İklim KriziKentManşet

İstanbul’da su basan Çam ve Sakura Hastanesi’nin raporunda sel uyarısı yapılmış

0

5 Eylül’de İstanbul ve Kırklareli‘de akşam saatlerinde etkili olan şiddetli yağış nedeniyle iki kentteki toplam can kaybı 8’e yükseldi. Bugün (7 Eylül) Kırklareli Demirköy‘e bağlı İğneada beldesinde kayıp olarak aranan bir kişinin daha cansız bedenine ulaşılmasıyla kentteki can kaybı 6 oldu.

İstanbul’da başta Başakşehir’deki Millet Bahçesi ile Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde sel baskınına sebep oldu. Nisan 2020’de açılan şehir hastanesinin Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirme (ÇSED) raporu yıllar önceden yaşanacakları haber vermiş.

Raporda, İkitelli Entegre Sağlık Kampüsü tesislerinde yağmur suyu drenajı koşullarının uygun olmaması sahada sel baskınına yol açabilir” ifadelerine yer verilmiş.

Hastanenin çok yakınında inşa edilmesi planlanan bir alışveriş merkezi, otel ve lüks konut projesinin tanıtım dosyasındaysa “Proje alanı ve yakın çevresinde; 7269 sayılı yasa kapsamında kalan heyelan, kaya düşmesi, çığ, sel, su baskını, afet vb. risk bulunmamaktadır” diye yazıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “En büyük hayalim” dediği şehir hastaneleriyle ilgili ülke bütçesine zararı ve yerleşim bölgelerine uzaklığı gibi olumsuzluklara iki gün önce gece afete ne kadar dayanıklı olduklarıyla ilgili bir endişe daha eklendi. Kameralara yansıyan görüntülerde hastanenin bazı kısımlarında su birikintileri göze çarpıyordu.

Diken‘den Canan Coşkun‘un aktardığına göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ankara Beştepe’deki sarayının müteahhidi olan Rönesans Holding’in inşa ettiği Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’yle ilgili ÇSED raporunda da sel baskınına karşı uyarılarda bulunulmuş.

‣ İstanbul ve Kırklareli’de sel: 4 ölü, 4 kayıp

İki derenin yakınına yapılmış

Raporda, şehir hastanesi sahasının ‘büyük bir yüzey suyu kaynağı potansiyeline sahip olan ve güney kenarından Marmara Denizi’ne bitişik olan Küçükçekmece havzası içinde yer aldığı’ belirtiliyor.

Proje sahasının yakınında kuzey – güney doğrultusunda Menekşe ve Hasanoğlu derelerinin olduğundan bahsedilen rapora göre söz konusu alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından tasarlanmış taşkın koruma geliştirme alanında yer alıyor. Rapora göre her iki derenin yatağı da taşkın riskine karşı yakın zamanda rehabilite edilmiş.

Menekşe deresiyle proje sahasının sınırı arasında 15 ila 130 metre mesafe bulunduğunu aktaran rapora göre, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) projeyle ilgili dereler boyunca 20 metre genişliğinde çalışma şeritlerinin korunmasını ve en yakın noktadaki taban yüksekliğinin sel riski yüksekliğinden daha fazla olmasını talep etmiş. SED raporunda, iki dereden kaynaklanabilecek taşkın riskiyle ilişkili etkilerin düşük olduğu belirtilmiş.

‣ Kırklareli’de sel: Biri çocuk, beş kişi kayıp

Yağmurla oluşabilecek sel baskını

Raporda, yağmurla oluşabilecek sel baskınlarından da bahsedilmiş:

İkitelli ESK tesislerinde yağmur suyu drenajı koşullarının uygun olmaması sahada sel baskınına yol açabilir. Sağlık ve güvenlik açısından bakıldığında, sel baskınları yağış durumunda meydana gelen yüzey suyu akıntılarına bağlı olarak az veya çok önem derecesine sahip etkilere yol açabilir. Yağmur suyunun belediye altyapısına bağlı olacağı düşünüldüğünde bu konu ile ilişkili herhangi bir etkinin olmaması beklenmektedir.”

‣ İstanbul’da selden etkilenenlere 15 bin TL yardım yapılacak

Acil müdahale planı yapılmış

Başakşehir Şehir Hastanesi’ni kamudan en çok ihale alan şirketler arasında yer alan Rönesans Holding inşa ettiyse de ihaleyi Rönesans Holding ve Sojitz Corporation firmasının özel maksatlı kuruluşu İstanbul PPP Sağlık Yatırım A.Ş. kazanmıştı. Raporda, şehir hastanesinin işletilmeye başlanmasından önce İstanbul PPP A.Ş. tarafından bir Acil Durumlara Hazırlık ve Müdahale Planı (EPRP) hazırlanacağı, söz konusu planın iş kazaları, yangın, yakıt ve kimyasal dökülmeler, sel baskını ve deprem gibi doğal afetleri kapsayacağı yazıyor.

‣ ABB: Ankara’da nüfus artışına rağmen ihmal edilen altyapı sele neden oldu

Hastaneler ÇED kapsamı dışında

Hastane projeleri 2014 yılından bu yana Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği kapsamına girmiyor. Raporda, Sağlık Bakanlığı’nın 2014’te ÇED Yönetmeliği kapsamında projeyle ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görüşünü sorduğu, Bakanlığın da ÇED muafiyet yazısı verdiği belirtildi. Rapora göre, Sağlık Bakanlığı, projeyle ilgili 2016 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ÇED yönetmeliği kapsamını yine sordu, ancak bakanlık daha önce verdiği muafiyet yazısının geçerliği olduğunu belirtti.

Avukat Özgür Erbaş’ın konuyla ilgili açıklamasına göre ÇED raporu daha önce 100 yatağın üzerindeki hastaneler için zorunluydu, ancak daha sonra yatak sayısının daha yüksek olduğu hastaneler ÇED kapsamı dışında bırakıldı.

Erbaş, mevzuat değişikliğinin zincir ve şehir hastanelerinin sayısının artışa geçtiği döneme denk geldiğini söyledi. Erbaş’ın verdiği bilgiye göre, Sosyal Etki Değerlendirme raporlarıysa Dünya Bankası’nın fonlarıyla ilgili bir gereklilik, ancak kâğıt üstünde yazanla sahada gerçekleşenler birbirini tutmadığı için Dünya Bankası söz konusu raporlar için yeni kıstaslar geliştirdi.

İnşaat tam gaz

Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde Türkiye’nin herhangi bir yerinde inşa edilmesi planlanan enerji, atık, gıda, hayvancılık, madencilik, kimya, konut, sanayi, su, turizm ve ulaşım sektöründen yapılarla ilgili ÇED duyuruları yer alıyor. Duyurular arasında Başakşehir Şehir Hastanesi’nin yakınlarındaki bir proje dikkat çekiyor. ‘ÇED gerekli değil’ kararı verilen proje hastaneye iki kilometre mesafede yer alan bir alışveriş merkezi, otel ve lüks konut projesi. V Mall adlı projenin tanıtım dosyasındaki şu ifadeyse dün yaşananlardan sonra ilgi çekici bir hâl alıyor:

Proje alanı ve yakın çevresinde; 7269 sayılı yasa kapsamında kalan heyelan, kaya düşmesi, çığ, sel, su baskını, afet vb. risk bulunmamaktadır.”

‘Doğa, nükleer santral yapımı planlanan İğneada’nın afet riskini tescilledi’

Nukleersiz.org Koordinatörü ve Yeşil Gazete Nükleer Editörü Pınar Demircan, sosyal medya platformu X‘te (Twitter) yaptığı paylaşımda, sel felaketinin yaşandığı İğneada’da nükleer santral yapılması projesinin de gündemde olduğunu hatırlattı. Bölgenin afet riskinin doğa tarafından tescillendiğine vurgu yapan Demircan, şunları söyledi:

“İklim krizine bağlı aşırı hava olayları yangın gibi sel ile de afet halini alırken, Kırklareli’nin adı ile müsemma su basan ormanlarının yer aldığı İğneada beldesinde nükleer santral kurulmasına istinaden riskleri işte doğa böyle tescilliyor.”

‣ 2019 Dünya Nükleer Endüstri Durum Raporu: Nükleer enerji iklim krizinin çözümü değil sorunu!

İklim krizi sel riskini nasıl artırıyor?

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.