Dış Köşe

Nehirler Xingu’da buluştu -Dicle Tuba Kılıç

0


Xingu’da Olağan Dışı Eylem

Amazon ormanlarının doğu ucunda, ormanların içinden doğan Xingu Nehri’nin kalbindeyiz. Burada yapılması planlanan Belo Monte baraj şantiyesinin neredeyse kapısında, zorla boşaltılmış bir köyün içinde. Bizden önce giden grup hamaklarımızı asacağımız direkleri dikmiş, direklerin üzerini yağmur için örtmüş, mutfak ve duşlar hazırlamış. Alana ulaşınca ilk iş yumuşacık ve rengarenk kumaşlardan dikilen, kenarlarından dantel ve püsküller sallanan hamaklarımızı bağladık. Hava oldukça ıslak ve sıcak idi. Neyseki gece, bizi uykumuzdan uyandıracak kadar kuvvetli bir yağmur yağdı.

 

Nehirler Xingu’da buluştu

Amazon’un farklı bölgelerinden binlerce kilometre yol kat edip geldiler. Yaklaşık 300 kişi Xingu nehrinin kıyısında buluştu. Çoğunluğu yerli topluluklardı ve onlara her yaştan detekçi olarak bizler katıldık. Burada hepimiz aynı candan hayat bulduk aynı suyu içtik.

Dünyanın en büyük baraj direnişi 23 yıldır Amazon’da devam ediyor. Bu mücadelenin parçası olanların samimiyeti, saflığı, coşkusu ve çalışkanlığı bizi çok etkiledi. Amazonluların bir başka özelliği ise kendilerinden başlayarak herşeyi boyamaları. Dünyanın en renkli coğrafyasına kendi renk ve desenlerini katmaları ne güzel.

Sabahtan akşama kadar toplantılar yapıldı. Hem ağladık hem şarkılarla coştuk. Belo Monte mücadelesi tüm Amazon için bir deneyim pınarı, herkes bu pınardan beslendi aynı zamanda bu pınara karıştı ve toplantı tüm güzelliğiyle akıp gitti.

Dünyanın öbür ucundan neden geldiğimizi merak eden ev sahipleri bize de söz verdiler. Güven’in yaptığı konuşma sık sık alkışlarla kesildi. Amazon’un bizim için değerini ve hepimizin yüreğinin nasıl birlikte attığını anlattı ve aylardır büyük bir emekle hazırlanan pankartımızı açtığında eylemciler bizi coşkuyla kucakladılar.

Gün içinde ingilizce bilenler beni bulup, sorular sordular. En çok merak ettikleri şey ise neden ta Hasankeyf’ten kalkıp Amazon’a geldiğimiz idi. Onlarla önce dünyadaki tüm ülkeleri saran politikaları konuştuk. Ardından Büyük Anadolu Yürüyüşü’nün muazzam etkisini ancak hemen ardından Türkiye’deki baraj mücadelesinin parçalanmasının bizi nasıl derinden ümitsizliğe sürüklediğini. Açık yüreklilikle Anadolu’dan en uzak yere Amazon’a gelerek bu mücadele için bir umut kapısı bulmaya aynı zamanda Amazon için can vermeye geldiğimizi anlattım.

Toplantıların gerçekleştiği bahçede bir yandan da saatlerce etler, sebzeler doğrandı. Güven ilk kasaplık deneyimini burada yaşadı ve hindi akbabaları et doğrayan grubun sadece birkaç metre uzağındaydı. Bu bahçe büyük mango ağaçlarının altında, içinde sade bir oturma düzeneği olan, bir kuyu, bir banyo ve bir kümesten oluşuyor. Bahçenin baş köşesinde ise minik pembe çiçeklerini saklayan Jumbo ağacı.

Hislerim dışında anlamadığım toplantılar sırasında ben bir köşede Jumbo’nun içinde dolaşan kuşları izledim. İçlerinde en harikası sinekkuşları idi. Onlara burada “çiçek öpen” deniyor. Hakikaten çiçeklerin özlerini kısa öpüşlerle emip kaçıveriyorlar.

Hiç Portekizce bilmediğimiz için biraz zorlandık. Hemen heryerde denediğim ana dilimle konuşmak burada da işe yaradı. Öyleki hem dertlerimizi hem de enerjimizi hep kendi dilimizle ifade ettik ve sonuçta birçok konuda anlaşıverdik. Yorucu günün ardından gençlerle dolu iki otobüs daha geldi ve hamakları sıklaştırıp hep birlikte uyuduk.

Güzel Gece, Sıcak Güneş ve Eylemler

Gecenin dördünde büyük bir coşkuyla uyandık. Hamaklar, direkler ve mutfak eşyaları büyük bir hızla toplandı ve otobüslere yerleştirildi. Baraj şantiyesine ulaştık. Gecenin güzel karanlığında tam olarak nereye gittiğimizi görmeden eşyalarla yürümeye başladık. Bir yanımızda orman bir yanımızda şantiye. Etrafımızda uçan dev yarasalar ve gökte hilal eşliğinde.

Yedi kilometrelik dev baraj gövdesinin inşa edileceği yere ulaştık. Burada nehrin ortasına doldurdukları bir kilometrelik dolgu yola yürüdük. Hızlı bir şekilde yolun orta noktasında kazma ve küreklerle bir hendek kazılmaya başlandı. Hiç yorulmadan saatlerce kazıldı, büyük bir mutluluk, şarkılar ve sloganlarla.

Bir yandan barajın kestiği ağaçların yerine fidanlar dikildi bir yandan eylemciler için dev kazanlarda yemekler pişirildi ve kamp alanı kurulmaya başladı. Hepsi bu değildi. Hendeğin sağı ve soluna insanlarla yazılacak pankart için bir uzman gelmişti. Hendek kazılırken ayrı bir grup pankartın harflerini ölçtü, işaretledi ve çapalarla harfleri tek tek kazarak şekillendirdi. Güven de “Belo” kelimesini kazarak bize bahçede kazandığı deneyimi göstermiş oldu.

Xingu’ya Efsun

Hendek kazılırken yerli gruplarda bir hereketlenme oldu. Yerliler bir araya geldi ve şeflerinin etrafını sardı. Şefleri ise elde sarılmış bir sigara yaktı ve elinde tuttuğu sembolik üç yılanı tuttu. Diğerleri küçük bir çukur kazdı. Şef yılanlardan birini uzun uzun seyretti, üzerine sigarasının dumanını üfledi, okuyla hafifçe dokundu. Ardından tıpkı yılan canlıymış gibi onu sıkıca tuttu ve sanki hareket ediyormuş gibi onu sıkıca zaptetti. Sonra iki kişi yılanı çukura gömdüler, üzerini örttüler ve orada öldürdüler. Bunu üç yılan için üç ayrı yerde üç ayrı çukur açarak gerçekleştirdiler. Böylece üç gün sonra öyle beklenmedik olaylar olacak ki, barajı yıkacak süreçler başlayacak. Bu seremoni ile nehir efsunlanmış oldu.

Eyleme Devam

Saatler sonra hendek derinleşti ve nehrin baraj yapmak için yapılmış yolla bölünen parçasından nehre su akmaya başladı. Hemen ardından hep birlikte harflere yerleşip “PARE BELO MONTE” yani “BELO MONTE’yi DURDUR” yazdık. Bu esnada korkunç bir sıcak ve güneşe rağmen tüm eylem başarıyla gerçekleşti. Pankartın hava fotoğraflarının çekilmesinin ardından hemen herkes nehre atladı ve hep birlikte bu anı kutladı.

Eylem bununla da bitmedi. Barajcıların diktiği yüksek elektrik direğinin alt duvarı önce kazmalarla parçalandı. Ancak içindeki demir direkler nedeniyle yıkılmadı. Ardından büyük bir kütükle direk, hep birlikte itildi ve yıkıldı. Baraj gövdesinin inşa edileceği bu alanda kuşatma devam ediyor. Şirket, polis veya asker bu sürece hiçbir şekilde müdahale etmedi, sadece uzaktan izledi. Ancak bundan sonra neler olacağını bilmiyoruz. Tek bildiğim dünyanın en güzel insanlarıyla en güzel anlarını yaşamış olduğum.

Dicle Tuba Kılıç –http://gunluk.dogadernegi.org

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.