Gerçekleşememiş 10 Ütopya Şehir

Hava kirliliği, gürültü, trafikte boşa harcanan saatler, AVMler, tıklım tıkış otobüsler, ağaçsız çiçeksiz haneler, meyvenin sebzenin süpermarket depolarında yetiştiğini sanan şehir çocukları, betonarme tarlalarında geçen hayatlar… Kısaca, bugünün kent deneyimi.

Ütopyalarıyla sadece mekanı değil toplumu da yeniden tasarlamaya niyetlenen 19.yy ve 20.yy ütopyacıları tüm bu meseleleri yıllar önce görüp ideal şehirleri tasarladılar. Hiç biri inşa edilmedi belki ama bugünü etkiledikleri kesin. Belli başlı şehir ütopyalarını Gerçekleşememiş 10 Ütopya Şehir’de anlatan Annalee Newitz ve Emily Stamm‘ın hazırladığı yazıyı sizin için çevirdik:

1. Vejetaryan Ütopya  Sekizgen Kent

1856’da Vejetaryen Göç Kurumu Octagon City Kansas’ta (ABD) Sekizgen Şehrikurdu. Amaçları tamamen vejetaryenlerden oluşan bir yerleşim kurmak idi ama işler umdukları gibi gitmedi.

Şehrin tasarımı, ünlü frenolojist Orson Squire Fowler tarafından öne sürülen “bilimsel” bir fikirden ilham almış; Fowler’a göre sekizgen, en fazla miktarda ışığın içeri girmesini sağladığı için evler için en pratik şekil.

Görsel: io9.com
Görsel: io9.com
Fowler’ın Frenoloji Dergisi’ndeki ideal şekil çizimleri

Vejetaryen bir aktivist olan Henry Clubb şehri tasarlarken merkezdeki sekizgen şehir meydanından çıkan 8 cadde hayal etmişti. Bu haliyle şehir 4 sekizgen köyden, köyler de sekizgen ev, çiftlik ve kamu binalarından oluşacaktı. Sonuç olarak tüm ülkeden toplam 6 aile Sekizgen Şehir’e taşındı ama buldukları 16×16’lık penceresiz kabinden ibaret bir binaydı. Taşındıktan sonra sorunlar yaşamaya başladılar; şehrin su kaynağının kurumasıyla susuzluk, sivrisinekler ve hastalıklar… Bugün şehirden geri kalan birşey yok ama Clubb’ın mirası, ABD ve Kanada’da kalan bir avuç sekizgen evde yaşıyor.

2. Makine Şehir Ville Radieuse

Fransız-İsveç mimar Le Corbusier’in ideal kente dair büyük planları vardı.  20.yy’ın başlarında “Purizm” akımını başlattı. İnandığı mimari, modern zamanın endüstriyel makineleri kadar efektif ve basit olmalıydı. Bu kavramdan ilham alarak makine kent fikrine dayanan iki modern şehir ütopyasını planladı: Parlak Şehir (Ville Radieuse) ve Çağdaş Şehir (Ville Contemporaine). İkisi de zengin-yoksul milyonlarca insanı barındıracak dev gökdelenlerdi. Üretim ve boş zaman alanları ile beraber parklar ve yeşil alanlar bu iki dev şehri birbirinden  ayıracaktı.

Görsel: io9.com Le Corbusier'in makina şehri
Görsel: io9.com
Le Corbusier’in makina şehri

Dikey bahçe şehir olarak da adlandırılan Parlak Şehir’in bir toplumsal planı da vardı. Binaları, Fowler’ın sekizgenleri gibi bolca doğal ışık ve havanın içeri girmesine izin veriyordu. Binalarda aynı zamanda, hem çatı bahçeleri ve plajları hem de yemek katı ve her ailenin kullanımı için profesyonel kreş de olacaktı. Le Corbusier’in hayalindeki şehirde her bina günde 5 saat çalışan ve hepsi toplu taşımayla evlerine ulaşan 2700 kişiyi barındıracaktı.

İki bina da inşa edilmedi ama Parlak Şehir bir yapıya ilham verdi.

Le Corbusier, Marsilya’daki Unité d’Habitation’u (Konut Üniteleri) tasarlarken makine şehir ilkelerini baz aldı. Bina duruyor, hatta bazı bina sakinleri eşsiz tasarım mekan dairelerini ziyarete açıyorlar.

3. Yeşil metropol Bahçe Şehir

“Bir grup dumansız, gecekondusuz şehir!” Daha iyi ne olabilir ki? 1902’de toplumsal reformcu Ebenezer Howard Garden Cities of To-morrow (Yarının Bahçe Şehirleri) tezini yayınladı. Tezini insanların doğayla uyum içinde yaşadığı planlı bir toplumsal şehir fikri üzerine kurmuştu. 4.000 dekarında 32.000 kişiyi barındıracak binaları ile 24.200 dekarlık bir arazi üzerine bir şehir… Geri kalanı geniş yollarla park, çiftlik ve yeşil alanlar olacak.

Görsel: io9.com Kitabından alınan bu çizimde görüldüğü gibi, Howard merkezi şehrin etrafında uydu bahçe şehirler öngördü, Londra gibi.
Görsel: io9.com
Kitabından alınan bu çizimde görüldüğü gibi, Howard merkezi şehrin etrafında uydu bahçe şehirler öngördü, Londra gibi. Uydu şehirler birbirilerine kara ve demir yolları ile bağlanacaktı.

Howard iki bahçe şehrin inşa edilmesini başardı: Welwyn Bahçe Şehir ve Letchworth Bahçe Şehir, ikisi de Hertforshire’da (İngiltere). Howard’ın fikirleri ayrıca fikrinin temelini atan bahçe şehir hareketine, Bahçe Şehir konseptindeki düşük yoğunluklu uydu şehirler düşüncesine de esin kaynağı oldu.

4. Broadacre Şehir’de her şey yerel

Görsel: io9.com Broadacre Şehrin taslağı
Görsel: io9.com
Broadacre Şehrin taslağı

1932’de Frank Frank Lloyd Wright, Parlak Şehir’in planlarını gördü ve gördüğü an nefret etti. Sonra da İngiltere’nin geniş ve açık çayırlarına olan sevgisinden yola çıkarak kendi ideal kentini tasarlamaya girişti. Bu kent hayali hayatı boyunca Wright’ın takıntısı olarak da kaldı.

Wright, endüstriyel şehirlerden tamamen kurtulmak, yerlerine kırsal ve kentsel kullanımların birarada olduğu kentsel mekanlar yaratmak istiyordu. Broadacre Şehir’de her bir aileye 4000 metrekare (1 acre – İngiliz arazi birimi) arazi verilecek ve en geniş “köy” en fazla 10.000 kişi barındıracaktı. Su ve enerji gibi kamusal ihtiyaçlar kesinlikle özel sektöre ait olmayacaktı.

Hayallerini, Kaybolan Şehir (daha sonra Yaşayan Şehir olarak tekrar basıldı) kitabında şöyle açıklıyordu:

Geniş, peyzajlı yollar hayal edin! Her türlü hizmeti ve konforu sağlayacak kamusal hizmet istasyonlarından geçen, her biri büyük birer mimari eser olan dev caddeler, artık insanın göz zevkini bozmuyor. farklı fonksiyonları – çiftlik birimleri, fabrika birimleri, yol kenarı pazarları, bahçe okullar, yaşam birimleri (her biri kendi 4000 dekarlık arazi içinde ayrı olarak bezenmiş ve işlenmiş alanlar)keyif ve eğlence yerleri – birbirine bağlayan ve birbirinden ayıran caddeler… Birimler öyle bir düzenlenmiş ve bütünleştirilmiş ki geleceğin her bir kent sakini evinin etrafındaki 150 mil (240 km) çaplık bir alanda her türlü üretim, dağıtım, kişisel gelişim ve keyfin her türlü formunu bulabilecekti. Araba ya da uçakla hızlı ve kolayca ulaşacaktı. Bu bütünleşik yapı, tüm ülkeyi kapsayacak kocaman bir kenti oluşturacaktı – yarının Broadacre Şehri.

Her ne kadar Broadacre Şehir, hiç bir zaman gerçekleşmemiş olsa da, ihtiyaç duyulan bütün gıda, enerji ve malzemenin yerelde üretilmesi fikri bugün de şehir plancılarına ilham veriyor.

5. Germanya, the Nazis’ Modernist Dream

Görsel: io9.com Hitler'in rüya başkenti
Görsel: io9.com
Hitler’in rüya başkenti

Hitler, Mimar Albert Speer’i Berlin’i Nazilerin fütüristik başkentine dönüştürme planını hayata geçirmek üzere görevlendirdi. Le Corbusier’in gökdelen konutları fikrinden etkilenen Speer devasa binalarını inşa ederek Berlin’i dünyanın başkentine dönüştürmek istedi. Plan kapsamında 400.000 kişilik devasa bir stadyum ve Fransa’daki Versay’ın Aynalı Salon’unun iki katı büyüklükte bir kançılarya (idari yapı) da vardı. Binalar, Görkem Bulvarı (Prachtallee) boyunca uzanacaktı. Savaş kadar jeoloji de planları aksattı. Berlin sazlık/bataklık bir alan üzerine kurulmuştu, o yüzden Speer bir deneme binası yaparak – Schwerbelastungskörper – binanın zemine ne kadar gömüleceğini görmek istedi. 3 yıl içinde bina 18 cm battı ki bu kabul edilebilir bir miktar değildi. Bina bugün Berlin’de etrafı zincirle çevrili harap bir yığın halinde duruyor.

Germanya’nın gerçekleştirilemeyen anıtsal kenti, Le Corbusier’in hayalinin de ölüm ilanı olmuş oldu.

6. Talihsiz Amerikan Transplantı, Fordistan

Görsel: io9.com
Görsel: The Henry Ford

1930larda Henry Ford, Brezilya ormanlarına az biraz Amerikan ruhu getirmeye uğraştı ama işler pek umduğu gibi gitmedi. Fordistan, Amazon’un ortasında büyük bir kauçuk fabrikası ve kentten oluşacaktı. Ford, hem yerelden işçiler istihdam etti hem de Amerikalı işçileri buraya taşıdı. Şehre enerji santrali, hastane, kütüphane, golf sahası ve işçiler için konut alanları yapıldı.

Görsel: io9.com Fordistan'da başlayan ayaklanmalarda fabrikalar da zarar gördü. Parçanalan bir devam kontrol saati...
Görsel: The Henry Ford
Fordistan’da başlayan ayaklanmalarda fabrikalar da zarar gördü. Parçanalan bir devam kontrol saati…

Ford, hamburger, alkol tüketimi ve evlilik öncesi cinsel ilişki ile ilgili bir takım kuralları içeren “sağlıklı” Amerikan hayat tarzının benimsenmesi konusunda da ısrarcıydı. İşçiler, sabah 9 akşam 5 düzeninde güneşin altında çalışmaktan şikayetçiydi, bunu yerine yerelde alışık oldukları sabah erken, akşam geç saatlerde çalışma düzenini istiyordu. Sonuç olarak şartlar o kadar kötüleşti ki işçi ayaklanmaları başladı.

Kültürel meselelerin yanında, Ford’un kauçuk ağacı yetiştirmek konusundaki bilgisizliği de sorunlara tuz biber ekti. Mühendislerinin kendi çapında tahminleri vardı tabi, ağaçları birbirlerine çok yakın diktiler. Sonuç olarak, arazinin kauçuk ağacı için “uygun” olmadığı anlaşıldı ve 1930ların ortasında Ford, şehri terketti. Ardından, Fordistan’ın yıkıntıları ormanda kendi haline bırakıldı. Tüm bunlara rağmen, Amerikalılar planlama ve çalışma saatleri konusundaki fikirlerini tüm dünyaya ihraç etmeye devam ediyor, ve çoğunlukla da Henry Ford kadar başarılı olabiliyolar.

7. Yüzen Şehir Bulut9

Görsel: io9.com
Görsel: io9.com

Bilim -ve bilim kurgu- çoğunlukla kent tasarımcılarını etkiler. Ama hiç kimse 20.yy mucidi Buckminster Fuller kadar fütüristik fikirleri ciddiye almadı. Buckminster, Tokyo’nun aşırı nüfus artışıyla ilgili haberlerden sonra gökyüzünde yüzen şehirler hayal etmeye başladı. STARS (Spherical Tensegrity Atmospheric Research Station – Küresel Gerilim Bütünlüklü Atmosferik Araştırma İstasyonu) ya da Bulut9lar, dev jeodezik küreler olacaktı. Hava dolu haliyle küre, içindeki havanın binde biri ağırlığında olacaktı. Fuller içindeki havayı güneş enerjisiyle ya da insan faaliyetlerinden kaynaklanan enerjiyle ısıtıp kürenin havada kalmasını sağlamayı planlıyordu. Yüzen şehirler dağlara demirleyecek ya da dünya etrafında kendi helinde sürüklenecekti. Hiç bir zaman inşa edilmediler ama Fuller’in Dymaxion Evi dediği jeodezik, prefabrik kubbeli yerleşim fikri hala güncel olan prefabrik konut akımını etkiledi.

8. Nükleer Geçirmez Ulusal Arazi Kullanım Planı, Atomurbia

Görsel: io9.com
Görsel: io9.com

Ütopya şehirlerin çoğu, dönemlerinin aşırı kalabalık, sağlıksız yaşam koşulları ve pahalı ithal ürünleri gereksinimi gibi kentsel sorunlara yanıt bulmak için tasarlanmıştı. Ama Soğuk Savaş döneminde, tehditler insanların kafasındaydı. 1947’de LIFE Dergisi’nde Amerikalıları nükleer bir saldırıdan koruyacak yeni bir kentsel tasarımı öven bir makale yayınlandı. Fikrin sahipleri kent merkezlerinde toplaşmak yerine bütün ülkeye dağıldığı bir Amerika öngörüyordu. Buna göre nüfus, satranç tahtası gibi planlanmış yeni yerleşimlere yeniden yerleştiriliyordu.

Planladıkları şerit kentlerin, düz çizgiler boyunca yerleşmesi gerekmiyordu, bazıları peyzajı takip edecekti. Toplamda 20 milyon yeni ev inşa etmeyi ve “Amerika’nın toplumsal ve ekonomik dokusunu yeniden yaratma”yı istemişlerdi. Fikir hiç bir zaman amacına ulaşmasa da kentlerdeki yeraltı sığınak takıntısını öngördüğü kesin.

9.Tamamı kapalı alandan oluşan bir şehir, Seward’ın Başarısı

Görsel: io9.com
Görsel: io9.com

1968’de Alaska’daki Prudhoe Körfezi’nde petrol bulundu. Doğal olarak çılgınca komplike, fütüristik şehir planları ortaya çıkmaya başladı. Tulsa’daki Tandy Sanayi de Seward’ın Başarısı (Seward’ın Ahmaklığı ifadesinden bozma) projesini planladı; tamamiyle kapalı, iklim kontorollü ilk kent. Seward’ın Başarısı’nın 40.000 sakini şehirde 20 derecelik huzurlu bir havada monoraylar, gökyüzü tramvayları ve yürüyen kaldırımlar üzerinde hareket edecekti. Planlar ayrıca ofisleri, alışveriş alanlarını ve spor arenalarını da kapsıyordu. Trans-Alaska Boru Hattı’nın davalık olmasıyla taşeron firma arazinin kredisini ödeyemedi ve şehrin inşasıyla ilgili planlar aksadı. Her ne kadar henüz tamamı kapalı alandan oluşan bir kent inşa edilmemiş olsa da Las Vegas kent merkezinin çoğu kısmının bu koşulu karşıladığı söylenebilir.

Ve tabi ki kubbeli iklim kontrollü bir şehir kurma fikri hala insanların başka dünyalarda kurmayı hayal ettiği bir şey.

10. Akıllı Şehir Songdo

Güney Kore’deki Songdo, Koreli şehir plancıları ve IT firması Cisco tarafından, iklimden iletişime her yönüyle ağ üzerinden birbirine bağlanmış bilgisayarlarla kontrol edilen kusursuz bir akıllı şehir olarak tasarlandı. Şehir ayrıca minimum karbon ayak izi bırakacak şekilde de planlandı. Songdo ilhamını Le Corbusier’in pürist makine şehrinden ve Howard’ın bahçe şehrinden aldı. Aynı Le Corbusier’in gökdelenlerinin vaadettiği gibi Songdo Mastır Planı da okuldan, alışveriş mekanları ve ofislerden parklara, müzelere ve bir hastaneye kadar herşeyi kapsıyor. Ama garanti ettiği sürdürülebilirliğin şehrin yüksek teknoloji altyapısı sayesinde mümkün olması dışında bahçe şehir kavramını hatırlatıyor. “Kutudaki Şehir” olarak da anılan Songdo’da Fuller’in prefabrik şehir fikrinin yansımasını bile görebiliyoruz.

Akıllı şehir, bugün şehir plancıları arasında oldukça popüler bir fikir ve benzer bir çok proje yürütülmekte. Songdo’nun 2015’e kadar tamamlanması bekleniyor ama işletmeleri buraya çekmekle ilgili sıkıntıları var. Kaderi diğer ütopya şehirler gibi olabilir; gerçekte bir başarısızlık  ama metropol hayatına dair düşünce biçimizi değiştiren fikirlerin başlangıcı

Bonus: Şarhoş çılgınların mekanı alemci şehri, BoozeTown

Görsel: io9.com Boozetown
Görsel: io9.com
BoozeTown, burada her saat Happry Hour!

1952’de Mel Johnson bir grup yatırımcıya kusursuz şehre dair planlarını sundu; Alemcilerin şehri, BoozeTown. Her cadde ismini bir içkiden alacaktı, hatta her birinin Boozebucks denen kendi para birimi olacaktı. Şehirde Parti Polisi denen yerel bir polis örgütü çalışacaktı, insanları hapse atmak için değil daha çok onlara göz kulak olma amaçlı çalışacaklardı, sarhoşlara aspirin verecek, evin yolunu bulamayanları evlerine götürecek bir polis örgütü. En önemlisi, BoozeTown’a çocuklar alınmayacak, çocuklu ziyaretçiler çocuklarını şehrin dışındaki kreş ya da yaz kampına bırakacaktı. Tamamlandığında şehir, yürüyen yaya yolları, bira fabrikaları, damıtma atölyeleri, konut alanları ve hatta banliyöleri ile tam bir yaşam alanı olacaktı.

Johnson, potansiyel yatırımcılara tasarım kibrit kutularını ve kokteyl mendillerini verirken;

Tamamen içki kültürü üzerine kurulu bir yerleşim hayal edin! İçme ve bundan kaynaklanan keyfi arttırmak için kurulmuş bir alemci cenneti! Barların, içki dükkanlarının, gece kuluplerinin asla kapanmadığı bir yer! Polisin sarhoşların rahatını bozmak için değil onlara yardım etmek için çalıştığı…  Sokak isimleri bile içkilere bizden bir selam gibi: Cin Çıkmazı, Burbob Bulvarı, Skoç Cadde… Eşi benzeri olmayan, yetişkinler için bir oyun parkı… Hayal edin!

Johnson BoozeTown için tabi ki finansman bulamadı ve 1960larda fikrinden vaz geçti. Gene de BoozeTown’un bilmeyerek de olsa WoW Gold gibi kendi para birimi olan sanal oyun dünyasına ilham verdiği söylenebilir ki kabul edelim bunların hepsi tek olayı insanı ziyan etmek!

 

yazının özgün versiyonu için tıklayınız.

(io9.com, Yeşil Gazete)

Özlem Katısöz
Özlem Katısöz

ODTÜ’de şehir planlama okudu. Üzerine bölge planlamada yüksek lisansa başlamıştı ki bu işlerin yurt dışında daha kolay olacağına karar verip İngiltere’ye gitti ve Yerel Kalkınma ile ilgili çalıştı. Bu sırada aldığı Sürdürülebilirlik dersi hayatının geri kalanı için ilham kaynağı oldu ve doğa koruma, çevre ile ilgili işlerde çalışmaya karar verdi. 2013’ten beri Yeşil Gazete için gönüllü çevirmenlik ve gönüllü muhabirlik yapıyor. Kalkınma, kentleşme, kurumsal sosyal sorumluluk, kadın meselesi, doğa koruma konularında okumayı, yazmayı seviyor

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Karacasöğüt’te 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı’na marina için ÇED gerekli değilmiş

Marmaris'te 1. Derece Arkeolojik Sit alanına yat iskelesi ve turizm tesisi projesine valiliğin verdiği 'ÇED gerekli değil' kararı İdare Mahkemesi'nce de uygun bulundu.

[COP29] Petrol zengini Suudi Arabistan müzakereleri sabote ediyor

Suudi Arabistan delegeleri, Bakü'deki iklim zirvesinde fosil yakıtlardan uzaklaşma, adaptasyon, iklim taahhütleri gibi kritik konulardaki müzakereleri her fırsatta engelliyor.

[COP29] Fosil yakıt sübvansiyonlarını kaldırma koalisyonuna üç ülke daha katıldı

Birleşik Krallık, Yeni Zelanda ve Kolombiya'nın katılmasıyla 'Sübvansiyonlar Dahil Fosil Yakıt Teşviklerinin Aşamalı Olarak Kaldırılması Uluslararası Koalisyonu'na üye ülke sayısı 16'ya yükseldi.

Yerel örgütler ‘nefes alan Türkiye’ için kömürden adil çıkış istiyor

16 yerel iklim ve çevre örgütü, COP29'a kalabalık bir heyetle katılan Türkiye'den kömürden adil bir çıkış takvimini açıklamasını talep etti.

‘Süper zenginlere vergi’ G20 Zirvesi’nin sonuç bildirisine girdi

Rio'da yapılan G20 Zirvesi'nin sonuç bildirgesinde dünyayı en çok kirleten süper zenginlere ek vergi, iklim finansmanının artırılması yer aldı; 1.5C hedefi teyit edildi

EN ÇOK OKUNANLAR