Bir İrlanda Atasözü diyor ki; “Kedilerden hoşlanmayan insanlardan uzak durun.” Oysa yazar da konukları da İrlandalı değil. Onlar sadece kedilere gönül vermişler. Tolga Öztorun her hafta kendi sevdiği kedicileri sizin için misafir ediyor.[Kedi-Siz] kedisiz yaşayamayanların toplanma noktası. Her cumartesi sizinle…
***
Röportaj yapmak için yeşil bir sanatçı aranıyorsa akla ilk gelecek isim o olmalı…
Şişe kapağından, okunmuş gazeteye kadar her şeyi geri dönüştürebilir. Bir an eski bir gazeteyi elbise yaparken, diğer yandan da boş plastik şişeler ile size masal dünyası yaratabilir. Yayınladığı fikirleri sürekli merak ile takip ediyorum.
Çevko’nun gönüllü elçisi… Altından bir kalp ile şekil bulmuş.
Senelerini müziğe vermiş, üstelik onu sahnede izlemediyseniz çok büyük bir kayıptasınız. Çünkü o şarkı söylemek için doğmuş. Bilmem kaç dilde şarkı söylüyor, bilmem kaç kostüm değiştiriyor, size geriye sadece eğlenmek kalıyor…
Çünkü o Zeliha Sunal
***
32 – Zeliha Sunal: Hayvanlara daha iyi şartlarla bakmanın bir yolunu bulmalıyız
Tolga Öztorun: Güzel kızın Nicki’den bahsedelim biraz istiyorum. Görüntülerini çok sık paylaştığın için sanki tanıyor gibiyim. Karakteri nasıl bir kedi? Hayatına giriş hikayesi nasıl oldu? Evdeki uyumu nasıl biraz bize onu anlatır mısın?
Zeliha Sunal: Nicki mantı kulaklı, Scottish Fold ve dişi…
Normal kedi ebatlarından daha küçük ve kısa tüylü. Sanırım bir tarafı British olsa gerek. Hayatıma 4 sene önce girdi. Eşim ve arkadaşı bir pet dükkanında görmüşler. Kimse onu istememiş. Çünkü burnunda bir anomali varmış. Eşim de benim eve bir de kedi istediğimi bildiği için bu hayvanı oradan kurtaralım diyerek eve getirdi. Evde bir de abla köpek varken nasıl uyum sağlayacağını aslında ben de merak ediyordum. Doğası gereği temiz ve sakin bir hayvan.
Köpeğim Jolie onun küçük olduğunu görerek hemen sahiplendi ve evde ona bölge oluşturdu. En önemlisi yatağa ve mutfağa girmemesiydi. Nicki son derece söz dinleyen bir kedi ve ne dersek yapıyor. 4 Senedir bizimle ve henüz mutfağa girmedi, masaların üstüne çıkmadı, yemek dilenmedi, yatağa, yanıma hiç gelmedi. Bunu nasıl sağladığımı merak etmişsinizdir. Geri dönüşüm için müzik aleti yaparken kola kutularına ses çıkarması için mercimek vb koyuyordum. Bunun çıkardığı sese tepki gösterdiğini gördüm. Yapmasını istemediğim şeylere bununla ses çıkararak engel oldum ama asla yerli yersiz ses çıkarmadım.
Tolga Öztorun: Kısırlaştırma hakkında ne düşünüyorsun? Özellikle sokakta yaşayan kedilerin kısırlaştırılmasını sormak istiyorum. Bu konuda ne düşünüyorsun?
Zeliha Sunal: Ben kedimi kısırlaştırmadım. Kızışma zamanında bir tür ilaç kullanarak baş edebiliyorum. Onu incitmek istemedim.
Dışarda yaşayan kedilerin kısırlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Kapı önünde baktığım kedilerden biri sürekli hamile kalmaktan öldü. Yavrularının sayısı da arttıkça arttı. Bunun gibi çok kedi var. Kısırlaştırma en azından onların sağlıklı hayatta kalmasını sağlar. Kedi nüfusunu kontrol eder. Çünkü bu yavrulara kapı önünde bakanlar evlerine birer tane alıp kurtarmıyor. Kızıyorum.
Tolga Öztorun: Çevre dernekleri gibi aslında hayvan hakları derneklerinin de haklı bilinçlendirmesi gerektiğine inanıyor musun? Bu konuda maalesef hayvan hakları dernekleri biraz çekişmeci bir tutum sergiliyorlar. Tabii ki hepsi değil ama birbirleri ile uğraşmaktan çoğu iş yapamıyor. Bu konuda derneklere ne önerirsin?
Zeliha Sunal: Birkaç yıl önce siz Tuna Arman ile beraber eylem yaparken kaç dernek yanınızdaydı? Bugün bir şeyler başarıldıysa ses getirdiğiniz içindir. Son zamanda hayvanlara yapılan şiddete karşı çekilen videolar derneklerden daha çok ses getirdi. Sosyal medya görevini yaptı ve başardı.
Haberlere bile konu olmak, mahkemelere çıkarmak da bugüne kadar yapılmayan işlerdi. Bu da derneklerin politikalarını yeniden gözden geçirmelerini sağlamalı. Söz uçar görüntü kalır…
Bence tüm hayvan dernekleri bu tarz şiddet videolarını kanun yapanların gözüne sokarsa ben ülkede hayvanlar için yasalar değişebilir kanaatindeyim.
Hepimiz hayvan severiz. Birkaç zalim bizim ruhumuzu bozamaz. Hayvanları kısırlaştırmanın, bakım evlerinde daha iyi şartlarla bakmanın bir yolunu bulmalıyız. Halkımızı eğitmek şart ama hediye hayvan almamayı, eğitimini veremediği hayvanı ormana bırakmamayı öğretemedik.
Tolga Öztorun: Teşekkür ediyorum, iyi ki varsın.
Röportaj: Tolga Öztorun
(Yeşil Gazete)