ManşetTürkiye

HDP’li Kenanoğlu Bakanlığa Erzincan’da siyanür saçan madeni sordu

0

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Erzincan İliç’te 12 yıldır faaliyet gösteren Kanada ve Çalık Holding ortaklığındaki Anagold altın madeni şirketinin zehirli sularını Çöpler Altın Madeni’nde buharlaştırma konusuna ilişkin olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı‘nın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi sundu.

Anagold altın madeni şirketinin 66 milyon ton siyanürlü ve sülfürik asitli suyu özel makinelerle buharlaştırdığına değinen Kenanoğlu, 3 Mart’ta da Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na soru önergesi vermiş, “Bakanlığınız, Erzincan İliç’te Anagold şirketinin siyanürlü ve sülfürik asitleri buharlaştırarak atmosfere bıraktığından haberdar mıdır” diye sormuştu.

Bakanlık soruları bir başka bakanlığa yönlendirdi

Kenanoğlu’nun yaşanan soruna ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na verdiği soru önergesine 25 Nisan’da yanıt geldi. İlgili bakanlıktan gelen yanıtta ruhsat alan maden sahalarında gerekli denetimlerinde Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürülüğü (MAPEG) tarafından yapıldığı belirtilirken detaylı bilginin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı‘ndan alınması gerektiği ifade edildi.

İlgili haber: Erzincan halkı siyanür soluyor: Altın madenindeki en ufak dalgınlık felaketlere yol açabilir

Erzincan’ın İliç ilçesinde 2010’dan beri Anagold Şirketi altın arama ve çıkarma faaliyetleri yürütüyor. Madeni işleten Anagold şirketinin ana ortağı, yüzde 80’le Kanadalı SSR Mining, yüzde 20’lik ortağı ise kamuoyunda iktidara yakınlığı ile bilinen Çalık Holding.

Kenanoğlu Türkiye’nin dört bir tarafının madencilik projeleriyle çevrilmiş durumda olduğunu ve madencilik projeleriyle birlikte doğanın her geçen gün daha fazla tahrip edildiğini hatırlattığı soru önergesinde, madende kullanılan kimyasallara ilişkin bilgi verdi:

“Erzincan-İliç’te Çöpler Köyü’nün tam üstünde işletilen bu altın madeninde yılda sekiz bin 900 ton sülfürik asit, altı bin 500 ton siyanür ve dört bin 800 ton silika ve daha 21 çeşit zehirli kimyasal kullanılmaktadır. Anagold şirketi 197 futbol sahası büyüklüğündeki siyanür ve sülfürik asitli atık havuzunu 600 futbol sahası büyülüğüne çıkarmıştır. Daha önce toprağı ve suyu zehirleyen Amerikan Anagold Altın Madeni şirketi 10 evaporator vasıtasıyla 66 milyon ton siyanürü buharlaştırarak atmosfere vermeyi ve tüm Türkiye’yi zehirlemeye davetiye çıkarmaktadır.”

İlgili haber: Erzincan halkının siyanür soluduğu İliç’te bilirkişi keşfi

Çalık ve Kanadalı ortağı İliç’te yüzlerce sondaj yapmış ve yapmaya da devam ediyor. Kenanoğlu bir nükleer tesisten daha tehlikeli olduğunu belirttiği bu işletmenin, siyanürlü ve sülfürik asitleri atık barajı dolmasın diye atmosfere püskürtmesi faaliyetinin mutlaka durdurulması gerektiğini belirttiği önergesinde şu sorulara yer verdi:

  1. Bakanlığınız, Erzincan İliç’te Anagold şirketinin siyanürlü ve sülfürik asitleri buharlaştırarak atmosfere bıraktığından haberdar mıdır?
  2. Erzincan İliç’te faaliyet yürüten Amerikan Anagold Altın Madeni şirketinin 10 evaporator vasıtasıyla 66 milyon ton siyanürü buharlaştırarak atmosfere vermesi nedeniyle haklarında inceleme başlatılacak mıdır?
  3. Türkiye’nin can damarı Fırat Nehri’nin yanında yılda 8 bin 900 ton sülfürik asit, 6 bin 500 ton siyanür, nitrik asit, silika ve bilumum kimyasalları kullanmak o bölgedeki canlıların yaşamına bir tehdit etmiyor mu?
  4. 197 futbol sahası büyüklüğündeki bir zehir barajında biriken zehirli sular taşmasın diye, “evaporatör” denilen bir aletle atmosfere buhar salmak insan sağlığını tehdit değil midir?
  5. İşletmedeki 21 farklı kimyasalın olduğu atık barajın, yıl boyunca bir milyon 720 bin ton zehirli, yakıcı, dağlayıcı ve boğucu kimyasal madde kullanılması bölge insanlarının ve o bölgede yaşayan bütün canlıların yaşamına yönelik bir tehdit değil midir?
  6. İnsanların yaşam ve geçim alanlarına, su kaynaklarına, tarım arazilerine, kültürel geçmişe, doğaya ve canlılara zarar vermeye devam eden Anagold şirketinin bu faaliyetleri durdurulacak mıdır?

Peki bugüne kadar Çöpler Altın Madeni’nde neler yapıldı?

Madene ilişkin olarak 2008’de ve 2014’te Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporları çıkarılmış, 2008’de maden için ÇED Olumlu kararı verilmişti.

Maden için 2008’de verilen ÇED Raporu kapsamında 18 yıl sürdürülmesi planlanan faaliyetlerde 100 milyon ton kaya (pasa) ve 52 milyon ton cevher çıkarılacağı belirtiliyordu. Ancak rakamlar zaman içerisinde arttı. 2014’teki ÇED raporunda pasa 173 milyon tona çıkarıldı. 2021’de ise rakamlar dört kata kadar arttı; pasa 420 milyon tona, cevher 85,3 milyon tona çıkarıldı.

Madene verilen ÇED Raporu’nda çıkarılacak kimyasallar bir bir yazılmış, tehlikeli olanlar ayrıca sıralanmıştı. Madende kapasite artırımı yapılarak 2019’da sodyum siyanür 11 bin tona, sülfürik asit üretimi 122 bin tona çıkarıldı. 2021’de yayınlanan raporda ise 18 adet tehlikeli maddeye yer verildi. Bunlar arasında solunum yollarına, sudaki organizmalara, ciddi yanıklara, aşındırıcı etkilere, cilt ve gözde aşırı tahrişlere neden olan sodyum siyanürnitrik asitbakır sülfatsodyum hidrosülfit gibi tehlikeli maddeler de bulunuyor. Raporda belirten kimyasal maddeleri aşağıdaki tablodan inceleyebilirsiniz:

Çöpler altın madeni doğayı nasıl zehirliyor?

Konunun yıllardır takipçisi olan ve maden sahasının yakınlarındaki bölgede yaşayan Sedat Cezayirlioğlu, Yeşil Gazete’ye şirketin altın madeni için birden çok Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu çıkarıldığını, Erzincan Belediyesi dahil bölgede sorumlu kamu kuruluşlarının siyanür üretilen madene şirketin CEO’sundan daha özenle yaklaştığını, şirketin bölgede yaşayan vatandaşlara ‘sus payı’ olarak milyonlarca lira verdiğini, kendisine sırf mücadele ettiği için “Emekliliğini yakarız” diye tehditler yağdırıldığını anlatmıştı. Cezayirlioğlu, evlerine 180 metre yakınlıktaki atık barajının inşaatına başlandığında öğrendiklerini, ardından konuyla ilgili 2017’da dava açtıklarını ifade etmişti.

Türk Toraks Derneği tarafından 24 Temmuz 2017’de madene ilişkin olarak bildirilen görüşte tesiste kullanılacak maddelerin hemen hepsinin insan sağlığı ve ekolojik yaşam açısından riskli olduğunun altı çizildi. Türk Toraks Derneği tarafından verilen görüşte “Bazıları (örneğin kuvars içeren kum) sadece çalışan sağlığı açısından risk oluşturmakta iken (silik, silikozise yol açmaktadır, kanserojen olduğu bilinmektedir); çoğu madde başta çalışan sağlığı olmak üzere, çevredeki insanlar, ekolojik yaşam üzerinde olumsuz etki potansiyeline sahiptirler” denilmişti.

TTB’den 25 Mayıs 2021’de konuya ilişkin paylaşılan görüşte “Siyanürlü madencilik faaliyeti dört ana aşamadan oluşur: Arama, sıyırma ve patlatma, öğütme ve siyanürleme, atıkların depolanması. Madenciliğin tüm bu aşamaları doğa ve insan sağlığı için farklı tehditler içerir. Biyolojik çeşitlilik, tatlı su varlığı ve insan sağlığını tehdit edecek derecede toksik bir kimyasal olan ‘siyanürlü liçleme kesinlikle yasaklanmalıdır” ifadelerine yer verildi.

Ne olmuştu?

2020’de siyanürlü atık barajı çevresinde gerçekleşen toplu kuş ölümlerinden sahibi şirket sorumlu tutulmuştu. Tesiste artırımın olması halinde Fırat Nehri’ni öldüreceği söylenmiş, çevre aktivistleri tarafından tepki gösterilmişti.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.