ManşetDünyaİklim Krizi

Macron ve Le Pen’in tartışma masasında iklim yine çok az yer buldu

0

Fransa‘da pazar günü yapılacak seçimden önce ikinci tura kalan adaylar Marine Le Pen ve Emmanuel Macron, geleneksel canlı yayın münazarasında karşı karşıya geldi.

Yaklaşık üç saat süren münazarada iklim konusunun 18 dakika kadar tartışılması ve konunun enerjiye indirgenmesi, eleştiri konusu oldu.

Seçim kampanyasında bu zamana kadar iklim konusunun yeterince yer almaması eleştiri toplamış, ülke çapında protesto eylemleri düzenlenmişti.

İlgili haber: Fransa’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde iklim protestoları: Look Up!
İlgili haber: Paris’in kalbini işgal eden Kaçınılmaz İsyan: Dünya ölüyor
İlgili haber: Fransa’da dejavu: Macron ve Le Pen ikinci turda

‘İklim şüphecisi’ne karşı ‘iklim ikiyüzlüsü’

Münazarada seçimin belirleyici konuları olan ekonomi, göç, Ukrayna-Rusya savaşı gibi konulaırn yanı sıra iklim krizi tartışması, genel olarak enerji ekseninde döndüve karşılıklı kelime atışmalarıyla yapıldı.

Le Pen, iklim krizinin başlıca nedenlerinden birinin küresel serbest piyasa olarak görüyor ve projesini her şeyin Fransa’da üretileceği bir “yerelcilik” üzerine inşa ediyor.

Çevre konusunda, “gezegeni öldüren serbest ticarete dayalı ekonomik modelin sorgulanması” çağrısında bulunarak Fransa’nın karbon ayak izinin neredeyse yarısını temsil eden ithalatı kınayan Marine Le Pen, projesini Fransız ürünlerini üretmek ve tüketmek için “yerelcilik” ve “ekonomik vatanseverlik” etrafında tasarladığını münazara sırasında da beyan etti.

Macron ise bunun mantıklı olmadığını söylüyor. Fakat o da  fosil yakıtlar küresel ısınmaya büyük katkıda bulunduğunu kabul etmesine rağmen benzin ve dizelde KDV’yi düşürmeyi teklif ediyor.

The Shifters ve franceinfo‘nun analizine göre Marine Le Pen, aslında programında bu “yerelcilik” çözümünde eksik kalıyor. RN adayı, serbest ticaret anlaşmalarını gözden geçirmeyi teklif etse de iklim hususlarının bir kriter olup olmayacağını belirtmiyor. Halihazırda yurtdışında yapılan üretimlerin taşınmasını da destekliyor fakat ithalata çevre standartlarını dayatacak herhangi bir mekanizma önermiyor.

Ayrıca planında, kamu veya özel sektör aktörlerinin  karbon ayak izini değerlendirmek için önlemler de eksik.

Emmanuel Macron, Avrupa Birliği sınırlarında bir karbon düzenleme mekanizmasının kurulmasını öneriyor. Ulusal oyuncuları karbon ayak izlerini sınırlamaya teşvik etmek için, büyük şirketlerin yöneticilerinin ücretlerini hedeflere, özellikle de çevresel hedeflere göre endekslemeyi planlıyor.

Fakat küresel karbon fiyatlandırmasını göz ardı etmesi ve uluslararası anlaşmaları müzakere ederken iklim boyutundan bahsetmemesi, onu rakibine göre daha iyi yapsa da bu kapsam konusunda “sınırlı” bırakıyor.

İlgili haber: AB ülkeleri karbon vergisi konusunda anlaştı

Münazara sırasında Le Pen, Macron’u cezalandırıcı bir ekoloji programı yürütmekle suçladı: Uluslararası anlaşmaları, Paris İkilm Atlaşması ve IPCC raporlarına aslen karşı çıkmayan Le Pen, ekolojik geçişin “Fransızlara dayatılandan çok daha yavaş” olması gerektiğini savundu ve Macron’un, parası yetmeyen insanları elektrikli araba aldırmaya zorladığını söyledi.

Ayrıca Macron’un, zaman zaman tatil yaptığı Pas-de-Calais‘in bir beldesi Le Touquet‘in önü hariç “her yerde deniz üzeri rüzgar türbinleri planlamakla” suçladı.

Macron da, Le Pen’in planındaki halihazırda inşa edilmiş rüzgar santrallerini sökme ve gelecektekileri yasaklama önerisine değinerek, “Projenizde tek bir ekolojik öneri yok” dedi ve “Siz bir iklim şüphecisisiniz (klimatoseptiksiniz)” cümlesini kullandı.

Hızlıca karşılık veren Le Pen, “Ben kesinlikle iklim konusunda şüpheci değilim, öte yandan siz iklim ikiyüzlüsüsünüz” dedi.

Konu yine nükleer

Macron, LePen’in projesine dair “Uzmanlar çok net bir şekilde projenizin sürdürülebilir olmadığını söylüyor. Tamamen nükleerden geçen bir proje ve fosil yakıtlardan çıkış stratejisi yok. Mümkün değil, mevcut yenilenebilirleri nükleerle değiştiremezsiniz” dedi.

Le Pen, ise daha önce kapatılan Fessenheim nükleer santralini yeniden açma sözünü verdi. Hiçbir güvenlik gerekçesinin bunu  haklı göstermediğini söyleyerek Macron’u suçladı ve “Fessenheim’ı kapatarak göreve başladınız” eleştirisini getirdi.

New York Times‘ın yorumuna göre Macron, karbonsuz bir geleceğe geçişte kendisini Avrupa lideri olarak konumlandırmaya çalışsa da, Fransa’nın rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi, nükleer enerji üretimindeki açığı kapatmak için henüz yeterli değil.

Fotoğraf: Bob Edme/Associated Press

Macron, Fransa’nın en az 50 açık deniz rüzgar çiftliği kurmaya çalışarak ve Fransa’nın karadaki rüzgar enerjisi kapasitesini ikiye katlayarak bu güç kaynaklarını artıracağını söyledi. Buna göre Fransa ayrıca 2030 yılına kadar 100 gigawatt’ın üzerinde enerji üretmek için güneş enerjisi kapasitesini on kat artıracak.

Öte yandan Macron, net sıfır emisyon ve enerji bağımsızlığına geçişi hızlandırmak için nükleer enerjiyi destekliyor. Paris İklim Anlaşması’nın güçlü bir savunucusu olan Macron, karbon emisyonlarını azaltmanın bir yolu olarak nükleer enerjiyi ikiye katlama kararıyla birçok Fransız ekolojistini hayal kırıklığına uğrattı.

Mevcut planı, ülkenin Avrupa’nın en büyük atom enerjisi üreticisi konumunu güçlendirmeyi ve Électricité de France’ı (EDF) büyüyen küresel nükleer enerji pazarında Çin ve Amerikan şirketlerine karşı daha agresif bir şekilde rekabet edecek şekilde konumlandırmayı amaçlıyor. Çevre grupları, Macron’un Parlamentoya veya Fransız vatandaşlarına danışmadığını söylüyor ve nükleer girişimini kınıyor.

Greenpeace Fransa‘nın enerji geçiş politikası başkanı Nicolas Nace, “Bu, nükleer tesislerin ürettiği tehlikeli atıklar açısından Fransa’yı yüzyıllarca meşgul edecek çok önemli bir karar. Bununla ilgili gerçek bir demokratik tartışma olmadı – sadece fırsatçı açıklamalar yapan bir aday var” yorumunu yapıyor.

İklim değişikliği ve nükleer endüstrinin bu konudaki potansiyel rolü, Fransa’nın yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde merkezi bir konu haline gelmişti. Fransa’nın Yeşiller partisi dışındaki adayların çoğu, iklim hedeflerine ulaşmak için nükleer enerjiye ihtiyaç olduğunu belirtmişti.

Putin hamlesi

Macron, seçimin en belirleyici meselelerinden biri olan Rusya-Ukrayna savaşı tartışması sırasında Le Pen’i, 2014 yılında bir Rus bankasından  o zaman adı Front National (Ulusal Cephe) olan partisinin finansmanı için 9,4 milyon avroluk bir kredi aldığını hatırlatarak sıkıştırdı ve şöyle dedi:

Siz Rus gücüne ve Bay Putin‘e bağımlısınız. Rusya’dan bahsettiğinizde aslında bankerinizden bahsediyorsunuz, Madam Le Pen.”

Kredi hala geri ödenmedi ve 2016 yılında bankanın çöküşüye birlikte şimdi Rus ordusuyla bağları olan bir şirket tarafından tutuluyor.

Le Pen, Ben tamamen özgür bir kadınım” diye karşılık verdi ve “özgür bir Ukrayna”yı desteklediğini söyledi. Ayruıca Rus yetkililerle herhangi bir gizli anlaşma da imzaladığı iddialarına karşı çıktı.

Fransız bankalarının kendini finanse etmeyi reddetmesi karşısında “yurt dışına çıkıp kredi vermeye zorlandığını” söyleyen Le Pen, “Biz fakir bir partiyiz ama bu onursuzluk değil” diyerek kendini savundu.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden önce 2014’te Kırım‘ın ilhakını onaylayan Le Pen, uzun yıllardır Putin’in güçlü bir destekçisi olarak biliniyor.

Fotoğraf: Mikhail Klimentyev / SPUTNIK / AFP)

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski tartışmadan hemen önce Fransız televizyon kanalı BFM’ye verdiği bir röportajda şunları söyledi:

“Ülkenizin seçimlerine dair bir beyanda bulunmam ama Emmanuel Macron ile iyi ilişkimizi bunu kaybetmek istemem. Le Pen ise bir hata yaptığını anlarsa onunla da ilişkimiz değişebilir”

Jadot: Macron’a tereddütsüz oy verin

Öte yandan, seçimlerin birinci turunda elenen ama beklenenin üzerinde oy alan Fransa Yeşiller Partisi Başkanı Yannick Jadot, bugün Le Monde‘da yazdığı yazıda, “Macron’a hiç tereddüt etmeden, hiç ikilemde kalmadan oy verin” dedi.

“Marine Le Pen’in projesi, benzeri görülmemiş bir ekolojik gerileme projesidir” diyen Jadot, Le Pen’in ikinci turu kazanma ihtimalinin olduğunu vurgulayarak şöyle yazdı:

“Hiç kimse, demokrasimiz, sivil barış, iklim, dayanışma ve haysiyet için ölümcül olacak bir Marine Le Pen zaferi riskini küçümsememelidir. İktidardaki bir aşırı sağ, hayal ettiğimiz ve inşa etmek istediğimizin tam tersi bir dünyadır.

Çekimser olmak, boş veya geçersiz oy kullanmak Marine Le Pen’in zaferini mümkün kılmaktır. “

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.