Dış Köşe

Özgür Uçkan’ın ardından… – İsmail H. Polat

0

özgüruçkanTürkiye’nin çorak İnternet kültürünün nadide insanı, hepimize çok şey katarak aramızdan ayrıldı.
Uzun zamandır dostlar arasında fısıltıyla dillendirip zihnimizden kovmaya çalıştığımız kabus gerçeğe dönüştü ve Özgür hocanın ölüm haberi düştü ekranlarımıza.

2009 yılında dönemin gözde sosyal medya platformu FriendFeed.com’da tanışmıştık. Sanal ortamda tanışmanın doğası gereği, önce onu sadece oradaki siyah gözlüklü avatarı ve paylaşımları üzerinden tanımaya çalıştım. İlk izlenimlerim, son derece ödünsüz ve hatta yer yer sert ancak son derece donanımlı bir entellektüel olduğu yönünde idi. Tartışmalarda uzun uzun açıklamalar yapar, linkler üzerinden referans gösterir ve her tartışmada adeta bir makale yazmış kadar olurdu.

Açıkçası İnternet’in geliştirici ve dönüştürücü hemen her alanında bu kadar fazla detay ve derinlik yakalayan biri, ilk başlarda bana pek inandırıcı gelmemişti. Kendisinin bunları bir yerlerden arama motoru yardımıyla bulup “kopyala-yapıştır” yöntemiyle idare ettiğini düşünüyordum. Aylar sonra daha ilk karşılaşmamızda, tüm o paylaştıklarının hemen hepsinden ayaküstü söz edip referans verdiği kaynakların sayfalarını bile kafadan tüm detaylarıyla söyleyince, farklı bir insanla karşı karşıya olduğumu ancak idrak edebildim.

Sonraları sanat, felsefe ve ekonomi gibi her biri bir ömür uğraşı gerektirecek alanlardaki nitelikli çalışmalarına da görme, konuşma ve tartışma fırsatım oldu. Aslında Özgür hocayı herkesten ayıran yönü de buydu; çok-disiplinli ve disiplinler arası bakışı. Geçmişten gelen tüm bu birikim ve deneyimini, İnternet gibi dinamikleri net olmayan ama dönüştürücü bir alanla harmanlayabilmek, içinde yaşadığımız bu çağın pek az insanında toplanan bir haslet. İşte bu nedenle hem eski hem de yeni kuşağı ve onların ruhunu çok iyi yakalayabilen nadir akademisyenlerdendi Özgür hoca. Akademik araştırmalar konusunda yönlendirdiğim pek çok öğrenciye (onca vakitsizliğine rağmen) beklediğinden fazlasını sunar ve karmaşık kavramları bile yalın anlatabilme yeteneği sayesinde zihinlerinde farklı ışıklar yakardı.

sansürsüzinternet

İnternet, Özgür Uçkan için bir akademik çalışma alanının çok ötesinde bir yaşam alanıydı. “İnternet özgürlüğü” kavramı, benliği hatta kendi adı gibi, onun olmazsa olmazıydı. Bu konudaki tüm tartışma ve mücadelelerde ödün vermez ve sert bir yaklaşım sergilerdi. Herkesin tereddüt ettiği, sinikleştiği ve hatta geri adım attığı zamanlarda bile Özgür hoca, duruşunu bozmazdı.

Onun “kırmızı çizgileri” yoktu, yaşam ilkeleri vardı. Bunları hiç bir zaman pazarlık konusu etmez ve tartışmalarda kıyasıya savunurdu. Bu tartışmalarda onun görüşlerine katılmayan hatta ona kırılan insanlar bile kişiliğine ve bilgisine her zaman saygı duymuşlardır. Zaten onun niyeti de, kendi görüşünü başkalarına empoze etmek değil aksine kendisini ve yaşam ilkelerini iyi ifade edebilmekti. Zaman zaman benim de onunla farklı düşünce ve duruş sergilediğim olmuştur ama her ikimiz de tartışma zeminimizi hiç bir zaman kaybetmedik aksine oradan beslenmeye özen gösterdik. Zaten bir arada yaşamanın ve saygılı bir tartışma zemininde çok seslilikle ilerleyebilmenin yolu da bu değil miydi? Üstelik onunla yaptığım tartışmalarda ne çok şey öğrendim ve öğrendik hepimiz. Herkesin kişiliğini, birikimini ve becerilerini iyi analiz eder ve ona göre yol gösterirdi. Gelişimine katkı ve yön verdiği ne çok öğrencisi, ne çok dostu olduğunu, ancak bugün sosyal medyadan fark edebildik. Bana da özellikle İnternet’in gelecekteki mimarisinin süpermerkezi mi yoksa gayrimerkezi mi olacağı konusunda ödevler verir, bu konuda yazı yazıp yazmadığımı bile takip ederdi.

İki yıl önce başlayan rahatsızlığı bile uzun süre, bu konudaki motivasyonuna, enerjisine ve üretkenliğine engel olamadı ama son zamanlarda sadece Twitter’da her gün otomatik yayınlanan kişisel gazetesi ve o son tweetiyle usulca veda etti bizlere.

Kuşkusuz ardında bıraktığı kitap, makale-yazı, konferans ve dersler hepimiz için değerli bir miras ama onun bizlerdeki bu emeğinin karşılığını bulması için sanırım hepimize düşen en önemli sorumluluk; Özgür ve İnternet sözcüklerinin birbirinden ayrılmaması için mücadele etmemiz olsa gerek.

Bunun da ötesinde onun özgür kişiliğini İnternet’in ruhuna yansıtacak bir eser, proje ve/veya ödül üzerine çalışmaya bugünden başlamamız gerek.

Özgür Uçkan, Türkiye ve dünya İnternet kültürü üzerine yaptığı katkıları, duruşu ve eserleriyle hep aramızda olacak ama kan ter içinde bir problemle boğuşurken yanınızda bitiverip aradığınız alet-edevatı size gülümseyerek veren o ustayı, öğrencilerimle benim eksik disiplinlerimizi tamamlayan o hocayı ve duruşunu her daim takdir ettiğim o Özgür insanı çok özleyeceğim ben.

Ailesinin, kurucuları arasında olduğu Alternatif Bilişim Derneği üyelerinin, öğrencilerinin, dostlarının ve sevenlerinin başı sağolsun, başımız sağolsun!

Bu yazı ismailhpolat.com/ dan alınmıştır

 İsmail H. Polat – http://ismailhpolat.com

 

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.