Köşe Yazıları

IPCC: Susma Haykır İklim Değişikliği Vardır…

0

Düşündüm de böyle yüzlerce bilim insanının bir araya gelerek rapor yazması çok zor iş. Bir de, bu raporu etkileme derdinde olan devletlerin ve onların politikacılarının olduğunu da düşünürsek; Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tam bir deli kazanı.

Buna rağmen, 1988’den şu ana kadar beş rapor yazdılar. Hepsinde de iklim değişikliğinin Dünya’ya neler yaptığını, fosil yakıtların ne tür belalar getirdiğini anlatmaya çalıştılar.

Delilik, tam delilik.

İşte, bugün genel hatları ile açıkladıkları ve Pazartesi günü de bölgesel verileri açıklayacakları 5. Değerlendirme Raporu böyle bir çok sesli ortamda çıkarılan bir iş.

Raporda bilimsel kelimeler, yüzdesel ihtimaller ne ararsanız gırla var.

Anlamak zor yani raporu. Bu yüzden hatta “rapor nasıl okunmalı” diye yazılan metinler bile var. Raporun kılavuzu bile var yani. O kadar zor okuması. Bir de yazımını düşünün.

Ama yazmışlar ağa.. ellerine sağlık.

Peki ne der bu rapor?

Bence öncelikle artık iklim değişikliği vardır yoktur muallakını ortadan kaldırıyor bu rapor. Diğer raporlarda iklim değişikliği muhtemel denilirken, bu 5. Değerlendirme ile bilim insanları susmayıp daha gür bir sesle haykırmış: “İklim Değişikliği vardır!”

Şimdi bu iklim aktivistlerinin elini güçlendiren birşey  ama bir taraftan da aslında “Yandı Gülüm Keten Dünya” ya da “Neron misali yakıyoruz lan dünyayı” da demek.

Artık iklim değişikliği hayatın parçası olduğunun bilim insanları tarafından ve IPCC’ye bilim insanı gönderen, yani İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesini imzalayan ülkeler tarafından kabülü demek.

Ortaya konulan veriler gerçekten çarpıcı.

Mesela; 1983- 2012 yılları arasındaki 30 yıl; dünyanın son 1400 yıldaki en sıcak 30 yılı diyor rapor.

İklim değişikliğine sebep olan sera gazlarının (CO2, metan vs.) atmosferdeki seviyesi son 800.000 yılın en yüksek seviyesi. Sanayi öncesi döneme göre ise günümüzde bu gazların seviyesi %40 artmış.

Şüphecilerin kıvıracak yanı kalmadı.

Bu da bizi raporun ikinci önemli bulgusuna götürüyor. Öyle kıvırmanın anlamı yok; iklim değişikliğine, tankımız, tüfeğimizle, petrolümüz uçağımız ile biz sebep oluyoruz. Yok efendim ya kendiliğinden oluyorsa, yok efendim bulgular çok karmaşık diyen iklim değişikliği şüphecilerinin kıvıracak yeri kalmadı.

İnsan denen çiğ süt emmiş varlığın pek de yatacak yeri yok. Koskoca Dünya’yı son 50 yılda yok olmanın eşiğine getirmişiz: Gözlemlenen ısınmanın en önemli sebebi 20yy ortalarından beri salınan insan kaynaklı gazlardır diyor rapor. Daha ne desin.

IPCC’nin felaket çığırtkanlığı

Felaket çığırtkanlığı yapıyor IPCC. Harekete geçmesseniz yok olacağız diyor karar vericilere…

Koskoca bilim insanları bunu söylüyorsa ciddiye almak gerek değil mi?

Aldı mı Dünya şimdiye kadar. Nerdeee..

Alıcak mı? Umarım.

İşte size rapordan bazı bulgular:

    Küresel ortalama yüzey (kara ve okyanus) sıcaklığı verileri, 1901-2012 döneminde yaklaşık 0.9°C’lik bir artış göstermiştir. Bu dönem boyunca yerkürenin hemen hemen tüm yüzeyi ısınmıştır.

    Geçen 30 yıl, küresel ölçekte 1850’den beri kaydedilen en sıcak ardışık 30 yıl, 21’nci yüzyılın ilk 10 yılıysa en sıcak 10 yıldır.

    Karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve diazotmonoksit (N2O) gazlarının atmosferik birikimleri (konsantrasyonları) bugün itibariyle en azından son 800,000 yıllık dönemde hiç olmadığı kadar yüksek bir düzeye yükselmiştir.

    CO2 birikimleri, temel olarak fosil yakıt yanması ve ikincil olarak net arazi kullanımı değişikliğinden kaynaklanan salımlar nedeniyle, sanayi öncesi döneme göre % 40 oranında artmıştır.

    Paleoklimatolojik dolaylı verilerin analizleri, Kuzey Yarımküre’de 1983-2012 döneminin büyük olasılıkla son 800 yılın en sıcak 30 yıllık dönemi olduğunu (yüksek güvenirlik) ve olasılıkla son 1400 yılın en sıcak 30 yıllık dönemi olduğunu (orta güvenirlik) göstermektedir.

    Grönland ve Antarktik buz kalkanları geçen 20 yıllık dönemde kütle kaybetmekte, buzullar (dağ vadi ve takke buzulları, vb.)  neredeyse küresel ölçekte küçülmeyi sürdürmekte ve Kuzey Kutup deniz buzu ve kuzey yarımküre ilkbahar kar örtüsü alansal olarak küçülmelerini sürdürmektedir (yüksek güvenirlik).

    Ben bayağı tırstım bu rapordan. Tırsmayanınız var mı?

    Not: IPCC nedir ne iş yapar ya da rapora nereden ulaşırım derseniz: www.climatechange2013.org sitesine girin: ya da “kim okuyacak binlerce sayfalık raporu” derseniz de yeşil gazeteyi takip edin, mesela Neyin Nesi bu IPCC?:

    Ayrıca

    http://www.yesilgazete.org/blog/2013/09/27/iklim-agi-ipcc-surecinde-de-yer-alan-turkiye-bekle-gor-politikasini-birakmali/

    http://www.yesilgazete.org/blog/2013/09/27/ve-ipcc-iklimimizin-gelecegini-acikliyor/

     

    Devin Bahçeci

    You may also like

    Comments

    Comments are closed.