Bu yazı karasaban.net/ den alınmıştır
Fiskobirlik bu sene üreticilere ödenmesi gereken fındık fiyatının 3 dolar olması gerektiğini açıkladı. Bu fiyatın üreticileri mağdur etmeyecek bir fiyat olacağının altını çizdi. Fiskobirlik bu fiyatı açıkladığında 3 dolar yaklaşık 14-15 TL etmekte idi.1
Fiskobirlik’in fiyat açıklaması üretim maliyetleri ve üreticinin onurlu yaşam payını hesaba katmıyordu. Yapılan açıklamada, küresel piyasaların fındık fiyatı baz alınmaktaydı. Oysa yakın zamanda Fındık Üreticileri Sendikası’nın yaptığı maliye hesabı ve üreticilerin onurlu yaşam payı da eklendiğinde oraya çıkan fiyat 18,25 TL olarak ifade edilmişti. Bu fiyat o dönem yaklaşık 4 dolar civarına karşılık gelmekteydi.2
Haftasonu Ali Ekber Doğan’ın haberi üreticiler arasında şok etkisi yarattı. Habere göre fındıkta hakim şirket konumunda bulunan Ferrero, sözleşmeli üreticilerini arayarak fiyatın 11.25-11.50TL olacağını söylemiş.3Bu açıklamanın ne kadar resmi ve doğru bir açıklama olduğu bilinmiyor. Ancak bu fiyatın üreticileri tatmin eden bir fiyat olmadığı açık. Bugün yaklaşık 1.5-2 dolar arasında bir meblağa tekabül eden 11.25 fiyatı hem psikolojik eşinin hem de maliyetlerin altında.
Hükümet yetkilileri TMO’nun devreye sokulacağını ve üreticiyi mağdur etmeyen bir fiyat açıklanacağını belirtti. TMO, bazı seneler olduğu gibi bu sene de müdahale alımı yapacak ve piyasayı regüle edecek. Geçtiğimiz sene Fiskobirlik rakamlarına göre 700bin ton rekolte vardı ve TMO yaklaşık 140bin ton alım yaptı. Ancak sene içinde alım yaptığı fındığı ihale ile satacağına dair haberler çıktı. Bu da alımların neden yapıldığı sorusunu gündeme getirdi.
Fiskobirlik, üreticilerin kooperatif birliğinden bir yarı-devlet kurumuna döndüğünde ve demokratik yapısını kaybettiğinde dahi önemli bir fonksiyona sahipti: depoları, işleme tesisleri ve ürün pazarlama gücü. Yani fındığa değer katma ve bu değeri üreticilere geri döndürme kapasitesine sahipti. Bu kapasitenin ne kadar kullanılmış olması, burada hangi kesimlerin ne tür rant ilişkilerine girmiş olmasını bir kenara bırakarak söyleyelim. Ülkemizin önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığı, halkın, üreticilerin emekleriyle kurulmuş, bu değerler üzerinden de katma değer sağlayan bir kurumdan bahsettiğimizi hatırlayalım. Her ne kadar piyasa regülasyonu açısından işlevsizleşmiş, yönetim mantığı kooperatifçilikten hızla uzaklamış, üreticiler gözünde itibarsızlaşmış bir yapı olsa da, Fiskobirlik hala halkın kaynaklarını bünyesinde barındıran bir kurumdur. Bu kurumda birikmiş olan artı değer ve zenginlik de çeşitli çıkar odaklarına değil halka aittir.
Bütün bunları düşündüğümüzde üreticilerin önünde Fiskobirlik’e dair 2 temel yol var. Birincisi, Fiskobirlik’in bu sene açıkladığı 3 dolar bandında bir fiyat ile fındık alması yönünde bütün imkanları kullanarak baskı yapmak. Fiskobirlik ancak böyle bir sosyal baskı ile üretici lehine karar verebilir. Fiskobirlik yönetimi ancak bu tür sosyal baskı ile demokratikleşmeye zorlanabilir. İkincisi, Fiskobirlik için üreticiye destek olmak istiyorsa- bugün tam zamanı olduğunu akıllara kazımak ve üretici lehine davranmasını zorlamak. Eğer ki fındık fiyatları 3 doların altında açıklanırsa, aradaki fiyat farkı kime gidecek, kim kullanacak? Üreticinin alın teri nasıl değerlendirilecek? Üreticinin alın terinin gasp edilmemesi ve rant amaçlı kullanılmaması için başta Fiskobirlik olmak üzere üretici örgütlerinin net tavır alması gerekir. Bütün bunları göz önüne alarak denilebilir ki bugün Fiskobirlik için fındık üreticileri ile kuracağı özgüven ilişkisi için önemli bir fırsattır.
1http://www.iha.com.tr/giresun-haberleri/fiskobirlik-yonetim-kurulu-baskani-bayraktar-findik-fiyati-3-dolar-olmali-giresun-2077631/
Bu yazı karasaban.net/ den alınmıştır
Umut Kocagöz