Doğa MücadelesiEkolojiManşet

Hindistanlı aktivist Prof. Shiva İzmir’de: Ekolojik sürdürülebilir olmazsa ekonomi de olmaz

0
Fotoğraf: İzmir Büyükşehir Belediyesi

Hindistanlı araştırmacı, yazar ve ekolojik aktivist Prof. Dr. Vandana Shiva, İzmir‘de düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresinde “Doğa Ana ve İnsanlığın Geleceği” başlıklı bir konuşma yaptı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye‘nin ekonomi politikasını belirlemek amacıyla ilki 1923’te yapılan kongrenin 100’üncü yıldönümünde düzenlenen kongreye kırsal kesimlerden, metropollerden, Türkiye’den ve dünyanın farklı yerlerinden birçok uzman katıldı.

Kongrenin dördüncü gününde yapılan bir oturuma katılan Shiva, yaptığı konuşmada sağlıklı olabilmek için öncelikle ekosistemin sağlıklı olması gerektiğini belirterek, “Devletler ekolojik teşvikler vermeli. Gerçek servet toprağın refahı, gelecekteki nesillerin refahı. Toprak, doğa, hayat. Gelecekteki nesillerin hürriyet ve özgürlüğün tanımı” diye konuştu.

Dünyanın önde gelen aktivistlerinden Prof. Dr. Shiva, depremde hayatını kaybeden insanlar için rahmet dileyerek “Küçük çocuklara yardım ettiğiniz ve bunu Atatürk döneminden beri devam ettirdiğiniz için teşekkürler. Doğanın ve çevrenin korunması zihnin ürünü olmalı. Dünyayı nasıl algıladığımızla alakalı” dedi.

‣ Vandana Shiva, “Sorun ne olursa olsun çözüm tohumda ve toprakta”

Fotoğraf: İzmir Büyükşehir Belediyesi

Shiva, Himalaya ormanlarında büyüdüğünü aktararak, “Aylarca ormanda yaşadım ama orman olmayan yerlerde yaşamak çok zor. Yer altındaki ve yer üzerindeki gizli değerlerle ilgili doktoramı yaptım. Sizin tarihinizde de cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllar bağımsızlık mücadelesiyle ilgiliydi. Umutları nasıl tekrar kazanacağız? Umudunu tekrar içinde tut ve büyüt” ifadelerini kullandı.

Doğaya dokunulmaması gerektiğini vurgulayan ekoloji aktivisti, “Ormanların katledilmesi ve kesilmesi çevrede erozyona sebep oluyor. Bizi ayakta tutan şey doğa. Bizler ayaktayız çünkü doğa ayakta” diyerek ormansızlaşmanın yıkıcı etkilerine dikkati çekti:

Türkiye’de doğa ana deniliyor, tabiat ana deniliyor. Kültürlerimizin tamamında aslında doğa yaşıyor ve bunu anne olarak görüyoruz. Bizi sarıp sarmalıyor.”

‣ Vandana Shiva: “Küçük, Yeni Büyüktür”

Fotoğraf: İzmir Büyükşehir Belediyesi

‘Ekoloji sürdürülebilir olmazsa ekonomi de kaybolacak’

Ekolojinin ekonomi ile yakından ilişkili olduğuna değinen Shiva, “Doğanın sunduğu nimetlerden insan eliyle ürünler çıkıyor. Bütün bu hayat ve ekonomi doğada başlıyor. Ekonomi yine ekolojiye dayalı. Ekoloji sürdürülebilir olmazsa ekonomi de kaybolacak” uyarısında bulundu.

Aristotales‘in ekonomiyi bir yaşam sanatı olarak ifade ettiğini belirten aktivist, “Yatırım aslında para yaratma alanı olarak görülmüştü. Aslında yatırım geleceğimizi daha iyi hale getirmektir. Günümüzde biz bu dengenin dışına çıktık” dedi.

‣ Vandana Shiva: “Tohum köleliğine ve gıda diktatörlüğüne son verelim!”

İklim krizinin doğanın göz önüne alınmaması nedeniyle ortaya çıktığına işaret eden Prof. Dr. Shiva,  şunları aktardı:

Geleneksel bir tarlayı bazıları çirkin olarak görebilir. Aslında dağları bir kanun olarak görüyoruz. Tarlada bir iş yapmak ya da ürün üretmek dünyayı güzelleştirme sanatı. Aslında dünya yaşamaya devam ediyor. Bizim amacımız bunun bir parçası olmak ve sürdürülebilir olmasını sağlamak. Doğa göz önüne alınmıyor. İklim değişikliği de ekolojik gerilemeden başlıyor. Dünya yaşayan bir sistem. Dünya aslında kendi şiirini yazıyor. Dünya bir bütün ve dışarıdan bir müdahale olmaması gerek.”

Fotoğraf: İzmir Büyükşehir Belediyesi

‣ Bilmem gereken her şeyi ormanda öğrendim – Vandana Shiva

‘Kimyasalların kullanıldığı sistemlerle hayat devam edemez’

Vandana Shiva, sağlıklı bir ülkede yaşamak için dikkat edilmesi gerekenlere değinerek şunları söyledi:

“Yaşayan sistemler bize yediğimiz nimetleri sunuyor. Kendi kaynaklarınızı kullanamadığınız zaman esaret başlar. Geleneksel tarım içerisinde gerçek çiftçiliğin yapılmasına ihtiyaç var. Kimyasalların kullanıldığı sistemlerle hayat devam edemez” diye konuştu. Aktivist, “Besin azalımı çinko, magnezyum eksikliğine sebebiyet veriyor. Bizim  dekar başına doğru beslenmeyi ölçmemiz gerek. Organik maddeler artırıldığında beslenme ve verim de artıyor.”

Mustafa Kemal Atatürk‘ün üretime “zihniyetin ürünü” dediğini hatırlatan ekoloji aktivisti, “Malzemenin değerine ve değişimine bakacaksınız. Sadece elde ettiğiniz ürüne bakmayacaksınız. Ekolojiyi bir şekilde teşvik etmeliyiz. Devletlerin verdiği teşvikler ekolojik olmalı. Çiftçiler bizim öğretmenimiz olacak. Anneler bizim öğretmenimiz olacak. Tek bir gezegen ve tek bir insanlık var. İnsanlar olarak gezegende belirlenen sınırlarda yaşayacağız. Ekosisteme iyi bakmalıyız. Ekosistem sağlıklı olursa biz de sağlıklı oluruz” ifadelerini kullandı.

‣ Vandana Shiva ve Maria Mies’in ‘Ekofeminizm’ kitabı Sinek Sekiz’den yayımlandı

Fotoğraf: İzmir Büyükşehir Belediyesi

‘Özgürlüğün tanımı: Toprak, doğa, hayat’

Dünyada biyoçeşitlilik ve ekosistemle ilgili birçok araştırmanın devam ettiğini ifade eden aktivist, toplumların sağlığının biyoçeşitlilikle sağlanabileceğini vurguladı; “Bazı türler yok olup gitti ve bazı türler tehdit altında. İnsanlar da tehdit altında. Gıda bizim dünyamız ile ilişkimizi sağlayacak akış. Bizim refahımız toprağın refahı, gelecekteki nesillerin refahı. Esas ölçüt budur. Toprak, doğa, hayat. Gelecekteki nesillerin de hürriyeti ve bölünemez özgürlüğün tanımı bu” dedi.

‣ Vandana Shiva, Çiftçi-Sen temsilcileri ile görüştü

Prof. Dr. Vandana Shiva kimdir?

Hindistanlı çevre aktivisti ve küreselleşme karşıtı aktivist, yazar Vandana Shiva, 1952 yılında Hindistan’ın Dehra Dun Vadisi’nde, orman korucusu bir baba ve çiftçi bir anneden dünyaya geldi.

Fizik eğitimi alan Shiva, 1975 yılında Westerm Ontario Üniversitesi‘nden “Kuantum Teorisinde Saklı Değişkenler ve Lokalite” tezi ile felsefe doktorası aldı.

Uluslararası Küreselleşme Forumu’nun önderlerinden olan Shiva, aynı zamanda Alternatif Küreselleşme olarak bilinen küresel dayanışma hareketinin de önemli bir figürü.

Doktora unvanını aldıktan sonra Hindistan’a dönen Shiva, Hindistan Bilim Enstitütüsü‘nde, teknolojinin ekolojiye etkileri ve çevre politikaları konularında disiplinler arası araştırmalar gerçekleştirdi. 1982 yılında biyolojik çeşitliliğin korunmasını amaçlayan Bilim, Teknoloji ve Araştırma Vakfı’nı (RFSTE) kurdu.  RFSTE, Asya’da Yeşil Devrim olarak bilinen harekete dahil olarak çiftçileri sürdürülebilir tarım uygulamaları konusunda eğitirken ülkenin tarım mirasını korumak için Hindistan genelinde tohum bankaları kurulmasına da öncü oldu.

1991 yılında ise, yerel tohumlar ve çeşitliliğinin korunmasını hedefleyen, kelime anlamı “dokuz tohum” olan Navdanya‘yı hayata geçirdi. Büyük şirketler tarafından teşvik edilen monokültür eğilimi ile mücadele eden kuruluş, özellikle iklim değişikliği sürecinde tarımsal üretimin homojenleşmesinin tehlikelerine dikkat çekti.

2000 yılında, biyolojik çeşitliliğin ve geleneksel tohumların, çok uluslu biyogenetik şirketleri tarafından tahakküm altına alınmasına karşı yazdığı Çalınmış Hasat adlı kitabı ile dünyada fenomene dönüştü

20’den fazla kitabı bulunan Prof. Dr. Shiva, biyolojik çeşitliliğin ve geleneksel tohumların, çok uluslu biyogenetik şirketleri tarafından tahakküm altına alınmasına karşı çalışmalarını sürdürüyor.

You may also like

Comments

Comments are closed.