Çevre bugün için değil, yarınlara karşı mesuliyettir.Gün dolup, saat geldiğinde bu alemde yerimizde yeller esecek bir gün. Evlatlarımız, yavrularımız yerlerimiz alacak o gün.Sahip olduğumuz her şeye veda edeceğimiz o gün, geride kalanlar elimizdekilere değil gök kubbe arasında ne bıraktığımıza bakacaklar !.. Çevre, doğa, ağaç, yeşil örtü, su ve hava. Sonraki neslin yaşamı için gerek olan ne varsa bir bir teslim edeceğiz geride kalanlara öyle değil mi?
….
Çevre, bölgenin yada yerelin konusu olmaktan çıkmış Uluslaraarası Çevre Örgütü kurulmuş, devletlerarası protokolleri belli yasalarla şekil almış mega bir paket. Ülkemizde hava, su, gıda, doğa çevre ne derseniz deyin yasal mevzuatların uygulamaya geçişlerindeki esasların çoğu AB diretilerine dayandı.Keşke olmasaydı.Keşke kendi yasalarımızı kendimiz yapabilseydik. Yapamadık.Hukukda olduğu gibi birçok düzenlemeyi Kopenhag Kriterlerine,Hava ve çevre ile ilgili olanlarını Kyto protokollerine ve daha bilimum mevzuatları “müktesabat”lara dayadık.
….
Boş sigara paketlerini, içilen meşrubatların şişelerini, su bidonlarını, çöp poşetlerini E5 karayoluna veya otobanlara atanları görüyoruz. 6. kattan aşağı çöp poşetini belediye araçları zaten alacak diye saçları röfleli ablaların attıklarına tanık oluyoruz.Neticede, şehirler adam etmez.İnsanın kendisi adam olur, şehir görür. Toplu bir çevre kültürü için önümüzde koca bir 30 yıl öngörüyorum.
…
Temiz bir toplum arzusunda olmak, sabah traş olup pırıl pırıl giyinip jöleli saçlarla sokağa çıkmak değil, tertemiz beyinlerle, kirletmeden, kirlenmeden yaşabilmekle olur.İşte 30 yıl bunun için gerekli. Konuştuklarımız, yazdıklarımız, iletişimimiz, yaşayışımız her şeyimiz sosyal değerlere bakış açımız kimliğimiz, ve kişiliğimiz nasıl yaşadığımıza ve nasıl bir çevre istediğimize işaret ediyor.
…
Dünyanın gündeminde, insanlığın geleceğini ilgilendiren birçok programlar güncelleniyor.Yeni yapılar teşekkül ediyor.Bizlerin bu konuda aldığımız yol, geleceğimizi şekillendirmeye aday toplumumuzun bakış açısının kalitesidir aynı zamanda.Bir ilde bu anlayışı bina etmeye çalışıyor olmak, bu düşüncenin gereğini yerine getirmekle olur.Buınun içinde toplumsal refleksleri harekete geçirecek STK ları güçlü kılmak gerekiyor. Geleceğe dair Enerji Sorun ise, HES ler toplumu tehdit ediyorsa Çevre-Enerji Derneği mücadele etmeli, Madenler çevreyi tehdit ediyorsa ÇEVRE Derneği mücadele etmeli. İletişimsizlik ve güncel iletişim modeli insanları aynı dilde konuşturamıyorsa, İletişim Gönüllüleri Derneği mücadele etmeli. Yani STK ları ihtisaslaştırmak ancak güçlendirmek gerekiyor.
….
Son bir haftadır Gümüşhanede maden şirketlerinin çevreye olan zararları ileri seviyede gündem olmuştur.Fakat oplumsal kamuoyu oluşması açısından bu kadar maden rezervi olan bir ilde şehrin doğasını koruma adına bir Çevre Derneği yoktur. Halkı çevre konusunda bilinçlendirecek, oluşturulabilecek teknik ekiplerle madenlerin işletilmesindeki çevreye zararların boyutunu inceleyip gerektiğinde uyarıcı basın bildirileri ile Çevreye taraf bir sivil güç maalesef oluşturulamamıştır. Bunu çok çok ileri seviyede bir eksiklik olarak ifade etmeliyim. Bırakın sivil birilerinin bir araya gelip bu konuyu konuşmamalarını, resmi birimler bunu teşvik etmeli. Tabii ki, maden sahalarını ve siyanür havuzlarının kontrolleri için maden şirketlerinin lüks arabaları arkadaşları götürmeyecek !…
…
Bu aslında, konunun sahiplerini de tanımlar.Ekip üyeleri konuyu bağımsız gözle inceleyebilecek, yetkin ve teknik elemanlardan müteşekkil bir oluşum gerçekleşirse maden şirketleri ile görüşmede bu STK, halkın çevre adına haklarına taraf bir mücadele verir. Maden şirketlerine, teknik birilerinin izlediği denetlediği işaretleri verilmelidir.
Çevre adına konu sadece maden değildir.Harşıtın temizliği, çöp konusu, çevre temzliği konusu hepsi bu kapsamda değerlendirilmelidir. Şimdi birileri de kalkıp derse ki, Çevre Derneği var, o zaman seyreyle.Heralde engüzel cevap Nasredin Hocanın fıkrası olur.Hani var ya, kedi buradaysa et nerede?
…
Netice;
Gümüşhanenin çevre konularını ciğeri ile taşıyacak,
Bireylerin gönüllülüğünün sponsoruyla yaşam bulacak,
Eleştirdiklerinden beslenmeyecek,
Üstlerinin verdiği talimatlarla amacından şaşmayacak,
Yüzü çevreye sırtı halka dönük yürekli civan 7 kişi gerekiyor.
…..
Var ise bu dernek, neredeyse birileri bulup halkın karşısna çıkarılmalı, yok ve detaylarda mutabıksak, GÜMÜŞHANE ÇEVRE KORUMA DERNEĞİ şarttır, vesselam.
Yüksel Yalçın www.haber29.net