüm Sinopluların davetliği olduğu belirtildi. Açıklamaya Ardahan, Artvin, Bilecik, Bolu, Burdur, Çanakkale, Edirne, Kırşehir ve Yalova Belediye Başkanlarının da katılması bekleniyor.

Ne olmuştu?

2013 yılının Mayıs ayında Japonya ve Türkiye hükümetleri arasında yapılan anlaşmaya göre başlatılan proje sürecinde Japon şirketinin  ÇED başvurusu yapılmadan önce projeden çekilmesi üzerine  EUAS International ICC Merkezi Jersey Adaları Türkiye Merkez Şubesi “proje üstlenicisi” yapılarak ÇED sürecine başlanmıştı.

ÇED süreci kapsamında gerçekleştirilmesi gereken halkın katılımı toplantısı Sinop halkının itirazlarına rağmen yapılmış sayılmış, 2019 yılının Aralık ayında Ankara’da yapılan değerlendirme toplantısına ise Sinop’tan katılan sivil toplum örgütleri alınmamıştı.

Buna mukabil halkın katılımı toplantısında Sinop Nükleer karşıtı Platform üyesi 17 kişiye dava açılmış, 4 Mart 2020 tarihinde davalıların beraatiyle sonuçlanmıştı.

ÇED Raporu ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 11 Eylül 2020 tarihinde onaylanmıştı.

İBB’de Cinsiyet Eşitliği Masası kuruluyor

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, KAGİDER’in (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) sanal toplantısına katıldı. Toplantıda ilk konuşmayı yapan KAGİDER Başkanı Emine Erdem, İBB yönetiminden beklentilerini sıralayıp taleplerini dile getirdi.

Daha sonra konuşan İmamoğlu, cinsiyet eşitliği konusunun bütün dünyanın ortak sorunu olduğunu ve İstanbul’dan dünyaya örnek uygulamalar geliştirme zorunlulukları olduğunu belirtti. 

‘Bir yılda kadın çalışan sayısı 2000 arttı’  

Kurumsal anlamda özellikle kadın yöneticilerin artması konusunda hassas davrandıklarının altını çizen İmamoğlu şunları söyledi:  “Sadece bir yılda İBB’de, kadın çalışan sayısındaki artış, 2000 kişi. 11 binden, 13 bine çıktı. Yüzde 18’e yakın bir artıştan bahsediyorum. Kadın yönetici artışı ise yüzde 20. Biz, burada da durmak istemiyoruz. Özel ilgi ve alakayla buna devam edeceğiz.”

Kadın istihdamının kurumsal ciddiyeti ve saygınlığı artırdığına dikkat çeken İmamoğlu, “Kurumumuzu eğer çağdaş bir seviyeye ulaştırmak istiyorsak, bu şarttır diye düşünüyoruz” dedi. İmamoğlu, İBB bünyesinde cinsiyet eşitliği üzerine bir masa kurulması için çalışma arkadaşlarına talimat vereceğini aktardı.

‘Amacımız yüzde 50’

Katılımcılardan gelen soruları da yanıtlayan İmamoğlu, kadın istihdamı konusunda beş yıl sonrası için yaklaşımının ne olacağına yönelik soruya, şu yanıtı verdi:

“Tabii amacımız, yüzde 50’ye erişmek. Ama yüzde 50’ye erişmek, bu kadar kısa zaman diliminde kolay mı? Elbette zor. Fakat elimizden geleni yapacağız. Şu anda ortaya koyduğumuz istatistikler bile çok kıymetli istatistikler. Bu hızla devam edersek, eminim ki, bence Türkiye’de, hatta dünyada çok sıkı bir orana sahip olacağımızı görüyorum görev dönemimizin sonunda..”

Fide desteği

İmamoğlu, “Arıcılık ve tarımsal anlamda kadın girişimcileri desteklemek ve güçlendirmek adına proje yapılabilir mi” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Aslında bu işbirliğini başlattık. Hatta geçen yıl sağladığımız üç milyonun üzerindeki fide desteği, müthiş bir ivme kazandırdı. Bu ‘yok’ zamanda ailelerin bütçelerine inanılmaz katkılar sundu. Sunduğumuz fide desteğinde en önemli pay, aslında yine kadınlara düştü… Bu veya buna benzer tarım girişimleriyle ilgili süreci devam ettiriyoruz. İlk defa burada söylemiş olalım: Yaklaşık 6 bin metrekareye yakın bir sera alanı oluşturuyoruz ve bu serada, inşallah kendi fidesini üreten bir şehir haline dönüşeceğiz. İştiraklerimizden İSYÖN’ü, tamamen tarım odaklı bir iştirak haline getirme çabası içerisindeyiz.”