ManşetTürkiye

Yargıtay’ın kararına tepkiler yağıyor: Bu açık darbe girişimidir!

0

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi,  tutuklu Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ‘hak ihlali’ kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Yargıtay’ın Atalay hakkında verilen ‘hak ihlali’ kararını tanımaması ve AYM üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulunması büyük tepki topladı.

Can Atalay’ın ‘seçilme hakkı’ ile ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı‘nın ihlal edildiği yönünde karar veren AYM üyeleri hakkında Yargıtay suç duyurusunda bulunma kararı verdi.

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, Anayasa’nın 154’üncü maddesine göre; adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciinin Yargıtay olduğunu belirtti.

Kararda, AYM’nin Can Atalay’ın bireysel başvurusu hakkında verdiği hak ihlali kararında hukuki değer ve geçerlilik olmadığı, bu bağlamda Anayasa’nın 153’üncü maddesi kapsamında uygulanması gereken bir karar bulunmadığı bildirildi.

Can Atalay hakkında verilen mahkumiyet kararının temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucu 28 Eylül’de karar verildiği ve söz konusu kararın onandığına işaret edilerek, kesinleşen karar karşısında; AYM’nin söz konusu ihlal kararına uyulmamasına karar verildi.

Öte yandan Atalay’ın, mahkumiyet hükmünün onanması ile hükümlü sıfatını kazandığı, Anayasa’ya göre milletvekilliğinin düşmesi sebeplerinden biri olarak ‘kesin hüküm giyme veya kısıtlanma hali‘nin düzenlenmiş olduğu, Anayasa’nın 76’ncı maddesinde sayılan milletvekilliği ile bağdaşmayan suçlardan kurulan mahkumiyet hükmünün milletvekilliğini düşüreceğine dikkat çekildi. AYM’nin bu konuda inceleme yetkisinin de bulunmadığı belirtilerek, hükümlü Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması için kararın bir örneğinin TBMM Başkanlığı‘na gönderilmesi kararlaştırıldı.

Yargıtay 3’üncü Dairesi, Anayasa hükümlerini ihlal ettikleri ve kendilerine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde aşarak, hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullandıkları gerekçesiyle ilgili AYM üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

Yargıtay’ın bu kararı geniş tepki topladı.

Yargıtay’ın Atalay mütalaası: Dokunulmazlıktan yararlanamaz
Can Atalay’ın avukatları: AYM kararı mahkemesini arıyor, artık dilekçe vermeyeceğiz!
Mahkeme, AYM’nin hak ihlali kararına rağmen Atalay’ın dosyasını Yargıtay’a gönderdi

Karara tepki yağdı: Açık darbe girişimi!

TİP Genel Başkanı Erkan Baş  sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak TİP Merkez Yürütme Kurulu’nun olağanüstü toplanacağını duyurdu.

Baş, “Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa’nın açık ve net hükmüne rağmen ‘AYM kararına uyulmaması’ kararı alması açıkça anayasayı çiğneme girişimidir. Herhangi bir makamın, ‘Anayasa ve Anayasa Mahkemesi’ni tanımıyoruz’ açıklaması yapması, üstelik Anayasaya ve yasalara uygun olarak aldıkları bir karar nedeniyle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, yetmezmiş gibi bir de TBMM’ni tehdit etmesi açık bir darbe girişimidir! Tüm yurttaşlarımızı, tüm siyasi partileri bu paralel yargı darbesi girişimi karşısında ortak tavır almaya çağırıyorum. Merkez Yürütme Kurulumuz birazdan bu konu hakkında görüşmek üzere olağanüstü toplanacaktır” dedi.

Türkiye Barolar Birliği: Yargıtay’ın kararı Anayasal düzeni değiştirme teşebbüsüdür

Türkiye Barolar Birliği, Yargıtay’ın, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki göstererek yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa Mahkemesinin Ş. Can Atalay başvurusunda verdiği ihlal kararı üzerine bugün aldığı ‘uymama’ ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması şeklindeki kararı Anayasal düzeni değiştirme teşebbüsüdür.

Dairenin; Anayasa Mahkemesini âdeta terör örgütleriyle birlikte hareket etmekle suçlayan, milletin iradesi olan yüce Türkiye Büyük Millet Meclisini tedip etmeye çalışan, bir yargı makamının Türk Milleti adına verdiği karara yakışmayacak ifadeler kullanan kararı, hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olduğu bir hukuk devleti için dönüm noktası niteliğindedir.

Bu karara imza atan Yargıtay üyeleri derhal görevden el çekmeye davet edilmeli ve haklarında Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu tarafından ceza soruşturması başlatılmalıdır.

Birliğimiz tarafından Anayasal düzeni yok sayan ilgili Yargıtay Daire Üyeleri bakımından ‘görevden el çektirmeye davet‘ yaptırımının uygulanması için Yargıtay Yüksek Disiplin Kuruluna yarın itibariyle gerekli başvuru yapılacaktır. Bu Anayasa tanımaz keyfi uygulamaya karşı hukukun üstünlüğünü ve yurttaşlarımızın haklarını korumak için barolarımızla istişare edilerek yapılacakları belirlemek üzere yarın sabah olağanüstü gündemle toplantı kararı alınmıştır.

Bugüne kadar her türlü darbe teşebbüsünün tereddütsüz karşısında yer alan Türkiye Barolar Birliği demokratik hukuk devletini korumak için üzerine düşen görevi yapmaktan asla çekinmeyecektir.”

‘Yargıtay kararı Anayasa Mahkemesi’ni fiilen ortadan kaldırma çabasından ibarettir’

Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Yargıtay’ın suç duyurusunun ardından, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun yarın sabah olağanüstü gündemle toplantı kararı aldığını duyurdu.

Sağkan, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararı Anayasa’yı yok sayarak Anayasa Mahkemesi’ni fiilen ortadan kaldırma çabasından ibarettir. Kararın hukuken değerlendirilebilecek hiçbir yanı bulunmamaktadır” dedi.

Can Atalay için adalet talebi sürüyor: Mahkeme Başkanı hakkında suç duyurusu

Can Atalay’ı AYM kararına rağmen serbest bırakmayan mahkeme önündeki nöbete engelleme

AYM’nin Can Atalay gerekçeli kararı Resmi Gazete’de: Avukatlar tahliye için nöbette

‘Asıl suç, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak ve uygulamamaktır’

İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, “Anayasa madde 153/6 ‘Anayasa Mahkemesi kararları …yargı organlarını ….bağlar.’ Asıl suç, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak ve uygulamamaktır” dedi.

Bu, anayasal düzene karşı kalkışma girişimidir

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yargıtay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı ile anayasayı ihlal ettiğini öne sürerek yüksek mahkemenin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özel, “Yaşanan gelişmeler hafife alınamaz, görmezden gelinemez. Bu, anayasayı ihlal suçunun ötesinde anayasal düzene karşı kalkışma girişimidir. Derhal bastırılmalıdır” dedi.

Bakan Tunç’tan ‘darbe’ tepkilerine yanıt: Kimseye bir yararı yok

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Mahkeme kararlarını bahane ederek sokak hareketleri çağrısında bulunmanın kimseye bir yararı yoktur. Hukuk devletinde sorunlar sokakta değil, yine hukuk içinde öngörülen mekanizmalarla çözülür” dedi. Tunç şu paylaşımda bulundu:

“Gezi kalkışması sebebiyle Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesi uyarınca, ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan verilen kesinleşmiş mahkumiyet hükmü sonrasında, bu hükümle ilgili olarak verilen Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları üzerinden yapılan değerlendirmelerde ‘Meclis’e yönelik darbe yapıldığı’ şeklinde açıklamalarda bulunmak son derece yanlış ve sorumsuzca bir harekettir.

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Mahkeme kararlarını bahane ederek sokak hareketleri çağrısında bulunmanın kimseye bir yararı yoktur. Hukuk devletinde sorunlar sokakta değil, yine hukuk içinde öngörülen mekanizmalarla çözülür.”

‘Bunlar yargıç müsveddesi bile olamazlar’

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ülkemizde anayasayı sadece Saray ihlal etmiyor, artık Sarayın yargıçları da anayasayı tanımaz hale geldi. Bu kararı ancak, yasaya uymayan, hukukun üstünlüğüne inanmayan ve vicdan sahibi olmayanlar alabilir. Bunlar yargıç müsveddesi bile olamazlar. Meslek onurunu koruyan, hukukun üstünlüğünü savunan ve vicdanını dinleyen AYM üyeleri tutuklanırsa şaşırmayacağım! Ayrıca… Yargıtay üyeleri önce, hiçbir kararın altında imzası olmayan bir kişiyi, Anayasa Mahkemesi üyesi yapmalarının utancını temizlesinler” ifadelerini kullandı.’Yargı açıkça siyasi iktidarın sopası olduğunu bir kez daha göstermiş olup karar hükümsüzdür’

Sol Parti’den yapılan açıklamada “Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Can Atalay hakkında vermiş olduğu karar Anayasa Mahkemesini dolayısıyla Anayasayı yok sayan bir karardır. Yargı açıkça siyasi iktidarın sopası olduğunu bir kez daha göstermiş olup karar hükümsüzdür. Anayasasız, hukuksuz, adaletsiz, haksız bu düzene karşı dayanışmayla mücadeleyi büyüteceğiz” ifadeleri yer aldı.

HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise şu tepkiyi gösterdi:

“Yargıtay, HDP kapatma davasıyla başladığı siyasi darbelerine Hatay Milletvekili Can Atalay’ı rehin alıp Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunarak devam ediyor. Hukuki güvenlik ve kurumsal işleyişi çıkarları uğruna ortadan kaldıran siyasi iktidar, hukuk tarihinin kara sayfalarına adını yazdıran bu olayın baş sorumlusudur. Can Atalay derhal serbest bırakılsın. Türkiye’de hukuk sisteminin ve tüm yasaların demokratikleştirilmesi için siyasi partiler devreye girsin çağrısı yapıyoruz.”

‘Bunun adı darbedir’

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Bunun adı darbedir. Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, üstüne hak ihlali kararı veren üyeler hakkında suç duyurusunda bulunmasının başka izahı olamaz. Bu karar demokrasiye ve hukuk devletine darbedir, asla kabul edilemez” dedi.

AYM, Can Atalay için ‘hak ihlali’ kararı verdi
Can Atalay için uluslararası çağrı: Anayasa’ya ve halkın seçim iradesine saygı duyun
Halk vekiline sahip çıkıyor: Can Atalay için Hatay’dan Ankara’ya ‘Özgürlük Yürüşü’

‘AKP’nin yargıdaki teşkilatlanması haline gelmiş Yargıtay’

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da şu tepkiyi gösterdi:

“AKP iktidarının iş bilmezliği ülkeyi ve Milleti onmaz bir sefalete, ekonomik bir krize sürükledi. Şimdi ise AKP’nin yargıdaki teşkilatlanması haline gelmiş Yargıtay, Anayasa Mahkemesinin kararını tanımayarak, bir de üstüne AYM’nin Can Atalay hakkındaki ‘hak ihlali’ kararını onayan üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunarak bir Anayasal krize neden oluyor. Yaşadığımız bu ekonomik sefalet elbet aşılır lakin sebep olduğunuz hukuki sefalet her alanda daha büyük maliyetlere neden olacaktır. Buradan Yargıtay Başkanına, üyelerine sesleniyorum; Bu devran döner, adalet işler elbet. Adaleti katledenler olarak hesabını vermek zorunda kalırsınız! Anlaşılıyor ki bir tek, iktidar mensupları ve talimatları karşısında iliklemek için düğme aradığınız cüppeleriniz değil vicdanınız, iktidara şirin görünmek için gözünüz de karaymış! Yalnızca nutuklarınıza konu ettiğiniz ama bir türlü anlamadığınız Fatih Sultan Mehmet ne diyor bakın; ‘Aklı öldürürsen ahlak da ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadı’yı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün Devlet de ölür.’”

‘Sözün ve hukukun bittiği yerdeyiz’

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce de Yargıtay’ın kararına sosyal medyadan tepki göstererek, “Sözün ve hukukun bittiği yerdeyiz” ifadelerini kullandı.

‘Suç duyurusu tamamen hukuk dışıdır’

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da şu tepkiyi gösterdi:

“İlk olarak; her Türk vatandaşı, temel hak ve özgürlükler ile adil yargılanma ilkesinin ihlali gibi konularda, Anayasa Mahkemesi’ne ‘Bireysel Başvuru Hakkı’na sahiptir. Anayasamızın 153. Maddesinin son fıkrasına göre, ‘Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar’ Bu bakımdan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, Ağır Ceza Mahkemesi’ne kendi kararını göndermesi açık bir Anayasa ihlalidir.

İlave olarak; sadece ihlal kararı veren Yüksek Mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması hukukun genel ilkeleri ve hakimlik teminatına aykırıdır. Bu haliyle anılan suç duyurusu tamamen hukuk dışıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı işleme koymadan derhal iade etmelidir. Aksi halde hak arama özgürlüğü kapsamındaki her ihlal kararı hakkında suç duyurusu yolu açılmış olacaktır. Sonuç olarak; 3. Ceza Dairesi yapmış olduğu suç duyurusu ile Anayasa Mahkemesi’ni tanımamış, Şerafettin Can ATALAY’ın hak arama özgürlüğü kapsamındaki adil yargılanma hakkını ihlal etmiş ve böylece kendilerine tevdii edilmiş yargı yetkisini Anayasa ve hukukun temel ilkelerine aykırı kullanmışlardır.”

‘Ülkenin adalet kalelerine darbe vurulmaktadır’

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu da Yargıtay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı ile anayasayı ihlal ettiğini öne sürerek yüksek mahkemenin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi.

Sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yapan Zorlu, “100 yıllık Cumhuriyetimizde maalesef vahim bir hukuk skandalı daha yaşanmıştır. Yargıtay, Can Atalay hakkında hak ihlali veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Oysa AYM kararları yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. Yargıtay’ın AYM kararına uymaması hukuken izah edilemezken AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması ‘Artık Türkiye’de hiçbir vatandaşın hukuk güvenliğinin kalmadığı’ anlamına gelir. Ne yazık ki mahkemeler vasıtasıyla hak, hukuk, adalet tesis edilmediği gibi siyasi iktidar eliyle ülkenin adalet kalelerine darbe vurulmaktadır. Bu karar kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığını bir kez daha rafa kaldırma girişimidir. Bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve devletin de mahkemelerin de meşruiyet kaynağı Anayasamızdır. İktidarın gücünü pekiştirmek için hukuku bir araç olarak kullanmasına, AYM’yi itibarsızlaştırmasına ve mahkemeler eliyle gövde gösterisinde bulunmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘Hukuk sistemi alt üst’

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da şu paylaşımı yaptı:

“Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, üstüne hak ihlali kararı veren üyeler hakkında suç duyurusunda bulunması Türkiye’de hukuk sisteminin alt üst oluşunun en açık göstergesidir. Böyle bakıldığında ülkemizde olağanüstü bir durum yaşandığı ve bu olağanüstü durumun kabul edilemez olduğu anlaşılmaktadır. Bu karar, demokrasiyle ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı gibi hukukun üstünlüğüne olan güveni zedeler ve toplumsal adalet duygusunu sarsar mahiyettedir. Hiç kimsenin ve hiçbir kurumun hukukun ilkelerini hiçe sayıp temel değerlere karşı tavır alması kabul edilemez.”

Yargıtay kararına AKP’den de eleştiri…

AKP’li Şamil Tayyar da kararı eleştirdi:

“AYM’nin kararını eleştirmek/yanlış bulmak ayrı, karara uymamak ayrıdır. Eleştirebilir, yanlış bulabilirsiniz ama uymamazlık edemezsiniz. Anayasa hükmü açık, karar bağlayıcıdır. Yargıtay 3.Ceza Dairesi’nin AYM kararına ‘uymama’ iradesi, hukuki değildir. Kaldı ki AYM’nin benzer mahiyetteki Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven hakkındaki ‘hak ihlali’ kararına uyulmuştu. AYM üyeleri hakkındaki suç duyurusu ise garabettir. Yargı eliyle hortlatılan bu tür hukuk dışı uygulamalar askeri vesayet dönemini hatırlatıyor, çok üzücü.”

Ne olmuştu?

Gezi davası kapsamında tutuklu bulunan Can Atalay İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi‘ndeki yargılama sonucu ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs‘ suçuna ‘yardım eden‘ sıfatıyla katıldığı gerekçesiyle 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

TİP Hatay Milletvekili Atalay’ın, hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi talebiyle avukatları tarafından yapılan başvuru, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi‘nce reddedilmişti.

Atalay’ın avukatları, Atalay’ın milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazandığı halde durma kararı verilmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuştu.

AYM hak ihlali olduğu yönünde karar vermişti. AYM kararının ardından dosya, Yargıtay 3’üncü Dairesi’ne gönderilmişti.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.