İnsanlık tarihi boyunca, insan menfaatine küçük ya da büyük her bilimsel gelişme için mutlaka bir bedel ödenmesi gerekti. Peki bu bedeli kim ödeyecek?
[Hayvan Deneyleri] yazı dizisinde bu sorunun cevabını hep birlikte bulmaya çalışacağız
***
Loulis, 10 Mayıs 1978 günü Atlanta-Georgia’daki Yerkes Bölgesel Primat Araştırma Merkezi’nde doğdu ve ismini, ona ve diğer şempanzelere bakan Louise ve Lisa adlı iki çalışan koydular. Loulis’in biyolojik annesi, çok uzun zamandır Yerkes’deki beyin araştırmalarında kullanılan deneklerden biriydi. Oğlunu ne şartlarda ve nasıl doğurdu, nasıl büyüttüğüne dair pek bilgi olmasa da kolay olmadığını tahmin edebiliyoruz.
Loulis’in doğumundan 9 ay sonra, 1,500 km uzaklıktaki Oklahoma Üniversitesi Primat Araştırma Enstitüsü’nde Washoe adlı şempanze doğum yapmış ancak yavrusu Sequoyah sadece üç ay hayatta kalarak 8 Mart 1979 günü zatürreeden ölmüştü. İki hafta sonra, primatolog Roger Fouts, Yerkes’deki demir parmaklıkların ardından Loulis’e bakıyordu. Ve köşeye sinmiş, kafasından dört metal cıvata çıkan annesine… O an kararını verdi ve evrak işlemlerini tamamlayarak Loulis’i Norman-Oklahoma’daki yeni annesi Washoe’ya götürdü-gerçek annesinin artık onu tanıdığı ya da fark ettiğinden bile emin değildi.
Washoe, 1965 yılında ABD Hava Kuvvetleri tarafından uzay araştırmaları programında kullanılmak için doğadan yakalanmış (Batı Afrika) fakat bu araştırmalarda kullanılmadan davranış bilimci Allen ve Beatrix Gardner tarafından alınarak dille ilgili çalışmalar yapmak üzere aynı bir insan çocuğu gibi (masada onlarla oturup yemek yiyerek, diş fırçalayarak, arabada yolculuk ederek, oyuncaklarla oynayarak vs.) evlerinde büyütülmüş, fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçları karşılanmış ve bu esnada da Amerikan işaret dili öğretilmeye başlanmıştı.
Bu süre içinde onunla herhangi bir vokal iletişimden kaçındılar ve yapılan her eylemi -örneğin; dişlerini fırçalama- işaretle de pekiştirdiler. 5 yaşına geldiğinde ise, onu Roger Fouts’un çalıştığı Oklahoma’daki enstitüye götürdüler ve dil çalışması burada devam etti. Washoe, insanlara ait bir dili kullanarak insanlarla iletişim kuran dünyadaki ilk insan-dışı primat unvanını kazanmış ve hatta işaret kombinasyonlarını dahi kullanabilir hale gelmişti.
İşaretini bilmediği kelimeleri de (termos gibi) kombinasyonlarla anlatıyordu: “METAL-KAP-İÇECEK”. Washoe bir aynanın karşısına oturtulup ne gördüğü sorulduğunda “Ben. Washoe.” şeklinde yanıtladı. Onyıllar boyunca Afrika’da şempanzelerle birlikte yaşamış ve onları gözlemlemiş olan primat uzmanı Jane Goodall’a göre bu, “öz farkındalık” işaretiydi. Sadece insana özgü olduğu sanılan…
Fakat merak edilen bir şey daha vardı: öz farkındalığa bir şekilde sahip olan ve dil bariyerini yıkan primatlar, kendilerine ait olmayan bir iletişim yöntemini türünün diğer mensuplarına ya da yeni nesillere de öğretebilirler mi?
Loulis, Washoe’nun yanındaki ilk gecesinde çekingen ve ürkek davranıyordu. Metal paletin üzerine sessizce kıvrılmıştı. Fakat sabaha karşı Washoe’nun ona seslenmesi her şeyi bir anda değiştirdi ve yeni annesine giderek sarıldı.
2 ay gibi kısa bir süre içinde merkezdeki diğer şempanzelerle işaretleşmeye başlamış, 1,5 yaşında geldiğinde çeşitli işaret kombinasyonlarını kullanabilir duruma gelmiş ve 5. yaşının sonunda ise kullanabildiği işaretlerin sayısı 55 olmuştu. Etrafındaki insanların, belirlenmiş 7 temel işaret dışında (Kim-Hangisi-İstemek-Nerede-İsim-Bu-İşaret) onunla işaretleşmesi ve yenilerini öğretmesi yasaktı. Merkezdeki diğer şempanzelerin aksine Loulis türler arası evlatlık değildi. İnsanlar tarafından değil, Washoe tarafından büyütülüyordu. Dolayısıyla her şeyi ondan ve merkezdeki diğer işaretçi şempanzelerden öğrenmişti. İnsanlara ait bir dili kendi türünün mensuplarından öğrenen dünyadaki ilk insan-dışı primat unvanı da Loulis’in oldu.
Hepsinin sevdiği yiyecekler farklıydı: Loulis kırmızı elma, müsli barları ve pirinci, Washoe kabaklı puding, sakız ve kahveyi, Moja soğan, fıstık ezmesi ve bisküviyi, Tatu peynir, havuç ve çayı, Dar muz, erişte ve dondurmayı çok seviyordu. Hepsinin vakit geçirme şekli de farklıydı; Dar dergilere bakmak, Loulis insanlarla işaretleşerek sohbet etmek, Washoe resim yapmaktan hoşlanıyordu. Her birinin kendine özgü tercihleri vardı.
1980 yılında Washoe, Loulis ve Loulis’le aynı yıl aileye katılan -fakat aralarındaki en yaşlı şempanze olan- Moja, Central Washington University’deki Şempanze ve İnsan İletişim Enstitüsü’ne götürüldüler. Ertesi yıl, Oklahoma Üniversitesi Primat Araştırma Esntitüsü’ndeki Gardner çifti tarafından büyütülen diğer işaretçi şempanzeler Tatu ve Dar da onlara katılmıştı.
Moja’nın 2002 yılındaki ölümünden 5 yıl sonra, işaret dilinin 350 kelimesini kullanabilen Washoe da son 20 yılını ailesindeki diğer işaretçi şempanzelerle birlikte geçirdiği Washington Üniversitesi’ndeki merkezde 42 yaşındayken öldü. 2012’de Dar da ani bir kalp rahatsızlığı nedeniyle ölünce, aileden sadece Loulis ve Tatu kalmıştı. Şempanzelerin yasal temsilcisi konumunda olan Friends of Washoe, ailenin son iki üyesi için ABD’de bir bakımevi arayışına girdi fakat onlar için en uygun yer Kanada’daydı. Nihayetinde karar verildi ve 2013’ün Ağustos ayında, Kanada’ya götürüldüler.
Loulis ve Tatu, hala Kanada-Quebec’deki Fauna adlı rehabilitasyon merkezinde yaşıyorlar.
Loulis’i Oklahoma’ya götürmek için satın aldığında, Georgia yasalarına göre eşya alıp satılırken ödenen %7,5 vergiyi ödediğinde Fouts, onun bir “şey” değil bir “birey” olduğunu biliyordu. Tıpkı -bu şempanzeler kadar şanslı olmayan- askeri üslerdeki uzay araştırmalarında, silah deneylerinde, radyasyon çalışmalarında kullanılan, bilim adamları tarafından beyni istila edilmiş Loulis’in ismi dahi olamayan annesi gibi bir birey.
Bir sonraki bölümde de, onların birey olduklarına inanan aktivistlerin mücadelesine göz atacağız…
Kaynaklar:
- Fouts & D. Fouts: Chimpanzees’ Use of Sign Language, 1993
Steven M. Wise, Rattling the Cage, 2000
http://www.friendsofwashoe.org/
Wikipedia
Yağmur Özgür Güven