İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dosya üzerinden yapılan “aylık tutukluluk incelemesi”nden çıkan kararın gerekçesinde, “Son tarihli değerlendirmeden bu yana hukuki durumda değişiklik olmaması gözetilerek sanık Mehmet Osman Kavala’ya isnat edilen suçun vasıf ve niteliği, yargılamanın geldiği aşama, dosyada bulunan HTS kayıtları, ve BAZ bilgileri üzerinde yapılan inceleme, dijital materyaller üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporlar, atılı suçun yasada öngörülen cezanın üst sınırı, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı anlaşıldığı” belirtildi.
İncelemedi, daha önce de Kavala’nın adli kontrol tedbiriyle tahliye edilmesi yönünde oy kullanan üye hakim, yine karşı oy kullandı. Karşı oy gerekçesinde ise şunlar denildi:
“Sanığın savunmasının alınmış olması, delillerin toplanmış olması, dosya kapsamı, dosyanın geldiği aşama, bu aşamadan sonra delil karartma ihtimalinin olmaması, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, tutukluluğun bir tedbir oluşu, tutuklulukta istenilen amaca adli kontrol tedbirlerinden bir veya birkaçının uygulanmasıyla ulaşılabileceği değerlendirilerek ölçülü olmayan tutukluluğunun devamı yönündeki çoğunluğun görüşüne katılmayarak, adli kontrolle tahliyesi görüşü ve kanaatindeyim.”
Bir sonraki duruşma 21 Şubat’ta yapılacak
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde en son 17 Ocak’ta görülen duruşmada da, mahkeme heyeti oy çokluğuyla Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar vermişti. Kavala’nın bir sonraki duruşması 21 Şubat’ta yapılacak. Osman Kavala, 1 Kasım 2017 tarihinden bu yana tutuklu olarak Silivri Cezaevi’nde tutuluyor.
Ne olmuştu?
2013’te Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve Türkiye geneline yayılan olaylarla ilgili dava, sekiz yıl sonra sil baştan, üstelik torba dava halinde yeniden görüldü. Gezi’yi organize ettikleri iddia edilen aralarında tutuklu Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın da bulunduğu 16 sanık hakkındaki beraat kararının bozulmasından sonra dava torba davaya dönüştü.
Kavala’nın serbest kalmasını engellemek amacıyla daha önce tahliye edildiği, Türkiye’nin AİHM’de mahkum edilmesine yol açan aynı iddialar, Türk Ceza Kanunu’ndaki farklı maddelerden yeniden dava konusu yapıldı. Bu dava, Gezi davası ile birleştirildi. Altı yıl önce beraatle biten Çarşı davası da Yargıtay tarafından bozuldu ve bu dosya da Gezi davasına eklendi. Böylece, Gezi davası, her biri daha önce yargılama konusu yapılan, iddiaları defalarca tartışılan ayrı dosyaların birleştiği bir torba dava haline geldi. Mahkeme heyeti avukatların dosyaların ayrılması talebi dahil tüm taleplerini reddetti.
Geçtiğimiz duruşmada hukuki durumda değişiklik olmadığı gerekçesiyle Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verildi.
Osman Kavala, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında “Soros artığı” ifadesini kullanmasının ardından yaptığı yazılı açıklamada duruşmalara katılmayacağını duyurmuştu.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM’in kararına rağmen Osman Kavala’nın tahliye edilmemesi nedeniyle başlattığı ihlal sürecinde ikinci ve kritik oylamayı yaptı. Komite, oy çokluğu ile dosyanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi yönünde karar aldı.
Erdoğan bu karara karşı da, “AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi ne demiş bu da bizi çok ilgilendirmiyor. Mahkemelerimizi tanımayanları biz de tanımayız” dedi.