Dış Köşe

Emek Sineması: Makinaya karşı buluşma noktası – Çiğdem Öztürk

0

Costa Gavras’ın “Z” filminden bir cümle, geçen gün İstiklal Caddesi’nde polisin saçtığı dehşetin gerekçesini sunuyor: “Bu işte en tepedekiler var. Polis onların oyuncağı.” İstanbul Film Festivali’nin açılışından birkaç gün önce Kamer İnşaat iskelesini kurdu ve Emek sinemasının da içinde bulunduğu Serkıldoryan binasında yıkım başladı. Festivalin açılış günü internete düşen bir video vasıtasıyla iktidarın “Emek sineması yıkılmayacak” yalanı ortaya çıktı, içerde talan çoktan başlamıştı. 31 Mart Pazar günü Emek önünde bir festival açılışı daha gerçekleştirildi, kitle Emek sinemasının kapılarını tekrar halka açtı, ama Kamer İnşaat’ın binanın kapılarını demir kafesle kapatması uzun sürmedi. Geçtiğimiz gün Emek Bizim İstanbul Bizim İnisiyatifi’nin çağrısıyla bir araya gelen yaklaşık 2000 kişi, İstiklal Caddesi tramvay durağından Emek’in sokağı Yeşilçam’a doğru yürüyüşe geçti. Fakat sokağın başında otobüsler dolusu polis ve panzerler sermayeyi korumak üzere çoktan nöbete durmuştu. Yakın zamanda Sin-Em Han ve karşı komşusu Anadolu Pasajı sessiz sedasız teslim olduğu için, proje sahibi Kamer İnşaat’ın yetkilileri belli ki üçüncü yılına giren Emek sineması mücadelesini kabullenmekte güçlük çekiyor. Kamer İnşaat’ın ortaklarından Levent Eyüboğlu’nun bir sene önceki sözleri bunun kanıtı: “Biraz kavga dövüş olacak, ama inanıyorum ki sonra ‘helal olsun’ diyecekler.”


“Biraz kavga dövüş” Emek sineması için yapılan eylemlerde karşılığını geniş bir yelpazede buluyor. Geçen günkü müdahale Emek için mücadele sürecinde şimdiye kadar yapılanlar içindeki en şiddetlisiydi. Polis kalabalığın üzerine tazyikli su ve biber gazı sıktı, üç kişiyle birlikte gözaltına alınan ve sonra serbest bırakılan sinema yazarı Berke Göl’ün boğazına yapıştı.

Pazar günü polis şiddetine sadece sinemaseverler maruz kalmadı. Film Festivali için İstanbul'da olan uluslararası tanınan sinema sanatçılar da şiddetten nasibini aldı

Emek sinemasının katili Levent Eyüboğlu’nun bir televizyon programında art arda dizdiği inciler, en tepedekilerle ilişkilerinin kusursuz fotoğrafını gözler önüne seriyor. Kendisine iş yaptığı Çin’deki bürokrasinin çok olup olmadığı sorulunca yapıştırıyor cevabı: “Yabancı bir ülkeye gittiğimde şükrediyorum, Türkiye’de iş yapmak ne rahatmış, ne kolaymış diyorum.” Bu engin tecrübe ışığında, “iş yapmak için Türkiye’den daha kolay bir ülke var mı” diye sorulunca, “Henüz daha görmedim” diyerek kahkahayı patlatıyor. Geçenlerde bir gazeteye verdiği söyleşideyse, Emek sineması için mücadele edenlerin Emek’e kendisi kadar gitmemiş olduğunu iddia ediyor, bütün bunları akıllara durgunluk verecek derecede rahat söylüyor.

ODTÜ Şehir Planlama Bölümü öğretim üyesi Tarık Şengül bu rahatlığın tercümesini Bir+Bir’in nisan sayısındaki söyleşisinde yaptı: “Ölen sadece mekânlar değil. O mekânları değerli kılan yaşam biçimlerinin, düşünce biçimlerinin –ortadan kaldırılamasa da– büyük ölçüde marjinalleştirildiği bir dönemden geçiyoruz. Belki bu yıkımla hafızaların yok edilmesi arasında doğrudan bir bağ var. Belki biraz da bunu amaçlıyorlar. (…) İstanbul bugünkü haliyle bir distopya. 15 milyonluk nüfusuyla çok ciddi eşitsizliklerin kenti İstanbul. (…) Televizyonlara yansıyan refahın yanında, bir büyük sömürü karşısında giderek ufalanan insanların İstanbul’u bu. (…) Bütün bunlar karşımıza gerçekten acımasız bir kent makinasını çıkartıyor. Bu makinanın durdurulması gerek.”

7 Nisan gecesi bu makinayı durdurmaya niyetli yaklaşık 100 kişi, geç saatlere kadar bir dayanışma kampı kurdu. Gözaltındaki dört kişinin serbest bırakılması için Mis Sokak’ta basın açıklaması yapıldı, gözaltındakiler salıverildikten sonra da mesai sona ermedi. Mücadelenin bir ucunda dünkü eylemde kurulan platforma da çıkan Costa Gavras’ın dünya kamuoyuna yaptığı açıklama vardı, diğer ucundaysa Serkıldoryan binasından zorla çıkarılan İnci Pastanesi’nin sahibi Musa Bey’in “karargâh”a gönderdiği tepsi tepsi profiteroller.

Bu yazı ilk olarak birdirbir.org/ da yayınlanmıştır.

Fotoğraflar: Şahan Nuhoğlu

Çiğdem Öztürk



More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.