Geçen hafta Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanlarının gözaltına alınması, Cumhuriyet bayramında 2 ayrı KHK ile onbinin üzerinde kamu görevlisinin ihraç edilmesini dert etmiştik. (2)
Geçtiğimiz hafta, önceki haftayı da aratan olaylar yaşadık. Pazartesi sabahından itibaren Cumhuriyet Gazetesi’ne operasyon başlatıldı, yönetici ve yazarları evleri aranarak gözaltına alındı, KHK ile değiştirilen kanuna bile aykırı biçimde dört gün avukatları ile dahi görüştürülmediler. Basına ilişkin bunlar yaşanırken siyasette de çok kaygı verici olaylar yaşandı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanları tutuklandı, belediye yönetimi kayyıma devredildi. Bu boğucu hava yetmiyormuş gibi Cuma sabahı Türkiye HDP eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile milletvekillerinin evlerinden gözaltına alınmaları haberiyle uyandı.
Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticileri Cuma günü başlayan ifade ve sorguların sonunda iki muhasebecisi ile Aydın Engin ve Hikmet Çetinkaya adli kontrol kararı ile serbest bırakılırken, Cumartesi sabahı genel yayın yönetmeni, yazarı, çizeri, avukatı 9 kişi tutuklandı. HDP operasyonunda da partinin eş genel başkanları ile birlikte 9 milletvekili tutuklandı. Her iki operasyonda 9’ar tutuklu var, 9 (dokuz)’un bir anlamı var mı? İnsan ister istemez bir mesaj mı verilmek isteniyor diye düşünüyor. ‘Dokuz’la ilgili deyim ve atasözlerimizden seç seçebildiğini; “dokuz ayın çarşambası bir araya gelmek”, “dokuz köyden kovulmak”, “dokuz ölç, bir biç”, “dokuz at bir kazığa bağlanmaz”, “dokuz körün bir değneği”, “dokuz doğurmak”, “dokuz canlı”, “dokuz yorgan eskitmek”
Cumhuriyet Gazetesi yazarları ve yöneticileri ‘PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütleri müzahiri olmak’la suçlanıyorlar. Son günlerde çok kullanılan Arapça kökenli müzahir, arkalayan, destekleyici, arka çıkan, yardımcı anlamına geliyor. Burada soruşturmanın hiç bir dayanağının olmadığını anlatmaya kalkışmayacağım, Cumhuriyet Gazetesi’ni okuyan, takip eden herkes Cumhuriyet’in her dönem silahın, şiddetin, demokrasi dışı hamlelerin karşısında olduğunu bilir. Bu gazete yıllardır Fetullah tehlikesini haber yapan tek gazetedir, ‘müzahir şüphelisi’ Hikmet Çetinkaya bıkmadan usanmadan neredeyse yazılarının çoğunu bu tehlikeye ayırmış tek köşe yazarıdır. Bu gerçeklik karşısında ‘FETÖ müzahiri’ suçlamasına kargalar bile güler. Bunu daha çok konuşacağız, şimdilik şunu söyleyeyim; Cumhuriyet’e yönelik operasyonda hukukun kırıntısı yok, yapılan halkın haber alma hakkına yönelik ağır bir darbedir.
Eş genel başkanları ve milletvekilleri tutuklanan HDP, 6 milyon seçmenin tercihi ile TBMM’nin üçüncü büyük legal siyasi partisidir. Her şey bir yana bu tutuklamalar kimin işine yarayacak sorusuna herkesin cevap vermesi gerekiyor. HDP’ye yönelik operasyon başta Kürt meselesinin silahsız, demokratik siyasetle çözümü umutlarını tüketme noktasına getirmiştir. Bir kez daha yargı eliyle siyasetin dizayn edilmesiyle karşı karşıyayız. Türkiye siyaset dışı başka güçler tarafından dizayn edilmesi deneyimlerinden çok ağır bedeller ödemiş bir ülkedir. Bu şekilde çeşitli vesayet odakları tarafından demokratik siyasetin boğulmasının önüne geçilememesi halinde, bu ülkeye barış da gelmez demokrasi de.
Yaşananların hukukla bir alakası yok, bu ülkeye bu kadar kötülük yeter, ‘dokuz ölçüp bir biç’mesini öneriyorum. Demokrasi ve hukuk güvenliği olan eşit, özgür ve barış içinde birarada yaşanacak geleceği kurma mücadelesinde herkese ‘dokuz canlı’ olma gücü ve enerjisi diliyorum.
Yazıyı Cumhuriyet Gazetesi genel yayın yönetmeni Murat Sabunun “Halkımızın ve okurlarımızın önünde saygıyla eğiliriz ve başka hiç kimsenin önünde eğilmeyiz” (3) savunması ile Selahattin Demirtaş’ın “Koşullar ne olursa olsun demokratik, siyasi mücadelemizi sürdüreceğiz. Barış çağrılarımızı yinelemeye devam edeceğiz”(4) sözleriyle bitirmek istiyorum..
Yazıyı tamamlayıp gazeteye gönderdikten sonra son dakika haberi düştü; “HDP Meclis çalışmalarını durdurma kararı aldı”. HDP’ye yönelik operasyonun amacı buysa, amaç hasıl oldu ve siyaset ve Türkiye bir kez daha kaybetti. Umarım bu gelişme demokratik siyasetten temelli vazgeçme sonucunu doğurmaz, dedim ya ‘dokuz ölçüp bir biç’mek zorundayız.
Arif Ali Cangı -haberekspres.com.tr
1 Aydın Engin’den; http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/626352/Aydin_Engin__Ben_bu_kadar_ahlaksiz_dosya_gormedim.html
2 http://www.haberekspres.com.tr/makale/amp/5044
3 http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/626752/Bedenim_gazetede_yuregim_Silivri_de.html
4 http://www.diken.com.tr/tutuklanan-demirtastan-ilk-mesaj-sivil-darbeye-karsi-dimdik-ayakta-duracagiz/