Kılıçdaroğlu yüzde 100 haklı – Ayşe Arman

Bu yazı hurriyet.com.tr/ den alınmıştır

Ben mi yanlış biliyorum?…

Türkçede “birilerinin önüne yatmak” diye bir deyim var.

Var yani böyle bir laf.

Kullanılıyor.

Çirkin mirkin, siyasetçiler de kullanıyor.

Mesele de bu zaten.

O zaman kullanmasınlar!

Muammer Güler, Reza Zarrab’ın önüne yattığı zaman kimse sesini çıkardı mı?

Bu ne ayıp laf Muammer Bey!” dedi mi?

Bu çok kötü anlamlı, çok çirkin bir laf, siz nasıl böyle bir laf kullanırsınız” diyen bir tek Allah’ın kulu çıktı mı?

Çıkmadı!

Kadın haklarıymış!

Ama şimdi Kemal Kılıçdaroğlu, “Aile Bakanı, Ensar Vakfı’nın önüne yatıyor” deyince kıyamet koptu.

11

Neymiş, kadın haklarıymış!

Ahlaksızlıkta dibe vurulmuş!

Ahlaksızlık sınırını aşarak, siyasi tarihe utanç örneği olarak geçmiş!

Hadi ya…

Olayın aslı başka.

Ensar Vakfı’nda onlarca çocuk, Ensar Vakfı’na bağlı bir evde cinsel istismara uğruyor…

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, olay çirkindir, vahimdir, yapan cezalandırılmalıdır dedikten hemen sonra ama “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” gibi bir cümle kullanıyor.

Bu cümleyi kurmasının sebebi nedir?

Çünkü Ensar Vakfı, AKP yanlısı bir kurum.

Allah muhafaza, AKP ile ilişkisi olmayan bir kurum olsaydı, şimdiye kadar parçası kalmamıştı…

Lütfen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve kanser hastası Türkan Saylan’a yaptıklarını bir hatırlayıverin…

Bu ne biliyor musunuz?

Türkiye’yi bir kere daha bölmek!

Bu olayda Ensar Vakfı’nın suçunun ya da sorumluluğunun olmaması mümkün mü?

Bu hocayı işe alan sen değil misin?

Alırken soruşturdun mu?

O evler kimin izniyle, nasıl kuruldu?

Üstlenen yok…

Bu ne rezilliktir!

Bu ne iğrençliktir!

O kadar çocuğun hayatı kayıyor…

Senin hiç mi sorumluluğun yok…

Olur mu böyle şey!

Kılıçdaroğlu bu meseleyi gündeme getirince…

Ortalığı velveleye veriyorlar ki, sanki cinsiyetçi bir yaklaşımla bakana saldırdı gibi gösteriyorlar ki…

Aradan Ensar Vakfı sıyrılsın gitsin!

Cinsiyetçi bir yaklaşımı yok

Hayır kardeşim!

Ben de bir kadınım…

Burada, kadına bir aşağılama olsaydı, Allah belamı versin, AKP yanlısı olmamama rağmen ben de o isim önüne yatardım…

Ona yapılan aşağılamayı engellemeye çalışırdım…

Önünde siper olurdum…

Ama kazın ayağı öyle değil!

Ayrıca Kılıçdaroğlu’nu pek çok konuda eleştirebilirsiniz ama kadına karşı cinsiyetçi bir yaklaşımda bulunan biri değil.

Bugüne kadar hiç böyle bir tutumu görülmemiş.

O yüzden sonuçta bu meselede, Ensar Vakfı’nı temize çıkarmaya çalışanlara karşı Kılıçdaroğlu’nun yanındayım…

Yüzde 100 onu haklı buluyorum.

Gerçek kadın düşmanlığı bu

Kadın hakları konusunda bu kadar yaygara yapılıyor ya…

Üç gün önce Türkiye’de çoğu insanın gözünden kaçmayan bir şey oldu.

Gördük, okuduk yani…

Trabzon Of’ta müftülük görevlisi Ayşe Yılmaz, din adamlarına “afet ve acil durumlar”la ilgili eğitim verirken, AKP’li Of Belediye Başkan Vekili Halil Alireisoğlu yerinden kalkıyor ve Ayşe Yılmaz’a, “Erkekler kadından vaaz mı alırmış. Bizim kadınlardan alacağımız eğitime ihtiyacımız yok!” diyor.

Yetmiyor.

Kadıncağız konuşamasın diye ses sistemini kapattırıyor. Sonra soruyorlar ‘böyle mi oldu’ diye, “Evet, kendisini konuşturmadım!” diyor.

Siz herhangi bir AKP yanlısı medyada, gazetede, “Bu ne rezalet!” diye bir şey okudunuz mu, gördünüz mü?

Siz, kadın hakları savunucularına bakın…

Gerçek bir kadına hakaret vakası karşısında tısssssss...

Çünkü adam AKP’li…

Üfürükten şeyler için kaplan kesil!!!!

Yuh!” demekten başka bir şey gelmiyor insanın elinden!

Geçiniz, geçiniz, geçiniz…

Bu yazı hurriyet.com.tr/ den alınmıştır

12

 

Ayşe Arman

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR