Dış Köşe

Koş Habiba Koş – Çetin Cem Yılmaz

0

Önceki akşam, Habiba Ghribi 3000 metre su engelli yarışını ikinci sırada bitirip Tunus adına Olimpiyatlarda madalya kazanan ilk kadın sporcu oldu. Arap Baharı’nın doğum yeri olan Tunus için simgesel önemi büyük bir başarıydı şüphesiz. Yarış biter bitmez teri kurumadan madalyasını “yeni Tunus”a, Tunus kadınlarına ve Tunus halkına ithaf etmesi şüphesiz bu Oyunlar’ın biraz gözden kaçan, ama en şık anlarından birisiydi. Belki basit ama çok anlamlı bir cümleydi, “yalnız ve güzel ülke” vuruculuğunda.

28 yaşındaki Ghribi’nin madalyası kendisinin gelişimine bakınca büyük sürpriz değildi. Özellikle de geçen yıl Dünya Şampiyonası’nda aldığı gümüş madalyadan sonra. “Sadece Tunus değil, tüm Arap dünyası benden bir şeyler bekliyor” demişti Ghribi Londra’a gitmeden önce. Yılın başında yaşadığı ciddi sakatlığı atlatıp kendisini Daegu’da podyuma çıkaran formunu yeniden bulmasında belki de bu motivasyonun da payı vardı. “Güzel bir şeyler yapmak istiyorum ülkem için, ama aynı zamanda Tunuslu kadınlar için de.”

Sözünü de tuttu. Londra’da podyuma çıkan ilk Arap kadın Habiba oldu. Ne var ki, madalyasını armağan ettiği Tunus halkının bir kısmı kendisiyle pek de gurur duymadı. Londra’da “yarı çıplak koşan bir kadını”, “hem de kutsal Ramazan ayı’nda” Tunuslu bir kadına yakıştıramayanlar sosyal medya saldırılarına başladı.

Belki her toplumda olan çirkin azınlığa mensuptu bu tepkiyi dillendirenler, ama sinek gibi, küçük olsalar da mide bulandırıcılardı. Bir internet sitesindeki yorumlarda “Her zaman olduğu gibi aptallık zekadan daha çok ses getiriyor” denmişti, doğru söze ne hacet. Bir başkası ise Ghribi’ye “Bravo Habiba, kervan gitti ama arkandan köpekler havlıyor” diye destek çıkmıştı.[1]

Sadece bu kadarla kalsaydı sorun yoktu. Ama Tunus’ta “üç-beş kendini bilmez”in ötesinde bir durum da söz konusu. Ghribi’nin zaferi tam da Tunus’ta kadının rolünün tartışıldığı günlere denk geldiği için önemliydi. İktidarda bulunan Nahda Hareketi Partisi’nin sunduğu yeni anayasa taslağındaki bir madde, kadına erkeği “tamamlayıcı”[2] bir rol biçiyordu.[3] Taslakta imzası olan kadın bakan Selma Sarsout “Kadınla erkeğin görevleri aynı olursa bu kadının menfaatine olmaz” diyerek savunsa da[4] muhalif kanat tartışmalı 27. Maddenin kadın-erkek eşitliğini ortadan kaldırdığı görüşünde. Sokaklara dökülerek protesto ediyorlar taslağı.[5] Kadının kafasından bastırılarak yerine oturtulmaya çalışıldığı günlerde Habiba Ghribi’nin madalyasını ayağa kalkıp “biz de varız” bağırışı olarak yorumlayanlar var bu yüzden.

Olimpiyatlara bu yüzden tutkunuz. Farklı öyküler dinlediğimiz, farklı hayatlara nüfuz edebildiğimiz için. Dominikli atletin kaybına onunla ağlayabildiğimiz, Tunuslu kadını bir özgürlük figürü olarak görebildiğimiz için. Bir de, aynı sokaklarda büyüdüğümüz kızın final koştuğunu, ama bunun ötesinde performansının benzer bir “çoğunlukçu” algı tarafından hakları, yaşayışı, sosyal konumu sağdan soldan yontulmaya çalışılan bir ülkede kadının var olduğunu dünyaya haykırması anlamına geldiği için.

Atletizm de sadece atletizm değildir bazen…

  1. http://www.kapitalis.com/proximite/53-societe/11186-des-tunisiens-enerves-par-la-victoire-de-habiba-ghribi-aux-olympiades-de-londres.html []
  2. http://www.tunisia-live.net/2012/08/02/womens-rights-clause-in-tunisian-constitution-defines-woman-as-mans-associate/ []
  3. http://www.businessnews.com.tn/details_article.php?t=520&a=32621&temp=3&lang []
  4. http://blog.slateafrique.com/tawa-fi-tunis/ []
  5. http://www.lapresse.tn/04082012/53537/la-difficile-preservation-des-acquis-de-la-femme-et-de-lenfant-suscite-linquietude-des-democrates.html []

Çetin Cem Yılmaz (@cetincem) -yazihaneden.com, 8 Ağustos

 

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.