Dış Köşe

İstifa etme erdemi – Ahmet İnsel

0

Demokrasilerde yönetici konumda olmak, kasıt olmadan yapılan hataların sorumluluğunu üzerine almayı da gerektirir. Yönetici, sadece şahsen yaptığı işlerden değil, yönettiği kurumun toplu işleyişinden de sorumludur. Demokrasi ahlakı, hatanın türüne göre, yöneticinin istifa etmesini şart koşar.

Yapılanın doğrudan sorumlusu olmayanın istifa etmesi, yapılana engel olamama sorumluluğunu üzerine almaktır. İstifa etmek, erdemli bir davranıştır.
Türkiye’de ne siyasal ne toplumsal alanda böyle bir erdem var. Yöneticinin sadece başarıları kendi hanesine yazması, ‘ben’ diye konuşması, ‘memurum, işçim, vatandaşım’ türü ifadelerle kendini üstün konuma yerleştirmesi doğal karşılanıyor. Buna karşılık sorumluluğu üzerine alıp istifa etmek, bizim toplumun erkek egemen ahlakında yer almıyor. Yasalara göre suç olduğu bariz olan işlemler söz konusu olduğunda bile, sabık RTÜK Başkanı’nın yaptığı gibi koltuğa yapışmakta bir beis görülmüyor.

Örneğin, Van’da bazı hükümet üyeleri ve devlet görevlilerinin suç olmayan ama son derece büyük bir sorumsuzluk ve basiretsizlik örneği olan söz ve davranışları, demokrasi ahlakının yerleşik olduğu bir toplumda bu kişilerin kendiliğinden istifalarını sunmalarına yol açardı. Hele Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koltuğunu işgal eden kişinin birinci deprem sonrası söylediklerinin, ikinci deprem sırasında yaşanan bazı ölümlerde payının olduğu bir durumda, o kişi yapmasa bile, hükümetin başının bu istifayı talep etmesi beklenirdi.

Bakanlık koltuğunu işgal eden bu zatın 29 Ekim günü söylediklerini bir kez daha hatırlatalım: “Büyük depremin olduğu yerde bir daha deprem olmaz. Dünyada bunun bir örneği görülmemiştir. Bugün itibariyle diyebilirim ki deprem açısından en güvenilir yer, Van ve Erciş’tir.” Bunun ardından bu zat insanlara basiretsizlik abidesi şu öğütte bulundu: “Yıkılmış evlere yaklaşmayın, ağır hasarlı evlere girmeyin, onun dışında az hasarlı evlere girebilirsiniz.” Bu sözlerden birkaç gün sonra gerçekleşen ve kimsenin burnunun kanamasını gerektirmeyecek şiddetteki ikinci depremde, başta Bayram Otel olmak üzere, ‘az hasarlı’ görünen binaların altında kalarak canlarını kaybedenlerin sorumluları arasında bu zat en ön sırada yer almıyor mu? Suçlu mudur? Hayır. Sorumlu mudur? Kesin olarak, evet!

Bu sorumluluğun yaptırımı istifadır. İstifa etme etik davranışını gösteremeyenin ise istifası istenir, olmazsa görevden alınır. Aksi takdirde, onu görevden almayan hükümetin başı bu sorumluluğa ortak olur. Demokrasi, gücü elinde bulunduranın afra tafrayla ortalıkta dolaşması, esip gürlemesiyle değil, sorumluluk ahlakının etkili biçimde işlemesiyle beslenir.

Türkiye’nin son derece dar bir demokrasi toplumu olduğunun yegâne işareti, bu sorumsuz yetkili bakan örneği değildir. Burnundan kıl aldırmamayı, afet ortamında bile belediye başkanı ile işbirliği içinde çalışmamayı devlet adamlığı sanan Van Valisi de normal bir demokraside hemen görevden alınır. İstifa eder demiyorum, çünkü belli ki bu kişi istifa etme gereğinin bilincinde olma aşamasından daha çok uzakta. Yoksa bariz basiretsizliğini protesto eden, canı yanmış, yaşam endişesi taşıyan yurttaşlara cop ve biber gazıyla yanıt verdirme densizliğini göstermezdi. Bu durumda o valiyi görevde bırakan İçişleri Bakanı sorumludur. Söz konusu İçişleri Bakanı da Van Valisi’nden demokrasi etiği konusunda bir parmak daha ileride olmadığını her fırsatta sergilediğine göre, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş demekten başka bir söz insanın aklına gelmiyor.

Tekrar edelim. Burada söz konusu olan suç değil, sorumluluktur. Dolaylı biçimde insan hayatına da mal olabilen bir sorumluluktur. O yıkılan binaların müteahhitleri, kaçak binalara göz yuman belediyeler, mülki yöneticiler, teknik denetim sorumluları hakkında açılması gereken ceza davalarından farklı bir şeydir bu. Temel bir etik ilkedir. Bu ilkeyi uygulamayanlara yasal olarak bir şey yapılamaz. Ancak toplumun vicdanında sorumsuzluk ve erdemsizlik abideleri olarak yerlerini alırlar. Bu kişilerin şahsında, kifayetsiz ve basiretsiz muktedirlik nişaneleri iktidarın göğsüne nakşolunur. Hükümetin başı olarak Başbakan’ın göğsünde bu nişanların yansıması parlar. Ve ne kadar esip gürlense de o demokratik erdem eksiğinin üzeri örtülemez.

Ahmet İnsel – Radikal

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.