Kırklareli Pınarhisar ilçesi Poyralı köyü sınırları içerisinde 30 Mayıs Çarşamba günü haklarındaki ÇED olumlu kararı köy muhtarlığınca mahkemeye verilen kil ve kalker ocaklarına dair 2 dosya için keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldı. Bilirkişi incelemesinde Poyralı köyü halkına destek olmak maksadı ile bölgedeki köy muhtarları, Trakya Platformu üyeleri ve Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi üyeleri de toplantıya katıldı.
Muhtarlığın aldığı karar doğrultusunda, Poyralı Muhtarlığı adına konuşan Prof Dr M.Doğan Kantarcı, Edirne İdare Mahkemesi ve bilirkişi heyeti tarafından dinlendi. Açılmak istenen I-b Grubu Çimento Kili Ocağı Kapasite Artışı projesinin yaratacağı telafisi mümkün olmayan tahribatlar konusunda heyeti bilgilendiren Kantarcı ayrıca hazırlayacağı raporu da, yasal süre içerisinde Poyralı köyü Avukatı aracılığı ile Edirne İdare Mahkemesine sunacağını belirtti.
Poyralı Muhtarı ise ruhsat alanı içerisinde yeraltı suyu kaynaklarından oluşan göletlerden hayvancılık yapanların faydalandığı, faaliyet alanının Kırklareli Vize yoluna 500 metre mesafede olduğunu ve bölgenin hayvancılık açısından önemli olduğunu kaydetti.
Poyralı Muhtarlığının talebi üzerine proje alanına yaklaşık 1 km mesafede olan kil ve kömür ocağının yarattığı tahribatı da bilirlişi heyeti yerinde gördü. Köylüler tarafından oluşturulan Akasya bal ormanından alınan malzemenin ardından oluşan heyelanın büyüklüğü görenleri hayretler içerisinde bıraktı. Oluşturulan akasya ormanı koruma altında bulunan Trakya arısının da bal topladığı bölge olarak biliniyor.
Poyralı Muhtarlığı adına bilim ve hukuk adına yapılan değerlendirmelerde ise şu görüşlere yer verildi;
“Orman Su İşleri Bakanlığı tarafından yayınlanan 03 Mart 2014 tarihli genelge gereği “1. Grup, II (a) Grubu madenler için yapılan müracaatlar; Otoyol, karayolu il ve ilçe yerleşim alanlarının ön görünümünde en az 2 km’lik mesafede kalan orman alanlarında, değerlendirmeye alınmayacaktır.” denilmektedir. Proje alanı Pınarhisar-Vize Karayoluna 500 metre mesafededir. Poyralı köyüne ise 1 km mesafededir.
Aynı genelgede c) I. Grup ve II (a) Grubu madencilik faaliyetlerinin değerlendirmeye alınmayacağı alanlar: Yer altı suyu işletme sahaları, denilmektedir.
Madencilik faaliyeti yapılan alan 5 Kasım 2009 tarih ve 27397 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan ilan da D.S.İ. Genel Müdürlüğü Jeoteknik Hizmetler ve YAS Dairesi Başkanlığınca ERGENE VE MERİÇ HAVZALARI YERALTISUYU İŞLETME SAHASI İLANINDA Yer altı suyu işletme sahasıdır.
Bu ekosistemlerin korunması, halkın bu alanlardan bilimsel, eğitim, dinlenme ve yaşamsal olarak faydalanmalarının sağlanması amaçlanmaktadır.
Orman alanları, bölgenin geleceğini güvence altına alabilmek için mutlak korunması gereken doğal değerlerdir.
Toplumsal ve çevresel sürdürülebilirliğin, orman ve tarım alanları ile su kaynaklarının korunarak sağlanması ile mümkündür.
Çevre mevzuatına göre proje değerlendirilmesinde “halkın katılımı” ilkesi esastır. Uluslararası Çevre Koruma Sözleşmelerine göre Halkın istemediği hiçbir projeye hiçbir yatırıma halka ve doğaya ve de kamu yararına aykırı olarak izin ve onay verilemez.
Bölgede faaliyette olan bir çok Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesislerinin yarattığı olumsuz etkileri yaşarken ve gözlemlerken, yenilerinin ilave edilmesi doğal ve sosyal yaşamı yok edeceği açıktır. Telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaşanmadan, projenin gerçekleştirilmesinin bilim ve hukuk açısından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılacağı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliği gereğidir.” denildi.
Daha sonra Prof Dr Doğan Kantarcı nezaretinde tehdit altında olan Yenice İslambeyli Soğucak ve Pazarlı köylerinde ki ormanlık alanlarda inceleme yapılarak doğal varlıkları koruma adına neler yapılabileceği konusunda köylüler, muhtarlar, Kent Konseyi katılımcılarını bilgilendirdi.
Haber: Göksal Çidem
(Yeşil Gazete)