Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP29) bugün Azerbaycan‘ın başkenti Bakü‘de başladı.
30 binden fazla kişinin kayıt yaptırdığı bu yılki konferansa, başta ABD, Fransa, Almanya, Hollanda olmak üzere birçok dünya lideri katılmıyor. Türkiye‘yi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı‘nın temsil edeceği zirvede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bir konuşma yapacak.
COP29, Pazartesi günü Bakü’de başlıyor: Gündem iklim finansmanı
[COP29] İklim STK’leri Türkiye’nin kömürden çıkış planlamasını talep ediyor
COP29’da Türkiye’yi oyuncu Engin Altan Düzyatan temsil edecek
İklim krizinden en çok etkilenen Pasifik ada ülkelerinden Papua Yeni Gine ise zengin ülkelerin vaatlerini yerine getirmedeki başarısızlığına protesto olarak bakanlarını bu yılki COP’tan tamamen çekti.
Bakü Olimpiyat Stadyumu’nda inşa edilen devasa, labirent benzeri geçici bir yapıda gerçekleştirilen zirvenin açılış gününde, geçen yıl Dubai’de gerçekleştirilen COP28′in Başkanı Sultan Ahmed El Jaber görevi halefi COP29 Başkanı Muhtar Babayev‘e devretti.
Azerbaycan’ın Ekoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Babayev, daha önce uzun yıllar boyunca Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR‘da üst düzey görevde bulunmuştu.
Birleşik Arap Emirlikleri‘nin ulusal petrol şirketi Adnoc‘un CEO’su olan Al Jaber, devir teslim konuşmasında geçen yılki zirveye atıfta bulunarak “Tarihi, kapsamlı, dengeli ve çığır açıcı BAE Mutabakatını sunarak, birçok kişinin imkansız olduğunu düşündüğü şeyi başardık” dedi.
“Büyük ölçüde fosil yakıtlardan uzaklaşma’ sözünü hatırlatan COP28 Başkanı, gönüllü bir endüstri girişimi olan Petrol ve Gaz Karbon Giderme Sözleşmesi kapsamında küresel üretimin yüzde 44’ünü temsil eden şirketlerin 2030 yılına kadar sıfır metan emisyonu taahhüdünde bulunduğunu da hatırlattı.
BAE’nin kendi ulusal taahhütleri, iklim örgütü Climate Action Tracker tarafından “kritik derecede yetersiz” olarak nitelendiriliyor.
Fosil yakıtlardan “uzaklaşma” sürecinin uygulamaya konulacağına dair herhangi bir işaret olup olmadığı, bu çarşamba günü 2024 Küresel Karbon Bütçesi’nin açıklanmasıyla ortaya çıkabilir.
COP’un 29 yılı: Krizler, hedefler, taahhütler, hayal kırıklıkları…
COP29’un ev sahibi Azerbaycan, gaz ihracatını iki katına çıkarmayı hedefliyor
Tepkiler ses getirdi: Azerbaycan’dan COP29 komitesine ‘kadın’ güncellemesi
COP29’un ev sahibi Azerbaycan, fosil yakıt yatırımlarını savunuyor
COP29, Azerbaycan’da iklim finansmanı için yol ayrımında
COP29’un ev sahibi Azerbaycan, petrolden elde ettiği gelirle iklim fonu başlatmayı planlıyor
COP29’un ev sahibi Azerbaycan, dev fosil gazı genişlemesine hazırlanıyor
Muhtar Babayev ise zirveyi “Paris Anlaşması için bir hakikat anı” olarak nitelendirdi:
“Bir yıkıma doğru gidiyoruz, ama bunlar geleceğin sorunları değil. İklim değişikliği çoktan burada.
İster görün ister görmeyin, insanlar gölgelerde acı çekiyor. Karanlıkta ölüyorlar ve şefkatten, dualardan ve evrak işlerinden daha fazlasına ihtiyaçları var. Liderlik ve eylem için ağlıyorlar. Cop29, herkes için yeni bir yol çizmek için kaçırılmayacak bir an.
Herkesin çok daha fazla katkısına ihtiyacımız var.”
Cop29, Paris Anlaşması için bir hakikat anıdır. Çok taraflı iklim sistemine olan bağlılığımızı test edecektir. Şimdi kendimize koyduğumuz hedeflere ulaşmaya hazır olduğumuzu göstermeliyiz.”
Babayev, bu görüşmelerin temel temasının gelişmekte olan ülkelerin fosil yakıtlardan uzaklaşması ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlaması için finansmana ihtiyaç olduğunu bir kez daha vurguladı; ülkeleri emisyonlarını azaltmak için daha fazla söz vermeye zorlama ihtiyacından bahsetti.
Önümüzdeki yılın başlarında, ülkelerin güncellenmiş ulusal iklim planlarını sunmaları gerekecek.
Stiell: Umut ve hayal değil, yaratıcılık ve kararlılık zamanı
BM İklim Şefi Simon Stiell de açılış oturumundaki konuşmasında “Zor zamanlarda, zorlu görevlerle karşı karşıya kaldığımda, umut ve hayal peşinde koşmam” dedi.
Stiell kendisine ilham veren şeyin “insan yaratıcılığı ve kararlığı; hedeflere ulaşana kadar yere düşüp tekrar tekrar ayağa kalkma yeteneğimiz” olduğuna vurgu yaptığı konuşmasında iklim krizinin dünyadaki her bir bireyi bir şekilde etkilediğine dikkat çekti.
Temmuz ayında Beryl Kasırgası’nın vurduğu Grenada‘nın Carriacou adasından gelen BM İklim Şefi, fırtınada evi yerle bir olan yaşlı komşusu Florence ile birlikte durduğu bir fotoğrafını göstererek, “85 yaşında, Florence bu yıl sadece iklim değişikliğinin milyonlarca kurbanından biri oldu. Dünyanın her ülkesinde Florence gibi insanlar var. Yıkıldılar ve tekrar ayağa kalktılar” dedi.
Cop29’daki en önemli öncelikler arasında yeni bir küresel finans hedefi belirlemek, karbon piyasaları için kuralları kesinleştirmek ve gezegeni tehdit eden fosil yakıt kirliliğini azaltmaya yönelik taahhütlerde bulunmak yer alacak.
Stiell, “Şimdi küresel iş birliğinin bitmediğini göstermenin zamanı. O halde birlikte yükselelim” dedi.
Adaptasyon finansmanı ihtiyaç duyulanın 10’da birinden az
Bozulan iklimin etkisine karşı, özellikle savunmasız ülkelere yönelik adaptasyon finansmanı COP29 gündeminin en başında yer alıyor. Şimdiye dek tedarik edilenle ihtiyaç duyulan arasında neredeyse bir uçurum bulunuyor.
BM Çevre Programı‘nın (UNEP) perşembe günü yayımladığı rapora göre, dünyanın gelişmekte olan ülkeleri, yalnızca 1,3C küresel ısınma ile bugünün aşırı hava etkileriyle başa çıkmak için günde yaklaşık 1 milyar dolara ihtiyaç duyuyor. Ancak edinebildikleri miktar bunun onda birinden daha az, günde yaklaşık 75 milyar dolarş
UNEP raporunun baş yazarı Henry Neufeldt, daha da kötüsü, adaptasyon fonlarının artmasına rağmen (2021’de 22 milyar dolardan 2022’de 28 milyar dolara) iklim krizinin ölümcül etkilerinin çok daha hızlı arttığını belirtti.
BM Genel Sekreteri António Guterres de zirvenin hemen öncesinde bu tehlikeye dikkat çekerek “İklim felaketi yeni bir gerçeklik ve biz buna ayak uyduramıyoruz. İklim krizi burada. Korumayı erteleyemeyiz. Uyum sağlamalıyız – hemen” demiş; “tüm bu yıkımın tedarikçilerinin, özellikle fosil yakıt endüstrisinin, büyük karlar ve sübvansiyonlar elde ettiğini” kaydetmişti.
İklim finansmanının üç ayağı bulunuyor: Emisyon azaltma, uyum ve iklim afetlerinden sonra iyileştirmenin tazmini (kayıp ve hasar).
UNEP raporunun yazarlarından Paul Watkiss, hepsinin birbiriyle ilişkili olduğunu söyledi: “Eğer azaltmazsanız ve uyum sağlamazsanız, gerçekten yüksek kayıp ve hasar yaşarsınız. Bu yüzden bu çok büyük ölçekli olayları [İspanya‘daki son seller gibi] görmeye başlıyoruz. Bu trajedi korkunç, ancak umarım uyum sağlamazsanız, bunun genel olarak çok daha yüksek maliyetlere yol açacağını söylemek için bir ivme sağlamaya başlar. Uyum sağlamayı finanse etmek, hiçbir şey yapmamaktan çok daha verimli ve etkilidir.”
Greta Thunberg’den protesto çağrısı
İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ise bir süredir bulunduğu Gürcistan‘ın Tiflis kentinde dün gece protesto çağrısı yaptı.
Azerbaycan’ın kara sınırlarını kapatması ve havacılığın karbon etkisi nedeniyle iklim görüşmelerine katılmak isteyen ancak oraya uçmak istemeyenler için aşılmaz bir engel oluşturması nedeniyle, Thunberg’in Bakü’ye en fazla yaklaşabildiği yer burası.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Thunberg, her halükarda pek çok iklim aktivisti gibi, baskıcı siyasi iklim nedeniyle Bakü’deki konferansa katılmayacağını söyledi.
Tiflis’teki protestonun saat 19:00’da Özgürlük Meydanı’nda gerçekleşeğini duyuran genç iklim aktivisti sosyal medya hesabından şunları yazdı:
“Kafkasya‘yı kasıp kavuran otoriterlik ve sömürü dalgasına karşı mitingimize katılın. COP29’u bir cephe olarak kullanan Azerbaycan, sahte bir “yeşil” gündem altında kontrolü artırıyor, iktidar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırıyor ve bölgesel gerginlikleri tırmandırıyor.
20 yıldan fazla bir süredir, Aliyev liderliğindeki Azerbaycan rejimi insanları baskı altında tutuyor, yoksulluk, korku ve sessizliği teşvik ediyor. Bu otoriter eğilim izole değil – bölge genelinde, Ivanishvili, Putin, Erdoğan, İran‘daki teokratik rejim gibi insanlar kontrolü derinleştiriyor, muhalefeti bastırıyor, kendi halkına baskı uyguluyor ve acımasız politikaları meşrulaştırmak için Ermenilere, Ukraynalılara, Kürtlere ve diğer etnik azınlıklara karşı savaş ve etnik temizlik kullanıyor. Konuşanlar -gazeteciler, aktivistler, akademisyenler- genellikle hapis ve şiddetle karşılaşıyor. Bu sistemde, iklim eylemi kurumsal kar planlarına indirgeniyor, insanların ihtiyaçları göz ardı ediliyor ve topluluklar harap oluyor.
Batı’nın bu otoriter gidişattaki rolü yadsınamaz, zira enerji ve kâr uğruna baskıcı rejimleri meşrulaştırmaya ve finanse etmeye devam ediyor. Kaynaklar karşılığında baskıya göz yumarak Batılı güçler, Kafkasya halkının karşılaştığı baskı ve acıya ortak oluyor.
Kafkas Feminist Savaş Karşıtı Hareket, otoriterliğin, savaşın ve kapitalist açgözlülüğün boğazından kurtulmuş bir gelecek talep ediyor. Gerçek özgürlük, eşitlik, adalet ve kârın değil insanların önce geldiği bir bölge için mücadele ediyoruz.”
COP29’dan ne bekleniyor?
Daha önceki 28 “taraflar konferansı” gibi, COP29’un da iklimin değişmesini durdurması beklenmiyor.
Zirveler gezegeni ısıtmak için çok az şey yapmış olan yoksul ülkelerin, dünyayı fosil yakıtlara bağlayan zengin ülkelere baskı uygulayabileceği temel diplomatik arenalar. Buna karşılık, hızlı bir şekilde temiz enerjiye geçiş yapabilecek kaynaklara sahip olan zengin ülkeler, yoksul ülkeleri daha hızlı ve daha erken davranmaya teşvik edebilir.
Bu yılki toplantı emisyonları azaltmak ve daha şiddetli hava koşullarına uyum sağlamak için gereken fonları sağlama çabaları etrafında dönecek. Zengin ülkeler, 2020’den itibaren yoksul ülkelere yılda 100 milyar dolar iklim finansmanı sağlama hedefini kaçırdı: Bu hedef, uzmanların zayıf ve düzensiz olarak değerlendirdiği COp28’de belirlenmişti. Yoksul ülkeler şimdi 2030’a kadar, aşırı hava koşullarının neden olduğu yıkımı onarmak dahil, yılda 1 trilyon dolar için baskı yapıyor, ancak zengin ülkeler, katkıda bulunanların havuzu büyümediği sürece daha yükseğe çıkmak konusunda istekli değil.
Diplomatlar bu ay tazmin konusunda iyi bir anlaşmaya varırlarsa, bu durum güven oluşturabilir ve ülkelerin gelecek yıl Brezilya‘da düzenlenecek Cop30‘da çok ihtiyaç duyulan eylem planlarını sunmaları durumunda daha büyük bir hırs yaratabilir.
Asya’da petrol açısından zengin ancak su açısından fakir bir orta gelirli ülke olan Azerbaycan, farklı çıkar grupları arasındaki uçurumu kapatmak için iyi bir konumda olsa da geçen hafta Guardian‘ın ortaya çıkardığı gizli bir kayıt, Cop29 başkanının fosil yakıt anlaşmalarını kolaylaştırmayı kabul ettiğini göstermişti.