Büyük kar fırtınaları, şiddetli yağışlar görüldüğünde küresel ısınmanın durduğu ile ilgili tartışmalar gündeme geliyor. Ancak küresel ısınma bu olayların tamamıyla bağdaşıyor; iklimdeki değişimler büyük fırtınaların, sellerin ve bazı bölgelerde yaşanan aşırı soğuk havaların yaşanmasını tetikliyor.
Küresel ısınma ile ilgili kanıtlara baktığımızda, bu konuda incelememiz gereken pek çok farklı işaret var. Bunlar doğal olarak hava sıcaklıkları ile görülmeye başlanır ancak daha kusursuz bir inceleme için mümkün olduğunca kapsamlı bakmak gerekiyor; karlanma miktarı, buzullardaki erime, kara ve deniz üzerindeki hava sıcaklıkları gibi. 2010 yılında yapılan bir çalışma bizlere 10 kilit işareti belirliyor.
Bu çalışmaya göre:
Isınan bir dünyada artması gerekenler:
- Yüzeye yakın yerde( troposfer) hava sıcaklığı,
- Nem,
- Okyanuslar üzerindeki sıcaklık,
- Deniz seviyesi,
- Deniz yüzeyi sıcaklığı,
- Kara üzerindeki sıcaklık,
- Okyanuslardaki ısı
Isınan bir dünyada azalması gerekenler:
- Deniz buzulları
- Kar örtüsü
- Kutuplardaki buzullar
Küresel çapta bu işaretlere bakıldığında; bunların tümü bize ısınan bir dünyada olduğumuzu kanıtlıyor.
İnsanların çoğuna- diğer etkenlerden ziyade- hava sıcaklığına bakarak dünyanın ne kadar ısındığı tahmininde bulunmak daha kolay geliyor. Fakat okyanusların dünyada çok fazla yer kaplaması, ısıyı tutma kapasitesi ve sıcaklık ölçümlerinde çok istikrarlı sonuçlar vermesi bakımından sıcaklık değişimlerini anlamak için büyük önem arz ettiğini unutmamak lazım.
Aşağıdaki grafikte 1962 yılından 2008’ e kadar dünyadaki toplam ısı içeriğindeki değişimler gösteriliyor. Mavi renk okyanuslardaki ısı değişimini, kırmızı olan ise kara, atmosfer ve buzullardaki ısı içeriğini simgeliyor. Grafikte tüm ısınma gidişatının yanı sıra, 1960’lı yıllardan bu yana okyanusların hızla ısındığını net bir şekilde fark edebiliyoruz.
Peki iddia edildiği gibi 1998-2005 yılları arasında küresel ısınma durdu mu?
Bu tarihlerde dünyanın soğuduğu doğru değil. Uzun dönemdeki hava tahminlerini yok saysak bile farklı pek çok kayıt 2005 yılının 1998 yılından daha sıcak olduğunu gösteriyor. Dahası, küresel olarak en sıcak 12 aylık periyot 2009’un Haziran ayından 2010’un Mayıs ayına kadar olan dönemdir.
Bir yerlerde yapılmış sıcaklık kayıtları sıcaklıkta azalma göstermiş olsaydı bile bu gidişatı anlayabilmemiz için çok fazla bir şey ifade etmezdi, çünkü önemli olan küresel olarak tüm bu sıcaklık kayıtlarının ortalamasıdır.
Ayrıca, iklim değişikliği söz konusu olduğunda tüm değişkenleri göz önünde bulundurmamız icap eder. Okyanus akıntıları, güneş lekeleri ve volkanik patlamalar gibi farklı etkenleri bir arada değerlendirmemiz gerekir. Fakat atmosfere saldığımız sera gazlarının etkisinin yanında tüm bu değişkenlerin etkisi oldukça azdır. Yapılan araştırmalara göre küresel sıcaklık 1998 yılından 2010 yılına kadar her on yılda 0.163°C artmıştır. Bu da söz konusu iddianın doğru olmadığının açık bir kanıtıdır.
2011 yılında Grant Foster ve Stefan Rahmstorf ’un birlikte 5 farklı veri seti (GISS, NCDC, HadCRU, UAH, and RSS) nin ortalamasını alarak yaptığı çalışmada okyanus akıntıları, güneş lekeleri ve volkanik patlamalar gibi temel etkenler çıkarılarak küresel ısınmaya insan kaynaklı sera gazlarının etkisi tespit edilmeye çalışıldı. Elde edilen sonuçlarda ise sadece sera etkisinden dolayı sıcaklığın 1998 yılından 2010 yılına kadar her on yılda 0.155°C artış gösterdiği tespit edildi.
Aşağıda yapılan çalışma sonucunda elde edilen grafik var. Burada yıllara göre sera gazlarındaki artıştan dolayı sıcaklığın nasıl değiştiğini kolayca görebiliyoruz
Özetle, dünyanın ısındığını ya da soğuduğunu söyleyebilmemiz için uzun dönemdeki gidişatı incelememiz gerekir. İklimi etkileyen pek çok faktör vardır, bu nedenle bazı yıllar diğerlerine göre daha sıcak veya daha soğuk olabilir. Sadece bu yıllara bakarak veya belirli bir bölgede yapılmış sıcaklık ölçümlerine dayanarak dünyanın ısındığını ya da soğuduğunu söyleyemeyiz. Onlarca veya çok daha uzun süreli yıllara bakıldığında, veriler bize küresel ısınmanın uzun süredir devam etmekte olduğunu gösteriyor. Ayrıca 1998’den önceki veya sonraki periyotların bu sürece dahil olmadığını gösteren hiçbir işaret yok. Tüm bunların yanı sıra, yapılan çalışmalarla diğer etkenler çıkarıldığında dahi dünyanın sıcaklığının sadece sera gazlarından dolayı son 30 yılda geçirdiği artış gözler önüne serilmiştir. Tamamen insan kaynaklı gerçekleşen küresel ısınmanın mevcut sera gazları azaltılmadığı takdirde duracağı ya da dünyanın yeniden soğumaya başlayacağına dair hiçbir işaret yoktur.
Belkıs Gökbulut
Boğaziçi Üniversitesi
İklim Değişikliği Çalışma Grubu