Latmos Dağları, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmeye aday bir bölge olarak kabul ediliyor. Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projeleri kapsamında yapılan değerlendirmeler sonucu, maden faaliyetlerinin kesinlikle yapılamayacağı “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” statüsü için başvuru yapılmış ve onay aşamasına gelinmişti. Ayrıca, bölge Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün “Öneri Milli Park Sahası” içinde yer alıyor ve daha önceki işletme talepleri de olumsuz sonuçlanmıştı.
8,500 yıllık hava ve yağmur tanrısının evine maden ocağı: Aydın Latmos’ta ÇED süreci başlatıldı
Dağda, yakın zamandaki önemli prehistorik keşiflerden olan kaya resimleri ise M.Ö 6.000-5.000 yıllarına tarihlendi. Resim dili ve konusu açısından dünya kaya resimleri arasında önemli bir yere sahip olan resimlerden Aydın’da bulunanlarla ilgili Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu 18.10.2012 tarih ve 1029 Sayılı Kararı ile toplam 9 adet kaya resmi ve kutsal alandan oluşan korunması gerekli kültür varlığını, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında tescil ederek, I. Derece Arkeolojik Sit ilan etti.
Söke İlçesine bağlı Karakaya Köyü bölgesinde; Göktepe Kutsal Alanı ve Kaya Resmi, Karadere Kutsal Alanı ve Prehistorik kaya resimleri, Kavalan, Kovanalan ve Bozalan prehistorik kaya resimleri de tescil edilerek, 1. Derece Arkeolojik Sit ilan edilerek koruma altına alındı.
‘Doğal yaşamı, habitatı yok edeceğinin işaretini şimdiden veriyor’
Dava dilekçesini verdikten sonra bir basın açıklaması yapan Platform’un üyesi ve Muğla Yeşil Yaşam Derneği Başkanı Kazım Erol şunları söyledi:
“PTD’daki bilgilere göre Aydın İli Çine, Karpuzlu, Söke İlçesi’nde yaklaşık 91milyon ton potasyum feldspat ve sodyum feldspat rezervi bulunduğunu bilen Dinçler Madencilik A.Ş., hem Söke hem Karpuzlu ilçelerinde 30 yıl maden işletme faaliyetleri yapmayı planlamış, bu maksatla MAPEG’e başvurarak Söke Yeşilköy ve Karacahayıt mahalleri coğrafi sınırları içinde 600,4ha’lık sahayı kapsayan “S. 202001578 (ER. 3385116) No.lu IV.Grup İşletme Ruhsatı” almıştır. “Kırma Eleme Tesisi” vasıtasıyla yılda 390 bin ton, günde bin 300 ton feldspat üretmeyi planlayan şirket, 10 yıllık işletme ruhsatını ilerde 30 yıla çıkaracağı için kapasite artırımlarına giderek hedefe ulaşma pahasına bölgedeki doğal yaşamı, huzuru, habitatı yok edeceğinin şimdiden işaretini vermiştir.”
Erol, söz konusu bölgede kırma eleme tesisine izin verilmesinin hukuken mümkün olmadığının ifade etti:
“Her iki mahallenin yerel halkı da hem düzlükte hem yüksek rakımlı alanlarda bağ bahçe işlerinin yanı sıra, zeytin ve çam fıstıkçılığı, hayvancılık, arıcılık gibi geçim faaliyetleri yapmaktadır. Yeşilköy, tıpkı Karakaya Mahallesi gibi madenciler tarafından istila edilmişse de Karacahayıt Mahallesi hukuk yollarına başvurduğu için maden ocakları sayısı yok denecek kadar azdır. Beylik devletlerinden beri 700 senedir bölgede yaşayan kadim ahali toz, gürültü, kirlilik yüzünden asırlar boyu süren huzurlarının kaçacağını, yaşam alanlarının ve sağlıklarının bozulacağının farkında olduğu için bu projenin gerçekleştirilmesine karşıdır. Bu yüzden iki mahalle muhtarı el ele verip dayanışma içinde bu davayı açmaya ve kazanmaya karar vermiştir.”
Sekiz hektarlık alanda yüzlerce zeytin ağacı kesilecek
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Dinçler Grup bünyesindeki Dinçler Madencilik’in taş ocağının ardından bu sefer de kırma eleme tesisi projesi için verdiği ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararına göre, tesisin yıllık kapasitesi 390 bin ton olacak.
ÇED sahası 1/100000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında “Orman Alanı” ve “Çayır-Mera Alanı” olarak işaretlenmiş alanda kalıyor. Tapu kadastro sorgulamasında ise parsel zeytinlik olarak kayıtlı.
Proje hayata geçerse sekiz hektarlık alandaki yüzlerce zeytinlik kesilme tehdidi ile karşı karşıya kalacak. Çevredeki zeytinler de madencilik faaliyetinden olumsuz etkilenecek. Bakanlık geçtiğimiz yıl aynı şirketin taş ocağı projesi için de onay vermişti.