Doğa Mücadelesiİnsan HaklarıManşet

İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Mamurek, Samandağ, Deştin ve Akkuyu’daki direnişlere destek

0
koalisyon

İklim Adaleti Koalisyonu, Mamurek, Samandağ, Deştin ve Akkuyu‘da yapılan insan ve çevre sağlığının ön plana alınmasını talep eden direnişlere destek verdiğini açıklayarak yetkililere yanlış enkaz kaldırma uygulamalarına ve ekokırıma son vermeleri çağrısında bulundu.

Koalisyon, Kahramanmaraş depremlerinin yaşandığı afet bölgesi başta olmak üzere Türkiye‘nin dört bir yanında devam eden ve yaşam hakkını savunan direnişlere destek vermek hedefiyle bir basın açıklaması yayımladı.

Açıklamada “Biliyoruz ki depremin 11 ili etkileyen bir felakete dönüşmesinin başlıca nedenleri, rant hırsı ile inşa edilen depreme dayanıksız binalar, bilimsellikten uzak imar planları, afete müdahale için hemen hiçbir önlemin gereğince alınmamış olması, devlet kurumlarındaki liyakatsız ve koordinasyon kurmayı başaramayan kadrolar ve halkın önemsenmediği yönetim biçimidir” ifadelerine yer verildi.

Afet nedeniyle ailelerini, yakınlarını, evlerini, işlerini kaybetmiş, yiyecek, su ve hijyen gibi en temel gereksinimleri dahi ancak kısmen karşılanmış depremzedeler, depremin ardından Şanlıurfa ve Adıyaman‘daki sel felaketinin ağır sonuçlarına maruz kaldı.

‣ Samandağ’da enkaz döküm alanına karşı yaşam nöbeti başladı

‘Halk sağlığına ilişkin uyarı ve talepler dikkate alınmıyor’

Bu yıkımlara, kaldırılan enkazlarla birlikte başta kanserojen asbest tozu olmak üzere zehirli enkaz tozlarının ve kimyasalların yol açacağı sağlık sorunları ekleniyor. Tüm uyarılara rağmen enkazlar afet bölgesinde “inanılmaz bir hızla” kaldırılıyor.

Bu aceleciliğin inşaat rantının önünü açmak için yapıldığını ve yaratacağı büyük tehlikelerin göz ardı edildiğini belirten çevre savunucuları, “Oysa deprem bölgesinin acil ihtiyaçları gıda teminidir, nitelikli geçici barınmadır, halk sağlığı hizmetleridir” ifadelerini kullandı. Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Tarım alanlarına, meyve bahçelerine, yol kenarlarına, çadırkentlerin-yerleşim yerlerinin bulunduğu alanların hemen yanına, su havzalarına, vadilere dökülen molozlar, hem halk sağlığını tehdit etmekte hem de doğal miras alanlarını zehirlemektedir. Havanın, yeraltı ve yerüstü sularının, toprağın ve besinlerin zehirlenmesine yol açan tüm bu işlemler, Hafriyat ve Yıkıntı Atıkları Yönetmeliği ile Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Yönetmeliği yok sayılarak yapılmaktadır. Emek, meslek, ekoloji örgütlerinin ve yerel halkın bu konuyla ilgili uyarıları ve talepleri de dikkate alınmamaktadır.”

‣ ‘Deprem sonrası moloz ve atıklar doğru bertaraf edilmezse risk büyük’

‘Yeni sosyal ve ekolojik yıkımlara geçit vermeyeceğiz’

Konuya yönelik günlerdir gerçekleştirilen protestolar, Anayasa‘nın “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” diyen 56’ncı maddesine dayanıyor.

Bu ödevin görmezden gelindiğini vurgulayan İklim Adaleti Koalisyonu, yetkililere halka kulak verme çağrısında bulundu:

“Deprem bölgelerindeki halkın çağrısına ve direnişine acilen kulak verilmeli ve molozlar, yalnız ve ancak yönetmeliklere uygun bir biçimde kaldırılmalıdır. Enkazlardaki delilleri karartan, sermayenin kazancını önceleyen moloz kaldırma faaliyetleri öncelik değildir. Ranta dayalı bu uygulama derhal durdurulmalıdır.”

Koalisyon, tüm bina yıkma, enkaz kaldırma, taşıma ve depolama işlemlerinin yol ve yöntemlerinin, kurulacak yeni yaşam alanlarının nasıl ve nerelerde olması gerektiğinin kararını uzmanlarla yerel halkın ortaklaşarak vermesini, bir kez daha, rant uğruna, bölgenin geleceğini yok edecek uygulamalara geçit verilmemesini talep etti ve “Deprem sonrası yeni sosyal ve ekolojik yıkımlara geçit vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz” diye ekledi.

Samandağ’daki Yaşam Nöbeti’ne 16 örgütten destek: Geleceğimizi enkaza çevirmeyin

Deştin’de direniş devam ediyor

Muğla‘nın Yatağan ilçesine bağlı Deştin köyünde yapılması planlanan çimento fabrikasının “korkunç bir doğa katliamı” yaratacağı öngörülüyor. Projeye karşı yerel bir direniş halen devam ediyor.

Çimento fabrikası yapılmasının, bölge ormanının yok olması, halk sağlığının büyük bir risk altına sokulması, tarımsal üretimin sonlanması anlamına geleceğini aktaran ekoloji örgütü, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın adında geçen ‘iklim değişikliği’ sözcüğüne uygun olarak imza koyduğu uluslararası taahhütler gereği, hava kirliliği ve biyolojik çeşitliliğin yok olmasına karşı görevini yerine getirmesini bekliyoruz” diye belirtti.

‘Akkuyu’nun müjdesini veren yönetim anlayışını kınıyoruz’

Birçok uzman, Mersin‘de yapımı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali‘nin (NGS) faaliyete başlamasının büyük bir çevre felaketini tetikleyeceğini ifade ediyor.

İklim Adaleti Koalisyonu, açıklamasında “Akkuyu Nükleer Santrali’nin faaliyete başlatılması amacıyla ilk yakıtın 27 Nisan tarihinde geleceğinin müjdesini veren yönetim anlayışını kınıyoruz” ifadelerini kullanarak şunları söylüyor:

“Henüz inşaatı devam eden santrale yakıtın getirileceğine yönelik duyuruların santralin çalışmaya başlaması için değil, seçim propagandası yapma amaçlı olduğunun farkındayız. Fay hattının üstünde yer alan bu santralin çalışmaya başlaması halinde, korkunç sonuçlar verecek bir çevre felaketinin insan eliyle tetiklenmiş olacağını buradan kamuoyuna duyuruyor ve çağrılarımızı yineliyoruz: Yakıt temini ve Akkuyu Nükleer Santral inşaatı derhal durdurulmalı, tüm anlaşmalar iptal edilmelidir.”

‘Suç işlenmeye devam ediliyor: Ekokırım iç hukukta yer almalı’

Deprem bölgelerinde, çimento fabrikası önünde ve nükleer santrale karşı yapılan direnişlerin amacının doğanın, bugünün ve gelecek nesillerin yaşam hakkını savunmak olduğunu kaydeden çevre aktivistleri, “Bugüne kadar özellikle son yirmi yılda  giderek artan bir hızda  toprağa, suya ve havaya kalıcı ve telafi edilemez zararlar verilmiştir, bugün de verilmeye devam edilmektedir. Bu faaliyetlerin tüm sorumluları, hiçbir bedel ödemeden, suç işlemeye devam etmektedir” dedi.

Aktivistler, sorumluların yargıya taşınması adına, ekokırım olarak bilinen doğa katli suçunun iç hukukta yer alması için gereken tüm çalışmaları yapmaya devam edeceğini duyurdu.

Fotoğraf: Mehmet Temel

‘Ekokırımları unutmayacağız, sorumlularını affetmeyeceğiz, hesap soracağız’

Malatya Mamurek, Hatay Samandağ, Muğla Deştin ve Mersin Akkuyu’daki direnişler, doğal ve kültürel mirasların gelecek nesillere taşınmasını, özne olarak doğanın haklarının savunulmasını ve yaşam alanlarının korumasını hedefliyor.

İklim Adaleti Koalisyonu, bu mücadelelere destek verdiğini açıklayarak, şu ifadeleri kullandı:

“Mamurek, Samandağ, Deştin ve Akkuyu’da yapılan veya yapılması planlanan ekokırıma dur diyoruz ve yaşam savunucularının direnişini İstanbul’dan destekliyoruz. Dün depremin 60’ıncı günü nedeniyle yapılan anmada Samandağ’dan ‘Gitmedik, buradayız’, ‘Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, helalleşmeyeceğiz’, ‘Ma rıhna nıhna hon’ sloganları yükseliyordu. bizler de her zaman deprem bölgesindeki halkların yanında olmaya devam edeceğiz. Ekokırımları unutmayacağız, sorumlularını affetmeyeceğiz, hesap soracağız.”

You may also like

Comments

Comments are closed.