Manşetİstanbul SözleşmesiKadınLGBTİ+

Kadın mücadelesinden çıkan bir başyapıt: İstanbul Sözleşmesi çok yaşasın!

0
Fotoğraf: Ayşenur Önal / csgorselarsiv.org

İstanbul Sözleşmesi’ne atılan ilk imzanın yıl dönümünde Eşitlik İçin Kadın (EŞİK) Platformu tarafından bugüne kadar Sözleşme’ye ilişkin yaşananlara ilişkin bir açıklama yapılarak İstanbul Sözleşmesi kutlandı.

20 Mart 2021’de  Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dair yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına yıl boyunca sivil toplum kuruluşları, kadın hakları örgütleri, siyasi partiler, barolar ve pek çok kadın tarafından yüzlerce dava açılmıştı.

İlgili haber: İstanbul Sözleşmesi davası görüldü, savcı fesih kararının iptalini istedi

İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı kararıyla çıkılmasına karşı yürütmenin durdurulması ve kararın iptali talebiyle açılan davalar 28 Nisan’da Ankara’da Danıştay 10. Dairesinde görüşüldü.

İlgili haber: İstanbul Sözleşmesi davaları görülüyor: Bu sözleşmeden yalnızca şiddet failleri rahatsızlık duyar

Öte yandan bu hafta TBMM Genel Kurulu’na gelecek kadına karşı şiddetle mücadele konusunda değişiklikler getiren “Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi“ne  ilişkin kadınlar nöbette. Kadınlar, dün “Gözümüz Meclis’te, nöbetteyiz!” açıklaması yaptı.

İlgili haber: Kanun teklifine karşı kadınlar nöbette: Sorun yasalarda değil, yasalara dokunma uygula!

Eşitlik İçin Kadın (EŞİK) Platformu, yayımladığı açıklamada “Medeni Yasa’ya, Ceza Yasası’na, 6284’e dokunmayın, çocuk istismarı faillerine affı tekrar önümüze getirmeyin!” dedi.

İlgili haber: Berrin Sönmez: Aileyi koruma dendiğinde erkeğin konforundan bahsediliyor

‘İstanbul Sözleşmesi çok yaşasın’

EŞİK’in İstanbul Sözleşmesi’ne kadar geçen süreci anlattığı ve ‘başyapıt’ nitelendirmesiyle kutladığı sözleşmeye ilişkin açıklamanın tamamı ise şöyle:

“Bugün 11 Mayıs. 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan ve Türkiye tarafından ilk imzacı olarak imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nin 11’inci yıl dönümünde, ‘Nice Yaşlara‘ diyoruz. Küresel mücadelemizin en büyük eseri sayılabilecek bir sözleşme, enternasyonal bir başyapıt; İstanbul Sözleşmesi çok yaşasın!

19 Mart’ı 20 Mart’a bağlayan gece Cumhurbaşkanı’nın tek başına aldığı bir Karar’la ve meclis iradesi yok sayılarak, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini öğrendik. Tek adam tarafından verilen hukuka aykırı bu karara itiraz etmek için yurdun dört bir yanında sokaklara döküldük. Bu kararın, Anayasa’ya, uluslararası sözleşmeler hukukuna aykırılığını ve ‘yok hükmünde’ olduğunu dile getirdik. Verilen kararın hukuksuzluğunun tespiti için Danıştay‘da 200’ü aşkın sivil toplum kuruluşu tarafından iptal davaları açıldı.

Geçtiğimiz yıl Sözleşme’nin 11 Mayıs 2011’de imzaya açılmasının 10’uncu yıldönümünde EŞİK’in çağrısıyla binlerce kadın Twitter’da gün boyu ülke gündemi listesinde 2 ve 3. sıralarda yer alarak Sözleşme’ye sahip çıktı. Yedi bölgeden, çeşitli illerden kadınlar çektikleri videolarla ‘Ben İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyorum, ya sen?‘ sorusuyla başka kentlerdeki kadınlara seslenerek birbirlerine pas verdiler. Bu zincir sayesinde, kentten kente, kadından kadına canlı bağlar kuruldu.

#İstanbulSözleşmesi10Yaşında ve #Vazgeçmiyoruz etiketleri ile 100 binin üzerinde paylaşım yapıldı.  Sosyal medyada yapılan ama sosyal medya sanallığını aşan bu eylem sırasında ve sonrasında neredeyse ülkede İstanbul Sözleşmesi’nin adının anılmadığı bir yerleşim yeri kalmadı. Dağlara taşlara #İstanbulSözleşmesiYaşatır yazıldı.

Kadın ve LGBTİ+ örgütleri 19 Haziran 2021’de ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’ diyerek İstanbul Maltepe Mitingi’nde buluştu. Ardından Tüm yıl boyunca EŞİK olarak her türlü mecrayı kullanarak, tüm topluma, şiddet ve ayrımcılığın hedefindeki kimsenin can güvenliğinin ve şiddetsiz bir yaşam hakkının kalmadığını, hayatlarımızın tamamen erkeklerin kontrolüne verildiği bir toplum yaratılmak istendiğini anlatmaya çalıştık. Öte yandan temel insan hakları ile ilgili sözleşmelerden tek bir Cumhurbaşkanlığı kararı ile çıkılamayacağının ve bunun hukuken yok hükmünde bir girişim olduğunun altını çizdik. Bu hukuksuz girişimin sadece kadınlarla ilgili olarak değil, genel olarak ülkenin geleceği ile ilgili son derece tehlikeli bir sürecin önünü açacağını vurguladık.

EŞİK’li kadınlar olarak, 24 Haziran 2021 günü Danıştay’a giderek bir an önce yürütmeyi durdurma kararı vermesi için ek dilekçe verdik ve bir basın açıklaması ile sesimizi Danıştay’a duyurmaya çalıştık. Yürütmeyi durdurma talebimiz bir oy farkla reddedildiğinde, Danıştay 10. Dairesi yargıçlarını Yürütmeyi Durdurma Kararı vermeye çağırdığımız 30 Haziran 2021 tarihli Cesaret Zamanı bildirisini yayınladık.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının yargılanması

Danıştay, iptal davalarını esastan görüşmeye başladı. EŞİK olarak yaptığımız çağrı üzerine Türkiye’nin her köşesindeki 73 Baro’dan kadın avukatların katılımı ile 28 Nisan Perşembe günü İstanbul Sözleşmesi’ni savunduk. Bazı anlar, bazı savunmalar, bazı yargılamalar asla unutulmaz. İlk duruşmanın yapıldığı 28 Nisan 2022 tarihi böyle unutulmaz bir gün olarak takvimlerde yerini aldı. Yüzyıllar geçse de sonuç ne olursa olsun her anı ve dakikası ile tarihsel olan İstanbul Sözleşmesi Davası hafızalarda bâki kalacak.

28 Nisan’da yaklaşık bin avukatın, baroların, kadın örgütlerinin ve aktivistlerin katılımı ile Danıştay tarihinde bir ilk gerçekleşti. İçeri girmek isteyen kadınların kapıda polis şiddetine maruz kaldığı, buna rağmen merdivenlerde bile oturabilecek yer kalmayan büyük konferans salonunda ilk duruşma yapıldı. Duruşma salonunda her yerden, her siyasi görüşten, her toplumsal kesimden yapılan hukuki ve politik değerlendirmeler aynı yerde birleşti, bütün yollar İstanbul Sözleşmesi’nin haklılığına, yaşam için önemine çıktı.

Yürütmeyi Sözleşme’den çekilmeye yönelten gece yarısı dürtüsü nedir, diye soruldu? Bu idari işlemde hiçbir kamu yararı olmadığı vurgulandı. Zira halen Sözleşme’nin 44 ülke tarafından imzalanmış ve 35 ülke açısından onaylanmış olduğuna; kadınlar ve LGBTİ+lar açısından hayati güvence oluşuna; Sözleşme’den çekilme ile birlikte yaşanan toplumsal infiale; toplumun büyük bir kesiminin bu sözleşmeyi desteklediğine dair birçok tarihsel itiraz ve soru bir bir sıralandı. Daha önce Cumhurbaşkanlığı kararının hukuka aykırı olduğu ve kararın iptal edilmesi gerektiği yönünde görüş bildiren Danıştay Başsavcısı aynı şekilde mütalaa verdi. Ve Danıştay’ın nihai kararını beklemek üzere duruşma sona erdirildi.

On birinci yıldönümünü kutladığımız İstanbul Sözleşmesi; kadınların, LGBTİ+ların, yaşlıların, mültecilerin, engellilerin ve diğer tüm dezavantajlı grupların haklarının ve hayatlarının teminatıdır. Bir varlık kavgası olan bu davanın, karardan geri dönülene kadar ulusal ve uluslararası alanda her türlü hukuki mücadelesini vereceğimizin sözünü bir kez daha bildiriyoruz. Hepimiz 7 Haziran 2022 tarihindeki ikinci Danıştay duruşmasına hazırlanıyoruz. Tüm kamuoyu ve basının desteğini bekliyoruz. Haklıyız ve hukuka aykırı çıkış işleminin iptal edilmesini bekliyoruz.

Tekrar hatırlatıyoruz: 6251 sayılı onay kanunu yürürlükte olduğu sürece İstanbul Sözleşmesi, bir yasa olarak yürürlüktedir.

Uygulayın!”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.