Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Modanın ‘çirkin’ yüzü

0

Geçtiğimiz haftalarda İspanyol moda markası Balenciaga, Lay’s cips paketi görünümündeki deri el çantalarının fotoğraflarını yayınladı.

Resmi olmayan kaynaklara göre satış fiyatı 1800 dolar olacak çantalar, Balenciaga’nın ilk moda skandalı değil.

“Moda skandalını kim sevmez?”

Bu sözler Balenciaga’nın tasarım direktörüne ait. Haklı olduğunu kendisi de çok iyi biliyor, ki Balenciaga’nın geçtiğimiz birkaç yıldaki moda skandallarına bakarsak çöp poşeti görünümündeki lüks çantası (1800 dolar), İKEA’nın alışveriş poşetlerini Balenciaga logolu deri versiyonu (2.200 dolar), topuklu Crocs terlikler, Balenciaga’yı bu ürünleri giyemeyecek kişilerin bile gündeminde tutuyor.

Ama asıl skandal, 2016’da DHL çalışanlarının giydiği 6,5 dolarlık tişörtün aynısını Balenciaga markasının kocaman DHL logosuyla 185 euroya piyasaya sürmesi ve tükenmesi diyebiliriz. İnsanların sahip olmak için yarıştığı Balenciaga markalı DHL tişörtleri üzerine yazılan yazılar, yapılan yorumlar çok çeşitli; kapitalist kitch diyenden Duschamp kıyası yapana; modayı hacklediklerini söyleyenlerden markanın koca bir şaka olduğuna kadar çok çeşitli eleştiriler var.

Sanıyorum hepsinde doğruluk payı var.

Çirkin moda akımı (Ugly Fashion)

Moda dünyasında farklılaşmak, öne çıkmak her zaman önemliyken son yıllarda herkesin giydiğini giymek bir moda suçuna, farklı olmak da bir zorunluluğa evrildi.

Hâkim güzellik algılarına ters düşen “çirkin moda”, 90’ların Grunge stilinden sonra günümüzde Grunge’dan çok başka bir çizgide yükseliyor. Toplumun dayattığı güzellik standartlarını sıkıcı bulmak, esnetmek, modayla oynamak eğlenceli olduğu kadar kapsayıcı bir alan da sunuyor.

Bu yarışta moda markaları daha dikkat çekici olmak için yeni ve iddialı ürünler sunmaktan çekinmiyor.

O zaman neden bir cips paketi çanta olmasın ki?

Moda dünyası, çirkin modanın bu temelini birçok kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik sosuna bulayarak övmelere doyamıyor, tam da bu noktada tüm sürdürülebilirlik iddiaları boşa çıkarak tüketimi körükleyen bir pazarlama malzemesine dönüşüyor. Bu sıra dışı ürünleri herkesin giymesine gerek yok, moda endüstrisinin böyle bir beklentisi de yok, önemli olan dikkat çekmesi, konuşulması ve bunun sonucu olarak da kopyalanması.

Çirkinin sürdürülebilirliği / Bir pazarlama malzemesi olarak sürdürülebilirlik

Gezegenimizi kurtarmak için çirkin modanın gerekliliğinden bahseden marka yöneticilerinden feminist argümanları ve farklı vücut tiplerini kapsadığını iddia eden moda yazarlarına kadar birçok kişi çirkin moda üzerine sürdürülebilirlik iddiaları kuruyor.

Ama biz bunun doğru olmadığını biliyoruz.

Sürdürülebilirlik iddiasının bir dayanağı, vintage giyimi ve rahat giyimi içeriyor olması. Hem eski parçaları içermesi hem de kadınların işe yüksek topuklular ve rahatsız takım elbiseler yerine rahat kıyafetler kocaman ayakkabılar giymesinin sürdürülebilir olduğu.

Peki bu parçaları hızlı moda markalarından almak, onlarca çeşit edinmek, plastik içerikli üretimin son hızda devam etmesi ve sezona göre bu ürünlerin kısa zamanda çöp olması sürdürülebilir mi? Cevabı biliyoruz; sürdürülebilir olması değil sürdürülebilir olduğunu iddia etmesi ve bunun konuşulması, tartışılması gerekli.

Hızlı modada kapsayıcılık iddiasının sosyal sorumluluk projelerine kapsamında kullanılan kilolu mankenler dışında yine 34-32 beden uzun boylu mankenlerle çalışmaya devam edilmesi, siyah mankenlerin kıyafetin kontrastı ten rengine uyduğunda kullanılması, yalnızca bu ürünleri satın alabilecek bir sınıfı kapsaması ile boşa düştüğünü ve endüstri için bir pazarlama malzemesinden öteye gidemediğini söyleyebiliriz.

Yinelemek gerekirse önemli olan gerçekten sürdürülebilir olması değil, konuşturması. İddialı ve uçlardaki çirkin ürünlerin görevi markayı konuşturmak, markanın konuşulan çantasına sahip olan kişiyi de bir miktar konuşturduktan sonra tarihe, çöpe gömülmek.

Muhtemelen kimse sınırlı sayıda üretilmiş Balenciaga çantasını çöpe atmaz, ama onun Bangladeş’te üretilmiş çakmalarının gideceği yer yine üretim sürecinde zaten kirlettiği, Üçüncü Dünya ülkelerinin toprağı ve suyu olacak.

Bu sezon ne tüketiyoruz?

Moda endüstrisi, tüketimi bizim bu köşede baktığımızdan çok farklı bir yerde görüyor; bunu görüş farklılığı diye yumuşatmak gezegene ihanet olur. Gezegen için gereken daha az tüketmek iken moda endüstrisi nasıl daha çok tüketiriz sorusuna bitmeyen cevaplar tasarlamaktan vazgeçmiyor.

Podyuma topuklu Crocs da çıksa, selobantlanmış Kim Kardashian da çıksa kimi zaman giyilerek kimi zaman konuşularak tüketileceğinin bilinciyle moda endüstrisini şekillendiriyorlar.

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.