Dünyada ve Türkiye’de kadına şiddet(in önlenmesi günü)

 

25 Kasım, tüm dünyada “Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Uluslararası Günü” olarak kabul ediliyor.

Dünyada her 100 kadından 70’i şiddet görüyor. Şiddet kavramı genel kanının aksine fiziksel şiddet ile sınırlı değil.

Kadına yönelik şiddet nedir?

1993 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi, kadına şiddeti şöyle tanımlıyor: “İster kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan cinsiyete dayalı bir eylem uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma.”
Dolayısıyla her hangi bir yolla hayatının her hangi bir döneminde şiddete maruz kalan kadınlar genellikle bunun farkında bile değil.
BM’ye göre:
  • Dünya kadınlarının %70’e yakını hayatlarının bir noktasında en az bir kere şiddet görüyor.
  • Yılda 500.000-2 milyon arasında kişi fuhuş, kölelik gibi amaçlarla insan ticaretin mağduru ve bunun %80’ini kadın ve kız çocukları oluşturuyor.
  • Tahminlere göre başta Afrika ve bazı Orta Doğu ülkelerinde olmak üzere yaşayan 130 milyon kadın ve kız çocuğu sünnet edilmiş.
  • Eş şiddetinden kaynaklanan sağlık hizmetlerinin ve tıbbi müdahalenin maliyeti yalnızca ABD’de 4.1 milyar ABD dolarının üstünde.
BM Kalkınma Programı, 35’ten fazla ülkenin baba tecavüzünü suç olarak görmediğini ve 603 milyondan fazla kadının aile içi şiddetin suç sayılmadığı ülkelerde yaşadığını vurgularken ekliyor: “Toplumsal cinsiyet temelli şiddet sadece kadınları değil ailelerini ve ülkelerini de etkilerken kadın ve erkek arasındaki eşitsizilği de körüklüyor.”

Türkiye’de durum ne?


Bianet’in çetelesine göre 2013’ün ilk 10 ayında erkekler 168 kadın öldürdü, 148 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti, 170 kadını yaraladı; 123 kadın ve kız çocuğunu taciz etti.

Türk Psikiyatri Derneği’nin (TPD) çalışması Türkiye’de her yıl en az 25 töre cinayeti işlendiğini ve namus ve töre adına kadınlara yönelik kötü muamele, işkence, öldürme, intihara zorlama oranının son yıllarda %25 oranında artığını gösteriyor. Önemli diğer bulgular ise şöyle:

  • Türkiye’de her 3 kadından 1’i hayatı boyunca en az bir kere fiziksel şiddet görmüş. Bu kadınların %49’u bu durumdan kimseye bahsetmemiş
  • Eşi okur yazar olmayan her 2 kadından 1’i şiddet görürken eşi yüksekokul/üniversiye mezunu  olan her 10 kadından 2’si şiddet görüyor (Aradaki fark ne kadar anlamlı olsa da, yüksek öğrenim görmüş altı erkekten birinin eşine fiziksel şiddet uyguluyor olması da dikkat çekici)

 

Kadına şiddet fiziksel şiddetle sınırlı değil. Foto: İnternet

Aile içi şiddet intihar oranını 3 kat artmasına neden oluyor

Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM), Türkiye Istatistik Kurumu (TUİK) ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen, 17.168 kişi ile yapılan görüşmelere dayanan ve 2009 Ocak ayında yayınlanan “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Raporu”na göre “Eşlerinden fiziksel ve/veya cinsel şiddet gören evli kadınların içinde, şiddet görmeyen kadınlara göre hayatına son vermeyi düşünmüş olanlar dört kat, son vermiş olanların oranı üç kat fazladır.”

Neden 25 Kasım?

Bu tarih Dominik Cumhuriyeti’nde 1930-61 yılları arasında ülkeyi yöneten diktatör Rafael Trujillo tarafından 1960’ta katledilen 3 kadın aktivist olan Mirabal kardeşler anısına Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Uluslararası Günü” olarak belirlendi.

Türkiye’de ve dünyada binlerce kadın bugün alanlardaydı. Ayrıca Twitter üzerinde de #erkeksen, #ENDviolence ve #orangeurworld etiketleriyle çeşitli ulusal ve uluslararası kampanyalar başladı.

TPD Basın açıklamasına şuradan ulaşılabilir.

Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Raporu özeti ise bu bağlantıdan okunabilir.

 

Haber: Özlem Katısöz

(Yeşil Gazete)


İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR