Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

[Geleceği inşa eden mekanlar-8] Troya Yenilenebilir Enerji Kooperatifi

0

SS Troya Yenilenebilir Enerji Kooperatifi’nin kuruluşuna öncülük eden Troya Çevre Derneği, 2009 yılında iklim değişikliğiyle mücadele etme misyonuyla yola çıkmış.

Yerelde yaşayan dernek üyeleri, topluluk olarak veya bireysel olarak iklim değişikliğini önleme konusunda çözüm yolları aramaya başlamışlar. 2012 yılında belirlenen Çanakkale – Balıkesir 1/100000 master planının içinde Çanakkale’nin kuzeyine 13 termik santral yer almış ve bunların hemen hepsinin ithal kömürle çalışması planlandığından termik santrallerin deniz kenarına konulması tasarlanmış. Bu gelişme karbon salımı açısından bölgeye çok büyük zarar vereceği için dernek olarak buna karşı çözümler ve alternatif yollar üretmeye çalışmışlar.  Fosil yakıtlarla üretim yapan santrallere sürdürülebilir bir alternatif olan yenilenebilir enerji kaynaklarını araştırmaya başlamışlar. Aynı dönemde dernekleri iklim değişikliği ve tarım politikalarıyla ilgili bir Avrupa Birliği projesi yürütmekteymiş. Proje kapsamında Belçika’ya gittiklerinde bir enerji kooperatifini ziyaret etme şansları olmuş. Böylece o dönemde bakanlık içindeki uzmanların dahi haberdar olmadıkları enerji kooperatifleri derneğin gündemine girmiş. Yaptıkları araştırmalar sonunda kıta Avrupası’nda enerji kooperatiflerinin çok yaygın olduğunu görmüşler. Bunun üzerine Troya Çevre Derneği üyeleri bir enerji kooperatifi kurup bu işin Türkiye’deki önderliğini yapmak için harekete geçmeye karar vermişler. Öncelikle yasal düzenlemeleri inceleyerek kooperatifler kanununda buna izin olup olmadığını, elektrik üretimi yasasının buna imkân verip vermediğini araştırmışlar.  Ankara’ya giderek EPDK ve Enerji Bakanlığı’yla görüşmeler yapılmış.

Troya ekibinin Belçika ziyaretinden.

O dönemde yaşananları dernek başkanı Oral Kaya anlatıyor: “Onlar enerji kooperatifi kelimesini daha henüz duymamışlar. Kooperatife ne gerek var ki, diyorlar. Şirket kurun, enerjinizi üretin. Biz size engel olmayız diyorlar… şirket tamam, tabi ki kurabiliriz de, ama bizim derdimiz biraz daha böyle bir topluluğun içinde…insanların etkilenebileceği bir alanı yaratmak.. Çünkü o 13 tane termik santralin kurulacağı bölgedeki insanlara bir alternatif de yaratmak istedik. Bu alternatif üzerinden gidelim ki o insanlar orada arazilerini o kömür santrali sahiplerine satmasınlar, biz kendimiz arazimizin üzerine kendi elektrik ihtiyacımızı karşılayacak bir sistem kuralım, siz de buna izin verin dedik…”

Uluslararası bağlantılar

2014 yıllarında lisanssız enerji yönetmeliği Enerji Bakanlığı tarafından belirlenmiş ve böylece bireylere veya kurumlara küçük çaplı elektrik üretme izninin yolu açılmış. Düzenlemeyle bir megawat’a kadar küçük üretim tesisleri kurmak mümkün olunca dernek üyeleri bu yasal düzenlemeden yararlanmak istemişler. Ne var ki enerji kooperatifçiliğinin herhangi bir yasal düzenlemesi olmadığından bu kez de Ankara’da Ticaret Bakanlığı’na bağlı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü yetkilileriyle görüşmeye başlamışlar. Diğer yandan EPDK vasıtasıyla Rüzgâr Enerjisi Birliği, Güneş Enerjisi Üreticileri Derneği’yle de görüşmeleri sürdürmüşler. Enerji kooperatiflerinin Türkiye’de, fosil yakıta karşı, önemli bir alternatif yaratacağına inandıkları için bu kavramları daha geniş kitlelerle yaymanın önemli olduğunu düşünmüşler. Bu fikirden hareketle uluslararası enerji kooperatifleri konferansları düzenlemeye karar vermişler. Böylece farklı ülkelerden deneyimleri öğrenme ve enerji kooperatifçiliği fikrini daha geniş bir kitleyle paylaşma imkânı bulmuşlar. Bu konferansa Belçika’da ziyaret ettikleri enerji kooperatifi başta olmak üzere Almanya, Avustralya, Tazmanya ve İsveç’te kurulmuş olan enerji kooperatiflerinin yöneticilerini davet etmişler. İsveç’te kurulu enerji kooperatifinin bir kadın kooperatifi olması dernek üyelerine ilham vermiş.

Çanakkale’de bütün gün süren bu konferansa EPDK’ndan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’ndan uzmanlar da katılmış. Katılımcılarla birlikte bu alandaki mevzuatın nasıl yaratılabileceğini, neler yapılabileceği üzerinde çalışmak mümkün olmuş. Büyük bir ilgiyle karşılaştıkları bu konferans onlara doğru bir yolda oldukları hissini vermiş.  2016’nın son ayında Lisanssız Enerji Yönetmeliği değiştirilerek Enerji kooperatifleriyle ilgili düzenleme yapılmış. Yönetmeliğin değişmesinin ardından Türkiye’de on tane yenilenebilir enerji kooperatifi kurulmuş.

Üyelerin çoğu da yönetim kurulu da kadın

Derneğin öncülüğünde S.S. TROYA YENİLENEBİLİR ENERJİ KOOPERATİFİ 2017 yılında kendi enerji ihtiyaçlarını sürdürülebilir kaynaklar yoluyla üretmek ve kullanmak isteyen dokuz ortak tarafından kurulmuş. Hem kooperatiflerinin hem de Troya Çevre Derneği’nin merkezi Çanakkale’de ve kooperatifin şu anda 24 ortağı var. Ancak üyelerin hepsi merkezde yerleşik değiller.

Kooperatifin yönetim kurulu üyelerinden Dilek Özsoy Çakılcıoğlu o dönemde aralarında çok güzel bir sinerji oluştuğunu ve farklı kesimlerden insanların bir araya gelerek büyük bir hevesle çalışmaya başladıklarını belirtiyor. Üyelerin çoğu kadın olan kooperatifin yönetim kurulu da üç kadın üyeden oluşuyor. Düzenleme gereği sadece elektrik abonesi olan kişilerin kooperatif üyesi olmasına izin veriliyor. Kadınların kooperatifte ağırlıklı olmasını istedikleri için çoğu meskende abonelikleri evde yaşayan kadınların üzerine geçirdiklerini belirtiyorlar. Üye olmasalar da kadın üyelerin eşleri ve aile bireyleri de kooperatife destek oluyorlar.

Enerji Ekonomisi Derneği’nin, ‘Yılın Enerjik Kadını’ ödülü geçen yıl Troya’nın üç kadın yöneticisine verildi: Derya Nazan Ünverir, Dilek Özsoy Çakılcıoğlu, Filiz Kırçın Kaya.

Enerji kooperatifine üye olacak kişilerin yasal mevzuat gereği aynı elektrik dağıtımcısına bağlı olmaları gerekiyor. Troya Enerji Kooperatifi üyeleri Uludağ Elektrik şebekesi abonesi. Uludağ Elektrik Bursa, Balıkesir, Yalova ve Çanakkale şehirlerine enerji dağıttığı için kooperatif sadece bu dört şehirde aboneliği olan kişileri üye olarak kabul edebiliyor. Enerji kooperatiflerine üye olmak için bir başka kural da bu aboneliklerin hepsinin ticarethane veya sanayi veya mesken olmaları gerektiği, yani aynı tip abonelik gerekiyor. Troya Kooperatifi mesken abonelerinden oluşuyor, aralarında ticarethane yok. Meskenlerin tüketim kapasiteleri de düşük olduğu için bu tüketime uygun miktarda güneş santrali kurmaları gerekiyor. Meskenlerin tesisatı yapılırken çizilen elektrik projesindeki maksimum kullanım miktarı temel alınıyor ve yapılacak tesis, üretebilecek enerji de bunu geçemiyor. Kooperatif üyeleri, ekonomist, avukat, gemi kaptanı, elektrik ve bilgisayar mühendisi gibi çeşitli mesleklerden, aralarında memur, esnaf, akademisyen, yönetici veya emekli olanlar da var.

Kısıtlar, engeller…

Çalışmaya başladıkları dönemde devletin güneş enerjisine on yıl alım garantisiyle beraber teşvik verdiğini belirtiyorlar. Kooperatif 2017 yılında kurulduktan sonra arazi arayışına girmişler. Özsoy Çakılcıoğlu arazi konusunda bir çok kısıt olduğunu belirtiyor: “…Biz mesela Adatepe Köyü’ndeyiz. Yaşadığımız yer orası. Çanakkale’nin Balıkesir sınırında olan bir köy ve sit alanı ve bizim burada güneş paneli kurmamız yasak… çanak anten koymak da yasak sit alanı olduğu için, kentsel sit olduğundan görüntü önemli olduğu için. Nazan Hanım mesela Çanakkale’de yaşıyor. Bir apartmanda.. Zaten güneş paneli koyamaz…”

Her biri farklı yerlerde yaşayan kooperatif üyeleri birleşerek bir arazi aramaya başlamışlar. Arazi seçimiyle ilgili devletin koyduğu birçok düzenleme bulunuyor. Örneğin tarım alanı, sit alanı, kıyı ve turizm bölgesinde tesis kurulamıyor.  Bu koşullara uygun arazi bulmakta zorlanmışlar. Üstelik uygun arazi bulunduktan sonra enerji dağıtım şirketine başvurarak orada ekipman ve enerji nakil hatlarının müsait olduğu onayını almaları gerekiyor. O yüzden önce araziyi kiralamaya, sonra satın almaya karar vermişler. Bu koşullarla satış yapmaya hazır arazi sahibi bulmak da hiç kolay olmamış. Tüm bu engeller aşılıp arazi bulunduktan sonra yeni bir düzenlemeyle üretilen enerjiyi üretilen yerde tüketme şartı getirilmiş.

Dilek Özsoy Çakılcıoğlu bu karara isyan ediyor: “Ürettiğim yerde nasıl tüketeyim? Sonuçta ben bu köydeyim, öbürü Çanakkale’de apartmanda. Yani ürettiğimiz yerde tüketmemiz mümkün değil. Zaten biz meskeniz… Domates örneğinden gidiyorum. Domates kooperatifi kurabilirsin, domates de üretirsin, ama gidip tarlada yiyeceksin. İyi de yani herkes gidip tarlada domatesini nasıl yesin? Her gün üç öğün kap kaçak, çoluk çocuk oraya gidip domatesi orada pişirip orada mı yiyeceğiz? Böyle anlamsız bir şey. Çıkan kararda…enerji kooperatifinin adı bile geçmiyor. Şu anda isterseniz siz de bir enerji kooperatifi kurabilirsiniz, ama enerji üretemezsiniz durumuna geldi iş.”

Troya Kooperatifi’nin 2019 Olağan Genel Kurulu’nda hedef olarak 250 kw güneş enerjisi santrali kurulumu belirlendi.

Enerji kooperatifi kurmayı anlamsız hale getiren bu yeni düzenleme Cumhurbaşkanlığı kararnamesini değiştiren bir kararname yoluyla yapılmış. Üretilen yerde tüketim yapılabilmesi için örneğin bir site olmak ve orada üretim yapmak gerektiğini ancak onun için de kooperatif olmaya gerek olmadığını belirtiyorlar. Bu tür bir üretim site yönetiminin süzme sayaç koymasıyla yapabiliyor. Yani bunun için kooperatif kurmak gerekmiyor.

‘Değişen politikalar önümüzü görmeyi zorlaştırıyor’

Sonuç olarak 2016 yılında devletin politikasında güneş enerjisi, enerji kooperatifi ve kooperatiflerin daha önemli olduğu bir dönemde enerji kooperatifi kurmak, enerjilerini güneşten elde etmek ve sürdürülebilir enerjiyi desteklemek için yola çıkan grup, süreçte hükümetin değişen politikası ve uygulamaları nedeniyle misyonlarını gerçekleştirememişler. Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü de bir süre sonra  Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü’ne dönüştürülmüş.

Türkiye’de kurulu 50’nin üzerinde enerji kooperatifinin olduğunu ancak sadece bu son düzenleme yapılmadan önce üretim izni olan dokuz enerji kooperatifinin üretim yapma imkanına sahip olduğunu aktarıyorlar. Troya Yenilenebilir Enerji Kooperatifi üyeleri bu düzenlemenin değişmesini ve üretim yapma izni alabilmeyi ümit ediyorlar. Pandemi nedeniyle genel kurullarını yapamamışlar ancak üyelerin genel eğiliminin enerji kooperatiflerinin önünü açacak bir düzenlemenin yapılmasını beklemek yönünde olduğunu belirtiyorlar. Eğitim ve sağlık alanlarında olduğu gibi enerjide de bir devlet politikasına ihtiyaç olduğunu ancak enerji kooperatiflerinin, devletin uzun vadeli enerji stratejisi konusunda bir fikir sahibi olmadığını vurguluyorlar. Devletin neyi destekleyeceği bilinmiyor. Bu durum başka birçokları gibi Troya Yenilenebilir Enerji Kooperatif’nin de kendi yol haritalarını çizmelerini  güçleştiriyor.

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.